Erdoğan: Kendi Köhne Dünyalarını Ülkenin Ve Yer Kürenin Yegane Gerçeği Sananlar En Büyük Zararı Milletimizin Türkiye Yüzyılı İdealine Veriyor. Bu Ülkenin Hiçbir Vatandaşı Kendini Böyle Kısır Ve Arkaik Bir Anlayışa Mecbur Hissetmesin
17 Ağustos Depreminin 24’Üncü Yılı… Kandilli Rasathanesi Müdürü Özener: “Türkiye’nin Herhangi Bir Yerinde 7’Lik Deprem Yaşama İhtimalimiz Var”
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 17 Ağustos 1999 depreminin 24’üncü yıl dönümünde; “Türkiye’nin herhangi bir yerinde 7’lik bir deprem yaşama ihtimalimiz var. Sismik boşluklar var. Marmara’ya baktığımız zaman Kuzey Anadolu fayı içinde kırılmamış 130 kilometrelik yaklaşık bir alan var Marmara Denizi içerisinde. Doğu Anadolu’da da farklı kırılmayan yerler var. Doğu Anadolu üzerinde de sismik boşluklar var. Bunlar deprem tekrarlama aralıklarını doldurdukları zaman bu depremleri maalesef biz yaşayacağız” dedi.
Kocaeli’nin Gölcük ilçesi merkezli, yaklaşık 18 bin kişinin ölümüne neden olan 7,4 büyüklüğündeki depremin 24’üncü yılı nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nde basın toplantısı düzenlendi. Türkiye’de deprem riskleri konusunda farkındalık yaratmak ve depreme karşı alınacak tedbirleri hatırlatmak amacıyla düzenlenen toplantıda Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat ve Müdür Yardımcıları Dr. Didem Cambaz ile Dr. Selda Altuncu Poyraz konuşmacı olarak yer aldı.
“268 TANE SİSMİK İSTASYONUYLA TÜM TÜRKİYE’Yİ GÖZLEMLİYORUZ”
Açılış konuşmasını yapan Haluk Özener, geçen 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlere de dikkat çekti. Sunumda örnekler veren Özener, şunları söyledi:
“1999’da böyle manuel cihazlarla 30 tane kayıt istasyonuyla Türkiye’yi gözlemlerken bugün geldiğimiz aşamada 268 tane sismik istasyonuyla tüm Türkiye’yi gözlemliyoruz. Burası 7 gün 24 saat 3 vardiya çalışıyor. Tüm Türkiye’de ise 489 tane farklı sensörlerle yine Türkiye’nin deprem yapısının gerçekliğini izlemeye devam ediyoruz. Bu sensörlerin 264 tanesi Marmara’da. Buradaki çalışmalarımızı çok daha fazla yoğunlaştırmış vaziyetteyiz. Depremlerimizi aslında 30 saniyede çözme kapasitesine sahibiz. Otomatik lokasyon veriyoruz ama biliyorsunuz deprem dalgaları diğer istasyonlara yayıldığı zaman çok daha güvenilir sonuçlar elde ediyoruz. Dolayısıyla buradaki şu anda da olduğu gibi nöbetçi arkadaşımız depremleri manuel olarak çözerek sizlere, toplumla 7, 8, 10 dakika içerisinde en geç tam doğru lokasyonlarını iletiyor. Farklı sismik ağlardan da deprem gözlemleri yapıyoruz. Yani komşu ülkelerle, onlarla da veri paylaşımı yapıyoruz.
“ORTALAMA 6,2 YIL İÇİNDE 7’NİN ÜZERİNDE DEPREM BU COĞRAFYADA MAALESEF YAŞANIYOR”
Bazı istatistik bilgileri vermek istiyorum sizlere. Tüm Türkiye’de 4’ten büyük depremlere baktığımız zaman günümüze kadar 12 bin 159 adet 4’ten büyük deprem olmuş. Yani 120 yılda 12 bin tane 4’ten büyük deprem var. Bu da ülkemizin ne kadar yoğun sismik aktiviteye sahip olduğunu gösteriyor. Deprem sayısı arttı mı, bu kadar yoğun deprem oluyor veya deprem tahminleri sürekli göz önünde oluyor. Sadece birkaç istatistik vereceğim. Bizim ülkemizde her gün 3’ün üzerinde bir tane deprem muhakkak oluyor; 3 ile 3,9 arasında. Neredeyse her hafta 4 ile 4,9 arasında bir depremimiz var. 1,5 ayda bir 5 ile 5,9; ortalama 1,5 yıl sürede 6 ile 6,9 arasında depremimiz var ve ortalama 6,2 yıl içinde 7’nin üzerinde deprem bu coğrafyada maalesef yaşanıyor. Dolayısıyla ülkemiz, deprem ülkesi. Deprem çözümü yapılan sayılara bakarsanız 2023 yılında özellikle yaşamış olduğumuz iki tane büyük depremden sonra artçılarla birlikte bugün itibarıyla 46 binin üzerinde deprem meydana geldi. Gördüğünüz gibi depremler Gaziantep-Maraş depremlerinin olduğu yere yoğunlaştı. 50’nin üzerinde o bölgede 5’in üzerinde deprem var. 4’ün üzerindeki deprem sayısı da 600’ün üzerinde.
