Ysk Başkanı Ahmet Yener, Saat 01.33’Te Açıkladı: “An İtibarıyla Yurt İçinde Açılan Sandık Oranımız Yüzde 89,97, Yurt Dışında Yüzde 30,8’Dir. Genel Açılan Sandık Oranımız 87,13’Tür”
İmamoğlu Kahta’da: “Neymiş? Onlar Giderse Kaos Olurmuş. Sen Gidersen Bu Millete Huzur Gelir, Huzur”
stanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem felaketini yaşayan Adıyaman’ın Kahta ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Kazandıkları İstanbul seçimlerinin 6 Mayıs 2019’da Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edildiğini hatırlatan İmamoğlu, “Anacığımın ak sütü kadar bana helaldir o seçim. O seçimi iptal etti diye, hep birlikte, milletçe tam 806 bin oy farkla kocaman bir demokrasi tokadı attılar bunlara. Hala akıllanmıyorlar. Efendim neymiş? Onlar giderse kaos olurmuş. Sen gidersen huzur gelir, huzur. Bu millete huzur gelir. Gülmeyi unutturdun bize. Sen gideceksin, inanın milletin evine huzur girecek. 25 yıldır yönettiğiniz Ankara’yı, İstanbul’u biz devraldık. Kaos mu çıktı? Yok. Vallahi de billahi de millet huzurlu” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem felaketini yaşayan Adıyaman’ın Kahta ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Kazandıkları İstanbul seçimlerinin 6 Mayıs 2019’da Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edildiğini hatırlatan İmamoğlu, “Anacığımın ak sütü kadar bana helaldir o seçim. O seçimi iptal etti diye, hep birlikte, milletçe tam 806 bin oy farkla kocaman bir demokrasi tokadı attılar bunlara. Hala akıllanmıyorlar. Efendim neymiş? Onlar giderse kaos olurmuş. Sen gidersen huzur gelir, huzur. Bu millete huzur gelir. Gülmeyi unutturdun bize. Sen gideceksin, inanın milletin evine huzur girecek. 25 yıldır yönettiğiniz Ankara’yı, İstanbul’u biz devraldık. Kaos mu çıktı? Yok. Vallahi de billahi de millet huzurlu” dedi.
Seçime günler kala Millet İttifakı seçim çalışmalarını sürdürüyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim çalışmaları kapsamında bugün deprem felaketinin etkilediği illerden Adıyaman’ın Kahta ilçesinde vatandaşlarla buluştu. Kahtalılar, Fatih Parkı’nda yapacağı konuşma için ilçelerine gelen İmamoğlu’na yol boyu sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu’na Kahta buluşmasında, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere ve ilçe Belediye Başkanı İbrahim Yusuf Turanlı eşlik etti.
İmamoğlu, Kahta’da özetle şunları söyledi:
“DEPREM BÖLGESİNİN BÜTÜN YARALARINI HEP BİRLİKTE BİZ SARACAĞIZ: Hepinize geçmiş olsun. Hepimizin başı sağ olsun. Depremde kaybettiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Sizlerin her birisine, kalanlara şifalar diliyorum. Allah yardımcınız olsun. Allah hepimizin ve hepinizin yardımcısı olsun. Ama büyük bir sorun yumağı içinde olsak da umudunuzu hiç kaybetmeyin. Size söz, milletçe ayağa kalkacağız. Özellikle deprem bölgesinin bütün yaralarını hep birlikte biz saracağız. Hiç endişe etmeyin. Ağır bir ekonomik kriz var. Gerçekten büyük bir depremin ardından dertlerimiz fazla. Bu seçim, milletimizin dertlerine çare bulma seçimi olmak zorunda. Kendimize sık sık soru sorarız. Ne oldu da Türkiye, böylesine büyük ekonomik sıkıntıların, zorlukların, krizlerin, sıkıntıların yaşandığı bir memleket oldu? Tek bir yanıtı var: Bu iktidar dönemine bir bakmak lazım.”
