Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Şurası Lideri Orhan Turan, “Düşen siyaset faiz oranlarına karşın finansmana erişimin zorlaştığını görüyoruz. Türk lirasının önemli ölçüde bedel yitirmiş olmasına karşın ham husus ve girdi fiyatlarındaki artışla bir arada ihracat azalma eğilimine girmiş durumda” dedi.

TÜSİAD Lideri Orhan Turan, Türk Teşebbüs ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Adana Endüstrici ve İş İnsanları Derneği’nin (ADSİAD) mesken sahipliğinde düzenlediği 24. Teşebbüs ve İş Dünyası Tepesi’nde konuştu. İktisadın içinde bulunduğu sıkıntılara işaret eden Turan’ın konuşması şöyle:

“İHRACAT AZALMA EĞİLİMİNE GİRMİŞ DURUMDA: Yatırımlardaki yavaşlama, istihdam yaratma imkanlarının da dilek edildiği kadar artmaması demektir. Kâfi iş imkanı yaratılamazsa bir de üstelik enflasyon yüksek olunca sabit ve dar gelirliler açısından ekonomik şartlar zorlaşıyor. Ülkemiz vatandaşlarımızın refah düzeyini koruyup eleştirebilmek için en az yüzde 4-5 bir büyüme patikasına girmesi gerekiyor. Yüksek enflasyonist ortam, büyüme, istihdam yaratma, gelir adaleti sağlama, dijital çağa ayak uydurma, yeşil dönüşümü gerçekleştirmek üzere diğer tüm ekonomik maksatların yerine getirilmesini maalesef zorlaştırıyor. Düşen siyaset faiz oranlarına karşın finansmana erişimin zorlaştığını görüyoruz. Türk lirasının önemli ölçüde bedel yitirmiş olmasına karşın ham unsur ve girdi fiyatlarındaki artışla birlikte ihracat azalma eğilimine girmiş durumda.

ESAS ÖNEMLİ OLAN YAPISAL SIKINTILARI HALLEDEREK TÜRKİYE İKTİSADININ DAYANIKLIĞINI ARTTIRMAK: Bugün dünya iktisadından kaynaklanan zorlukları geçici önlemlerle hafifletmek muhtemel. Esasen şu anda da yapılan esasen bu. Bu ek zorluklar bizim yapısal problemlerimiz üzerine ekleniyor. Yapısal sıkıntılarımızı hafifletirsek dünya iktisadından gelen negatif şokların tesirini de çok daha hafif hissederiz. Bu nedenle temel önemli olan yapısal problemleri hallederek, Türkiye iktisadının dayanıklığını arttırmak ve ülkeyi küresel risklere karşı daha askıda hale getirmek. Bunun için üretim yapısını ithalata bağımlı olmaktan çıkartmak daha yüksek teknoloji ürünlere yönelmek, verimliliği ve katma pahası yükseltmek ve ihracatın rekabet gücünü arttırmamız gerekiyor.

CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILINA DA BU GİDİŞATA DAYANAN BİR TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YARAŞIR: Anadolu’nun çok kültürlü yapısı, varlıklı tarihi, dinamik ve teşebbüsçü ruhu, toplumsal dönüşümde en büyük avantajımızı oluşturuyor. Daima söylüyorum; hayallerimizden vazgeçmeyelim, üretimin geleceğine güvenelim. Güveni, kurumlara ve kurallara dayalı olarak inşa edelim. Ülkemizin geleceğine güvenelim. Kurumlar ve kuralların üstünlüğünü, adaleti, temel hak ve özgürlükleri, istenen yöne dönük demokrasiyi ve kamu yönetimini sağlar. Gelir adaletini tesis etmek, toplumsal cinsiyet masraflarını elde etmek, lisan, din, mezhep, ırk, köken ayrılık olmadan herkes eşit ve özgür yaşamayı temin etmek de kapsayıcı ve güvenilir kurallar ve kurallar ile mümkün olur. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına da bu gidişata dayanan bir toplumsal dönüşüm yaraşır.”

İlgili Haberler

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN MESLEKSEL VE TEKNİK EĞİTİM KURSLARI’NDA YENİ PERİYOT BAŞLADI

Malatyalı Depremzedeler, Hasarlı Binaların Yıkılması Sırasında Oluşan Tozdan Şikayetçi: “Öldürmeye Mi, Yoksa Yaşatmaya Mı Çalışıyorlar, Anlamıyoruz”

Umut Akdoğan: “Ak Partili Yıllarda 2002’Den Bu Yana 32 Bin 773 İşçimiz Hayatını Kaybetti. Kanundan İşçinin Adı Çıkarılınca Ne Sağlığı Kaldı Ne De Güvenliği”