SİNOPLU TERZİ: MÜŞTERİ GELİYOR, 10 LİRAYI VEREMİYOR. ‘BEN SONRA ALIRIM’ DEYİP GİDENLER OLUYOR
Ankara’da Vatandaşlar 10 Liraya Satılan Simidi Bile Pahalı Buluyor: “Simit Ekmekten Pahalı, ‘Onu Alacağıma Ekmek Alırım’ Diyorum. Çocukları İstiyor Anne, Basalar Alamıyor. Halk Olarak Bir Şey Yapmamız Gerekir”
Ankara’da 15 liraya yükseltilen simit zammı geri alınırken, vatandaşlar artan hayat pahalılığı nedeniyle 10 liraya satılmaya devam eden simidi bile alamadıklarından yakındı. Ankaralı bir kadın, “Bakıyorum ama alamadım. Eskiden çıtır çıtır güzel kokardı. Eve alır götürürdük, çocuklara da yedirirdik ama şimdi ekmekten pahalı. ‘Onu alacağıma, ekmek alırım’ diyorum. Bakarak geçiyorum, alamadım. Çocukları istiyor, anne babalar alamıyor. Ne kadar acı verici bir durum. Böyle olmaması gerekir, bu duruma ‘dur’ dememiz gerekir. Sokakta simit yiyemiyorsak ne yapalım? Lokantaya gidip hiç yemek yiyemeyiz o zaman. Böyle olmaması gerekir, ne yapacağız? Halk olarak bir şey yapmamız gerekir. Simidimi yiyemeden gidiyorum, bakarak” dedi. Ankaralı bir simitçi ise, “Simit bile alamayan insanlar var. Bir ekmek 8 lira, düşün. Çok kaldığı oluyor, kuşlara veriyoruz” diye konuştu.
Ankara Simitçiler Odası Başkanı Savaş Delibaş, 26 Ocak’tan itibaren Ankara’da simidin 15 TL olacağını duyurmuş, Delibaş, “Herkesten özür diliyorum. Yalnız sadece özür dilemesi gereken bizler değiliz, özür dilemesi gerekenlerde lütfen çıkıp özür dilesinler” demişti. Zamma gelen tepkiler üzerine zamdan geri adım atıldı. Ankara Valiliği, simidi 15 liraya yükselten zammın iptal edildiğini, simidin 10 liradan satılmaya devam edileceğini açıkladı.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan vatandaşlar 10 lira olan simidi bile almakta zorlandıklarını ifade ettiler. Ankaralı bir kadın, “Çocukları simit istiyor, anne babaları alamıyor” derken, simitçiler ise “simit bile alamayan insanlar var. Ekmek 8 lira” dedi.
Emekli memur Mümin Akgül, emeklilerin sorunlarına da dikkat çekerek şunları söyledi:
“SİMİDİ DE RAHAT YİYEBİLECEĞİMİZ, GEZDİĞİMİZ DOLAŞTIĞIMIZ EŞE DOSTA GİTTİĞİMİZ, BAYRAMLARI TATİL YAPTIĞIMIZ BİR TÜRKİYE’NİN ÖZLEMİNİ ÇEKMEMEMİZ LAZIM”
“Bence emeklilerin simit yeme hakkı yok. Eskiden simit ile peynir yeniyordu ama şimdi simit çok değerli bir hale geldi. İnsanların yaşam kaliteleri azaldıkça maalesef simit yeme imkanları da yok. Gönül ister ki refah içerisinde bir ülkede yaşayalım, simidi bile problem yapmayalım. Çünkü temel gıda maddesidir. Ekmeğin 8 lira, simitin 10-12 lira olduğu bir yerde yaşam şartları çok ağırdır emekliler için. Bence bunun sosyal yönden düşünülüp tedbir alınması lazım. Bunun da en önemli aracı emeklilerde büyük ölçüde zam yapmak lazım.
Eskiden yiyebiliyorduk, bundan bir sene önce iki sene önce, Türk parası bu kadar değer kaybetmeden maaşın değerini görebiliyorduk. Ama maalesef şimdi her aldığımız rakam bile bir gün sonra eriyor. Bu simiti 10 lirada tutmak zor hale gelecek. Bence 15 liraya kendiliğinden gidecek. Buna yetişmek mümkün değil, dar gelirlilerinin yetişmesi çok mümkün görünmüyor.
