Devrimci Sağlık-İş’ten Oturma Eylemi!
DİSK’ten Çağrı Var! “Asgari Ücret…”
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Asgari ücret konusunda olması gereken; gerçek enflasyon karşısında, dolar kuru karşısında, altın fiyatları karşısında asgari ücretin yaşadığı bütün kayıpların giderilmesi” dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücrete yapılacak ara zam konusunda açıklamalarda bulundu.
ANKA’ya konuşan Çerkezoğlu, asgari ücretin gerçek enflasyon, dolar kuru ve altın fiyatları karşısındaki kayıplarının giderilmesi gerektiğini belirtti.
Ayrıca asgari ücretin milli gelir artışından payını alması ve işçinin ailesiyle geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Çerkezoğlu, “Meselemiz, asgari ücretin kaç lira olduğu ya da kaç dolar olduğu değil; asgari ücretin alım gücüdür önemli olan. Çünkü, asgari ücret ve bütün ücretliler alım gücünü kaybetmektedir. Çok hızlı bir yoksullaşmanın önü açılmaktadır” dedi.
YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE
Çerkezoğlu, Türkiye’de asgari ücretin sembolik bir ücret olmadığını, birçok çalışanın hayatını sürdürmek zorunda olduğu bir ortalama ücret olduğunu söyledi.
Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu belirtirken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu oranın yüzde 4 düzeyinde olduğunu ifade etti.
Çerkezoğlu, asgari ücretin gerçek enflasyon karşısında hızla değer kaybettiğini ve alım gücünün azaldığını dile getirdi.
DİSK olarak önerileri arasında, enflasyonun tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücretin ve diğer ücretlerin yılda dört kez güncellenmesi yer aldı.
Türkiye’de enflasyonun doğru ölçülmediğini ve TÜİK’in enflasyonu eksik ölçerek ücretlerin aşağıya çekilmesine katkı sağladığını belirten Çerkezoğlu, Türkiye’de 21 yıldır iktidarın politikalarının zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmaya yönelik olduğunu ifade etti.
Türk lirasının değer kaybetmesi ve ücretlerin baskılanmasıyla emeğin ucuzlatıldığı bir ekonomik rota izlendiğini belirtti. Çerkezoğlu, ülkenin üretime dayalı, kalıcı ve güvenceli istihdam yaratacak bir ekonomik politikaya ihtiyaç duyduğunu ve temel tercihlerin değişmesi gerektiğini söyledi.
