Eğitim-İş Sendikası ‘Çedes Projesi’ni Ankara’da Protesto Etti: “Tarikatların Sistematik Olarak Eğitime Dahil Edilme Girişimlerine Boyun Eğmeyeceğimizi Göstermek İçin Tüm Türkiye’de Alanlardayız”
Can Atalay’ın Protesto Olaylarında, Polis Müdahalesini Anlatan Avukat Gürsoy: “Polis Kasten Olay Çıkarttı, Üstümüze Yürüdü, Provoke Etti, Tehdit Etti, Hakaret Etti”
Haber: Nur Kaplan – Kamera: Furkan Erdem
Gezi Davası tutuklusu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın serbest bırakılması talebiyle Ankara Adliyesi önünde açıklama yapmak isteyen avukatlara polis müdahalesi tepki çekti. Avukat Tuba Gürsoy, “Polis kasten olay çıkarttı, üstümüze yürüdü, provoke etti, tehdit etti, hakaret etti, arkası boşluk olan meslektaşımızı ittirdi, oradan düşmesini sağlamaya çalıştı. Yere düşen meslektaşlarımız tekmelendi, gırtlağı sıkılarak adliyeden içeri sokuldu” dedi. Avukat Eren Gönen ise “Bu bizim burada sesimizi çıkarmamıza, talebimize dile getirmemize, Can Atalay’ın cezaevinden çıkıp hak ettiği yere, Meclis’e gelmesini engellemeyecektir. Biz buradaki mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Avukat Can Atalay’ın tahliye edilmesi talebiyle bugün Ankara’da Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şube ve Toplumsal Hukuk üyesi avukatların basın açıklaması yapmak istedi. Ankara Adliyesi’nde toplanan avukatlara polis engel oldu, arbede çıktı, çok sayıda avukat yaralandı.
“‘5 DAKİKA BİLE OLSA BURADA SİZE EYLEM YAPTIRMAYACAĞIZ’ DEDİLER”
Türkiye İşçi Partisi ve Adaletçi Hukukçular üyesi Avukat Eren Gönen, yaşananları şöyle anlattı:
“Bugün burada TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın tahliye edilmesi gerekçesiyle buluştuk. Diğer hukukçularla birlikte bugün Sıhhıye Adliyesi önünde Can Atalay’ın bir an önce tahliye edilmesi, sesimizi çıkarmak için buraya geldik. Geldiğimiz andan itibaren etrafımızda polis çemberi oluştu. Güvenlik Şube amirleri bize burada bulunmamızın ‘suç’ olduğunu, burasının bir ‘kamu kurumu’ olduğunu ‘kamu kurumu önünde 2911 sayılı kanuna göre eylem yapamayacağımızı’ ifade etti. Biz, bu yapılan tavırların ‘doğru’ olmadığını, ‘hukuka aykırı’ olduğunu, burada defalarca basın açıklamaları yapıldığını, bununla beraber yargı kararlarının, Anayasa Mahkemesi kararlarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tanımış olduğu ifade özgürlüğü kapsamında bize imkan tanıdığını, bizlerin lehine olduğunu, burada herhangi bir toplantı ya da gösteri yürüyüşü yapmamızda bir sakınca olmadığını dile getirdik. Kendileri ısrarla ‘5 dakika bile olsa burada size eylem yaptırmayacağız’ dediler. Biz de bunun hukuksuz olduğunu, suç işlediklerini anlattık.
“POLİS BURADA BİR PROVOKASYON YAPTI, BİZİM ADLİYE BİNASINA GİRMEMİZİ ENGELLEDİ”
Biz müzakereleri sürdürürken polis müdahalesine maruz kaldık. Adliyenin A Kapısı girişini engellediğimizi iddia ettiler, biz koridor açtığımızı göstererek onların bu koridoru tıkadığını söyledik. Her zamanki gibi polis burada bir provokasyon yaptı, bizim adliye binasına girmemizi engelledi. Yıllardır adliyelere girip çıkarız, burada eylem yaparız. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün maalesef böyle bir ifade ve düşünce özgürlüğü karşıtı tutumu var. Bu tutum seçimlerden önce de böyleydi, seçimlerden sonra da böyle olmaya devam edecek.
