İlköğretim Çağındaki Öğrencilere Beslenme Desteği
Tip’ten İstanbul’da Can Atalay İçin Eylem… Barış Atay: “Terörist Görmek İstiyorsanız Can’ın Vekilliğini Düşürme Kararını Okuyan Bekir Bozdağ’a, Fethullahçıların Elini Eteğini Öpen Milletvekilinden Bakanına, Hatta Cumhurbaşkanı’na Bakacaksınız”
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından partinin İstanbul İl Örgütü, İstanbul’daki Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı. TİP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hatay Milletvekili Barış Atay, “Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız” dedi.
14 Mayıs’ta milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinden tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliği; eski Adalet Bakanı, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın kararı bugün TBMM Genel Kurulu’nda okumasıyla düşürüldü. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) de hakkında iki kez “hak ihlali” verdiği Atalay, Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararlarıyla tahliye edilmemişti.
Kararın ardından TİP İstanbul İl Örgütü, Beşiktaş İskelesi önünde akşam saatlerinde Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini protesto etti. Çok sayıda siyasi parti, örgüt ve kurum temsilcisi ile birlikte CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de katıldığı eylemde, “Saray yargısı değil, halk iradesi” ve “Can Atalay’a özgürlük” yazılı pankartlar açıldı.
ARZUM YALÇIN: ANAYASA’NIN ORTADAN KALKARAK MECLİS TARAFINDAN KABUL EDİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
“Hak, hukuk, adalet”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının da atıldığı eylemde ilk olarak TİP Gençlik Sekreteri Arzum Yalçın konuştu. AYM kararlarının uygulanmadığını anımsatan Yalçın, şunları söyledi:
“Buradan soruyoruz. Bugünden itibaren bu ülkeye hukuki bir devlet, demokratik bir devlet diyebilir miyiz? Bugün bizzat Meclis’te Anayasa, ayaklar altına alınmış; Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay eliyle gerçekleştirilen bu darbe girişiminin bir ortağı hâline getirilmiştir. Bu saatten sonra bu ülkede herkes çıkıp ‘Ben Anayasa’yı da Anayasa Mahkemesi’ni de tanımıyorum’ diyebilir. Türkiye’de artık bir Anayasa’nın bulunmadığını, anayasal güvencenin de ortadan kalktığını, bizzat Meclis tarafından kabul edildiğini görüyoruz. Bu kararı onaylayanlara sesleniyoruz. Bir işe kalkıştıysanız cesaretiniz olsun. Bu hukuksuz kararı Numan Kurtulmuş’un okumaması ve yurt dışına çıkması, adı geçmiş dönem kumpas davalarıyla anılan ve çokça Fethullah Gülen’i açıktan övmesiyle tanıdığımız Bekir Bozdağ’ın bu kararı okumasından da bir şeyi çok iyi anlıyoruz, çok iyi görüyoruz. Bu hukuksuz karara tüm AKP’lilerin dahi altına imzasını atmadığını, imzasını atmaktan çekindiğini görüyoruz.
“GEZİ’Yİ KİRLETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak payı olanlara, kararının altına imzasını atanlara sesleniyoruz. Bu ülkenin tarihinin en şanlı direnişlerinden biri olan Gezi direnişini karanlığınızla kirletmenize izin vermeyeceğiz. Gezi direnişi onurumuzdur. Gezi’de sadece Can yoktu. Burada gördüğünüz binler, bu ülkede gördüğünüz 10 binler Gezi’deydi ve her birimiz Gezi’den de Gezi’deki kaybettiğimiz arkadaşlarımızdan da Gezi’de dövüştüğümüz her barikattan da gurur duyuyoruz. Hatay depreminin, asrın felaketinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bu kararı Meclis’te okutanlar, Hatay halkını çadırlara mahkûm edenlerdir. Hatay halkını, mahkûm ettikleri çadırları da utanmadan parayla satmaya kalkanlardır. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkûm ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın bedelini elbet ödeyeceksiniz. Can Atalay, er ya da geç o sıkıştırdığınız dört duvarın arasından çıkacak, Hatay halkı vekiline kavuşacaktır. En son biz biliyoruz ki, kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet diyoruz.”
