CHP NİĞDE VİLAYET LİDERİ ERHAN ADEM: ” REKTÖR’Ü VE İDARESİ UYARIYORUM DERHAL MİSYONUNA SON VERİN ”
Cem Say’dan Boğaziçi’ne 90’A Yakın Akademisyen Alınması Açıklaması: “Konunun Uzmanlarıyla Değerlendirilip Mi Yoksa Paraşüt Yoluyla Mı Karar Alındı? Ona Bakmak Lazım”
ÇAĞATAN AKYOL
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Say, yurt dışından üniversiteye yaklaşık 90 akademisyen alınmasına yönelik olarak “Bütün dünyadaki bir üniversiteye işe girmenin kuralları bellidir. O şekilde mi alındı, yani gidip çalışacakları bölümün hocalarıyla bütün bu adaylar bilimsel şekilde değerlendirilip konunun uzmanlarının kararıyla mı alındı; yoksa yukarıdan birileri tanıdı diye hiç bu konunun ilgisi olmayan, bölümün negatif görüş vermesine rağmen paraşüt yoluyla mı alındı? Ona bakmak lazım” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi’ne öğrencilerin “kayyum” olarak nitelendirdiği Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasıyla başlayan tepkiler, aradan 3 yıl geçmesine karşın hâlen devam ediyor. Tepkilerin ardından Bulu’nun görevden alınıp yerine Prof. Dr. Mehmet Naci İnci’nin atanması da tepkileri dindirmedi. Üniversite akademisyenleri, dün direnişin 163’üncü haftasında da rektörlük binasına sırtlarını dönme nöbetini sürdürdü.
Öte yandan rektör İnci, yaptığı açıklamayla üniversite bünyesine Harvard, Cambridge, Columbia ve yurt dışındaki daha birçok üniversiteden farklı branşlarda yaklaşık 90 akademisyen alındığını duyurdu. İnci, “Boğaziçi Üniversitesi, akademik kadrosunu dünyanın önemli üniversitelerinden akademisyenlerle genişletiyor” derken üniversitedeki Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Say’dan tepki geldi. ANKA Haber Ajansı’na değerlendirme yapan Say, “Boğaziçi Üniversitesi’ne akademisyen geliyor mu, gidiyor mu; o hesabı iyi yapmak lazım” dedi.
“HOCALARIMIZIN SAYISI AZALIYOR”
Say, şunları söyledi:
“Boğaziçi Üniversitesi’ne bu 2021’in başında olan operasyon başladı başlayalı bizim hocalarımızın maalesef son zamanlarda daha da artan bir sayıda sayısı azalıyor. Şöyle azalıyor, bir kere emekli ama hâlâ ders vermekte olan, dünyada konusunun lideri pozisyonunda olan hocalarımızın ders vermesi engellendi. Üstüne üstlük kapıdan girmesi de engellendi. Yani o şekilde çok ciddi büyük bir sayıda hoca kaybımız var. Bu emekli ama hâlâ ders veren hocaların kaybı. Bir de bayağı, çoğunluğu genç bunların, işte doçentliği gelmiş ama yükseltilmiyor gerekçe verilmeden. Doçent unvanını almış, gerekli bütün akademik şeyleri yapmış ama işte yönetim kurulu onu yükseltmiyor ya da profesörlüğe gelmiş, aynı şekilde hiç gündeme alınmıyor ve de bunların hiçbir akademik gerekçesi filan da yok. Gerekçenin ne olduğu belli. Bu şekilde durup dururken göklerden gelen kararla mevcut derslerinin yanına yeni ders yazmalar falan gibi tuhaf tuhaf uygulamalar sayesinde ve genel olarak okuldaki yönetim ilkelerinin terk edilip ‘Ben yaptım oldu’ sistemine geçilmesi nedeniyle 50 küsur sayıda hocamız istifa etti. Çoğunluğu da özellikle gençler, işte dünyada zaten kendilerini kapmaya hazır bekleyen başka üniversitelere, başka ülkelere gidiyorlar yani. Boğaziçi’nde hoca artıyor mu, azalıyor mu; hesap karışık yani.
“BECERİSİNE UYGUN MU YOKSA BİRİNİN GÖNLÜNE GÖRE Mİ SOKULUYOR”
Bir de bu bahsettiğimiz haberde işte yurt dışında şuralardan buralardan alındı diyor, alındı da nasıl alındı? Bütün dünyadaki bir üniversiteye işe girmenin kuralları bellidir. O şekilde mi alındı, yani gidip çalışacakları bölümün hocalarına ‘Ben buyum. İşte benim çalışmalarım şunlar. Bakın, ben böyle İngilizce dersi vermeyi becerebiliyorum’ filan diye konuşup, tanışıp, bütün bu adaylar bilimsel şekilde değerlendirilip ondan sonra aşağıdan yukarıya bölümün istediği, yani o bilimin, o konunun uzmanlarının kararıyla mı alındı; yoksa yukarıdan birileri tanıdı diye hiç bu konunun ilgisi olmayan, bölümün negatif görüş vermesine, ‘Aman, sakın bu gelmesin, bu gelirse burada hiçbir ders bile verecek bilgisi yok’ demesine rağmen paraşüt yoluyla mı alındı? Yani diplomasında güzel bir üniversite ismi yazıyor olabilir de diplomasında güzel üniversite ismi yazan adam, bu kendi becerisine uygun bir yere mi sokuluyor yoksa öyle birisinin gönlüne göre mi sokuluyor? Ona bakmak lazım.
“BİZİM BÖLÜMDEKİ ATAMALARLA İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ SÜRÜYOR”
Bir konunun uzmanı olarak, yani filanca bölümün hocası olarak işe başlamak istiyorsanız sizin o işi becerip beceremediğinizi, sizin o konudan anlayıp anlamadığınızı kim değerlendirebilir; yine o konunun uzmanları değerlendirebilir, değil mi? Onlar da o bölümde olur yani. İşte bilmem ne mühendisliği bölümü, bilmem ne biyolojisi bölümü filan. O insanların bu karara dahil olması lazım. Onların görüşüne göre bu işin olması lazım. Yoksa yukarıda hiç bu dediğimiz mesleklerden olmayan, tek özelliği oraya yönetici olarak atanmış olmak olan birilerinin verdiği karar, tabii ki o bilimi bilen insanların değerlendirmesi gibi olamaz. Sonuçlarını da görüyoruz zaten. Bizim bölüme de buna benzer atamalar oldu, oluyor. Onunla ilgili de hukuki süreçler sürüyor.”