“MARMARA DENİZİ İÇİNDE BÜYÜK BİR DEPREM BEKLENTİSİ OLDUĞU GERÇEĞİNİ UNUTMAMAK LAZIM”
Sadece o bölgede değil, 4’ün üzerindeki depremlere baktığımız zaman 741 tane tüm Türkiye’de deprem var. Diğer bölgelerde de olan depremleri görüyorsunuz, bunlar Kuzey Anadolu fayının üzerinde. Marmara Denizi’nde olan depremler var. Tarihsel dönemdeki kayıtlara baktığımız zaman Marmara’da da 3’ün üzerinde 3 bin 500 tane deprem meydana geldi. Yani yaklaşık her yıl 30’un üzerinde ya da 30 civarında 3’ün üzerinde deprem var Marmara Bölgesi’nde. 2000 yılında, bazı yıllarda 900, bazı yıllarda 600’ün üzerinde Marmara Bölgesi’nde deprem oluyor. Bazı zamanlar spekülasyonlar olabiliyor. Marmara Denizi için de geçenlerde 3,6’lık bir deprem olduğu zaman ‘Acaba bu büyük bir depremin sinyalleri mi, sesleri mi’ gibi bir algı oluştu. Bu depremler Marmara’nın doğal sismik aktivitesi içerisinde. Bu hiçbir zaman şu demek değildir. Yani 3,6’lık depremin hemen ardından 7’lik deprem getirecektir algısı çok doğru değil. Bununla birlikte Marmara Denizi içinde de büyük bir deprem beklentisi olduğu gerçeğini unutmamak lazım.
“5,5’İN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 500’E YAKINI DİRİ FAYIMIZ VAR”
2020 ile 2023 yılları arasına baktığımız zaman 3 yıl içerisinde Marmara’da 3 bin tane deprem var. Bunların kimi her yıl ortalama ya da bazı yıllarda 4’ün üzerinde 4 tane dahi depremimiz olabiliyor. Biz sadece depremleri tespit etmiyoruz. Aynı zamanda doğal insan kaynaklı patlamaları da Kandilli’de kayıtlarımıza geçiyoruz. Türkiye bildiğiniz gibi bir deprem ülkesi. MTA’nın hazırlamış olduğu diri fay haritasına göre 5,5’in üzerinde deprem üretebilecek 500’e yakını diri fayımız var. Yalnız bu faylar bildiğiniz gibi kimi çok sık deprem üretiyor, kimi de biraz daha uzun süre geçmesi gerekiyor, deprem tekrarlama rakamları çok farklı olduğu için. Bazen de hiç deprem olmayacağını düşündüğünüz, çok sağlam olduğu iddia edilen bölgelerde de örneğin Konya’da deprem olabiliyor. Aslında burada da bir deprem olduğu gibi bir fay var fakat o fay yeryüzünde bir izi olmadığı için daha önce tespit edilememiş. Dolayısıyla bu, diri fay haritasına işlenmemiş oluyor.
“KUZEY ANADOLU FAYI İÇİNDE KIRILMAMIŞ 130 KİLOMETRELİK YAKLAŞIK BİR ALAN VAR MARMARA DENİZİ İÇERİSİNDE”
Türkiye’nin herhangi bir yerinde 7’lik bir deprem yaşama ihtimalimiz var. Sismik boşluklar var. Marmara’ya baktığımız zaman Kuzey Anadolu fayı içinde kırılmamış 130 kilometrelik yaklaşık bir alan var Marmara Denizi içerisinde. Doğu Anadolu’da da farklı kırılmayan yerler var. Doğu Anadolu üzerinde de sismik boşluklar var. Bunlar deprem tekrarlama aralıklarını doldurdukları zaman bu depremleri maalesef biz yaşayacağız. Marmara’da çok uzun soluklu enstitümüzde çalışmalar yapılmakta. Dünyanın her yerinden bilim insanlarıyla yapmış olduğumuz çalışmalar devam etmekte.
