İSMAİL TATLIOĞLU: “MUHALEFET TBMM’DE ÇOK ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPTI. LAKİN VERDİĞİMİZ YÜZLERCE KANUN TEKLİFİ, BİNLERCE ARAŞTIRMA ÖNERGESİNDEN KABUL GÖREN BİR TEK BİLE OLMADI”
Kayıhan Pala: “Kamucu, Eşit, Ücretsiz, Herkesin Erişebildiği Bir Sağlık Sistemini Kurmazsak Maalesef Özellikle Yoksullar, Yoksunlar Bu Süreçten Daha Olumsuz Etkilenecek”
HABER: MERVE GÜVEN KAMERA: ONUR BİNGÖL
CHP’nin hekim kökenli Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, son günlerde çok sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarına ilişkin yurttaşlara kendi önlemlerini almaları uyarısında bulundu. Sağlık Bakanlığı’nın salgınları iyi yönetemediğini belirten Pala, “Hem aşı getirmedi hem toplumda bu hastalığın varlığına ilişkin farkındalığı yaratma konusunda çabaları yetersiz. Hem artık yurt dışında çok yaygın kullanılan atık su analizlerini yapmakla ilgili bir çabası yok, bu hastalar söz konusu olduğunda onların tedavi edilmesine ilişkin süreçlerle de ciddi problemler var. İlaca erişmede bugün Türkiye’de yaşanan problemler de bunun bir parçası. Türkiye’nin bir an önce doğru düzgün bir sağlık sistemine kavuşması lazım, kamucu, eşit, ücretsiz, herkesin erişebildiği bir sağlık sistemini kurmazsak maalesef özellikle yoksullar, yoksunlar bu süreçten daha olumsuz etkilenecek” dedi.
CHP Bursa Milletvekili ve halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, özellikle son günlerde ciddi derecede artan üst solunum yolu enfeksiyonuna ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirme yaptı. Pala, hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın salgınları yönetmede başarısız olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“OCAK AYININ İKİNCİ HAFTASI BİTMİŞ DURUMDA HALEN BİR ÖNCEKİ YILIN SAĞLIK İSTATİSTİK YILLIĞINI YAYINLAYAMADI”
“Gerçekten ne olduğunu bilebilmemiz için test yapılmalı, test sonucuna göre tanılar veri tabanına girilmeli ve biz o veri tabanından bakarak bu sorunun tam olarak doğru yanıtını vermeliyiz. Maalesef hem test yapılmasında ciddi bir sıkıntı var çok az test yapılıyor hem de bunlar veri tabanına girdikten sonra bizim bu veri tabanındaki bilgileri edinmemiz neredeyse mümkün değil. Şu anda ocak ayının ikinci haftası bitmiş durumda halen bir önceki yılın sağlık istatistik yıllığını yayınlayamadı. Bir önceki yıl derken 2023’ten söz etmiyorum, 2022’den söz ediyorum. Dünyada böyle bir uygulamayla karşılaştığımızı söylemek mümkün değil. Sağlık Bakanlığı verileri toplumla buluşturmaktan özellikle kaçınıyor. O yüzden veriye dayalı yanıt vermek mümkün değil ama sınırlı ölçekte meslektaşlarımızdan edindiğimiz bilgiler bize bakanın da söylediği gibi çok yaygın bazı viral enfeksiyonların gündemde olduğunu gösteriyor. Bunlar arasında Covid-19 hastalığının da var olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de Covid-19’un şu anda ne kadar yaygın olduğunu bilmiyoruz ama ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerdeki özellikle atık su analizlerindeki SARSCOV-2 virüsü düzeyine bakacak olursak bir yıl öncesi kadar yüksek düzeyde bir salgının varlığını söyleyebiliriz. Bu da muhtemeldir ki Türkiye’de de şu anda Covid-19 hastalığı önemli ölçüde gözleniyor olabilir. Bugün test çok sınırlandığı için ayrıntılı sonuçları bilmiyoruz ama gözlemlerimiz ve tahminlerimiz Türkiye’de şu anda hem influenza diye bilinen grip hem RSV hem de Covid-19’un yaygın bir şekilde gözlendiği biçimdedir.
