12 Kasım 2024 Salı

Tuncer Bakırhan: “Derdimiz Kimin Hangi Belediyeyi Alacağıyla İlgili Değil. Kim Bizimle Hareket Etmek İstiyorsa Türkiye’nin Şifresi Olan Türkiye Uzlaşısına Hazır Olmalıdır”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “31 Mart’ta zaferin şifresi ‘kent uzlaşısıdır.’ Derdimiz kimin hangi belediyeyi alacağıyla ilgili değil, kim bizimle hareket etmek istiyorsa demokratik adil bir Türkiye’nin şifresi olan Türkiye uzlaşısına hazır olmalıdır. Bizler güçlü bir demokratik ittifakı, güçlü bir kent uzlaşısını, Türkiye uzlaşısı ile taçlandıracağız. Tek çare budur. Aksi halde bu hileler, bu hurdalar bu faşizm, bu zor karşısında yenilmeye mahkum olacağız” dedi. Bakırhan, bölgede az farklı seçimi kazandıkları yerlerde seçmen taşındığını belirterek, kaçak seçmenler ve ilçe nüfus müdürlükleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, bugün TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakırhan, şunları söyledi:

“Birinci yüzyılda milliyetçi ve ırkçı toplumsal sözleşme hepimize kaybettirdi. Milliyetçi ve ırkçı cepheler yine Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında da bir kez daha farklı kimlikleri ve inançları susturmak için el birliği etmişcesine yine daldırmaya çalışıyorlar. Biz bunlara diyoruz ki başta biz Kürtler olarak bir yüzyıl daha bizi yok sayan bu anlayışa teslim olmayacağız. Açık söyleyeyim biz Türk değiliz. Ama bizim Türk halkıyla da Türkiye halklarıyla da herhangi bir sorunumuz yok. Biz Kürtler olarak bu bölgede, Farslar, Araplar, Türkler hangi haklara sahiplerse onlarla eşit haklara sahip olmak istiyoruz.

“BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AKTIR”

Son dönemlerde sık sık partimize dönük söylem var. Bizi, sömürgecilerle, emperyalistlerle aynı cümlede dile getirenlere bu cevabı vermek istiyorum. Kürt halkı da DEM Parti de DEM Parti’nin geleneğinden geldiği partilerin tamamı da sömürgeciliğe, emperyalizme karşıdır… Bu ülkedeki diğer siyasi geleneklere baktığınız zaman, onların geçmişinde emperyalizmin ve sömürgeciliğin etkilerini görürsünüz. Allah’a çok şükür bu konuda başımız dik alnımız açıktır.

Bu alacakaranlık içerisinde bir mum yakmak için iki önemli çağrı yapmak istiyoruz. Birincisi Türkiye halklarınadır. Yükselen milliyetçi ve ırkçı dalgaya karşı bizi ancak ortak değerlerimiz olan, barış ve demokrasi bir arada tutabilir, güçlendirebilir. Bu sebeple herkesi güçlü bir ülke uzlaşısına katkı sunmaya davet ediyoruz. Bizler toplumsal uzlaşıyı güçlendirebilirsek bu milliyetçi, ırkçı dalgayı yenebiliriz.

“ÇAĞRIMIZ ZERRE-İ MİSKAL KADAR BİR DEVLET AKLI KALMIŞSA; ONADIR”

İkinci çağrımız zerre-i miskal kadar bir devlet aklı kalmışsa; onadır… Bölgemizde yakın komşu ülkelerimizde ciddi bir savaş ve gerginlik, kaos hakimdir. Bundan çıkmanın en iyi yolu Türkiye’de toplumsal barışı sağlamaktır. Asıl güvenlik tehdidi hakkını arayan, isteyen Kürtler değil, asıl güvenlik tehdidinin bu ırkçı ve milliyetçi kesimlerden geldiğini Türkiye halkları görmelidir… Buna karşı demokratik çözüm ve barış için adım atmak, gelecek nesillere olan borçlarımızdır. Eğer halen aklı selim düşünmeye meyilli bir devlet aklı ve onun kırıntısı dahi kalmışsa şu çok iyi görülmelidir. İmralı kapıları her aralandığında demokratik çözüm umudu büyümüştür. Ülke huzura kavuşmuştur, ülkenin ekonomisi yükseliş trendine geçmiştir. Türkiye çözümünde yıllardır ısrar eden ayın Öcalan’a kulak verilmeli ve oturulup konuşulmalıdır.

