ODTÜ’DE BİR YIL ORTAYLA YAPILAN İKİ ADAPSIZ ATAMA, MAHKEME KARARIYLA İPTAL EDİLDİ
Can Atalay İçin Çağlayan Adliyesi’ndeki Bekleyiş Sürüyor… Gazeteci Merdan Yanardağ : “Bu Kadar İnce Hesapların Yapıldığı, Rövanşist, Giderek Zalimleşen Bir İktidarla Karşı Karşıyayız”
HABER: EDDA SÖNMEZ- KAMERA: SADIK KARAKULOĞLU
Gazeteci Merdan Yanardağ, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararlarına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin cezaevindeki milletvekili Can Atalay’ı tahliye etmemesine tepki göstererek, “Keyfe göre, yani siyasi iktidarın iradesine, çıkarlarına, ihtiyaçlarına göre değişen biçimde uygulanan mahkeme kararları var. Niye bu saate kadar bekliyoruz? Bu belli değil. Yani mesai saati bitecek. Belki de ayın 16’sına kadar Meclis tatilde olduğu için Can Atalay çıkıp Meclis’te yemin edip milletvekili sıfatı kazanmasın diye düşünülüyor bile olabilirler. Bu kadar ince hesapların yapıldığı, rövanşist, giderek zalimleşen bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
TİP Milletvekili Can Atalay’ın arkadaşları ve meslektaşları, AYM’nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez verdiği “hak ihlali” kararının gerekçesini açıklamasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde açıklama yaptı.”Hatay halkı vekilini istiyor” sloganlarının atıldığı açıklamada, “Hatay halkı vekilini istiyor” sloganları atıldı. AYM’nin gerekçeli kararına atıf yapılan açıklamada, “Karar çok net, gerekçe arayanlar gerekçeyi okusun. AYM, ‘anayasayı yok saymak anayasal suçtur’ diyor, bunu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne söylüyor” denildi.
Açıklamada, kısa bir süre önce cezaevinden tahliye edilen Tele 1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ da konuştu. Tüm Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararının uygulanmasını beklediğini belirten Yanardağ, “Bütün Türkiye bir yargı kararının uygulanması için mücadele ediyor. Anayasa Mahkemesi’nin anayasaya uygun biçimde bugüne kadar bütün yargılamalarda oluşmuş teamüllere göre verilmiş kararın uygulanması için Türkiye çaba sarf ediyor” dedi. Yanardağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“HALKIN TALEPLERİ BASTIRILIYOR: Halkın taleplerinin bastırılmaya çalışılıyor. Demokratik ve adil olmayan koşullarda yapılan seçimlerden sonra, yine çok özgürlükçü ve demokratik gerekçelerle bu ülkeye el koyan yasama yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığı ilkesini ortadan kaldıran denge ve fren sistemini yok eden, dinci, faşizan bir totaliter rejim inşa etmeye çalışan mevcut iktidar, bütün gücüyle halkın, demokrasi güçlerinin bu talebini yani sizin, ‘Mevcut sistemin, devletin bir erkinin bir yargı organının yüksek yargı organının verdiği kararı uygulayın’ diyen insanların bu talebini bastırmaya çalışıyor.
AYM’NİN SON VERDİĞİ KARARA GÖRE YARGITAY ANAYASAL BİR SUÇ İŞLİYOR: AYM’nin son verdiği karara göre Yargıtay anayasal bir suç işliyor. Buna göre, 13. Ağır Ceza Mahkemesi de anayasal bir suç işliyor. Bizler de şunu söylemeye çalışıyoruz. Anayasal ya da yasal bir suç işlemeyin. Eğer bir ülkede iktidar kendisi yasaları çiğniyorsa hiç kimseyi yasayı çiğnemekle suçlama hakkına sahip değildir. En azından felsefi ve edebi şekilde olsa bile hiç kimseyi suçlama hakkına sahip değildir. Çünkü devletler, şiddet kullanma imtiyazına sahip tek organdır. Bu şiddet kullanma hakkı yasalarla sınırlanır, hukukla sınırlanır. Eğer yasayı ve hukuku çekip aldığınız zaman geriye sadece bir şiddet örgütlenmesi kalır. Biz de istiyoruz ki bu ülke en azından hayat cennet olmayacak biliyoruz ama en azından asgari demokratik kuralların geçerli olduğu hukukun uygulanabildiği bir ülke haline gelsin.
