12 Kasım 2024 Salı

Tbmm Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca: “10 Ocak İktidarın Kutlama Günü, Gazetecilerin Mücadele Günüdür”

TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; “Şartlar ne kadar zor olursa olsun, tarih göstermiştir ki her baskı döneminde olduğu gibi, bir sonraki evre özgürlük evresi olacak ve hür basın susmayacaktır. Basın emekçilerinin hak arama mücadelesi, hepimizin mücadelesidir” değerlendirmesini yaptı.

TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde bir açıklama yayınladı. Gülizar Biçer Karaca’nın açıklaması şöyle:

“Türkiye’de 10 Ocak basın emekçileri için tarihi bir gündür. 62 yıl önce medyayı iş dünyasındaki menfaatleri için aparat olarak gören zihniyete karşı örgütlenip, medya patronlarıyla mücadele eden ve 212 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesiyle ilk kazanımı elde eden kıymetli basın emekçilerinin günüdür.

Basın emekçilerinin mücadelesi elbette 62 yıl önce başlamadı. Ancak bugün basın emekçilerinin hak arayışını değerlendirmek için, 22 yıllık AKP’nin basın karnesini de irdelemek gerekiyor.

20 YILDA 848 GAZETECİ MESLEĞİNİ YAPARKEN TUTUKLANDI

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre, Türkiye’de AKP’nin 2002’de iktidara geldiği dönemden itibaren 20 yılda en az 848 gazeteci tutuklandı. EngelliWeb’in son raporuna göre 2021 itibariyle Türkiye’den 574 bin 798 internet sitesine erişim engellendi. İfade özgürlüğü, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkı göz göre göre ihlal edilirken, haberin oluşması ve yayınlanması engellenerek kamu yararı ilkesi zedelendi. Bunun yerine sulh ceza hakimlikleri eliyle jet hızıyla çıkartılan kararlarla “bazı” kişilerin, siyasilerin, iş çevrelerinin, adi suçlardan yargılanan sanıkların kişilik haklarının zedelendiği gerekçesiyle gazetecilik mesleğinin yürütülmesi engellendi.

Dezenformasyon yasası olarak bilinen düzenleme, halkın haber alma hakkını ve kamu yararını ilkesini tamamen budamış durumdadır. Sulh ceza hakimlikleri eliyle yalnızca son bir haftada engellenen haberler: Bir hakimin öğretmen eşine küfür eden öğrencileri okulda gözaltına aldırması haberinin engellenmesi, Halk TV’den Seyhan Avşar’ın ‘Yargıda 2. Zindaşti Girişimi Nasıl Önlendi’ haberinin engellenmesi, Atatürk’e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan Erzurum’daki dönerci Mustafa Atmaca’nın verem hastalığı gerekçesiyle serbest bırakıldığı iddiasına ilişkin haberlerin engellenmesi, Adalet Bakan Yardımcısının torpil yazışmaları hakkındaki haberlerin engellenmesinden oluşuyor. Türkiye ne yazık ki iktidar eliyle basın sektörü açısından sansürün kalıcı şekilde işletildiği bir açık hava hapishanesine dönüştürülmüştür.

Durum yalnızca basın sektöründeki haberlerin engellenmesiyle sınırlı değildir, çok daha tehlikeli olan, haberin peşinde bizzat koşan basın emekçilerinin de yargı sopası eliyle cezalandırılarak mesleklerini icra etmelerinin engellenmesidir. 8 Ocak’ta Seyhan Avşar aleyhine açılan manevi tazminat davasının objesi Halil Falyalı haberidir. Aynı gün Barış Pehlivan ve Mustafa Büyüksipahi’nin eski HSK üyesi hakkındaki haberleri nedeniyle kamu görevlisine hakaret etmek suçundan yargılandıkları Asliye Ceza Mahkemesi davası görüşmüştür. Metin Cihan’ın da aralarında bulunduğu 17 kişi, G20 zirvesi protestoları nedeniyle görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret nedeniyle yargılaması yapılan dava görülmüştür. Yarın Evrensel Gazetesi’nden Ceren Sözeri’ye Turkuaz Medya Grubu’nun açtığı dava görülecektir. Aynı saatte Akif Beki’nin Cübbeli olarak bilinen şahsın şikayetiyle sürdürülen hakaret davası görülecektir.

YANDAŞA BASIN KARTI, GAZETECİYE CEZAEVİ YOLU

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin paylaştığı veriye göre, mesleğini icra eden en az 312 gazeteci 2023 yılında yargılanırken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 1000’e yakın gazetecinin de basın kartının iptal edilmesi, basın emekçilerinin kıskaca alınarak sansür mekanizmasının ne düzeyde işletildiğinin en açık delilidir. Şartlar ne kadar zor olursa olsun, tarih göstermiştir ki her baskı döneminde olduğu gibi, bir sonraki evre özgürlük evresi olacak ve hür basın susmayacaktır. Basın emekçilerinin hak arama mücadelesi, hepimizin mücadelesidir.”

İlgili Haberler