ÖZGÜR URFA: GÜLEN’İ ÖVEN BOZDAĞ, 15 TEMMUZ’DA YAPAMADIĞINI BUGÜN YAPMIŞTIR
TİP Parti Meclisi (PM) üyesi ve avukat Özgür Urfa da bugünün tarihini bir kenara not aldıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bu ülkede 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ne olduysa bugün de bir benzeri olmuştur. Bugün yaşanan şeyin adı darbedir. Bunun altında kimin imzası varsa bunların hepsi de darbecidir. Bu ülke 12 Mart’ta darbecilerini, 12 Eylül darbecilerini unutmadı. Bugünkü darbecileri de unutmayacağız. Üstünden kaç yıl geçse de darbecilikten yargılanacaklar ve hak ettikleri cezaevine girecekler. Bugün Meclis’te yaşanan şudur. 15 Temmuz’da darbeye direnen Meclis, bugün darbenin parçası olmuştur. Bu utanç onlara yetecektir. Bunun hesabını vereceklerdir. 15 Temmuz’da darbenin başında olan Fethullah Gülen’i öven Bekir Bozdağ, o gün yapamadıklarını bugün yapmıştır. O gün yapılamayan darbeyi bugün yine Bekir Bozdağ, altına imza atarak yapmıştır ama mesele esir düşmekte değil, mesele teslim olmamaktadır. Biz teslim olmuyoruz. Bundan sonra da olmayacağız. Bizi korkutamayacaklar, yıldıramayacaklar. Vazgeçmeyeceğiz, unutturmayacağız. Kaç gün sürerse sürsün, kaç ay sürerse sürsün bu darbeye hep birlikte direneceğiz.
“BU DARBE EN ÇOK HATAY HALKINA YAPILMIŞTIR”
Türkiye’de bugün Anayasa rafa kalkmıştır. Anayasa Mahkemesi bugün kapatılmıştır. Bugün hukuk kalmamıştır. Hukuk yoksa sokak vardır diyoruz. Buradayız. Sokakta olmayı sürdüreceğiz. Bu darbe sadece Can Atalay’a karşı değil, sadece Türkiye İşçi Partisi’ne karşı yapılmamıştır; bu darbe en çok Hatay halkına karşı yapılmıştır. Bir yıl önce dümdüz olan, taş üstünde taş kalmayan Antakya, Defne, Samandağ, Arsuz halkına karşı yapılmıştır. Taş üstünde taş kalmayan yerlerin sorumluları yargılanmamaktadır. Aradan bir yıl geçti. Kimse hesap vermemektedir. Müteahhitler ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam etmektedir. Kamu görevlileri ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam etmektedir. İşte Can Atalay bu yüzden hâlâ tutsaktır. Onlar dışarıda rahat gezebilsinler diye tutsaktır ama pes etmiyoruz. Can Atalay’ı çıkaracağız. O müteahhitleri, o belediyedeki kamu görevlilerini, o bakanlıktaki görevleri hak ettikleri yere göndereceğiz. Bugün burada bitmiyor mücadelemiz. Hatay halkının yanında daha fazla olacağız. Can Atalay’ın gidemediği yere biz gideceğiz. Arsuz’da, Defne’de, Samandağ’da halkçı belediyecilik nasıl yapılır, bir kez daha göstereceğiz.”
ÖZGÜR ÇELİK: BU KARAR, ANAYASAL DÜZENE DARBEDİR
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de konuşmasında, anayasal düzene, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye sahip çıkmak için burada olduklarını vurguladı. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkiye demokrasi tarihine yeni bir karar leke eklenmiştir. Depremzede Hatay halkının özgür iradesiyle seçtiği Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararını tanımıyoruz. Bu karar, anayasal düzene bir darbedir. Bu karar, Türkiye’de demokrasiyi ortadan kaldırmaya yönelik büyük bir girişimdir. Yüksek yargı organları suç işlemiştir ancak bugün bu suça Türkiye Büyük Millet Meclisi ortak edilmiştir. Bizim bu topraklarda 150 yıla yakın bir anayasa deneyimimiz var. Bugün Türkiye’de saray iktidarı, Türkiye’yi çoklu bir kriz ortamına sürüklemiştir. Bir yanda yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşayan milyonlar yokluğa, yoksulluğa mahkûm edilmiştir; bir yanda siyasal krizler, devlet krizleri yaşanmaktadır. Her gün Anayasa ayaklar altına alınmaktadır. Demokrasi her gün tahrip edilmektedir ancak şunu bilmelerini isteriz. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerde bulunanlara, demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışanlara şunu söylemek isteriz.
