16 Eylül 2024 Pazartesi

Alter Ego ya da Gölge benlik Nedir?

Alter Ego diğer adıyla bastırılmış benlik , id ya da gölge kavramlarını son zamanlarda
sıkça duyar olduk . Bu kavramları psikolojiye kazandıranlar Freud ve Carl Jung oldu . Bu iki
psikiyatrisi duymuşsunuzdur ancak kısaca bilgi verelim .

Freud , Avusturya doğumlu bir nörolog ve psikolojiye psikanalizi kazandıran kişidir .
Psikanaliz : Hipnoz , telkin ve görüşme yöntemlerini içeren bir yöntemdir . Freud bilinçaltı
kavramını psikolojik literatüre kazandıran kişidir .
Modern psikolojiyi derinden etkileyen freud ; hastalarının tedavisinde ; rüya analizlerini de
kullanan ilk kişi oldu .

Carl jung , ondan etkilenen öğrencisi oldu . Bir meslektaşının önerisiyle “düşlerin
yorumu “ isimli kitabını okuyarak ona mektup yazmasıyla ikircikli ilişkileri başladı . Carl Jung ;
Analitik psikolojiyi kazandırdı .Freud ve jung’un ilişkisi ilk görüşmede onüç saat sürdü .
Freud bunun üzerine aralarındaki yaş farkından dolayı onu veliahtı ilan etti . Uzun yıllar
baba-oğul ilişkisi içinde oldular ancak Freud ‘un her olayı cinselliğe dayandırarak
açıklamasına jung katılmadı . Jung’un kendine has düşünceleri vardı ve freud bunlara açık
değildi .

 

Jung şöyle düşünüyordu ;

“Doktor ancak kendisi de etkilenmişse etkili olabilir”. Bir doktor kendi karakterini bir çelik
yelek gibi giyinirse şifa vermesine imkan yoktur.
Yalnızca yaralananlar şifa dağıtabilirdi . Bunu doğum haritalarımızdaki yaralı şifacı chironun
mitolojik hikayesinden etkilenerek söyledi . hastalarında tedavi için bir tıp doktoru olarak
doğum haritalarını inceleyerek yola çıkan tedavi yöntemleri kullandı . Gök izlenimlerini
ephemeris ile elde çizerek uzun süren çalışmaları oldu bu çalışmaları kendi yaralarına şifa
bulmak için yaptı kollektife katkı sağladı . Astrolojinin yanında rüyalardan faydalandı .
Bu çalışmalar sonucunda “Alter ego ya da gölge benlik” kavramlarını oluşturdu .
Gölge benlik nerelerde aranır : Karanlık tarafımızla yüzleşmekten korktuğumuz yerlerde
aranmalıdır.

Bunlar ;

*Yaşadığımız krizler
*İçinden çıkamadığımız döngüler
*Karşı tarafa öfke duyduğumuz , tahammül edemediğimiz konular ,
*Yargıladıklarımız ,
*Başkalarına acıdığımız yerler ,
*Travmalarımızda ve acı çektiğimiz konularda,
*Normal Üstü hayranlık geliştirdiğimiz kişilerde ve durumlarda aranmalıdır .

Çünkü toplumun kabul etmesi için maskeler takarız ve jung buna “Persona “ der .

Ruhun karanlık gecesi ; Depresyona girip yardım aldığımız zamanlardır . O yüzden tedavi süreci sancılı geçer ve çoğu zaman kaçılır . Gölgeyle yüzleşmek bizi yorar ve kendi gözümüzde değersizleştirir . Neden zordur dersek gölgeyle yüzleşmenin derin kazı yapılması gereken alanlarda olduğunu görürüz .

Çünkü çoğu acı içerir , derin çocukluk travmaları ile ilgilidir , gurur duvarlarını indirmek gerekir , utanç verir , savunmasız bırakır yargılanmaya , eleştirilmeye , gülünç duruma düşürülmeye açık hale getirir . Kendimize itiraf edemediğimiz olayları görüp değersizleşiriz.

Gölgeyle yüzleşmek genellikle orta yaş krizi dönemlerinde 40 ‘lı yaşlarda gerçekleşir . Bu yüzden Jung ;”İnsanlara kırk yaşından sonra gideceği okullar olması gerektiğini “söyler .

Zira doğum haritalarındaki gerçekleşen satürn döngüleri de bizi gölgelerimizle yüzleştirmek için gelip yoklar . İlk satürn döngüsü 20’li yaşlarınızın sonunda,34 yaşında, 50’lerinizde ve 80’li yaşlarınızın öncesinde sizi uyandırmaya çalışan alarmlı bir kozmik saat gibi düşünebiliriz. İster kariyer, ister ikili ilişkiler ya da aile hayatınız olsun bu döngüler doğru yolda ilerleyip ilerlemediğinizi kontrol etmenizi sağlayan tetikleyicilerdir.

Aynı zamanda gölgeleri aydınlığa kavuşturmak için gelir . Gölgesi ile
yüzleşmeyen biri 40’lı yaşlarında topluma uyum için şişirdiği personasıyla gerçek kimliğinden
uzaklaştığı için depresyona girebilir .

Günümüzün moda deyimiyle “kendini tükenmiş “ hisseder . Yaşam enerjisini kaybeder ve onun için yaşam anlamsızlaşır . Lüks bir hayat , evler , arabalar iyi bir kariyer yetmez olur .Bütün bu gerçekliği göze alan kişi kendini gerçekleştirmeye hazırdır . Yine doğum haritalarımızdaki “Ayak ucu IC “ noktası da karanlıkta kalan yanımızdır .

Örneğin ; bir kişinin haritasında IC noktasına kova takımyıldızı gelmiş olsun .Bu kişi hayatı boyunca toplumun
istediği tüm maskelerle bezenmiş ve kendiliğini yaşayamamış olabilir oysa ona düşen toplumdan tecrit edilmeyi , dışlanmayı göze almak pahasına orjinal fikirlerini yaşamak olmalıdır. Peygamberler , bilim insanları bu yalnızlaşmayı göze alarak altın gölgesine ulaştı. Altın gölge : Kişiyi kendiyle tamlığa kavuşturan gerçek benliktir .

Hepimiz bu dünyaya gerçek benliğini bulmak üzere gönderildik. İnsanın düşünebilen , özgür iradeli varlıklar olarak donatılması onun en büyük şansı oldu . Bu nedenle aklını kullanmak , düşünmek , sorgulamak her konuda itaat etmemek gerçek anlamda insan olmak için
gereken koşuldur .

Doğru ve gerçek bilgiye kavuşmak dileğiyle

 

Kaynak: FLASH HABER TV