DOĞAN KALAFAT: BU COĞRAFYADA YAŞIYORSAK ŞEHİRLERİMİZİ DEPREM DİRENÇLİ HÂLE GETİRMEMİZ LAZIM
Doğan Kalafat da İstanbul’da, ağırlıklı olarak Marmara Denizi kaynaklı önemli bir deprem beklendiğine vurgu yaptı. Kalafat, şöyle devam etti:
“Bölgenin deprem tehlikesi bellidir. Dolayısıyla bunla ilişkili çok fazla bir şey söylemektense oluşacak depremin risklerini en aza indirebilmek için çaba göstermemiz lazım. Bu çabayı da bütünleşik bir şekilde göstermemiz lazım. Yani yerel yönetimlerden başlayıp merkezi yönetim, STK’lar, mahalle örgütleri ve vatandaşlar olarak hep birlikte bu riski azaltmak için çalışmalar yapmamız gerekir. Biz depremin nerede ve ne büyüklükte olabileceğini belirli bir hata payı içinde verebiliyoruz fakat ne zaman olabileceğini söyleyebilmemiz söz konusu değil. Bu yalnızca hiçbir zaman bu depremin önceden belirlenmesi değil. Bu hep yanlış anlaşılıyor. Bu depremin tehlikesi vardır, buradan çıkaracağımız mesaj, bu bölgede eğer yaşıyorsak, bu coğrafyada yaşıyorsak muhakkak ve muhakkak şehirlerimizi deprem dirençli hâle getirmemiz lazım. Yapı stoğunu rehabilite etmemiz lazım. Zamanımızı çok iyi değerlendirmemiz lazım. 24, 23 yıl bitti. 24 yıl daha beklemeden bunları öncelikle zemin koşulları ve üzerindeki yapı stoğu da göz ardı edilmeden hızlıca kentlerimizi deprem dirençli hâle getirmemiz lazım.”
DİDEM CAMBAZ: KIYIDAN 90 KİLOMETRE KADAR İÇERİDE BİLE OLABİLEN DEPREMLERDE TSUNAMİ MEYDANA GELEBİLMEKTE
Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün 2009 yılından bu yana tsunamiyle ilgili konularda çalışmalarını devam ettirmekte olduğunu belirten Didem Cambaz, şu bilgileri aktardı:
“2012 yılında UNESCO çatısı altında akreditasyon almış bir kurum olarak Türkiye ve abone olduğu olan diğer ülkelere tsunami uyarı mesajları yayınlamakta. 2012 yılından bu yana 45 tane deprem için Türkiye’de bizim gözlem alanımızda uyarı mesajı yayınlamış bulunuyoruz. Bunlar Karadeniz, Ege Denizi, Akdeniz ve Marmara Denizi’nde yer alan depremlerdi. Tsunami potansiyeli bulunan 5,5 büyüklüğün üzerindeki depremler için bu mesajlar yayınlanmakta. En son 6 Şubat’ta olan Kahramanmaraş’taki depremden de anlaşılacağı üzere sadece denizde değil, kıyıdan 90 kilometre kadar içeride bile olabilen depremlerde tsunami meydana gelebilmekte. Bunun için de ayrıca gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.”
SELDA ALTUNCU POYRAZ: 99 DEPREMİ TÜRKİYE İÇİN BAŞLANGIÇ OLMALIYDI
Son olarak söz alan Selda Altuncu Poyraz da özetle şunları dile getirdi:
“99 deprem olalı tam 24 yıl geçti ve bu 24 yıl içinde Türkiye olarak biz neyin farkına vardık, hangi yönlerimizi geliştirdik, hangi yönlerimizi geliştiremedik ya da bundan sonra ne yapmamız gerektiğiyle ilgili çok kısa bir farkındalık oluşturmak için konuşmak istedim. 99 depreminde bir farkındalık oluştu Türkiye’de. 1923’ten günümüze kadar Japonya deprem konusunda kendini geliştirmişse Türkiye için de başlangıcın 99 depreminin olması gerekiyordu fakat biz Kahramanmaraş depremlerinde Türkiye’nin bu konuda ne kadar hazırlık olup olmadığını çok net bir şekilde görmüş olduk.”