12 EYLÜL’DE EN AZINDAN FORMEL HUKUK UYGULANIRDI: Ben 12 Eylül döneminde de yargılanmış biriyim. 12 Eylül döneminde çok daha fazla baskı, devlet terörü, işkence ve ölüm vardı. Ama askeri mahkemelere çıktığımızda bir hukukun olduğunu bilirdik ve formel hukuk emin olun uygulanırdı. Örneğin; faille fiil arasında bir bağ kurulamamışsa iddia maddi olarak delillendirilememişse şüphe sanık lehine yorumlanır ve ya beraat kararı verilir ya da tahliye kararları verilirdi. Bu örneği zaman zaman verince şaşırılıyor. Daha kötü bir yargı düzeni var. Biliyoruz ki bu adliye binalarında hukuka uymaya çalışan, bu ülkenin bir hukuk devleti olmasını isteyen mevcut yasalara ve Anayasa’ya uygun kararlar vermeye çalışan hukukçular da var. İyi ki de var. Onlarla dayanışma içinde olmaya, onların hukukun ve yasaların gereğini yerine getirmesine teşvik etmeye çalışıyoruz. Bugünkü yargı yapısı Mecelle hukukunun bile gerisine düşmüştür uygulama bakımından.
İNCE HESAPLARIN YAPTIĞI, RÖVANŞİST GİDEREK ZALİMLEŞEN BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ: İktidar Türkiye’nin kurumlarını çökertti. Gelenekler kalmadı. Kurumsal birikim yok. Anayasal birikim yok. Keyfi bir yönetim var. Yasaların ve Anayasa’nın olmadığı, keyfe göre, yani siyasi iktidarın iradesine, çıkarlarına, ihtiyaçlarına göre değişen biçimde uygulanan mahkeme kararları var. Niye bu saate kadar bekliyoruz? Bu belli değil. Yani mesai saati bitecek. Belki de ayın 16’sına kadar Meclis tatilde olduğu için Can Atalay çıkıp Meclis’te yemin edip milletvekili sıfatı kazanmasın diye düşünülüyor. Bu kadar ince hesapların yapıldığı, rövanşist, giderek zalimleşen bir iktidarla karşı karşıyayız. Sosyolojik olarak, mazlumun zalimleştiği bir dönemden geçiyoruz. Bu kutsal zalimlik düzenidir. Kutsal değerlere yaslanan din istismarından beslenen bir zalimlik rejimidir bu. Ben Can Atalay’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum.”
Yanardağ daha sonra Atalay’ın annesi Şükran Atalay’ın mesajını okudu. Şükran Atalay, mesajında “oğlum için çabalayan herkese çok teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız iyi ki birlikteyiz” dedi.
“GEREKÇE ARAYANLAR GEREKÇEYİ OKUSUN”
Yanardağ’ın ardından konuşan Atalay’ın avukatı Deniz Özen ise “AYM kararının verildiği 21 Aralık’tan beri bekliyoruz hâlâ beklemeye devam ediyoruz” diyerek başladı.
Özen, mahkeme heyetiyle görüşme taleplerinin cevapsız bırakılmasına tepki gösterdi ve şöyle konuştu:
“Günlerdir bizimle görüşmeye tenezzül etmeyen mahkeme, gerekçe gelmesine rağmen hâlâ karar vermedi. Karar çok net, gerekçe arayanlar gerekçeyi okusun. AYM, ‘Anayasa’yı yok saymak anayasal suçtur’ diyor bunu bize söylemiyor bunu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne söylüyor, tartışılacak bir şey yok, Can Atalay derhal tahliye edilmeli durma kararı verilmeli.”