ANKARA BÜYÜKŞEHİR’DEN 3-9 KASIM ORGAN VE DOKU BAĞIŞI HAFTASI’NDA FARKINDALIK AKTİFLİKLERİ
Sanatçı Ege’nin “İsyan” Adlı Kitabı, Çıktı
Müzisyen Ege’nin “İsyan” adlı kitabı çıktı. Ege, kitabı için; “Küçük bir adada, zeytinlerin yağıyla olgunlaşıp, üzümlerin buğusuyla hislenip, Akdeniz’in tuzuyla pişen, ada geliştikçe, dışarısı içeriye daha fazla etki ettikçe, büyüdükçe küçük ve masum dünyaları yıkılarak hırsları, hayal kırıklıkları, öfkeleri, kayıpları ve aşklarıyla bambaşka hayatlara savrulan dört çocukluk arkadaşının hikâyesini anlatan İsyan ilk göz ağrım” dedi.
Cennet gibi bir ada, birbirine benzemez dört arkadaş, üç imkânsız aşk, masumiyete veda, bir sırrın gölgesinin üzerine düştüğü gurbete varan hayat ve ulaşılamayan vuslat… Yazar ve müzisyen Ege’nin hassas kaleminden İsyan, okuru zeytin ağaçlarının gölgesinden eski güzel günlerin berrak sularına, dostluğun sıcaklığından düşmanlığının yakıcı öfkesine, çocukluğun saflığından büyümenin dikenli hakikatlerine, salaş mutfaklardan Michelin yıldızlı restoranlara, 1960’lardan 1990’lara, Ege’den çıkıp İstanbul’a, New York’a, Paris’e uzanan bir gezintiye çıkarıyor. Aşkla, düşle, neşeyle ancak hayat bu elbette hayal kırıklığıyla, yalanla, kıskançlıkla da ama hep umutla çeşnili bir gezinti…
Şarkıları, romanları ve dostane tebessümüyle sevenlerini yıllardır aşklar, renkler, iklimler, hikâyeler, denizler ve saf hislerle buluşturan Ege’den sinematografik kurgusu, erdemleri ve zaaflarıyla okuru yakalayan gerçekçi karakterleri, büyüleyici doğal güzelliklerden şehirlerin bazen karanlık ve boğucu atmosferine bazen de ışıltılı mekânlarına uzanan dekoru, arka planında Türkiye’nin ve dünyanın değişimini takip eden ritmi, gastronomik lezzeti ve edebi gücüyle gizli bir mücevher: İsyan.
Yazar ve müzisyen EGE, Alfa etiketiyle okurla buluşan kitabı için şunları söylüyor:
“Kitaplar insanlar gibidir; onların da nerede doğup, nerede büyüdüğü, kimlerle karşılaştığı, kaderini de kısmetini de belirler. Yıllarca şarkılar için kurduğum bu cümleyi şimdi kitaplar için sarf etmek bana şaşırtıcı gelmiyor. Küçük bir adada, zeytinlerin yağıyla olgunlaşıp, üzümlerin buğusuyla hislenip, Akdeniz’in tuzuyla pişen, ada geliştikçe, dışarısı içeriye daha fazla etki ettikçe, büyüdükçe küçük ve masum dünyaları yıkılarak hırsları, hayal kırıklıkları, öfkeleri, kayıpları ve aşklarıyla bambaşka hayatlara savrulan dört çocukluk arkadaşının hikâyesini anlatan İsyan ilk göz ağrım. Ki harika eleştiriler alsa da bütün iyi niyetli çabalara rağmen okurla buluşturamadığımız ve beni fazlasıyla üzen bir yara olarak içimde durdu yıllarca. Bugün ise elinizde tuttuğunuz kitabın, İsyan’ın yeniden doğuşu tarifsiz ve olgun bir sevince döndü kalbimde.”
Kitabın arka kapağında şu ifadeler yer aldı:
“Küçük bir adada, masal tadında hayatı paylaşırken, farklı yolculuklara sürüklenen dört gencin dostluk dolu hikâyesi. Şenlikli gülüşüyle iklimleri, renkleri, kokuları değiştirebilen Gülhan ve ona âşık üç arkadaş: Hayata karşı ölümüne öfkeliyken yalnızca onun yanında gülümseyebilen Dimitri; sahip olduğu her şeyi Gülhan’ın önüne sermeye hazır olan Ferit ve diğer çocukların yanında şansı olmadığına inandığı için sadece arkadaşlığına razı olup onu etkilemek için yemek yapan İsyan. Duyduğu aşkın rüzgârıyla ülkeler, kıtalar değiştiren, hayatına giren kadınlarla gerçek kimliğini bulan, mutfağın dâhisi İsyan. Ege’den, vatanı toprakta değil sevdiğinde bulan, umudu dışarıda değil kendinde arayanların yolculuğu…”