Kulis | Özgür Özel, parti teşkilatına talimat verdi: Seçime hazır olun
Kılıçdaroğlu’ndan ‘Dark Web’ Uyarısı Geldi! Görüntü Ve Ses ile Oyananarak Kirli Propaganda mı Yapılıyor?
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘dark web’ konusunda yaptığı açıklama üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un “Neyin önünü almaya çalışıyor, biliyoruz” sözlerine ilişkin, “Neyin önünü almaya çalışıyormuşuz? Bildiğini açıklasın. Niye açıklamıyor? Bu yönde bir bilgi geldi. Doğrulattık bazı kanallardan. Dark web… Bunlar, ses ve görüntüleri değiştirerek olumsuz propaganda yapabilirler. Benim bir konuşmamı veya bir görüntümü alarak bir şekliyle karalamak istiyorlar. Bu bilgi geldiğinde biz, önce bu bilgiyi araştırdık. Bu bilgi doğru. Yurt dışından ciddi bazı hackerlerle sözleşme yapıldı ve onlara Bitcoin üzerinden ödeme yapıldığı yönünde de bilgiler geldi” dedi. Kılıçdaroğlu, “Bunun hemen, sahte olduğunu bir saat içinde saptayacak programlar da var. Bu konuda da önlem aldık. Çıktığı anda hemen onun sahte olduğunu ortaya koyacağız. Acı olanı şu; Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlerin düştükleri acizlik. Ya insanda biraz utanma olur ya. En azından rakip er meydanına çıkarken eşit koşullarda çıkarlar. Devletin bütün gücünü arkana almışsın, onun üzerinden karalama kampanyası başlatarak ‘Efendim acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl yeneriz’… Yenemezsin kardeşim” diye konuştu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam KRT TV’de katıldığı canlı yayında KRT TV Ankara Haber Temsilcisi Selen Yalaz ile KRT programcısı ve gazeteci Yavuz Oğhan’ın sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, miting çalışmalarına ilişkin, “Sabah erken çıkıyoruz. Her gün iki il, bazen üç oluyor. Çalışıyoruz, sonra Ankara’ya dönüyoruz. Üstüne yayınlar oluyor, mülakatlar oluyor. Sağ olsun, bazı gazeteler yazılı gönderiyor soruları. Biz, onlara gecenin ilerleyen saatlerinde de bir şeyler hazırlayıp göndermeye çalışıyoruz. Sonuçta hayat böyle devam ediyor” dedi.
Yoğun miting programlarına karşı ses tellerini nasıl koruduğu sorulan Kılıçdaroğlu, “Vallahi bir sürü sıcak su, zencefilli, ballı vesaire… Onlarla idare ediyoruz. Fena değil ama” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“‘BİR DEĞİŞİM OLSUN, DEĞİŞİMİ GÖRELİM’ DİYE SESLENDİRİYORLAR ÖZEL TOPLANTILARDA: (Nasıl bir atmosfer var miting meydanlarında?) Aslında bir değişim arzusu var. Bunu toplumun her kesiminde görüyorsunuz. Bu değişim arzusunu sandığa yansıtmak ve oradan sonuç almak gerekiyor. Doğal olarak kararsızlar da var. Uzun yıllardır AK Parti’ye bağlı olup, onlara oy veren ve kendisiyle biraz AK Parti ile aidiyet duygusu oluşturan kesimler de var. Ama şikayet de ediyorlar. Hayatı, sıkıntıları, işsizliği, mutfaktaki yangını görüyorlar. Onlar da ‘Artık yeter, 22 yıl oldu. Bir değişim olsun, değişimi görelim’ diye seslendiriyorlar özel toplantılarda. Yüz yüze yaptığımız görüşmelerde dillendiriyorlar. Bir değişime ihtiyacımız var. Her yaş grubunda bu değişim duygusunu hissediyorsunuz.
TİRAJLARI ŞİŞİREREK YÜKSEK GÖSTERİYORLAR, BASIN İLAN KURUMU ARACILIĞIYLA DA DEVLETİ SOYUYORLAR: Değişik meslek grupları da aynı şeyi söylüyorlar, çiftçisinden sanayicisine kadar. Tabii herkes kendi penceresinden bakıyor. Örneğin esnaf, ‘Sattığım malın yenisi alıp yerine koyamıyorum’ diyor, ‘Çünkü malı sattıktan sonra aynı ürünü almaya kalktığımda zamlı oluyor, dolayısıyla onu alamıyorum’. Banka borçları var, ödemekte zorlanıyorlar. Kiraları ödemekte zorlanıyorlar. Çiftçiye bakarsanız zaten durumu pek parlak değil. Maliyeti bile kurtarmıyor. Mazotundan, gübresinden tutun, belirlenen fiyatların yetersizliği… Onlar da oradan şikayet ediyor. Şöyle özetlemek lazım; şikayet etmeyen hemen hemen hiçbir kesim yok. Sadece sarayda oturup 4-5 yerden maaş alanlar, bunların durumu gayet iyi. Dış politika ile ilgili bir makale bile okumamış kişilerin büyükelçi olarak atandığını görüyorsunuz. Onların da keyfi yerinde. Havuz medyası var. Onların da keyfi yerinde, kamu bankalarından olağanüstü kaynak aktarılıyor. Tirajları şişirerek yüksek gösteriyorlar, Basın İlan Kurumu aracılığıyla da devleti soyuyorlar.