ALLAH AŞKINA EKONOMİ BAKANI’NA BAKIN, ADALET BAKANI’NA BAKIN: Hatırlayın; bu iktidar her dönemine bir isim koydu. İlk dönemine ‘Çıraklık’ dedi. Sonra ‘Kalfalık’ ve ‘Ustalık dönemi’ de dedi. 2018’de başkanlık sistemine geçerken de bu döneme ‘Şahlanış dönemi’ dediler. Çıraklık, kalfalık, ustalık, şahlanış dönemi. Allah var; en iyi, en bereketli, en müreffeh dönemi, çıraklık dönemi. Çıraklık dönemi bir kişiye mahsus, devletin çıraklığı olmaz. O kişi. Ve bir avuç insan, çıraklık döneminden bugüne geldi. İlk dönemlerinde, bundan 15-20 yıl önce doğruları yaptılar. Eksikleri de var. Eksiklerini saymayacağım. Ama o zaman var olan neydi biliyor musunuz? Ortak akıl vardı. ‘Ben bilirim’ demiyordu. Bir karar alırken, bir adım atarken insanlar vardı etrafında. O zaman demokratik değerler gözetiliyordu. İşi ehillerine verme çabası vardı. Bugünün kadrolarına bir bakın. Bugünün, Allah aşkına Ekonomi Bakanı’na bakın, Adalet Bakanı’na bakın. Kalkıyor Adalet Bakanı, ‘Bir seçimi onlar kazanırsa darbeci ya da ‘Şöyle kutlayacaklar’; öbür taraf, kendileri kazanırlarsa ‘Milli irade vesaire…’ Olmaz, olmaz. O yüzden diyoruz ki; ‘Bu iktidarın, bu ülke için yapıp yapabilecekleri bitti, bitti. Zarar veriyorlar artık. Memlekete zarar veriyorlar.
BU İKTİDARLA YOL YÜRÜMÜŞ ESKİ BAKANLARI BİLE, ‘BEN SENİNLE ÇALIŞMAM’ DİYOR: Daha iyisini yapma şansı bitti. Her şey daha kötüye gider. Çünkü bu iktidarın yarar kadrosu yok. Milletine yüzünü dönmüyor. Milletin evlatları umurunda değil. Bu iktidarla yol yürümüş eski bakanları bile, aklı başında eski bakanları bile ‘Ben seninle çalışmam’ diyor. Daha ötesi var mı? Diyor ki, ‘Ben oraya gitsem, aklım işime yaramayacak ki bana sormayacak ki. Kendi bildiğini okuyacak.’ Niye gitsin ki? Üç çocuk babasıyım. Hepimizin Allah bağışlasın evlatlarını. İki oğlum, bir kızım var. En küçüğü, kızım, 12 yaşında. En çok hakkını o savunuyor evde. Hangimiz evlatlarımızı evde susturabiliriz. Susturamayız. Evlatlarımız konuşacak, fikirlerini söyleyecek. Sevgi, saygı içerisinde herkes birbirine fikrini söyleyecek. Bu hükümet de diyor ki, ‘Ben bir kişiyim, kararı ben vereceğim.’ Bunları, bir avuç insanı, o bir kişilik aklı tıpış tıpış evine yollayacağız. Bitti zamanları, bitti. O makama, belirledikleri makama, iş üreten kişiler değil, bir kişiden gelen her şeyi gözü kapalı imza atan insanları seçiyor. Başkası işine gelmiyor mu? Böyle olunca da işte bugünkü bu büyük sorunları hep birlikte yaşıyoruz.
BU MEMLEKETİN EN BÜYÜK GÜVENCESİ GENÇLERİMİZ: Ben buraya İstanbul’dan, kendini daha iyi yetiştirmek için bir araya gelen bin 500 gencin toplantısından geldim. Bin 500 genç kardeşimle sohbet ettim. Bu memleketin en büyük güvencesi gençlerimiz. Buradaki gence, şuradaki genç kardeşlerime, arkadaşlarıma bakarken, Allah aşkına birinize hafif yan gözle bakan yöneticiyi seçmeyin. Hepinizin gözünün içine bakan, sizi anlayan, sizi dinleyen yöneticileri seçin. Bu yöneticilik kavramı değişecek. Devlet nedir biliyor musunuz? Devlet vatandaşına gücünü göstermez. Devlet vatandaşa değil, mesela afete gücünü gösterir. Devlet, bir işi yaparken, orada gücünü gösterir. Ama vatandaşına şefkatini gösterir, vicdanını gösterir, adaletini gösterir, güler yüzünü gösterir. Somurtan kim varsa, yollayın evine. Bu memleketin acilen iyiliğe, güzelliğe kavuşması lazım. Bu memleketin, hayatını hak, hukuk, adalet mücadelesine adamış, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermesi lazım.
