12 Kasım 2024 Salı

Tüsiad Başkanı Orhan Turan: “Eğitim Sisteminde Cemaat Ve Tarikatlara Da Siyasetle İlişkilendirilen Yapılara Da Yer Olmaması Gerekir”

HAKAN KAYA

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda; “Çağı yakalamamızı sağlayacak olan eğitim sistemi ezberci değil, eleştirel ve yaratıcı düşünceyi öncelemekten geçer. Bilimin yol göstericiliğine sıkı sıkı sarılmalıyız. Bu sistemde cemaat ve tarikatlara da siyasetle ilişkilendirilen yapılara da yer olmaması gerekir” dedi. Ülke ekonomisinde yaşanan sorunların sadece para ve maliye politikalarıyla aşılabilir nitelikte olmadığını kaydeden Turan, “Sorunların etrafından dolaşmak, pansuman önlemlerle çözümü geleceğe ötelemek, ülkenin çıkarına olmuyor” diye konuştu.

TÜSİAD Genel Kurulu, bugün toplandı. Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, yaklaşan yerel seçimlere dikkat çekerek “Umuyorum ki önümüzdeki yerel seçimler, genel seçim mantığında ilerlemek yerine kentlerdeki yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik somut projeleri tartışacağımız bir zemin oluştursun. Tüm siyasi partilerimizden, örneğin akıllı kent projelerini, teknolojiyi kent yaşamına nasıl entegre edebileceklerini duymak isteriz.”

“ADAYLAR ARASINDA KADINLARIN AĞIRLIĞI BEKLENTİMİZİ KARŞILAMAKTAN UZAK”

Yerel seçimlerde kadın adayların azlığından yakınan Turan, “Uzun yıllardır kadınların siyasete katılımının önemini vurgulamaya devam ediyoruz. Şimdiye kadar açıklanmış olan adaylara baktığımızda maalesef bu yerel seçimlerde de seçilebilecek yerlerden gösterilen adaylar arasında kadınların ağırlığı beklentimizi karşılamaktan uzak” dedi.

“EKONOMİDE YANAN ATEŞİ SÖNDÜRMEK İÇİN RASYONEL POLİTİKA ÇERÇEVESİNE BAĞLI KALMAYA DEVAM ETMEMİZ GEREKİYOR”

Ekonominin durumuyla ilgili de değerlendirmeler yapan Turan, “Çok zorlu ekonomik bir dönemden geçtik. Ekonomide yanan ateşi söndürmek için rasyonel politika çerçevesine bağlı kalmaya devam etmemiz gerekiyor. Enflasyonla mücadelede para politikasının sosyal politikalar ve maliye politikasıyla desteklenmesini önemsiyoruz. Bu süreç sadece enflasyonun düşürülmesi açısından değil, aynı zamanda özellikle sabit gelirlilerin üzerindeki olumsuz etkilerin hafifletilmesi açısından da son derece önemlidir” diye konuştu.

“TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN SORUNLAR SADECE PARA VE MALİYE POLİTİKALARIYLA AŞILAMAZ”

Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunların sadece para ve maliye politikalarıyla aşılabilir nitelikte olmadığını kaydeden Turan, “Sorunların etrafından dolaşmak, pansuman önlemlerle çözümü geleceğe ötelemek, ülkenin çıkarına olmuyor. Üretim yapısını son teknolojik devrime uygun biçimde dönüştürmeden, verimlilik artışı sağlamadan, sanayi ve tarımda yüksek katma değerli üretimi arttırmadan, beyin göçünün önüne geçmeden, nitelikli eğitim ve nitelikli insan kaynağı sorununu çözmeden ekonomimizin rekabetçiliğini koruyamayız, enflasyonda kalıcı bir iyileşme elde edemeyiz, geçim sıkıntısını çözemeyiz, cari açık sorununu tarihe havale edemeyiz, istihdam yaratamayız, orta gelir tuzağından kurtulup yüksek gelirli ülkeler arasına katılamayız. Belirsizlik ve dönüşümlerin giderek daha yoğunlaştığı bir dönemde bu adımları vakit kaybetmeden atmamız gerekiyor” diye konuştu.

