Aysu Bankoğlu: “Bir Kısım Emekliye Verilecek Olan 5 Bin Lira Tutarındaki Komik İkramiye, Akp’nin Emekliye 100. Yıl Kazığıdır”
Zeliha Aksaz Şahbaz: “14 Mart Tıp Bayramı Artık Kutlama Değil; Sağlık Hakkı Ve Sağlık Emekçilerimizin Özlük Hakları İçin Sorunlara Dikkat Çekme Ve Çözüm Önerme Zamanı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, “Bugün, hekimliğin onurunu ve mücadelesini simgeleyen, 105 yıldır kutlanan anlamlı bir gün; 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bu bayram, bugün artık kutlama değil; halkımızın sağlık hakkı ve hekimlerimizin, sağlık emekçilerimizin, özlük hakları için sorunlara dikkat çekme ve çözüm arama günüdür. Halkımızın sağlık hakkını görmezden gelerek sağlığı hızla ticarileştiren tüccar devlet anlayışıyla karşı karşıyayız. Sayın Sağlık Bakanı, görevinin halkın sağlık hakkını korumak olduğunu unutmuş, hastalanarak tedavi için hastaneye başvuran hastalarımızın halkın içindeki oranının yüksekliğiyle övünmektedir. Vatandaşlarımız, beş dakikalık muayene için aylarca randevu beklerken sağlığını kaybetmektedir” dedi.
CHP Sağlık Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Sağlıkta yaşanan sorunlara dikkat çeken Aksaz Şahbaz, Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında kamu kaynaklarından dev bütçelerle yapım ve işletme garantisi verilerek şirketlere yaptırılan hasta garantili şehir hastaneleriyle tedavi hizmetlerinin özelleştirildiğini söyledi. Aksaz Şahbaz şöyle konuştu:
“Bugün, hekimliğin onurunu ve mücadelesini simgeleyen, 105 yıldır kutlanan anlamlı bir gün; 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bu bayram, bugün artık kutlama değil; halkımızın sağlık hakkı ve hekimlerimizin, sağlık emekçilerimizin özlük hakları için sorunlara dikkat çekme ve çözüm önerme zamanı. Halkımızın sağlık hakkını görmezden gelerek sağlığı hızla ticarileştiren tüccar devlet anlayışıyla karşı karşıyayız. Neoliberal sağlık politikalarıyla ‘sağlıkta dönüşüm’ adı altında koruyucu sağlık hizmetleri yok sayılarak sağlıkta ticarileşme ve özelleştirmelerin önü açılmıştır. Aile hekimliği sistemiyle koruyucu sağlık hizmeti ve birinci basamak sağlık hizmetleri, piyasalaştırılmış ve aile hekimlerine emanet edilmiştir. Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında kamu kaynaklarından dev bütçelerle yapım ve işletme garantisi verilerek şirketlere yaptırılan hasta garantili şehir hastaneleriyle tedavi hizmetlerinin özelleştirilmesi söz konusudur. Sayın Sağlık Bakanı, görevinin halkın sağlık hakkını korumak olduğunu unutmuş, hastalanarak tedavi için hastaneye başvuran hastalarımızın halkın içindeki oranının yüksekliğiyle övünmektedir. Vatandaşlarımız, beş dakikalık muayene için aylarca randevu beklerken sağlığını kaybetmektedir.
