İstanbul’da Mayıs Enflasyonu Belli Oldu!
Ednan Arslan: “Enerji Fiyatları Düşerken Dağıtım Bedellerine Zam Yaparak Faturaları Şişirenler, Milletin Sırtına Yükleyecekleri Zammın Pr’ını Yapıyor”
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın seçim sonrasında enerji fiyatlarına zam gelebileceğine ilişkin dolaylı sözlerini eleştirdi.Karahan, “Merkez Bankasının yeni başkanı atanır atanmaz dağıtım şirketlerine göz kırptı. Enerji fiyatları düşerken dağıtım bedellerine zam yaparak faturaları şişirenler, yine milletin sırtına yükleyecekleri zammın PR’ını yapıyor. Merkez Bankası Başkanı enerji şirketlerinin sözcüsü gibi” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın, 31 mart seçimleri sonrasında yapılabilecek zammın enflasyon hesabına etkisiyle ilgili soru üzerine bunu öngördüklerini söylemesini eleştirdi. Ednan Arslan’ın bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Merkez Bankasının yeni başkanı atanır atanmaz dağıtım şirketlerine göz kırptı. Enerji fiyatları düşerken dağıtım bedellerine zam yaparak faturaları şişirenler, yine milletin sırtına yükleyecekleri zammın PR’ını yapıyor. Merkez Bankası Başkanı enerji şirketlerinin sözcüsü gibi.
“YANDAŞLARIN BEĞENİSİNİ ALMAK ONLARI MUTLU ETMEK İÇİN NE YAPACAKLARINI ŞAŞIRDILAR”
Yeni başkan, gerçekleştirdiği ilk sunumda enerji alanını köşe bucak kaplamış yandaşlara müjde verdi. Elektrik ve Doğalgaz tarifelerine kademeli zam beklentisi olduğunu ve 1 Nisan sonrası enerjide düzenlemeler yapılacağını adeta ağzından kaçırmış. İktidar ve liyakatsiz kadrolarının yine vatandaşı unuttuğu ortada. Yandaşların beğenisini almak onları mutlu etmek için ne yapacaklarını şaşırdılar.
“BİR ZAM BASKISI VARSA DA VATANDAŞIN SUÇU NE?”
Peki iktidarın kendi eliyle, neredeyse tamamını şirketlere bıraktığı enerji piyasamızda ve dünyada gerçekten böyle bir zam baskısı var mı? Bir zam baskısı varsa da bu dolar kurunun artışı, TL’deki değer kaybı ve yandaş şirketlerin kendi öz kaynakları ile yatırım yapmak yerine döviz üzerinden aldıkları krediler nedeniyle var. Peki burada vatandaşın suçu ne? Pandemi sonrası dünyada enerji fiyatları düşmekte. Kendi iç piyasamızda enerji maliyetleri 2022’deki kWh başına 3.5 TL düzeylerinden 2.2 TL’ye kadar gerilemiş durumda. Ayrıca OECD ve Avrupa ülkelerinin çoğunda enerji enflasyonu negatif değerde. Bizde ise Ocak 2023 de yüzde 110 olan 12 aylık enerji enflasyonu Ocak 2024’te yüzde 15 seviyelerinde. Hal böyle iken neyin zammı?
“YAKLAŞIK 108 MİLYAR TL DAĞITIM ŞİRKETLERİNE GİTTİ”
Kaldı ki 2023 yılında 3 kez enerji bedelini düşürüp, dağıtım bedeline zam yaptılar. Vatandaşlarımız faturalarında 2023 yılında dağıtım şirketlerine fazladan 125 TL ödedi. Enerji bedeli düşürülürken dağıtım şirketlerinin aldığı dağıtım bedellerine zam yapılmasaydı; 240 kWh tüketimi olan bir meskenin aylık faturası 125 TL daha ucuz olacaktı. 2023 yılında dağıtım şirketlerinin dağıtım bedeline yapılan zamlar ile abone türlerine göre tüketim üzerinden 1 yılda toplamda ne kadar fazladan para aldığını hesapladık. Mesken üzerinden örnek vermek gerekirse; 2022 aralık ayında kWh başına 0,33 TL olan dağıtım bedeli 0.86 TL’ ye çıkarıldı. Dağıtım şirketleri mesken abonelerinden 2023 yılında 0,86 TL dağıtım bedeli ve 66 Milyar kWh tüketim üzerinden yaklaşık 53.2 Milyar TL dağıtım bedeli tahsil etti. Eğer dağıtım bedeli 0,33 olarak kalsaydı 22.1 Milyar TL tahsil edeceklerdi. Yani fazladan 31 Milyar TL Dağıtım şirketlerine gitmiş oldu. Aynı hesabı diğer abone guruplarının 2023 tüketimleri ve onlara uygulanan dağıtım bedelleri üzerinden yaptığımızda; Mesken abonelerinden 31 Milyar TL, Sanayiden 36.2 Milyar TL, Kamudan 32.1 Milyar TL, Tarımsal Sulamadan 6 milyar TL ve Aydınlatmadan 2.3 Milyar TL. Toplamda yaklaşık 108 Milyar TL dağıtım şirketlerine gitti. Ve bu hesaplara KDV dahil değil.
“ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI ARTIRMAK ÜLKEMİZE KÖTÜLÜK YAPMAK DEMEK”
Bakın biz her defasında söyledik; enerji alanı yapısı gereği doğal tekeldir ve kamu eliyle yürütülmelidir. AKP iktidara geldiğinde kurulu gücümüzde kamu payı yüzde 50’lerdeyken günümüzde yüzde 13’lere gerilemiş durumda. Kurulu güçte kamu payını artırmadığımız sürece ülkemiz enerji alanında bu dalgalanmaları yaşamaktan kurtulamaz.
Peki iktidar ne yapıyor, Birleşik Arap Emirlikleri ile anlaşma imzalayıp, toplamda 27 GW kurulu güçte Nükleer Santral, RES-GES, Doğalgaz çevrim Santrali gibi pek çok enerji yatırımı planlıyor. Bu anlaşma şu anda Dış işleri Komisyonunda bekliyor ve tali komisyon olarak da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu görüşülecek. Eğer anlaşma kabul edilir ve önümüzdeki yıllarda 27 GW kurulu güç olması öngörülen yatırımlar BAE eliyle yapılırsa; elektrik üretimi kurulu gücünde dışa bağımlılığımız Akkuyu Nükleer Santralini de hesaba katarsak, yüzde 35’ten yüzde 50’ye çıkacak. Enerjide dışa bağımlılığı artırmak ülkemize kötülük yapmak demek.”