Evden çıkmamaya mahkum oldular. İnsanların gezme ihtiyaçları, sosyal ihtiyaçları, beslenme ihtiyaçları maalesef gelir dağılımı nedeniyle çok azalmış durumda. Sosyal adalet kavramına yeniden Türkiye’nin dönmesi lazım. Buna gerek iktidar gerek muhalefet partilerinin düşünüp Türk halkının yaşam seviyesinin bir an evvel ileri noktalara taşımaları lazım. Daha iyi bir Türkiye temenni ediyoruz. Simidi de rahat yiyebileceğimiz, gezdiğimiz dolaştığımız eşe dosta gittiğimiz, bayramları tatil yaptığımız bir Türkiye’nin özlemini çekmememiz lazım. Emeklinin insanca yaşam hakkı vardır, olması lazım. Bu işlerden yoksun kalıyoruz. Gelir dağılımının, uçurumun , orta sınıfın çökme halinin tamir edilmesi gerek. Bu yüzde 46’lık yüzde 50’lik zamlarla olacak bir durum değil. Sosyal durumun iyileştirilmesi için çok acil tedbirler alınması lazım.
Eskiden simit hesabı yapılıyordu, biz bu eski hesaba da razıyız. Yeter ki simidi ve yaşam kalitemizi o noktaya getirsinler. Bu sosyal çukurdan çıkmak istiyoruz. İnsanlarımıza daha adil bir düzen kurmak istiyoruz. Bütün umudumuz daha güçlü bir Türkiye; ekonomisi güçlü, insanları güçlü, geleceği güçlü olarak bakan, ümidin var olduğu bir Türkiye’yi özlüyoruz. Bu fakirlikten çıkıp bir an önce refah denilen şey ile tanışmak istiyoruz.”
“ÇOK KALDIĞI OLUYOR, KUŞLARA VERİYORUZ”
Kızılay’da bir simitçi ise insanların simit alamadığını, kalan simitlerin kuşlara verdiklerini söyledi. Simitçi şöyle konuştu:
“Simidin durumu hiçbir yere gitmiyor. Maliyetleri yükseliyor, fiyatları yükseltiyorlar. Ben isterim ki asgari ücret yerinde kalsın, enflasyon düşsün. Herkes her şeyi yükseltiyor ondan sonra. Simite 15 lira çok fazla. 10 lira bile fazla aslında ama enflasyon düşmediği için bu hallere geliyor. Simit bile alamayan insanlar var. Bir ekmek 8 lira, düşün. Çok kaldığı oluyor, kuşlara veriyoruz. Ben eski dönemleri çok özlüyorum, böyle bir dönem hatırlamıyorum uzun zamandır. Yaşım 50, böyle dönemleri yeni görüyorum. Böyle hayat zorluğunu yeni görüyorum. Enflasyon düşsün, simit 5 lira olsun.”
“ÇOCUKLARI BAKIYOR, İSTİYOR. ANNE BABALAR ALAMIYOR. NE KADAR ACI VERİCİ BİR DURUM. BÖYLE OLMAMASI GEREKİR, BU DURUMA DUR DEMEMİZ GEREKİR”
Kızılay’da bir simitçi esnafından simit almak isteyen ama alamadığını söyleyen bir kadın ise şunları dedi:
“Bakıyorum ama alamadım. Eskiden çıtır çıtır güzel kokardı. Eve alır götürürdük, çocuklara da yedirirdik ama şimdi ekmekten pahalı. Onu alacağıma, ekmek alırım diyorum. Bakarak geçiyorum, alamadım. Ülkemizin bu duruma gelmesine çok yazık. Böyle olmaması gerekir. Bir benim almam değil; o kadar alamayan insanlar var. Çocukları bakıyor, istiyor, anne babalar alamıyor. Ne kadar acı verici bir durum. Böyle olmaması gerekir, bu duruma dur dememiz gerekir. Sokakta simit yiyemiyorsak ne yapalım? Lokantaya gidip hiç yemek yiyemeyiz o zaman. Böyle olmaması gerekir, ne yapacağız? Halk olarak bir şey yapmamız gerekir. Simidimi yiyemeden gidiyorum, bakarak.
Eskiden gezmeye giderken çayın yanına simit götürürdük, simit çeşitlerini bol bol alırdık. Oraya gittiğimiz zaman yerdik, ikram ederdik misafirlerimize. Ama şimdi yok, imkansız yani. Küçücük bir simidin böyle olmaması lazım. Satana da yazık, alana da yazık… İnşallah güzel günler bizi bekler. Çocuklarımıza daha güzel günler bırakalım.”