ŞAHLANIŞ DÖNEMİ DEDİĞİ O DÖNEM, ÇÖKÜŞ DÖNEMİNE DÖNDÜ: Şimdi duraklama dönemi bitti. İktidarın gerileme dönemi başladı. Cumhur İttifakı’nın şahlanış dönemi dediği o dönem, çöküş dönemine döndü. Şimdi seçimi kaybedeceğini anladılar. Her zamanki gibi sağa sola saldırmaya başladılar. Sözüm ona korku iklimi yaratıyorlar. İnsanları korkutuyorlar. Ben size bir şey söyleyeyim. Bu millet, 1920 yılında Meclis’i kurdu. Bize, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin emaneti var. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millete ait olan hiçbir hakkı yedirmedik, yedirmeyeceğiz. Onun için, bu kayyum atama anlayışına da son vereceğiz. Onu da son vereceğiz. Neymiş? 14 Mayıs seçimi, darbe girişimiymiş. Seçimlere darbe diyecek kadar akılları gitti. Şimdi milleti tehdit ediyorlar. Korkutmaya çalışıyorlar.
MANSUR BAŞKANIM DA BEN DE O GÜNÜN EN AZ 10 PUAN ÖNÜNDEYİZ: Ben size örnek vereyim. 6 Mayıs Cumartesi günü, İstanbul’da büyük bir buluşmamız var. 6 Mayıs 2019’da biliyorsunuz İstanbul seçimini iptal ettiler. Her yerde söylüyorum; anacığımın ak sütü kadar bana helaldir o seçim. Seçimi iptal ettiler. O seçimi iptal etti diye, hep birlikte, milletçe tam 806 bin oy farkla kocaman bir demokrasi tokadı attılar bunlara. Hala akıllanmıyorlar. Efendim neymiş? Onlar giderse kaos olurmuş. Sen gidersen huzur gelir, huzur. Bu millete huzur gelir. Gülmeyi unutturdun bize. Sen gideceksin, inanın milletin evine huzur girecek. Kaos olmaz. Bu milletin aklı, millete yeter. 25 yıldır yönettiğiniz Ankara’yı, İstanbul’u biz devraldık. Kaos mu çıktı? Yok. Vallahi de billahi de millet huzurlu. Biz ölçüyoruz. Seçildiğimiz oy ne? Bugün neredeyiz? Ölçüyoruz. Mansur Başkanım da ben de o günün en az 10 puan önündeyiz. Az önce arkadaşımız güzel söyledi. ‘Bir avuç insanın lale devri bitti.’ Şimdi ne başladı? Milletin devri başlıyor. Milletin dediği olacak. İstanbul’da da Ankara’da da o oldu. 15 Mayıs sabahı da bir avucun imtiyazlı, torpilli dönemi bitecek, milletin dönemi başlayacak.
TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİ HIZLA AYAĞA KALKMAK ZORUNDA: Maalesef Türkiye’de bir ekonomi yönetimi kalmadı. Türkiye’de ekonomi yönetimi boşlukta. Türkiye’nin ekonomisi hızla ayağa kalkmak zorunda. Her gün bir yere savruluyor ekonomimiz. Bizim bunu mutlaka düzeltmek zorunluluğumuz var. Biz, ekonomiyi düzelteceğiz ve milleti ayağa kaldıracağız. Kuralsızlıklara, hukuksuzluklara, şeffaflıktan uzak bir döneme hep birlikte son vereceğiz. Devlet kurumlarının ne hale geldiğini biliyoruz. Bu şekilde yoluna devam edemez. Bu şekilde yoluna devam ederse, AFAD’ın düştüğü durumu gördük. 48 saat müdahale edilemedi. Memleketin valisi, memleketin kaymakamı devletine hizmet edecek, milletine hizmet edecek, iktidara değil. Hükümet ayrı, iktidar ayrı, devlet ayrı, millet ayrı. Sen, deprem olmuş, hala talimat bekliyorsan, millet enkaz altında. Bunu yaşattılar. Ne yazık ki yaşattılar. AFAD’ın düştüğü durum, Kızılay’ın düştüğü durum… Bakın devleti acilen toplamamız lazım. Adıyaman’ı ve bütün deprem bölgesini ayağa kaldıracağız. Bu deprem bölgesindeki ekonomik sorunlar bizim sorunumuz olacak. Hızlıca çözeceğiz. Konut sorununu biz çözeceğiz. Milletin barınma sorununu biz çözeceğiz. Evlerinizi biz yapacağız. Milletçe yapacağız. Daha güçlü, daha zengin, daha mutlu şehirler haline geleceğiz.
