Türkiye Müteahhitler Birliği: “Depremler, Dayanıksız Yapı Üretiminin Yaygınlığını Bir Kez Daha Gözler Önüne Serdi”
Babacan, Sakarya’da: “Erdoğan, Demokrasiye Gözünü Dikti”
SAKARYA – DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Sakarya’da; “Biz 2011 yılında, 2023 için hedefler koyduk. 2023 yılı geldi, hedeflerin yarısına dahi ulaşılamadı. Neden böyle oldu? Yola beraber çıktığımız Sayın Erdoğan, sözünden döndü. En başta milletimize beraberce taahhüt ettiğimiz ilkelerden; haklardan, adaletten, eşitlikten vazgeçti. Herkesin zenginleştiği bir Türkiye yerine, küçük çıkar gruplarının zenginleştiği bir yönteme doğru dümenini kırdı. Erdoğan, milyarlarca liraya yaptırdığı külliyenin en tepesine çıktı ve yıkın bunu diyerek, kendisini oraya taşıyan demokrasiye gözünü dikti… Bizler yoğun bir şekilde; ekonomiyi güçlendirmeye, demokrasiyi ayakta tutmaya çalışırken Erdoğan beni ve ekibimi hedef alıyordu. Kendi damadının kontrolündeki gazeteye her gün manşet attırıyordu, benim ve arkadaşlarımızın aleyhine. Ben Başbakan Yardımcısıyım, o da Başbakan. Bağımsızlığı uğruna kendimi siper ettiğim Merkez Bankası’na sanki rakibiymiş gibi saldırmaya başladı. Bir ülkenin başındaki kişi, bağımsız bir şekilde çalışmasının ülke ekonomisi için mutlak zorunluluk olduğu bir kuruma saldırır mı? Bu mu vatanseverlik?” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Sakarya’da; aday tanıtım toplantısında konuştu. Babacan, burada özetle şunları söyledi:
“Ben 2001’de, AK Parti’nin ilk kurucu heyetinde siyasete başladım. Parti Programı, Tüzük… Hepsini yazan değil, redakte eden iki, üç kişiden birisi ben oldum. Hepsinde emeğim var, imzam var. 90’lı yılların eşitsizlikleri, adaletsizlikleri, haksızlıkları üstüne 2001 ağır ekonomik krizinden çıkış için siyasette var olmam, aktif olmam gerektiğine karar verdim. 2002-2015 arasında hükümetlerde görev alarak memleketime hizmet ettim. Ekonominin tüm yükünü, önceki hükümetlerin yıllarca biriktirdiği o yükü sırtımda hissettim, yüklendim. Ardından Hazine Bakanlığı ile beraber Avrupa Birliği Başmüzakereciliğini de üstlendim. Demokrasimizi ilerleterek; vatandaşlarımızın huzurlu, mutlu ve zengin olması için gece gündüz çalıştım. Gerçekten gece gündüz… Yeri geldi bir günde üç ayrı ülkede toplantı yaptım. Her gün sabahın üçüne, dördüne kadar çalıştım.
“BİZ 2011 YILINDA, 2023 İÇİN HEDEFLER KOYDUK. 2023 YILI GELDİ, HEDEFLERİN YARISINA DAHİ ULAŞILAMADI”
Tüm kadromuzla beraber böyle çalıştık. Yoksa bir kişinin tek başına yapacağı işler değil bunlar. Çok şükür ki çalıştık. Ülkemiz için bir hedefimiz, vatandaşlarımız için bir hayalimiz vardı. Gerçekleştirmek için çok çalıştık. Ve başardık. Tarihimizin iki büyük ekonomik krizini, 2001 ve 2009 krizini çözen ekibin başında oldum. Ama aynı zamanda her alanda sayısız reformlar yapan bir takımın da parçasıydım.
Bu sayede fert fert zenginleştik. 2002’den 2013’e kadar milli gelirimiz tam üç buçuk kat arttı. Her birimiz en az üç kat zenginleştik. Ülkemizde mutlak yoksulluk denilen bir şey kalmadı, sıfırladık. Tüm dünyanın cazibe merkezi olduk. Gözümüzü 2023’e; Cumhuriyet’in yüzüncü yılına, çok daha büyük başarılarla girmeye diktik. 25 bin dolarlık milli gelir hedefledik. 500 milyar dolarlık ihracat hedefledik.
Fakat ne oldu? 2023 geldi; milli gelirde de ihracatta da hedefin ancak yarısında kaldık. Bakmayın bunların bütün olanları allayıp pullayıp anlatmasına. Rakamlar ortada. Türkiye 2023 hedeflerine ulaşamadı, çok gerisinde kaldı. Bunlar unutturmaya çalışıyor. Biz 2011 yılında, 2023 için hedefler koyduk. 2023 yılı geldi, hedeflerin yarısına dahi ulaşılamadı.