“PARLAK BEYİNLERİ BAŞKA ÜLKELERE KAPTIRIYORUZ”

Ülkedeki beyin göçünün önlenmesi gerektiğine vurgu yapan  Turan, şöyle konuştu:

“Üniversite çağına kadar binbir emekle yetiştirdiğimiz gençlerimiz parlak beyinler olarak başka ülkelere kaptırıyoruz. Ancak neredeyse tüm kentlerimizde üniversiteler var. Ancak görüyoruz ki üniversite mezunları arasında iş gücüne katılım oranı düşüyor, işsizlik oranı ise artıyor. Eğitim masrafları artıyor, eğitimin getirisi ise geriliyor. Eğitimin niteliğini yükseltemezsek, nitelikli eğitimde fırsat eşitliği sağlayamazsak, gençlerimizi yeni çağın becerileriyle donatamazsak işimiz zor. Ne rekabet gücümüzün asli unsuru olarak iş gücünü yetiştirebiliriz, ne de gençlerimizi mutlu edip beyin göçünü önleyebiliriz.”

“BU SİSTEMDE CEMAAT VE TARİKATLARA DA SİYASETLE İLİŞKİLENDİRİLEN YAPILARA DA YER OLMAMASI  GEREKİR”

Turan, çağdaş eğitimin önemine vurgu yaparak, “Çağı yakalamamızı sağlayacak olan eğitim sistemi ezberci değil, eleştirel ve yaratıcı düşünceyi öncelemekten geçer. Bilimin yol göstericiliğine sıkı sıkı sarılmalıyız. Bu sistemde cemaat ve tarikatlara da siyasetle ilişkilendirilen yapılara da yer olmaması gerekir. Unutmayalım ki geleceğimizi üzerine inşa edeceğimiz en önemli sütunlarından biri insan. Belki de en önemlisi. Bu temeli tahkim etmeliyiz” dedi.

“SİYASETTEKİ GERİLİM TOPLUMSAL KUTUPLAŞMALARI DERİNLEŞTİRİYOR”

Günlük yaşamda gerginliklerin çok yükseldiğini belirten Turan, “Eski gerilimlerin üzerine yenileri ekleniyor. Günlük yaşamın hemen her alanında gördüğümüz gerginlik, kutuplaşma ve şiddet eğilimi birbirimize güvenimizi zedeliyor. Bu durum siyasetteki gerilimin tırmanmasına da yol açıyor. Siyasetteki gerilim de toplumsal kutuplaşmaları derinleştiriyor. Bu negatif döngüyü kırmak zorundayız. Siyasetteki gerilimi ve toplumdaki kutuplaşmayı önlemenin bildiğimiz en etkili yolu demokratik süreçlerin daha iyi iyileştirilmesinden geçiyor” ifadelerini kullandı.

“ADALETE GÜVEN DUYGUSUNUN GÜÇLÜ OLMASI İÇİN MAHKEME KARARLARINDA ÇELİŞKİ OLMAMASI GEREKİR”

İstikrarlı bir demokrasi ve demokratik standartların yükseltilmesi yolunda daha alınması gereken mesafe olduğuna dikkat çeken Turan, “Haklar ve özgürlükler, eşit yurttaşlık, denge ve denetleme mekanizmaları siyasi hayata katılım gibi başlıklarda ilerleme sağlamak gerekiyor. Özellikle de hukukun üstünlüğü başlığında adalete güven duygusunun güçlü olması için mahkeme kararlarında çelişki olmaması, yargı organları arasında uyum sağlanması, kararların herkes için bağlayıcı olması, adil yargılama hakkının mutlaka Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında uygulanması, her düzeydeki mahkeme kararlarının parçası olduğumuz uluslararası normlara ve sözleşmelere de uygun olması gerekiyor. Ancak tarif ettiğimiz standart ve referanslara uyum bir adalet anlayışıyla siyasi ve toplumsal gerilimlerin düşürülmesi yönünde ilerleyebilir. Yargının hakemliği konusundaki tereddütleri ortadan kaldırabiliriz” şeklinde konuştu.

“KAYIKÇI KAVGASINI BİR KENARA BIRAKALIM”

Turan, “Vakit geçirmeden ülkemizin geleceği için yaşamsal konulara odaklanalım. Kayıkçı kavgasını bir kenara bırakalım, kısa vadeli kısır çekişmelere rağbet etmeyelim, şahsi ikbal peşinde koşmak yerine ülkenin geleceği için rekabet edelim. TÜSİAD’ın ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine taşımak için bu yönde çalışmaya devam edeceğine inanıyorum” dedi.

ORHAN TURAN YENİDEN SEÇİLDİ, TUNCAY ÖZİLHAN’IN YERİNE ÖMER ARAS GELDİ

Genel Kurul’da yapılan seçimde Orhan Turan yeniden seçilirken, Tuncay Özilhan’ın yerine Ömer Aras Yüksek İstişare Konseyi Başkanı oldu.

 

İlgili Haberler