16 Eylül 2024 Pazartesi

STK’larda proje bazlı çalışanlar için emsal niteliğinde karar!

İş mahkemesinin kararı kesinleşirse STK’larda proje bazlı çalışanların hakları olumlu etkilenecek.

İstanbul 35. İş Mahkemesi proje bazlı çalıştırılan STK (Sivil Toplum Kuruluşları) çalışanları için emsal niteliğinde bir karara imza attı.

Mahkeme, süreli projeler için işe alınan STK çalışanlarının iş anlaşmalarının belirli değil, belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerektiğine karar verdi. Mahkeme “Taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi imzalanmışsa da; davacının yaptığı işin vakfın bir projesine ait olması ve projenin süreli olmasının; birden fazla kez sözleşmenin yenilenmesine objektif neden teşkil etmeyeceği dikkate alındığında; taraflar arasında başından beri belirsiz süreli iş sözleşmesi bulunduğu kabul edilmiştir  ifadelerini kullandı. Karar kesinleşirse, STK’lar tarafından sıklıkla yapılan proje bazlı belirli süreli iş sözleşmeleri etkilenecek.

Projenin bitmesi işten çıkarmaya sebep gösterildi

2020 yılında UNİCEF’in desteklediği bir vakıfta işe başlayan STK çalışanı, projenin bitmesi gerekçe gösterilerek işten çıkarılmış, çalışanın kıdem ve ihbar tazminatları ise ödenmemişti. İş sözleşmesinin belirli olduğunu iddia eden işveren kurum, sözleşme süresi kendiliğinden sona erdiği için çalışanının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmadığını ileri sürmüştü. İşten çıkarılan STK çalışanı ise işten çıkarmanın haklı feshe dayanmadığını ve hukuksuz olduğunu öne sürerek olayı yargıya taşıdı. Yaklaşık bir yıl süren yargılamanın sonunda STK çalışanı haklı bulundu.

“60’tan fazla çalışanını tek kararla işten çıkarmıştı”

İşten çıkarılan STK çalışanının avukatı Erselan Aktan, kararın emsal niteliğinde olduğunu ve belirli iş sözleşmeleriyle veya kısa süreler için işe alınan STK çalışanlarına koruma sağlayabileceğini belirtti. Aktan “STK’ların işe alım, çalışma koşulları ve işten çıkarma temayüllerinin nasıl değerlendirileceğiyle ilgili net bir hukuki izlek henüz yerleşmiş değil. Bu, bazı STK’ların bu durumu sadece kendi lehlerine değerlendirmelerine, işçilerin iş güvencelerini ise tamamen yadsımalarına olanak veriyor. Sivil toplum kuruluşları fonlarla yürüttükleri projeler tamamlanır tamamlanmaz, o projelerde çalıştırdıkları işçileri kolaylıkla işten çıkarabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Mesela 2023 yılında Hayata Destek Derneği, bu gerekçeyle 60’tan fazla çalışanını tek kararla işten çıkarmıştı” bilgisini aktaran Aktan, “O derneğe karşı açtığımız davada mahkeme, projenin bitmesinin işçileri işten çıkarmaya gerekçe yapılamayacağı yönünde emsal bir karar almış, o karar istinafta da onaylanıp kesinleşmişti. Sonrasında çalışanların başka mahkemelerde açtıkları davalar da bu şekilde sonuçlandı. İstanbul 35. İş Mahkemesi’nin verdiği bu karar ise işçilerin projenin bitmesi gerekçesiyle işten çıkarılamayacağı gibi, STK’lar açısından proje bazlı işe alımlarda tanzim edilen sözleşmelerin, başından beri belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiğini teyit ediyor. Bu yönüyle de STK işçilerine bir defa daha koruma sağlıyor” dedi.

“STK’lardaki hak gaspları için uyarı niteliğinde”

Aktan sözlerine şöyle devam etti: “Mahkemeler sivil toplum kuruluşlarındaki çalışma koşulları, işe alım ve işten çıkarma temayülleri hakkında yeni değerlendirmeler yapıyor. Şirket, firma çalışanları için zaten fazlaca karar var. Yargıtay’ın farklı dairelerinin de bu yönde, birbirinin zıddı içtihatları ve akabinde verdiği içtihadı birleştirme kararı da var. Bu kararlar ve içtihatlar işletmelerle ilgiliydi. STK’lar içinse bu yönde kararlar yeni yeni alınabiliyor. Bu yüzden bazı STK’lar bu hukuki çerçevenin dışındaymış gibi davranabiliyor. Bu durum yaygın bir şekilde işçiler aleyhine işletiliyor.”

STK’ların bu işleyişi nihayet görünür olmaya başladı” bilgisini vererek konuşmasına devam eden Aktan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Örneğin DİSK’e bağlı Sivil Toplum Kuruluşları Komisyonu yakın zaman önce bir açıklama yayımladı ve STK’lardaki hak gasplarını yakından takip ettiklerini duyurdu. Mahkemelerin verdiği kararlar da bu durumun görünür olması ve yargıya taşınabilmesiyle mümkün olabildi. Umarım bu gelişmeler işveren STK’lar açısından uyarı olarak algılanır ve onlar da bütün süreçleri hukuka ve hakkaniyete uygun yürütmeye dikkat ederler.

Kaynak: T24