Haber: MERVE GÜVEN – Kamera: EYLEM LADİN DEĞER
CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi ve Çevre Mühendisi Baran Bozoğlu, 6 Şubat depreminin vurduğu illerde AKP hükümetinin deprem atıklarına yönelik çevreci bir yaklaşımı olmadığını, bunları doğrudan doğaya bıraktığını ifade etti. Bozoğlu, “Uluslararası kuruluşlar bu konuda destek vermek istemesine rağmen hükümetin bu konuda herhangi bir başvuru yapmadığını üzülerek görüyoruz. Hükümet başvuru yapmamakla beraber aynı zamanda bizim de yönetimde olduğumuz Hatay Büyükşehir Belediyesi gibi belediyelerin de başvurularına engel olduklarını biliyoruz.” dedi.
Baran Bozoğlu, 6 Şubat depremlerinin etkilediği 11 ilde molozların gelişi güzel şekilde derelere, deniz, kenarlarına, tarım alanlarına döküldüğünü belirtti. Atık yönetiminin doğru yapılmadığını vurgulayan Bozoğlu, konuya ilişkin ANKA Haber Ajansına şu değerlendirmeyi yaptı:
“Hükümet tarafından yaklaşık bir yıldır atıkların doğru şekilde yönetilmediğini ve doğaya verildiğini biliyoruz. Ancak bu atıklar aslında bir ekonomik kaynak. Yani yeni taş ocakları açmadan buradaki atıkları tekrar kullanarak yeni binalar yapma şansımız var. Yüzde 35 oranında bu atıkları tekrar çimento, beton üretiminde ve farklı alanlarda kullanma şansımız var. Ancak bir yıldır hükümet bu konuda en ufak adım atmadı. En ufak adım atmadığı gibi ne yazık ki Hatay’ın bütün bölgelerinde çevresel süreçleri yürütmeden, su kaynaklarını, doğayı, meraları, ağaçlık alanları göz ardı ederek sınırsızca yeni taş ocakları açtıklarını ve bunlara izin verildiğini biliyoruz. Hatta daha önce çevresel etki düzenleme süreçlerinde Bakanlığın olumsuz bulduğu alanların da şu anda taş ocağı olarak hükümet tarafından onaylandığını biliyoruz. Biz bunun yerine buradaki deprem atıklarının tekrar kullanılmasının, hayata geçirilmesinin yeni taş ocakları açılmasını önleyeceğini ifade ediyoruz. Uluslararası kuruluşlar bu konuda destek vermek istemesine rağmen hükümetin bu konuda herhangi bir başvuru yapmadığını üzülerek görüyoruz. Hükümet başvuru yapmamakla beraber aynı zamanda bizim de yönetimde olduğumuz, Hatay Büyükşehir Belediyesi gibi belediyelerin de başvurularına engel olduklarını biliyoruz.
“İKTİDAR, ULUSLARARASI FİNANS KURULUŞLARINDAN SADECE YENİ BİNA İÇİN DESTEK İSTİYOR”
Konut sorununa işaret eden Bozoğlu, bu sorunu daha çevreci, doğaya zarar vermeden ve daha ucuz şekilde çözme imkanı varken, AKP iktidarının doğayı yok eden bir bakış açısıyla bu süreci yürüttüğünü vurguladı. Bozoğlu, şöyle devam etti:
“Uluslararası finans kuruluşlarıyla yapılan toplantılarda Bakanlık personellerinin sadece yeni bina yapılması için destek istediğini öğrendik. Bu gerçekten üzücü çünkü şu anda belki son yüzyılın en büyük afetini yaşadık Hatay’da. Ama belki binlerce yıl boyunca sürecek olan bir çevresel kirlilik de şu anda Hatay’da ne yazık ki yaşanıyor. Toprağı, yer altı suları kirlenmiş bir Hatay’dan bahsediyoruz. Bunun önüne geçmek için mutlaka bu atıkları tekrar kullanmamız gerekiyor. Önemli bir asbest probleminden bahsediliyor. Çeşitli alanlarda yapılan analizlerde de bu deprem atıklarının içerisinde asbest olduğunu biliyoruz. Fakat şu andaki yapılan uygulama bu asbestin doğaya yayılmasına sebep oluyor. Asbest, aslında normal şartlarda nefesle beraber akciğerlere gittiği zaman büyük tehlikeler yaratan ve kanser riski oluşturan bir maddedir. Dolayısıyla bunların solunmaması gerekir.”
“HATAY’IN KÜLLERİNDEN TEKRAR YARATILMASI İÇİN EMEK HARCAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Sahada gözlemlediklerine göre hem DSİ işçilerinin hem diğer çalışanların kontrolsüz bir şekilde asbeste veya toza maruz kaldığını anlatan Bozoğlu, “Herhangi bir güvenlik önlemi alınmadan, devlet denetimi olmadan vahşi bir şekilde tabiri caizse, bu atıklar ayrıştırılmaya çalışılıyor. İçerisinden sadece demiri alınıp geri kalan bütün atıklar sahaya bırakılıyor. Kimi zaman düzleştirilip üzerine konteyner kurulduğunu üzülerek görüyoruz. 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışmayan bir tarzda bu atıkların ilerletildiği ve Hatay’ın yer altı sularının, toprağının kirletildiğini görüyoruz. Ancak çaresiz değiliz. Bu konuda ne yazık ki devletimizin, daha doğrusu kamu kurumlarımızın, bakanlıklarımızın liyakatsiz yönetilmesinden kaynaklı bu konuda çözüm üretmediklerini görüyoruz. CHP olarak liyakatli kadrolarımızla belediyelerimizden başlayarak bu atıkların doğru şekilde yönetilmesi için planlamamızı yaptık, projelerimizi hazırladık. Önümüzdeki tek engel, 31 Mart. 31 Mart seçimlerinden sonra alacağımız olumlu sonuçlarla beraber Hatay’ın küllerinden tekrar yaratılması için de emek harcamaya devam edeceğiz.”
