Erdoğan, İstanbul’da Karne Törenine Katıldı: “Merdiven Altı Kapkaççılara Kendinizi Kaptırmayın”
Ali Babacan: “Tablet, Akıllı Telefon, Oyun Konsolu Dahil Teknoloji Ürünlerinde Vergiyi Düşüreceğiz. 25 Yaşına Kadar İnternetin Ücretsiz Olması Gerektiğini Düşünüyoruz”
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Tablet, akıllı telefon, oyun konsolu dahil teknoloji ürünlerinde vergiyi düşüreceğiz ama sıfırlamayacağız. Vergide sürümden kazanmak diye bir şey var. Amacımız; bir yandan vergiyi düşürmek, bu cihazların daha erişilebilir hale getirmek aynı zamanda da vergide sürümden kazanmak. Çünkü devlete para gerekiyor ki sosyal harcamaları yapabilsin. İnternet, haber alma ve haberleşmeyle ilgili bir konu. Aynı zamanda eğitimle ilgili bir konu. Dolayısı ile 25 yaşına kadar internetin ücretsiz olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, İstanbul’da gençlerle bir araya geldi. Gençliğin Yüzleri grubunun sorularını yanıtlayan Babacan, şunları söyledi:
“25 YAŞINA KADAR İNTERNETİN ÜCRETSİZ OLMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
“Tablet, akıllı telefon, oyun konsolu dahil teknoloji ürünlerinde vergiyi düşüreceğiz ama sıfırlamayacağız. Sıfırlayınca hiç vergi alamıyorsunuz. Vergide sürümden kazanmak diye bir şey var. Amacımız; bir yandan vergiyi düşürmek, bu cihazların daha erişilebilir hale getirmek aynı zamanda da vergide sürümden kazanmak. Çünkü devlete para gerekiyor ki sosyal harcamaları yapabilsin. İnternet, haber alma ve haberleşmeyle ilgili bir konu. Aynı zamanda eğitimle ilgili bir konu. Dolayısı ile 25 yaşına kadar internetin ücretsiz olması gerektiğini düşünüyoruz.
“YÖK’Ü KAPATIP YERİNE KURUMSAL YAPIYI TANIMLAMAMIZ GEREKİYOR”
Anayasa değişikliği önerimizde YÖK’ün kapatılmasını yazdık. Şu andaki YÖK’ün kurumsal kültüründe üniversiteler üzerinde baskı kurma, üniversitelere hükmetme alışkanlığı var. Eski alışkanlık ortadan kalkmıyor. Sil baştan yapmak gerekiyor. YÖK’ü kapatıp yerine yeni mekanizma ve kurumsal yapıyı tanımlamamız gerekiyor. Biz orada bir mütevelli heyeti sistemi öngördük. Özerk üniversiteler arasında tatlı bir rekabetin başlayacağı yöntem. İstiyoruz ki bizim üniversitelerimiz, dünyadaki ilk 500’e girebilmek için birbirleriyle yarışan kurumlar olsunlar.
“ÜNİVERSİTELERİ HALKA AÇACAĞIZ”
Üniversite müfredatının mutlaka esnekleştirilmesini düşünüyoruz. Zorunlu ders sayısının azaltılmasını, seçmeli ders sayısının çoğaltılmasını, böylece gençlerin ilgi duyduğu alana dönük daha çok kendilerini hazırlamaya imkân sunan bir müfredat yapısını son derece önemli görüyoruz. Üniversiteleri halka açacağız. Meslek değiştirme ihtiyacı bundan sonra çok büyüyecek meslekler değişecek. Mevcut bazı meslekler ölecek, yeni meslekler çıkacak. 18 yaşında küçücük bir karenin içini kurşun kalemle karalarken yaptığınız bir tercih ‘Hayat boyu kaderimmiş’ demeyeceksiniz. Ömür boyu sevmediğiniz işi yapmak zorunda değilsiniz. Beğenmek zorunda değilsiniz. Bu seçme özgürlüğü çok önemli bir özgürlük. Mutlaka üniversitelerin, hayat boyu öğrenim merkezleri olarak yeniden güncellenmesi gerekecek.
“YAZDIĞIMIZ EĞİTİM MODELİNDEN GEÇİP İŞE GİREN ARKADAŞLARIN GELİR VERGİSİ ÖDEMEMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
İş gücünün ihtiyaç duyduğu bir alanda gençlerin ya da her yaştan gencin gidip kendini güncelleyebileceği ihtiyaç duyulan alanlarda bilgi ve becerilerini artırabileceği eğitim modelini çok önemsiyoruz. Bu eğitim programlarına gidiş geliş yol parası ve öğlen yemekleri ile ilgili masrafların devlet tarafından üstlenilmesi gerekiyor. Bunları yazdık. Bu eğitim programlarından geçip sertifikasını alan arkadaşların işe girip de bir süre gelir vergisi ödememesi gerektiğini söylüyoruz. Onu işe alan şirketin de sosyal güvenlik primi ödememesi gerektiğini söylüyoruz. Böylece çok kısa zamanda çok yüksek miktarda istihdam oluşturmak mümkün. Biz bunu 2009’da daha sade bir şekilde uyguladık. Bugünün parasıyla yılda 100 milyon dolarlık bir bütçeyle işsizliği 2,5 yılda yüzde 16’dan yüzde 9’a çekmeyi başardık.”