DEVLETİMİZİN TEMELLERİNİ ADALETİN ÜSTÜNE OTURTACAĞIZ: Bugün de değiştirmemiz gereken çok önemli şeyler var. Acilen devletimizin temellerini -işte kardeşimin de feryadı o- adaletin üstüne oturtacağız. Devletin temelinde adalet olmazsa, millet feryat eder. Bu topraklar üzerinde her şeyin sağlam olması için, her şeyin güzel olması için, her şeyin güçlü olması için devletin temeline güçlü bir şekilde adaleti oturtacağız. Eğer onu yaparsak kardeşliğimiz de birliğimiz de daim olur. Evlerimiz de binalarımız da sağlam olur. Millet, bir araya gelen Millet İttifakı’nın ruhunu anlamalı. İşte tam da anlayış bu. Biz Millet İttifakı olarak, herkese adalet istediğimizi her yerde söylüyoruz. Bu ülkede adaleti getirmek için bir aradayız. Başarmak zorundayız ve milletin kazanmasını sağlamak zorundayız. Onun için diyoruz ki; kendini hak, hukuk ve adalete adamış olan Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verin. Millet İttifakı’nın arasında kesinlikle güveni ve iş birliğini tesis edeceğiz. Bu ülkenin güven ve iş birliği noktasında, en geniş ve en sağlam müşterek zemini Millet İttifakı olur.
GECEMİZİ GÜNDÜZÜMÜZE KATARAK ÇALIŞIYORUZ: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, işte bu ilçemizin de yönetiminde Sayın Temel Karamollaoğlu ile yan yana. Sayın Ali Babacan, Sayın Meral Akşener, Sayın Gültekin Uysal, geçmiş dönem başbakanlarımızdan Sayın Ahmet Davutoğlu, bir arada önemli bir sürece imza atıyorlar. Memleketin geleceği için, milletin demokrasiyle, hak, hukuk, adaletle buluşması için bir araya geldiler. Onun için bu seçim, parti seçimi değil. Bu seçim, gelecek adına adalet ve demokrasi seçimi. Millet İttifakı adına şunu söyleyeyim: Gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz. Adıyaman’ı, Kahta’yı, her yeri, Sincik’i hep birlikte ayağa biz kaldıracağız, biz. Ben size buraya çalışmanın sözünü vermeye geldim. Bakın hiç kolay bir iş değildir. Ne yapacağınızı bilmeniz gerekir. Dilediğinizi yapabilmek için, gücünüzün ve inancınızın olması gerekir. Tükenmemiş olmanız gerekir. Bunlar tükendi. Bunların dönemi bitti. Tam tersi, ateş gibi olmanız lazım. Enerjimizin, çalışkanlığımızın, üretkenliğimizin güçlü olması lazım. İşte ben diyorum, ‘Ben kendimi ateş gibi hissediyorum.’ Cıvıl cıvıl hissediyorum kendimi. Onun için bizden başka ülkeyi yenileyecek, ayağa kaldıracak başka bir güç yok. Biz diyoruz ki, bu gücün adı Millet İttifakı değil tek başına; milletin tamam. Milletin kendisi, milleti yönetecek.