“MİLLETİN İRADESİNİN ÜZERİNDE HİÇBİR ŞEY YOKTUR”
Biz bu ülkede Anayasa’yı, demokrasiyi savunacak milyonlarız. Biz bu ülkede toplumun barış, huzur, refah içerisinde yaşamasını savunan milyonlarız. Saray ve saray iradesi şunu bilsin. Milletin iradesinin üzerinde hiçbir şey yoktur. Millet, halkımız bu darbeye, bu demokrasiyi ortadan kaldırma girişimine gereken cevabı verecektir. Can Atalay, Hatay milletvekilidir. Can Atalay, ülkemizin milletvekilidir. Kendisini millet iradesinin üzerinde gören bu anlayışı, bu düzeni hep birlikte sokaklarda, meydanlarda, hayatın her alanında birlikte mücadele ederek değiştireceğiz. Çünkü biz milyonlarız, biz birlikte mücadele ettiğimizde bu düzeni hep beraber değiştireceğimize sonsuz ve yürekten inanıyoruz. Dayanışmayla sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Hayatın her alanında mücadelemizi sürdüreceğiz.”
BARIŞ ATAY: BİZİM MİLLETVEKİLLERİMİZ HIRSIZLIKLA, DOLANDIRICILIKLA, RANTLA ANILMAZ
Sırayla siyasi parti, dernek ve kurum temsilcilerinin konuşmasının ardından TİP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hatay Milletvekili Barış Atay söz aldı. Bugün ortaya çıkan görüntünün tanıdık olduğunu ama Türkiye’de sağ hareketlerin toplamının aciz, gülünç ve asla bitmeyecek olan çaresizliği olduğunu dile getiren Atay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye sağ hareketi 10 yıllardır iktidarı elinde tutmanın verdiği, kendilerine göre özgüvenle Türkiye’deki devrimcileri, sosyalistleri tutuklayarak, öldürerek, kaybederek, yok sayarak sindireceklerini sanmışlardır ama gelin görün ki buradaydık, buradayız ve burada olacağız. Onlara bir türlü anlamadıkları bir şeyi söylemek her zaman olduğu gibi yine borcumuzdur. Biz verdiğimiz mücadelenin ne olduğunun farkında olan insanlarız. Biz başımıza gelme ihtimali olan şeylerin hep farkında olan insanlardık zaten. Tutuklanabileceğimizi de öldürülebileceğimizi de başımıza türlü türlü felaketler gelebileceğini de bilerek verdik bu mücadeleyi. 10 yıllardır bu mücadeleyi verenlerin açtığı yolda yürüdük, yürümeye devam ediyoruz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şu önemlidir. İnsanlar kendilerini bilmeli. Biz kendimizi nasıl biliyorsak AKP’liler, MHP’liler, milletvekilleri, yöneticileri mutlaka kendilerini biliyorlar. Mesela bizim milletvekillerimiz, diğer milletvekillerinin bazıları gibi hiç cinayetle anılmaz. Mesela hiç hırsızlıkla anılmaz, hiç dolandırıcılıkla, rantla anılmaz.
“CAN AVUKATTIR, DEVRİMCİDİR, ÇOK GÜZEL BİR İNSANDIR”
Bizim milletvekillerimiz ya da yoldaşlarımız yaptıkları, söyledikleri hiçbir şey için başı aşağıda gezmezler. Can Atalay’ı tanımak mı istiyorsunuz? Bugün bazı iktidar mensupları, ‘Hakkında terör örgütünden oluşan suçlamalar, milletvekilliğinin düşürülmesini gerektirir’ diye bilmiş bilmiş laflar ettiler. Bu ne demektir, Can Atalay’a terörist diyorlar, öyle mi? Biz buna, bize terörist denmesini alışığız ama ben Can Atalay’ı anlatayım. Can Atalay avukattır, devrimcidir, çok güzel bir insandır öncelikle. Nerenin avukatıdır; Soma’da madende, Çorlu’da trenlerde, Sakarya’da fabrikalarda, patlamalarda, Hatay’da, Adıyaman’da, Elbistan’da, Pazarcık’ta depremde katledilenlerin, Aladağ’da yakılan kız çocuklarının avukatıdır. Sizin Can’ı dört duvar arasına hapsettiğini sanmanız, Can’ı niteliklerinden toz zerresi kadar götürmez, bilesiniz. Can’a terörist mi diyorsunuz? Terörist demek bu ülkede bedava. Gördüğünüz herkes iktidara göre terörist. Bizim bununla bir sorunumuz yok.