“ŞİDDET, YOĞUN HASTA YÜKÜ, GÜVENCESİZ ÇALIŞMA, MOBBİNGLER HEKİMLERİ VE SAĞLIK EMEKÇİLERİMİZİ CANINDAN BEZDİRMEKTEDİR”
Yanlış ilaç fiyatlandırma politikalarıyla yaşamsal önemdeki pek çok ilaç, piyasada bulunamamaktadır. İlaçta katkı payı ve her gün SUT kapsamından çıkartılan ilaçlara ödeme yapmak zorunda kalan vatandaşlarımız ilaca ulaşamamaktadır. ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 sayılı KHK’da Değişiklik Yapılmasına Dair’ son dönemde yasalaşan mevzuata göre, ilaçların ruhsatlandırılmasında halk sağlığını tehdit eden maddeler vardır. Bu yasayla hekimler ve sağlık emekçileri güvencesiz çalışmaya, hukuksuz bir şekilde cezalandırılmaya ve köleleştirilmeye çalışılmaktadır. Akademik özerklik yok sayılmaktadır. Anayasa’ya aykırı hükümler içeren bu kanun maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru hazırlıklarımız devam ediyor. Sağlık sistemindeki aksaklıklar, kışkırtılmış sağlık talebi, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin itibarsızlaştırılması, sağlık emekçilerini hedef haline getirmektedir. Sağlıkta şiddet olağanlaşmış, toplumdaki şiddet dalgası arttıkça ölümlerle birlikte dayanılmaz bir hal almıştır. Sağlıkta şiddet, beş dakikada bir hasta muayene etme zorunluluğu, yoğun hasta yükü, malpraktis davaları, güvencesiz çalışma, yetersiz kadrolarla artan iş yükü ve nöbetler, iş yerlerinde karşılaşılan mobbingler hekimleri ve sağlık emekçilerimizi canından bezdirmektedir.
“MUHALEFETİ VE MESLEK ÖRGÜTLERİNİ YOK SAYAN İKTİDAR ÇÖZÜMÜN DEĞİL, SORUNUN BİR PARÇASI OLAMAYA DEVAM ETMEKTEDİR”
Sağlıkta şiddetle etkin mücadele ve hekimlerin ve sağlık emekçilerimizin özlük hakları için Meclis’te yaptığımız itirazlar, kanun teklifleri ve araştırma önergeleri reddedilerek sorunların çözümü için yasal düzenlemelerin önü kapatılmaktadır. Muhalefeti ve meslek örgütlerini yok sayan iktidar çözümün değil, sorunun bir parçası olamaya devam etmektedir. Sağlıkta şiddete etkin çözüm yasası ve güvenli çalışma ortamları isteyen sağlık emekçilerimiz sonuna kadar haklıdır. Meslek ve emek örgütlerinin talepleri doğrultusunda çalışma koşulları ve özlük hakları düzenlenmeli ve çalışma ortamları güvenli hale getirilmelidir. Muayene süreleri bilimsel, nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir. Acil servislerin işleyişi gözden geçirilerek acilde poliklinik hizmeti verilmemelidir. Bir halk sağlığı sorunu boyutuna gelmiş yoksulluk, sağlık emekçilerimizi de etkisine almıştır. Yoksulluk sınırı altında çalışan sağlık emekçilerimiz için hayatını idame ettirmek gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Hekimler ve sağlık emekçilerimiz, iş güvencesi altında kadrolu çalışmalı, tek kalemde emekliliğe yansıyacak bir temel maaş sistemi uygulanmalıdır. Emeklilikte yoksulluk sınırı üzerinde bir maaşla sosyal güvenlik kurumları arasındaki uçurumlar kaldırılmalıdır.
“14 MART TIP BAYRAMI’NI İÇTENLİKLE KUTLUYORUZ”
Tıp fakültesi ve uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitim kalitesini gözeterek azaltılmalı; atamalar liyakate dayalı yapılmalıdır. Koruyucu ve birinci basamak sağlık hizmeti güçlendirilmeli, kamusal olarak bölge tabanlı sunulmalı, bu alanda hekimlerimiz ve sağlık emekçilerimiz kadrolu ve iş güvenceli olarak çalışmalıdır. CHP olarak sağlığı bir ticari meta değil, evrensel bir hak olarak tanımlıyoruz. Sağlık hizmetinin devletin en önemli görevlerinden birisi olduğunu hatırlatıyoruz. Partimizin iktidarında kamusal bir hizmet olarak tüm vatandaşlarımızın hakkı olan ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti sunacağımızın, hekimlerimizin ve sağlık emekçilerimizin sorunlarını, meslek örgütlerinin önerileri doğrultusunda çözeceğimizin sözünü veriyoruz. Hekimlik ve sağlık hizmetinin sıradan bir meslek değil, eğitim hayatıyla başlayan ve ömür boyu süren bir fedakarlık ve adanmışlık olduğu bilinciyle hekimlerimize ve sağlık emekçilerimize teşekkür ediyor, 14 Mart Tıp Bayramı’nı içtenlikle kutluyoruz.”