BİZDE MİLLET SEVGİSİ VE HİZMET AŞKI VAR: Bizde millet sevgisi ve hizmet aşkı var. Biz ayırıp kayırmadan, ‘ötekisi berikisi’ demeden, etnik kökeniydi, inancıydı, birbiriyle ayırmadan memleketi yöneteceğiz. Bunların bakanları televizyonlarda bile ne yazık ki yalan konuşuyor. Arkadaşlarım size bir ekrandan bir evrak yansıtsınlar. Bunların sözlerine kanmayın. Bakın bizden önce görev yapan belediye döneminde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi döneminde, burada bir cami imalatı ve bir ibadethane imalatıyla ilgili sözleşme yapılıyor. Adıyaman – İBB, kardeş belediye oluyorlar, Seçim oldu, biz göreve geldik. Dedik ki, ‘Bu camiyi biz yapacağız, devam edeceğiz.’ 9-10 aydır yapılmıyor. Parası bile ödenmiyor müteahhidin. Dedik ki, ‘Biz ödeyeceğiz.’ Adıyaman Belediye Başkanı, bizimle olan kardeşlik protokolünü iptal etti. Niye biliyor musunuz? Belki kendi de istememiş olabilir. Oradan korktu. O bir kişiden korktuğu için yazmış olabilir bunu. Korku. Ya korku olur mu? Devletin valisi yöneticiden korkar mı? Devletin belediye başkanı birinden korkar mı? Ben kimseden korkmuyorum. Allah’tan başka kimseden korkmuyorum. Hakkımı savunurum, işimin gereği neyse onu yaparım. Bakın bu evrak yazıldı. Ne oldu bu evrak yazıldıktan sonra? Biz o camiyi yapamadık. Çıkıyor Şehircilik Bakanı, ‘İstanbul Belediyesi orayı yapmadı, biz yaptık’ diyor. Hayır; bizim yapmamızı Adıyaman Belediyesi istemedi, engelledi. Bunların siyaset anlayışı bu.
BURANIN BARAJ VE SULAMA SORUNUNU BİZ ÇÖZECEĞİZ: Bütün bu meseleleri sona erdirmemiz lazım. Yolda gelirken benim değerli dostum Abdurrahman Tutdere -buranın çok çalışkan milletvekili- ‘Mutlaka buranın baraj ve sulama sorununu çözeceğiz’ dedi. Ben de dedim ki ‘Sana söz, çözeceğiz.’ Buranın baraj ve sulama sorununu biz çözeceğiz. Bunu çözdüğümüz zaman, bu bereketli topraklardan ürün fışkıracak. Burada badem yetiştiriciliğini görüyorum. Badem yetiştiriciliğinin önüne engel olan ithal bademe, o yapılan vergi indirimiyle beraber bu iş yürümez. Biz, buradaki yerli badem üretimini destekleyeceğiz. Bahçenizdeki ürünün satışına kadar her konuda, tarımı ayağa kaldırma konusunda hep beraber güçlü adımlar atacağız. 14 Mayıs’a kadar çok çalışmamız lazım, doğru mu? Bakın, çalışırsanız olur. Bunların yalanına, dolanına aldanmayın. Bir camiyi bile yapmayı kendileri engelliyor, sonra da ‘yapmadın’ diyorlar. Bütün işleri böyle. Ama bunlara inanmayın. Neye inanın biliyor musunuz? Kendinize inanın, kendinize.
OYLARINIZI BÖLDÜRMEYİN SEVGİLİ GENÇLER. OYLAR KILIÇDAROĞLU’NA: Sevgili gençler, sakın oy kullanmayı ihmal etmeyin. Hiçbir arkadaşınızı unutmayın ve oy kullansınlar. Oylarınızı böldürmeyin sevgili gençler. Oylar Kılıçdaroğlu’na. Bakın oylarınızı böldürmeyin. Öyle gerisiyle ilgilenmeyin. Yeni bir dönem başlatıyoruz. Allah evlatlarınızı korusun. Evlatlarınıza mahcup olmamam için dua edin bana. Kahta’ya, Adıyaman’a hizmetlerimiz coşa coşa gelecek. Hiç umudunuzu yitirmeyin. Deprem bölgesini biz ayağa kaldıracağız. Yoksulluğu bitireceğiz. İnsanımızın yanında olacağız. Yardımları arttıracağız. Veren eli alan el görmeyecek. Hiç kimseye oy için devletin yardım ettiği bir dönemi yaşatmayacağız. Milletine devlet yardım etmek zorunda. Fakirin varsa, fukaran varsa, yatağa aç giren evlat varsa, o devletin sorumluluğu. Daha fazlasını yapacağız. İstanbul’da onların 5 katı yaptık. Türkiye’de de daha fazlasını biz yapacağız.”