ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR, YENİ TEMATİK MÜZELERİ İLE ZİYARETÇİLERİNİ KEDİLERİN VE MAVİNİN DÜNYASINDA SEYAHATE ÇIKARIYOR
Londra’nın sahipsiz kedi ve kuşları iki arkadaşa emanet
– Pauline Taylor, 14 yaşında uçamayan bir saksağan, hiç eline alamadığı bir baykuş, kertenkele, güvercin, kedi ve köpekle evini paylaşıyor
– Sarah Tyler, kaybolmuş, terk edilmiş ya da yaralanmış 9 kediye annelik yaparken komşusu ve arkadaşı Pauline’le birbirlerine göz kulak oluyorlar
LONDRA (AA) – BEHLÜL ÇETİNKAYA – Londra’nın güneyinde yaşayan Sarah Tyler ve Pauline Taylor isimli iki arkadaş, bakıma muhtaç kedi ve yaralı vahşi kuşlara açtıkları evlerinde hem hayvanların bakımını yapıyor hem de onlarla birlikte yaşıyor.
Londra’nın güneyindeki Putney’de, birbirine yaklaşık yüz metre mesafedeki iki evde yaşayan arkadaşlar, kendilerini yaralanmış, sahibi ölmüş, terk edilmiş ya da kaybolmuş hayvanlara adadı.
Pauline Taylor, iki odalı evini Dolly adını verdiği baykuşu, Monty adını verdiği köpeği, 14 yıllık saksağanı, kedisi, güvercini ve kertenkelesiyle paylaşıyor.
Yaklaşık 35 yıldır yabani kuşları tedavi edip bakımını yapan, uçabilenleri doğaya salan 84 yaşındaki Taylor, 2 yıl önce tanıştığı komşusu Tyler’la aynı hem aynı amacı paylaşıyor hem de birbirlerine göz kulak oluyorlar.
13 yıldır evinde sahipsiz kalmış ve yaralanmış kedilerle yaşayan 50 yaşındaki Tyler ise 9 kediye annelik yapıyor.
Hayatlarını yaralı ve sahipsiz hayvanlara adayan iki arkadaş hayvanlarla dostluklarını AA muhabirine anlattı.
– 14 yıldır saksağanla yaşıyor
Yaklaşık 35 yıl önce vahşi kuşları kurtarma ve bakım çalışmalarına başladığını akataran Taylor, hem insanların yaralı kuşları kendisine getirdiğini hem de böyle kuşları satın aldığını söyledi.
Aldığı baykuşları eğitip, tedavi edip, doğaya saldığını dile getiren Taylor, 10 yıl yaşadığı Yorkshire bölgesinde şahin, kartal, kerkenez gibi kuşlarla da ilgilendiğini belirtti.
Özellikle eğittiği kartalı elinde tutabildiğini ifade eden Taylor, “Yorkshire’da yaşadığım 10 yılda çok sayıda kuşu tedavi edip doğaya saldım. Hala da yapıyorum. Az sayıda odam olduğu için artık daha az yapıyorum.” dedi.
Taylor, şimdilerde çoğunlukla güvercinlerin bakımını yaptığını, çevresinde yaralı kuş bulanların da kendisine geldiğini vurguladı.
Hayvanların tedavi ve bakımlarını da kendisinin yaptığını belirten Taylor, geçmişte veterinerlerle yaptığı çalışmaların faydasını gördüğünü dile getirdi.
Taylor, 14 yıldır evini paylaştığı saksağanının hikayesini, “Uçamadığı için benimle yaşıyor. 14 yıl önce bir yolun ortasında bir kadın tarafından bulundu ve bana getirildi. Ayağı kıvrılmış bir haldeydi.” sözleriyle anlattı.
– “6 yıldır benimle yaşıyor bir kere bile elime gelmedi”
Taylor’ın evinde yılardır kurtardığı baykuşlarla ilgili çok sayıda dekor da yer alıyor. Penceresinde bir baykuş çıkartması, vitrininde içi doldurulmuş gerçek bir baykuş, duvarında baykuşlarla çekilmiş siyah-beyaz fotoğrafları olan Taylor, bu baykuşların hikayesini şöyle anlattı:
Yorkshire’dan Londra’ya getiremediğim Bengal adlı baykuşumun yavrusuna yıllarca evimde baktım. Evimde şu an yaşayan Dolly, kargoyla bana gönderildi. Kraliyet Hayvanlara Karşı Zulmü Önleme Derneği tarafından 10 baykuşla birlikte bir evden kurtarılmıştı. Çok yaşlı bir kadın onları bağlamış ve zorla çiftleştiriyormuş. Dolly oradan geldi.”