“BİZİ SİNDİREBİLECEĞİNİZİ SANIYORSANIZ HODRİ MEYDAN”
Sonuç itibarıyla daha önce de söyledik. Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Terörist görmek istiyorsanız ona bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız. Bizi sindirebileceğinizi zannediyorsanız buyurun, hodri meydan. Biz asla başımıza eğik gezmedik, asla yaptıklarımızdan utanmadık. Dün ne diyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. Yarın da aynısını söyleyeceğiz. AKP devletleşmiş ve hatta mafyalaşmış bir hükümettir. Yarın Can Atalay çıkacak, yarın siyasi fikirleri yüzünden tutsak edilen bütün yoldaşlarımız çıkacak ama şunu da söyleyeyim.
“‘OSMANLIYIZ’ DEDİĞİNİZ ATALARINIZ GİBİ GEMİLERLE KAÇMAK ZORUNDA KALACAKSINIZ”
Rantıyla, dolandırıcılığıyla, bu ülkenin bütün topraklarının işgal edilmesine izin vermeleriyle, bugün bu ülkenin bütün kaynaklarını sömürmeleriyle, bugün Anayasa’ya darbe yapmalarıyla vatana ihanet suçu işleyen bu iktidar yargılanmaya başlayacak. İşte o zaman siz Can kadar cesur olup, gelip, ifadenizi verip tutuklanmayı beklemeyeceksiniz. Bugün sırtınızı dayadığınız ‘Biz Osmanlı’yız’ dediğiniz atalarınız gibi gemilere binip kaçmak zorunda kalacaksınız ama biz size izin vermeyeceğiz. Bu artık Can Atalay meselesi, bu artık bir milletvekilinin tutuklanması meselesi değil. Bu ülkede şu an isimlerini tek tek sayamayacağız onlarca milletvekili tutuklandı, hâlâ içeride. Bu mesele artık bu ülkede hakkın, hukukun, doğal olarak adaletin olmadığı ama ağır aksak işleyen, güya bir Anayasa varken artık Anayasa’nın da olmadığını, bu gerçekle yüzleşmemiz gerektiğinin göstergesidir. Bizim hep beraber yapmamız gereken ortaklaşarak, omuzlaşarak mücadele etmektir.
“HEPİNİZ TARİHİN TOZLU SAYFALARINDA YOK OLUP GİDECEKSİNİZ”
Bu mesele, Can Atalay meselesi değil. Bu mesele, Türkiye halklarının tamamının meselesidir. Eğer dün sahip çıkamadıklarımızın üzerine bugün Can Atalay’a da sahip çıkamazsak yarın yaşamınız olmayacak. Buradan bir selam da Can’ın yoldaşı Selçuk Kozağaçlı’ya gönderelim. Ne diyordu? ‘Mesele, sadece yaşamak meselesi değil. Onurlu bir yaşamdır önemli olan. Emek dolu bir yaşamdır. Bunun için mücadele etmektir’. Hepiniz sağ olun, var olun. Şunu unutmayın. Bugünkü görüntü Denizlerin (Gezmiş), Yusufların (Aslan), Hüseyinlerin (İnan) idam kararlarını oylayan o faşist milletvekillerinin görüntüsünü andırıyordu. Bugün Mahir (Çayan), İbrahim (Kaypakkaya) katledildiğinde arkasından gülen o sağ, faşist milletvekillerinin yüz ifadelerini andırıyordu ama bugün Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i, Mahir’i, İbrahim’i hepimiz biliyoruz. Yolundan yürüyoruz. O çift el ayakta buna oy veren hiç kimseyi tarih hatırlamıyor. Hepiniz tarihin tozlu sayfalarında yok olup gideceksiniz. Bu da böyle biline. Madem beraber mücadele edeceğiz. Şunu asla unutmayalım. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”
TİP adına hazırlanan ortak metnin okunmasıyla eylem sona erdi.