22 Kasım 2024 Cuma

“Binboğalar Efsanesi” İstanbul Müzik Festivali’nde Dünya Promiyerini Yaptı

Haber: EDDA SÖNMEZ / Kamera: ADEM KARABAYIR 

Türk edebiyatının büyük yazarı Yaşar Kemal’in destansı romanı “Binboğalar Efsanesi”nin müzikli tiyatro uyarlamasının dünya prömiyeri, 51. İstanbul Müzik Festivali’nde gerçekleştirildi. Binboğalar Efsanesi, usta yazara hayranlığıyla bilinen Amerikalı besteci Michael Ellison tarafından hazırlandı. Türkiye’de belki ilk kez bağlamanın bu kadar merkezde yer aldığı operada Erdem Şimşek, Türk halk müziği sanatçısı Fatma Aydoğan ve opera sanatçısı Feride Denktaş rol aldı.

Usta yazar Yaşar Kemal’in unutulmaz eseri Binboğalar Efsanesi’nin müzikli tiyatro uyarlaması, 51. İstanbul Müzik Festivali kapsamında Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda dünya prömiyerini yaptı. Dün saat 14.00 ve 20.00’de iki kez seyirciyle buluşan müzikli tiyatronun rejisinde Simon Jones yer alırken, koreografiye Evrim Akyay, librettosuna Simon Jones, Yasemin Kuyucaklı ve Michael Ellison imza attı.

Türkiye’nin önde gelen çağdaş müzik grubu Hezarfen Ensemble’nin kurucu ortağı ve eş direktörü de olan Michael Ellison’in gelenekselliği çağdaş ve klasik bir duyarlılıkla harmanlayan kendine özgü müzikal anlatısı, edebiyat ve müzikseverlere unutulmaz anlar yaşattı, oyun dakikalarca ayakta alkışlandı. 

Çukurova’da göçebe bir yörük obasının yerleşik hayata zorlanmasıyla yaşadıkları değişimi ve kimlik mücadelesini hüzünlü bir şekilde anlatan eseri müzikal tiyatro olarak sanatseverlerle buluşturan Amerikalı besteci Michael Ellison, oyunda görev alan bağlama ustası Erdem Şimşek, opera sanatçısı Feride Büyükdenktaş ve Türk halk müziği sanatçısı Fatma Aydoğan ANKA Haber Ajansı konuştu. 

ERDEM ŞİMŞEK: BAĞLAMA BELKİ DE İLK KEZ BİR OPERADA BU KADAR YOĞUN BİÇİMDE KULLANILDI

“Bizler adına ilginç bir deneyim çıktı. Çok heyecanlayız müthiş bir ekiple çalışıyoruz” diyen Bağlama Sanatçısı Erdem Şimşek, şunları söyledi:

“Bu projede Yaşar Kemal ustanın bu dokunaklı konar, göçer yörüklerin hikayesini anlattığı bu romanın aslında bir Bozok operasına dönüştüğünü görüyoruz. Bu, benim için aslında çok özel, çok anlamlı ve çok ilham verici bir proje oldu. Çünkü çok farklı isimlerin bir araya geldiği ve özellikle bağlamanın merkezde olduğu bir proje. Sahnede 8 tane farklı boylarda bağlamayı çalıyorum. Bağlamanın bir opera içerisinde belki de Türkiye’de ilk kez bu kadar yoğun bir biçimde kullanıldığı ve merkezi olduğu hem simgesi hem de işlevse olarak çok anlamlı bir görev üstlendiği bir temsiliyeti bugün gerçekleştiriyoruz. Ve bu anlamda aslında Michael Ellison’ın yaptığı bestenin, müzik düşüncesine de çok önemli fikirler vereceğini düşünüyorum, müzik tarihi açısından da çok önemli. Çünkü Anadolu geleneksel müziklerini bu kadar derinlikli olarak anlama çabası Michael Ellison’un bir kere çok yeni bir şey. Avrupalı besteciler açıcından ve Türkiye’deki besteciler arasında da örnek teşkil edecek bir derinlikli kavrama çabası vardı. Ve bunun tabii ki bunun sonucunda çağdaş müzik unsurlarıyla, halk müziği unsurlarını yan yana getirdi. Ve buradan bizler adına ilginç bir deneyim çıktı. Çok heyecanlayız, müthiş bir ekiple çalışıyoruz. Bütün ekip usta mükemmel bir şefimiz ve yönetmenimiz var.”   

MİCHAEL ELLİSON: YAŞAR KEMAL’İN İSTANBUL’U ANLATTIĞI ROMANI ‘DENİZ KÜSTÜ’YÜ DE BEN BESTELEDİM

Eserin bestecisi Michael Ellison, öğrencilik yıllarında Türk müziğine ilgi duyduğu için 2002 yılında Türkiye’ye geldiğini belirterek şunları kaydetti:

“Ben Amerikalı bir besteciyim. Türkiye’de 10 yıl oturdum ve daha çok araştırma yaptım. Bu Binboğalar Efsanesi, Yaşar Kemal’in romanından adapte ettim. Ve şöyle başladı: Ben yaşadığı zaman Yaşar Kemal’e gidiyordum, eşi Ayşe Semiha Baban ile buluşuyor bahsediyorduk. ABD’den bir fon gelirse iki tane opera yazmak istediğimi dile getirdim. Hemen Yaşar Kemal, ‘İnce Memed’i vermem’ dedi. Çünkü film yapmak istediler ABD’ye. Yaşar Kemal’in İstanbul’u anlattığı romanı ‘Deniz Küstü’yü de ben besteledim. Binboğalar Efsanesi için Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban ile yavaş yavaş anlaştık. İlk Türkiye’ye geldiğimde Neşat Ertaş dinledim ve hayran oldum. Sonunda düşündüm ki bu çok güzel bir roman, ben bozlak operası yazsam dedim. Ve bu eseri yazmak böyle fikir olarak geldi. Ben sadece dedim ki Deniz Küstü gibi olmayacak. Biz çağdaş müziği bozlak olarak uyarladık. Erdem Şimşek’in yardımıyla daha da derine indik. Çekiç Ali, Hacı Taşan, Neşet Ertaş ve bozlak çok ilham verdi. Bestenin ilk yarısı iki sene sürdü pandeminden dolayı. Bestenin son kısmını 2 ay önce bitirdim. Çok yetenekli müzisyenler yer aldı zaten. Performans esnasında seyircilerden bazı konuşmalar ve alkışlar duydum. Muharrem Ertaş’ın ‘Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri’ eserinden bazı referanslar vardı, onları yakaladıklarını, anladıklarını düşünüyorum. Bu beni çok mutlu etti. Ben elimden geldiğince sevdiğim şeyleri takip ediyorum. Bu yüzden bu yolda çalışmalara devam edeceğim.”

FERİDE BÜYÜKDENKTAŞ: ÇOK ÖZEL BİR PROJE, DÜNYADA DA İLGİ ÇEKMESİNİ ÇOK İSTERİM

Feride Büyükdenktaş ise Avrupa’da opera ve şarkı sanatıyla meşgul olan bir sanatçı olduğunu ve şu anda Binboğalar Efsanesi için Türkiye’de olmaktan, kendi evinde olmaktan son derece mutlu ve gururlu olduğunu söyledi. Büyükdenktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü çok özel bir proje. Michael Ellison’ın bestelemiş olduğu Yörüklerin hikayesini anlatan bu çağdaş operamızda dört tane şancı bulunmakta ve bunların iki tanesi bozlak sanatçılar. Bu projenin çok özel olduğunu düşünmemin sebebi, böylesine uluslararası bir gurubu bir araya getirmesi, böylesine alışılmışın dışında müzikal temaları hem klasikle hem de yöresellikle, tarihle bir araya getirip buluşturması ve seyirciye tamamen yeni bir harman sunmuş olması. Aynı zaman da dünyada bu projenin ilgi çekmesini çok isterim. Yurt dışından Yaşar Kemal’in bu romanına bu ilginin doğması ve bu hikaye ile ilgili bir operanın bestelenmesi ve bunun belki Avrupa sahnelerinde bir gün başka ülkelerde de oynatılacak olması beni kişisel olarak çok heyecanlandırıyor. Umarım bizim sevdiğimiz kadar seyircimiz de eseri sever ve benimser. Bence bugün gelecek herkes kendinden temalar bulacaktır eserde. Biz hazırlanırken büyük bir coşkuyla, gururla ve sevgiyle çalıştık gerçekten son iki buçuk aydır. Aynı zamanda yurt dışından gelip ülkemizin en değerli sanatçılarıyla, en değerli orkestra ve en kıymetli orkestranın şeflerinden biriyle çalışıyor olmak benim için de ayrıca bir gurur.”

“TÜRK KÜLTÜRÜNÜ, TÜRK GELENEĞİNİ, YAŞANTISINI, RUHUNU DAHA ULUSLARARASI BİR PLATFORMDA SUNUYOR OLACAĞIZ”

“Binboğalar Efsanesi”nin müzikli tiyatro uyarlamasında rol alan Türk halk müziği sanatçısı Fatma Aydoğan da projeden duyduğu heyecanı dile getirerek şunları söyledi:

“Daha çok İç Anadolu bozlaklarını ve türkülerini seslendiriyorum. Bu proje bana ilk geldiğinde çok heyecanlandım. Çünkü benim sınırlarımın dışında kalan bir icraydı. Çalışmayla birlikte bu noktaya geldik. Gerçekten harika bir proje. Bizim bütün sınırlarımızı zorladı. Türk kültürünü, Türk geleneğini, yaşantısını, ruhunu daha uluslararası bir platformda sunuyor olacağız. Bir tarafta edebiyat ustamız Yaşar Kemal halkının haliyle hemhal olmuş. Bir tarafta bu ezgilerin içerisinde Çekiç Ali, Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Nejat Ertaş gibi ustalarımız motiflerini duyabilecek seyircilerimiz. Ben de burada Ceren karakteriyim ve bozlak seslendiriyorum. Bir bozlak operası diyebiliriz aslında bazı bölümlerine. Gerçekten bu platformda olmaktan ve bu kadar güzel bir ekiple çalışmaktan, orkestra şefimizden ve Michael Ellison ile çalışmaktan çok memnunum.” 

 

GÖRÜNTÜLER

Birinci video: Röportajlar sırasıyla Erdem Şimşek, Michael Ellison, Feride Büyükdenktaş ve Fatma Aydoğan.

İkinci video: Operadan sahneler

 

 

 

İlgili Haberler