Eşik Gönüllüsü Ve Akdemisyen Altıok: “Taliban Yönetimi Kadınları Kamusal Alandan Tamamen Silmek Suretiyle Bir Apartheid Rejimini Kurumsallaştırmıştır, Bu Rejimi Kabul Etmiyoruz”
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan’dan Kadın Cinayetleri Açıklaması; Bu Bir Mücadele Çağrısıdır
Türkiye’de bir günde sekiz kadın cinayeti yaşanmasının ardından, kadın cinayetleri için Türk kadınlarına çağrıda bulunan Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, “Gelin korkusuzca ve insanca yaşayacağımız bir ülke kuralım” dedi.
İstanbul, İzmir, Sakarya, Denizli ve Bursa’dan art arda gelen kadın cinayeti haberleri kamuoyunda yoğun tepkilere neden olurken Zafer Partisi’nin Ankara’daki Genel Merkez binasının bahçesinde bulunan ve 25 Kasım 2021 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde dikilen “Kadına yönelik şiddetle mücadele” anıtı önünde anma yapıldı.
Sekiz karanfille anıta giden Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, Türk kadınlarına bir çağrı yaptı ve “Gelin korkusuzca ve insanca yaşayacağımız bir ülke kuralım” dedi.
Anma sırasında yaptığı açıklamada “Dün bu memlekette 8 kadın katledildi. Öldürülen kadınların biri hariç hepsi, boşanma aşamasında olduğu veya boşandığı kişi tarafından öldürüldü. Bundan neredeyse 100 yıl önce Medeni Kanun ile kazandığımız boşanma hakkımızı AKP iktidarında kullanamaz, kullanmaya kalktığımızda ise bedelini canımızla öder hale geldik” diyen Aslan, “Hukuki olarak 8 canımıza kıyan o 8 cani yargılanacak. Ne kadar ceza alacaklar, hatta ceza alacaklar mı onu dahi bilemiyoruz. İşte sırf bu bilinmezlikten, bu kaygımızdan dolayı AKP iktidarı bu cinayetlerin azmettiricisidir” diyen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı, “Öyle bir noktadayız ki…Nasıl güleceğimizden, nasıl giyineceğimize nereye gidip nereye gidemeyeceğimize dair herkes söz söyleme hakkına sahip. Ama biz canımız hakkında dahi söz söyleyemiyoruz. Yok öyle dünya!” diye konuştu.
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Kaybettiğimiz 8 canımızı utançla anıyoruz. Burası bizim utanç anıtımızdır! Bu anıtı buraya kurarken ‘Bir kadın eğer katledilirse onun anısına bu vazonun içinde bir gül kuruyana kadar yer alacak’ demiştik. Burada tek bir gülün kurumasına müsaade etmediler. Bakın bu bir mağduriyet konuşması değil, bir mücadele çağrısıdır. Bu çağrımız şerefli Türk kadınlarına… Gelin bu karanlığı yaktığımız meşaleyle beraber dağıtalım. Gelin korkusuzca ve insanca yaşayacağımız bir ülke kuralım.”