BUNLAR SES VE GÖRÜNTÜLERİ DEĞİŞTİREREK OLUMSUZ PROPAGANDA YAPABİLİRLER: (Dark web konusunda açıklaması üzerine İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un ‘Neyin önünü almaya çalışıyor, biliyoruz’ söylemi üzerine yöneltilen soruya) ‘Neyin önünü almaya çalışıyor, biliyoruz.’ Neyin önünü almaya çalışıyormuşuz? Bildiğini açıklasın. Niye açıklamıyor? Bu yönde bir bilgi geldi. Ama biz, her gelen bilgiyi hemen kullanmıyoruz tabii. Doğrulatmamız lazım. Doğrulattık bazı kanallardan. Yurt dışında dark web dediğimiz, yani ona ne diyorlar; sahte hesap, sahtekarlık. Bunlar, ses ve görüntüleri değiştirerek olumsuz propaganda yapabilirler. Benim bir konuşmamı veya bir görüntümü alarak bir şekliyle karalamak istiyorlar. Bu bilgi geldiğinde biz, önce bu bilgiyi araştırdık. Bu bilgi doğru. Yurt dışından ciddi bazı hackerlerle sözleşme yapıldı ve onlara Bitcoin üzerinden ödeme yapıldığı yönünde de bilgiler geldi.
ULUSLARARASI CASUS ŞEBEKELERİNİN TUZAĞINA DÜŞMÜŞ DURUMDALAR: Şu anda bunu yapanlar, uluslararası casus şebekelerinin tuzağına düşmüş durumdalar. Onlar bütün bunları biliyorlar zaten. Giden paraların ne olduğunu… Bitcoin’i uluslararası kuruluşlar bulamaz mı? Devletler bulurlar. İzi sürdüğünüz andan itibaren yakalarsınız. Bunu yapıyorlar. Buradan karalama kampanyasıyla, yalanlarla, iftiralarla beni suçlamak istiyorlar. Ben de bunu açıkladım. Şimdi paniğe kapıldılar; ‘Biz bunu biliyoruz, neyi önlemeye çalıştığını’. Biliyorsan açıkla. Niye açıklamıyorsun?
DEVLETİN POLİSİ DE VAR YANIMDA: (Somut delil olarak ne var) Ben, M.I.T.’den çıktıktan sonra Boston’da, kara yoluyla önce New York’a, Manhattan’da önce şu meşhur gökdelenin fotoğrafını çekip, orada küçük bir video çekmiştim, oradan da Washington’a geçmiştim. O yol tabii 8 saat sürüyor. O yol üzerinden bir şeyler yapmaya, kurgular yapmaya, ses kayıtları, görüntüler üzerinden bir şeyler üretmeye çalışıyorlar diye bir bilgi geldi. Niye bunu yapıyorlar? Ben, gayet açık söylüyorum. Kaldı ki benim arabamda devletin polisi de var. Ben tek başıma gitsem, ‘Tek başına gitti’ derler. Devletin polisi de var yanımda. Başkaları da var yanımda. İktidarı kaybedeceklerini biliyorlar. İftira ve yalanlarla acaba bu seçimi nasıl kazabiliriz, bunun arayışı içindeler. İletişim Başkanlığı, bir iletişim başkanlığı olmaktan çıkmış. Normalde İletişim Başkanlığı’nın halkı doğru bilgilendirmesi lazım, TRT gibi. TRT de malum. Bu tablo, onların panik içinde olduklarını gösteriyor. Ellerinde bilgi. Açıklayın kardeşim. Ne bilginiz varsa açıklayın. Biz açık, şeffaf insanız. Gizlimiz saklımız yok bizim. Ne gizlimiz, ne saklımız olacak bizim? Evimizin mutfağını bile açtık.
BUNUN SAHTE OLDUĞUNU BİR SAAT İÇİNDE SAPTAYACAK PROGRAMLAR DA VAR: (Önlemeye ilişkin bir çalışma var mı?) Çıksın bir bakalım. Daha çıkmadı. Bunun hemen, sahte olduğunu bir saat içinde saptayacak programlar da var. Bu konuda da önlem aldık. Çıktığı anda hemen onun sahte olduğunu ortaya koyacağız. Acı olanı şu; Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlerin düştükleri acizlik. Ya insanda biraz utanma olur ya. En azından rakip er meydanına çıkarken eşit koşullarda çıkarlar. Devletin bütün gücünü arkana almışsın, onun üzerinden karalama kampanyası başlatarak ‘Efendim acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl yeneriz’… Yenemezsin kardeşim. Ahlaklı olursan gel yanıma. Oturursun, tartışırsın, mesele biter.
HÂLÂ YÜREKLİ, NAMUSLU, LİYAKAT EHLİ KAMU BÜROKRATI GÖREVİNİN BAŞINDA: Bu devlette hâlâ devletini seven, saygı duyan namuslu bürokratlar var. O namuslu bürokratlar, bu seçimin de sağlık bir zeminde yapılmasını istiyorlar. İftirayla, karalama kampanyalarıyla, bel altı vuruşlarla bunun yanlış olduğunu biliyorlar ve ‘Bu, doğru değil’ diyorlar. Her şeyden önemlisi, devletin içindeki organlar hâlâ tümüyle bozulmuş değil. Hâlâ yürekli, namuslu, liyakat ehli kamu bürokratı görevinin başında.