“ERDOĞAN SÖZÜNDEN DÖNDÜ”
Neden böyle oldu? Yola beraber çıktığımız Sayın Erdoğan, sözünden döndü. En başta milletimize beraberce taahhüt ettiğimiz ilkelerden; haklardan, adaletten, eşitlikten vazgeçti. Herkesin zenginleştiği bir Türkiye yerine, küçük çıkar gruplarının zenginleştiği bir yönteme doğru dümenini kırdı. Erdoğan, milyarlarca liraya yaptırdığı külliyenin en tepesine çıktı ve yıkın bunu diyerek, kendisini oraya taşıyan demokrasiye gözünü dikti.”
“KENDİ DAMADININ KONTROLÜNDEKİ GAZETEYE HER GÜN MANŞET ATTIRIYORDU”
Babacan, konuşmasının bu bölümünde geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz oranlarının artırılmasını eleştirdiği konuşmalarının yer aldığı videoları izletti. Babacan, videonun ardından sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onlarca konuşması var, böyle. O dönem Merkez Bankası’nın başında olan, ekonomi yönetiminin başında olan tertemiz bürokratları hedef alıyor. Videonun tarihi 2015 ama, 2013’ten başladı bu. Bizler yoğun bir şekilde; ekonomiyi güçlendirmeye, demokrasiyi ayakta tutmaya çalışırken Erdoğan beni ve ekibimi hedef alıyordu. Kendi damadının kontrolündeki gazeteye her gün manşet attırıyordu, benim ve arkadaşlarımızın aleyhine. Ben Başbakan Yardımcısıyım, o da Başbakan.
Bağımsızlığı uğruna kendimi siper ettiğim Merkez Bankası’na sanki rakibiymiş gibi saldırmaya başladı. Bir ülkenin başındaki kişi, bağımsız bir şekilde çalışmasının ülke ekonomisi için mutlak zorunluluk olduğu bir kuruma saldırır mı? Bu mu vatanseverlik? Bu ülkede; ne zaman Merkez Bankası hükümetin talimatı ile hareket etmiş, enflasyon düşmemiş. 34 yıl boyunca bu ülkede enflasyon yüksek seyretmiş. Ne zaman ki biz geldik; Merkez Bankası’nı gerçekten bağımsız çalıştırdık, enflasyon tek haneye indi, yıllarca tek hanede seyretti. Ne zaman Merkez Bankası’nın iplerini eline aldı, enflasyon bir attı, o gün bugündür inmiyor, düşmüyor. Ama; dedim ya, Sayın Erdoğan hep beraber akitleştiğimiz kişi değil artık.
“O GÜN DOLAR KURU, 2 LİRA 48 KURUŞ. BUGÜN, 30 LİRA 23 KURUŞ”
Erdoğan’ın bu konuşmayı yaptığı sırada ülkenin ekonomik durumu nasılmış? Yıl 2015… Çekmiş kılıcı, Merkez Bankası’na saldırmaya başlamış, bana ve ekibime saldırmaya başlamış. O gün dolar kuru, 2 lira 48 kuruş. Bugün, 30 lira 23 kuruş. Hani her sözünü dinleyen Merkez Bankası var ya, 2017’den bu yana tam talimatla yönetiyor ya… Kendisinin tam talimatla yönettiği Merkez Bankası döneminde döviz kuru nereye gelmiş, görün.
“BİR YANDAN DA ÇILDIRIYOR”
Kendine rağmen, Merkez Bankası doğruları yapmanın mücadelesi veriyor. Kendisine rağmen, ekonomiyi tutmaya çalışıyoruz. Benim imzam olmadan Merkez Bankası’na dokunamıyor, o gün öyle bir sistem… Bir yandan da çıldırıyor. Ekonomi iyi gidiyor, bakıyor ki bunun kredisini tertemiz bir ekonomi yönetimi alıyor. Gram altın; o gün Merkez Bankası’na saldırdığı gün 97 lira, bir gram. Bugün 2075 lira. Tek yetkili olduğu dönemde ülkeyi getirdiği durum bu. Hangi şehre gitsek emekliler etrafımızı çeviriyor. Rakamlar ortada. Üniversite öğrencilerinin KYK bursu, dolara çevirim mukayese ettiğimizde; 133 dolar, bugün 66 dolar. Gençler feryat ediyor…
“ÜLKEYİ YÖNETENLER Mİ BAŞKALARINA BAĞLI HALE GELDİ Kİ FAİZ YÜZDE 45’LERE ÇIKTI”
Rakamlar ortada. Sekiz aydır faiz konusunda konuşmuyorsunuz. Alın, doğrudan size bağlı bir Merkez Bankası var. Gençlerin SİMS oyunu var. Oyun oynar gibi… Kimse size mâni olamıyor. Beş yıldır, altı yıldır böyle yönetiyor. Anlatın… Yüzde 100’ü geçmiş enflasyonu anlatın. Size, sizlerin sözleri ile soralım: Ülkenin menfaatlerini korumaktan vaz mı geçtiniz? Bugünlerde ülkeyi yönetenler mi başkalarına bağlı hale geldi ki faiz yüzde 45’lere çıktı.
BABACAN