“BAŞI AÇILAN, ÇEŞİTLİ BÖLGELERİNE YUMRUK YİYEN MESLEKTAŞLARIMIZ VAR”
Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın bir an önce tahliye edilmesi için halkın iradesiyle, oylarıyla Meclis’e gönderdiği bütün yurttaşlar burada Can Atalay’ın çıkması talebini dile getirmek isterken haksız ve hukuksuz biçimde polisin müdahalesine maruz kaldı. Bu müdahale esnasında çeşitli meslektaşlarımız darp edildi. Başı açılan meslektaşımız var, çeşitli bölgelerine yumruklar, dirsekler, tekmeler yiyen meslektaşlarımız var. İki kalkan arasına, duvarların arasına sıkıştırılan, arka tarafı boşluk olduğu halde o taraftan düşmesi için çaba sarf etmek suretiyle darp edilen meslektaşlarımız oldu. Bu bizim burada sesimiz çıkarmamıza, talebimize dile getirmemize, cezaevinden çıkıp hak ettiği yere Meclis’e gelmesini engellemeyecektir. Biz buradaki mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”
“BASIN AÇIKLAMAMIZIN ENGELLENMEK İSTENMESİ TAMAMEN SİYASİDİR”
Türkiye İşçi Partisi ve Adaletçi Hukukçular üyesi Avukat Tuba Gürsoy ise şunları kaydetti:
“Biz yıllardır yasal hakkımız olarak Sıhhıye Adliyesi önünde basın açıklaması yapıyoruz. Basın açıklaması izne tabii bir şey değildir. Bu bizim yasal hakkımız. Avukat Can Atalay Hatay Milletvekili olarak seçildi. Biz de hem meslektaşımız hem de seçtiğimiz milletvekilimizin haklarını korumak adına burada basın açıklaması yapmak istedik. 3 haftadır haksız yere tutsaklığı devam ettiriliyor. Bu durum anayasaya tamamen aykırı… Buna ilişkin dilekçeler verildi ancak dilekçelere ilişkin herhangi bir işlem şu anda yapılmıyor diyebiliriz. Burada basın açıklamamızın engellenmek istenmesi tamamen siyasidir. Başsavcılık tarafından talimat verildiği söylendi. Adliye binasının önünde 50’den fazla avukat basın açıklaması yapmak istedi, engellenerek, dövülerek adliyeden içeri sokuldu. Polis kasten olay çıkarttı. Üstümüze yürüdü, provoke etti, tehdit etti, hakaret etti, arkası boşluk olan meslektaşımızı ittirdi oradan düşmesini sağlamaya çalıştı. Yere düşen meslektaşlarımız tekmelendi, gırtlağı sıkılarak adliyeden içeri sokuldu. 70 yaşında bir meslektaşımız çok ciddi bir saldırıya maruz kaldı.
“BAŞSAVCININ TALİMATI OLDUĞU SÖYLENDİ”
Üzerimizde cübbelerimiz vardı kimimizin, kimimizin yoktu bunun hiçbir önemi yok. Can Atalay seçilmiş milletvekilidir. Can Atalay’ın derhal özgür bırakılması gerekiyor. Burada sürekli basın açıklaması yapılıyor. Ancak bugün bu konuda basın açıklaması yaptırılmak istenmedi. Başsavcının talimatı olduğu söylendi.
“CAN ATALAY, SEBEPSİZ, GEREKÇESİZ, DELİLSİZ YERE TUTUKLUDUR. DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR”
Dün Adalet Bakanı bir açıklama yaptı. Gerçekten çok komik bir açıklama bu. Can Atalay’ın hükümlü olduğunu ve bu nedenle de salıverilemeyeceğine ima eder beyanda bulundu. Can Atalay hükümlü değildir, tutukludur. Hukuka aykırı bir şekilde tutukludur. Sebepsiz, gerekçesiz, delilsiz yere tutukludur. Can Atalay’ın derhal serbest bırakılması gerekiyor. Şu an Can Atalay’ın cezaevinde tutulmasına sebep olan herkes suç işliyor.”