Dolly’nin ele gelmediğini de belirten Taylor, şu ifadelere yer verdi:
“Elle beslenmemiş bir türse hiçbir şekilde onları tutamazsınız. Ne kadar uzun birlikte yaşarsanız yaşayın elle tutamazsınız. Hiçbir şekilde eğitemezsiniz. Doğduktan sonra gözlerine açtıklarında ilk gördüğü şey siz olmalısınız ancak o zaman elinize alabilirsiniz. 6 yıldır benimle yaşıyor bir kere bile elime gelmedi. Ayrıca doğaya da salınamaz. Salınırsa ölür. O yüzden benimle yaşıyor.”
Taylor, evinde beslediği vahşi hayvanların beslenmesine de dikkat ettiğini söyledi.
İnternetten dondurulmuş fare, solucan ve civciv aldığını ve onları keserek kuşlarına yemek hazırladığını ve vahşi kuşlarla yaşamaktan da zevk aldığını ifade eden Taylor, şöyle devam etti:
“Ne kadar çok olurlarsa o kadar iyi. Hayatımın geri kalanında ilgileneceğim ve doğaya salacağım kuşlarım olmadan yapamam. Yakınlardaki bir ahırda ayağı kırık olduğu için terk edilmiş bir atım var. Şunu kabul edelim ki yaşlanıyorum. Daha büyük bir eve geçmenin faydası yok. Olduğum yerde kalmaya devam edecek, kurtarabildiğimi kurtaracak, yapabildiğimi yapacak ve doğal hayata yardım edeceğim. Yapmayı sevdiğim şey bu.”
– Sahibi öldüğü için terk edilen kedi iki arkadaşın buluşmasına vesile oldu
Tyler ise arkadaşı Taylor’ın aksine evcil hayvanlarla ilgileniyor. İlk olarak 2012’de ölen bir arkadaşının kedisini sahiplenerek kedilerle ilgilenmeye başlayan Tayler, “Bir kedinin asla yetmeyeceğini biliyordum.” dedi.
Farklı barınaklardan birkaç kediyi kurtardıktan sonra kedilerin “yolunu bularak” evine geldiğini söyleyen Tyler, “Şu an 9 kedi bizimle yaşıyor. Uzun süredir bizimle olan kediler var. Çok uygunsuz bir ortamdan kurtarılan Arabella 2013’ten beri bizimle. Bizimle en uzun süredir yaşayan kedi o.” diye konuştu.
Evcil hayvanına bakmakta zorlanan tanıdıklarından aldığı kedilerin de olduğunu kaydeden Tyler, “Kedilerin girip çıkmasını engelleyen çitlerimizi aşarak evimize gelen Julius ve Zeus adlı iki kedimiz var. Bir komşumuz da kendi bahçesinde 5 yavru doğuran bir anneyle ailesini bize getirdi.” ifadelerini kullandı.
Tyler, bazı kedileri sahiplendirdiğini de belirterek, kedileri sahiplendireceği kişilerin onlarla ilgileneceği konusunda ikna olmadan kedilerini vermediğini söyledi.
Yaralı hayvanlara da annelik yapan Tyler, Trinity ve Edgar adlı kedilerinin hikayesini ise şöyle anlattı:
“Araba çarpması sonucu 1 ayağını kaybeden ve bir dizi ameliyat geçiren Trinity’yi Birmingham’daki bir barınaktan aldım. Edgar ise diyabet hastası olarak 17 yaşına kadar yaşadı. Bize geldiğinde zaten 7 yaşındaydı. İnsülin alarak 10 yıl daha yaşadı.”
Tyler, Pauline’le tanışmalarının da kayıp bir kedi sayesinde olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2 yıl önce çitleri aşarak eve giren Julius’a kayıp kedilere takılan kağıt tasma taktım. Üzerine telefon numaramı yazdım. İkinci tasmasından sonra Pauline’den bir telefon aldım ve kediyi bulduğunu ve beslediğini söyledi. Muhtemelen sahibi ölünce terk edilmişti. Bu şekilde Pauline’le tanıştık. Çok büyük bir tesadüftü çünkü hayvanlara karşı olan sevgi ve savunuculuk gibi ortak yönlerimizle hemen bağ kurduk.”
İki yıldır birbirlerini sürekli ziyaret edip birbirlerine göz kulak olduklarını ifade eden Tyler, “Ruh ikizimi bulduğumu düşündüm. Çok önemli konularda bile aynı fikirdeyiz.” dedi.
Kaynak: FLASH HABER TV