28 Eylül 2024 Cumartesi

Foreign Policy: Modi’nin Politikaları Hindistan’ın Komşularıyla İlişkilerini Mahvediyor

Foreign Policy dergisi, son dönemde Bangladeş’te yaşanan olayların Hindu milliyetçiliği projesinin Hindistan’ın bölgesel çıkarlarına nasıl zarar verdiğini gösterdiğini aktardı.

Dergiye göre, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina’nın istifası, Hindistan’ın siyasi ve güvenlik kurumları için büyük şok oldu. Hindistan, Hasina’yı görev süresi boyunca tamamen desteklemiş, diğer paydaşların ve Bangladeş halkının endişelerini ise sıklıkla göz ardı etmişti.

Yale Üniversitesi’nden Sushant Singh’in kaleme aldığı makalede, Narendra Modi’nin 10 yıl önce başbakan olmasının ardından “önce komşular” başlıklı dlı bir dış politika benimsediği ve bu politikanın Hindistan ile komşuları arasında dostane ilişkileri ve ekonomik işbirliğini güçlendirmeyi amaçladığı belirtildi. Ancak bu yaklaşım, sınır anlaşmazlıkları, ikili anlaşmazlıklar ve bölgede artan Çin nüfuzuyla kısa sürede sekteye uğradı.

Yazar, Hindistan’ın komşularıyla yaşadığı başarısızlıkların yalnızca dış olaylardan kaynaklanmadığını, aynı zamanda Hindistan’ın mevcut iç politikasının bir yansıması olduğunu savundu. Singh, Modi’nin güçlü adam imajı ve güvenlik odaklı diplomasisinin, Hindistan’ın Güney Asya’daki liberal itibarını zedelediğini vurguladı.

HİNDU MİLLİYETÇİLİĞİ

Hindistan’ın Bharatiya Janata Partisi’ne (BJP) ait Hindu milliyetçiliği ideolojisi, Hindistan’ın bölgesel çıkarlarına özellikle Bangladeş’te ciddi zarar verdi. 2019’da kabul edilen ve komşu ülkelerdeki azınlıkların Hindistan vatandaşlığına geçişini hızlandırırken Müslümanları dışlayan Vatandaşlık Yasası Değişikliği, Bangladeş halkı tarafından sert eleştirilere maruz kaldı.

Yazar, Şeyh Hasina’nın istifasının Hindistan hükümetine politikalarını gözden geçirme fırsatı sunduğunu belirtti. Ancak Hindistan’ın, Bangladeş’teki itibarı lekelenmiş olmasına rağmen, politikalarında düzeltici adımlar atmakta yetersiz kaldığına dikkat çekti. Bu durumun Güney Asya’daki Modi hükümetinin ilk büyük başarısızlığı olmadığı ve son olmayacağı da vurgulandı.

AŞIRI GÜVENLİK YAKLAŞIMI

Şeyh Hasina, Hindistan’a sığındığı dönemde, 1975’te babası Şeyh Mucibur Rahman’ın bir askeri darbe ile öldürülmesinin ardından Delhi’ye kaçmış ve burada kız kardeşi ile birlikte yaşamıştı. Hindistan’a geri döndükten sonra 1996-2001 yılları arasında ve 2009’dan sonra yeniden Bangladeş başbakanı olarak görev yapmıştı. Hasina, ekonomik büyüme sağlamış ve devletin tüm kurumlarını, hatta askeri kurumu bile kontrol altına almıştı. Bu durum Hindistan’ı, Hasina’nın protestolara rağmen iktidarda kalmaya devam edeceğine inandırmıştı. Ancak Hindistan’ın istihbarat ve diplomasi konusundaki başarısızlığı sonucu, Hasina’nın bu ay Bangladeş ordusu tarafından istifaya zorlanması ve Delhi’ye sığınmak zorunda kalması Hindistan’ı şoke etti.

Yazar, Hindistan’ın komşularla ilişkilerinde aşırı güvenlik odaklı bir yaklaşım sergilemesinin, Hindistan’ın Güney Asya’daki tarihi, kültürel, etnik, coğrafi ve ekonomik bağlarının özüne aykırı olduğunu belirtti. Hindistan’ın Myanmar’da 2021’de iktidarı ele geçiren askeri cuntayı desteklemesi, Afganistan’da Taliban ile dostane ilişkiler kurması ve Bangladeş’te Hindistan sınır güvenlik güçlerinin sert davranışlarına yönelik şikayetlerin artması gibi durumlar, Hindistan’ın komşularının güvenini kazanma fırsatlarını kaçırmasına neden oldu.

HİNDU DEVLETİ İDEOLOJİSİ

Yazar, Modi’nin Hindu devleti kurma çabasının yalnızca Hindistan’a değil, Güney Asya’ya da büyük zararlar verdiğini savundu. 2019 Vatandaşlık Yasası Değişikliği’nin Hindu devleti oluşturma amacına hizmet ettiğini ve Hindistan’ın Bangladeş’teki Hindulara vatandaşlık vermek için acele etmesinin Hindistan’a karşı düşmanlık duygularını beslediğini belirtti.

Hindistan Bağımsızlık Günü’nde yaptığı ulusal konuşmasında Modi, Hindistan’ın Bangladeş’teki Hinduların güvenliğine önem verdiğini belirterek, Hindistan’ı sadece Hinduların vatanı olarak tanımladı. Bu da Hindistan’ı yüzlerce yıldır tanınan çok etnikli, çok dinli ve çok dilli bir devletten uzaklaştırdı.

Yazar, Hindistan’ın komşu ülkelerdeki vatandaşların otoritelerini geri kazanma ve otoriter rejimlere karşı koyma yeteneğine sahip olduğunu kabul etmesi gerektiğini vurguladı. Yazar, Hindistan’ın Pakistan, Çin veya İslamcıları suçlamak yerine kendi politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak: HABER MERKEZİ

İlgili Haberler