Ülkemizde barışı mayalamak isteyen sayın Öcalan’a mı yoksa kanayan yaramız üzerinde tepinmeye çalışıp duran tuz döken bu ırkçı milliyetçilerin zihniyetini mi tercih edeceğiz… Herkes bilsin ki bugün artık tek bir bir ihtimal vardır. Ya toplumsal barışı sağlayacağız demokratik ve adil bir düzen inşa edeceğiz ya da bu ırkçı milliyetçi dalgaya teslim olacağız. Son dönemlerde, ‘Yargıtay senin Maliye benim Hariciye ötekinin’ diye karteller oluşturdular. Bir devlet mantığı, aklı ortada yok. Yeni yüzyılın Türkiye için değil, tek kurtuluş reçetesi demokrasiye ve ortak akla dayalı uzlaşmadır. Türkiye’de, Türkiye uzlaşmasıdır.

“ÜÇKAĞITÇI PONZİ VARDI O BİLE BUNLARI GÖRSE MUHTEMELEN TÖVBE EDER”

Bizi nefessiz bırakmak için irademize ipotek koymaya çalışıyorlar. Seçim gelmeden minareyi çalan kılıfını hazırlar misali sahte seçmen üretiyorlar. Bu konuda bütün kurumları uyarmak istiyorum. Iğdır’da, Siirt’te, Kars’ta Kürt coğrafyasının olduğu her ilde ve ilçede nerede bir jandarma binasına varsa karakol, varsa sahte seçmenle doldurdular. Bunların tek bir kıblesi var o da hiledir… Milliyetçi ve ırkçı dalga bizlerle sandıkta yarışamıyor, siyaset de yapamıyor hilelere başvuruyor. Iğdır merkezde 2019 seçimlerini 1511 oyla kazandık. Iğdır Merkez’e önümüzdeki seçim için en az 4361 kaçak seçmen taşımışlar. Siirt merkezinde 2019 seçimlerinde 1161 oy farkla seçimleri kazanmıştık. Şimdi Siirt merkeze en az bizim tespit ettiğimiz 6819 seçmen taşımışlar. Şırnak’ın Uludere ilçesinde 2200 oyla birinci parti olduk. Yurt içinde kaçak seçmen bulamamışlar bu sefer yurt dışı seçmeni olarak geçen seçimde kayıt olan 3555 kişiyi taşımışlar. Hileleri saymakla, haramları hesaplamakla bitmiyor. Dünyaca ünlü bir üçkağıtçı Ponzi vardı o bile bunları görse muhtemelen tövbe eder. Bu hile ve harama karışan herkesi de uyarıyoruz. Kimse basit bir oyun olduğunu sanmasın bu durumun. ben sadece 4-5 kent merkezindeki örnekleri verdim. Binlerce bu biçimde küçük farklarla kazandığımız yerlere seçmenler kaydırıldı. Bir halkın iradesini hileyle gasp etmek en çok iktidara meşruluk sorunu yaratır. Bu açık bir suçtur. Bunun hesabı da bir gün sorulur.

Sizlere soruyorum, binlerce kişi imza atmadan nüfusa uğramadan nasıl adresi değişiyor. Hani bunların başında adalet vardı, vicdan vardı, bunlar 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar eşit davranıyorlardı… Sahte ve kaçak seçmen olan birçok merkezde seçimi kaybetmemize sebebiyet verecek bu 51 bin kaçak hayalet seçmen hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Yok öyle bedava AKP’cilik yapıp gelip oy kullanmak. İlçe nüfus müdürleri hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Bu defa atı alan Üsküdar’ı geçemeyecek. Herkes yaptığı hilelin hurdanın hesabını verecek.

“DERDİMİZ KİMİN HANGİ BELEDİYEYİ ALACAĞIYLA İLGİLİ DEĞİL”

31 Mart’ta zaferin şifresi ‘kent uzlaşısıdır.’ Bizler yerelden, demokrasiye kent uzlaşısından Türkiye uzlaşısına ulaşmak için mücadele ediyoruz. Derdimiz kimin hangi belediyeyi alacağıyla ilgili değil, kim bizimle hareket etmek istiyorsa demokratik adil bir Türkiye’nin şifresi olan Türkiye uzlaşısına hazır olmalıdır. Bizler güçlü bir demokratik ittifakı, güçlü bir kent uzlaşısını, Türkiye uzlaşısı ile taçlandıracağız. Tek çare budur. Aksi halde bu hileler, bu hurdalar bu faşizm bu zor karşısında yenilmeye mahkum olacağız. Biz kurucu bir iddiayla bu seçimlere giriyoruz. Bir kez daha halkımızı uyarıyoruz, özellikle bugüne kadar seçmen olup çeşitli sebeplerden dolayı sandığa gelemeyen kent dışında yaşayan seçmenlerimiz de bu hileye karşı bu sefer ne pahasına olursa olsun oy kullanmaları gerekiyor. Eğer demokratik bir Türkiye’de, özgürlükçü bir Türkiye’nin inşasında uzlaşabilirsek ırkçılık, çatışma ve savaş naraları atan ama yolsuzluk, hile, haramın dışında bir şey yapmayan bu ülkeyi yöneten zor, zulüm yönetimini sonlandırabiliriz.”

 

İlgili Haberler