“ÖZELLİKLE RİSK GRUBUNDAKİ YURTTAŞLARIMIZ İÇİN KALABALIK VE KAPALI ORTAMLARDA MASKE KULLANMALI”
Biz aylar öncesinden bu hastalıklarla mücadele için ilk önce korumanın temel alınması gerektiğini söylemiştik. Koruma derken de ilk akla aşılar geliyor. Grip diye bilinen influenzaya karşı çok etkili aşılar var, Tükiye bütün AB ülkeleri içinde özellikle risk gruplarının en düşük düzeyde aşılandığı ülke. Oysa bunun çok daha yüksek düzeyde olması gerekir. Covid-19’la ilgili olarak da yeni etkili aşılardan hiçbiri Türkiye’ye getirilmedi. Aşıyla orada da korumamız sınırlı o zaman bizim şu anda yapmamız gereken bir yandan bu aşıları talep edelim ama diğer yandan kimlerin risk grubunda olduğunu çok net belirleyerek risk grubundakileri koruyacak önlem almamız. Ben de bu aşamada özellikle risk grubundaki yurttaşlarımız için kalabalık ve kapalı ortamlarda maske kullanmalarının onları hastalıktan korumak için özel önlem olacağını söylemek isterim.
“ÇOK ZORDA KALMADIKÇA KAPALI ORTAMLARA GİRMEMELİ, BURALARA GİRECEKSEK O ZAMAN DA MASKE TAKMALIYIZ”
Vatandaş olarak ilk yapmamız gereken farkındalık. Şu anda Türkiye’de Covid-19 da içinde olmak üzere mevsimsel bir takım enfeksiyon hastalıkları çok yoğun bir şekilde görünüyor, böyle bir risk var. Eğer 65 yaşın üstündeysek, şeker, tansiyon, kalp hastalığı, kanser gibi bir takım zorlayıcı durumlarla karşı karşıyaysak o zaman kendimizi daha fazla koruma altına almalı, çok zorda kalmadıkça kapalı ortamlara girmemeli, buralara gireceksek o zaman da maske takmalı ve bu ortamlarda olabildiğinde kısa süre kalmayı tercih etmeliyiz. Yanı sıra mümkün olduğu kadar beslenmemize, uykumuza önem göstermek, stresten biraz uzak tutarak vücudumuzu bağışıklık sistemimizi güçlendirecek adımlar atmak yerinde olabilir.
“ENFEKSİYON HASTALIKLARI İÇERİSİNDE HER ÜÇ HASTADAN BİRİNİN BÜYÜK OLASILIKLA COVİD-19”
Meslektaşlarımdan değişik illerde edindiğimiz izlenim; enfeksiyon hastalıkları içerisinde her üç hastadan birinin büyük olasılıkla Covid-19 olduğu biçiminde. Ama bunun dışında bir gözlemimiz yok, çünkü gözlem test sonucu ile desteklenmezse buradan güçlü bir çıkarım yapmak mümkün değil.
“KAMUCU, EŞİT, ÜCRETSİZ, HERKESİN ERİŞEBİLDİĞİ BİR SAĞLIK SİSTEMİNİ KURMAZSAK MAALESEF ÖZELLİKLE YOKSULLAR, YOKSUNLAR BU SÜREÇTEN DAHA OLUMSUZ ETKİLENECEK”
Hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın pandemide çok başarılı bir mücadele vermediğini kanıtlarıyla ortaya koymuştum. Sağlık Bakanlığı süreci iyi yönetemedi. Kendisinin 100 bin diye açıkladığı yaklaşık ölüm sayısının bunun üç katından fazla olduğu biliniyor ki bu TÜİK verilerine de yansıdı. Bakanlık süreci iyi yönetemezken şu anda da iyi yönetemiyor. Hem aşı getirmedi hem toplumda bu hastalığın varlığına ilişkin farkındalığı yaratma konusunda çabaları yetersiz. Hem artık yurt dışında çok yaygın kullanılan atık su analizlerini yapmakla ilgili bir çabası yok, bu hastalar söz konusu olduğunda onların tedavi edilmesine ilişkin süreçlerle de ciddi problemler var. İlaca erişmede bugün Türkiye’de yaşanan problemler de bunun bir parçası. Türkiye’nin bir an önce doğru düzgün bir sağlık sistemine kavuşması lazım, kamucu, eşit, ücretsiz, herkesin erişebildiği bir sağlık sistemini kurmazsak maalesef özellikle yoksullar, yoksunlar bu süreçten daha olumsuz etkilenecek.”