Ömer Fethi Gürer: “Emeklilikte Adalet Arayan Staj Ve Çırak Mağdurları İle Taşeronda Kalanların Kadro Hakları Verilmeli, Çalışma Yaşamı Sömürü Düzeni Olmaktan Çıkarılmalıdır”
Babacan’dan Erdoğan’a Enflasyon Eleştirisi: “Sayın Erdoğan’ın Önce Çıkıp Bir Yüzleşmesi Lazım”
MANSUR ÇELİK
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim sonrasında değişen faiz politikasını anımsattı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi. Babacan, “Erdoğan’ın enflasyon meselesi ile ilgili önce çıkıp bir yüzleşmesi lazım. ‘Ben yanlış yaptım, teorim yanlışmış. Yıllarca ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedim, ‘Merkez Bankası başkanlarını laf dinlemiyorlar diye görevden aldım’ dedim. ‘Baktım ki, bu yanlış oldu, yeni Merkez Bankası Başkanına, ekonomi yönetimine faizi artırma izni verdim’ dedim’ demesi lazım. Bunu açık açık söylemesi lazım. Bakın altı aydır ağızından faiz lafı çıkmıyor. Piyasa, halen ‘acaba ne zaman sabrı taşacak, acaba Merkez Bankası Başkanını ne zaman görevden alacak’ diye bekliyor” dedi. Babacan, Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’a da iletişimine dikkat etmesi yönünde “dost tavsiyesinde” bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kurmayları İdris Şahin ve İbrahim Çanakcı ile birlikte bugün genel merkezde basın mensuplarıyla buluştu, onların sorularını da yanıtladı. Babacan’ın açıklamaları şöyle:
“EKONOMİNİN OLMAZSA OLMAZI HUKUK VE ADALETTE İYİLEŞME GÖRMEDİK: Hükümet kurulalı 6 ayı geçti, bütün bu tabloya baktığımızda ekonomiyle alakalı çok büyük bir eksiklik görüyoruz o da ekonominin olmazsa olmazı, Türkiye gibi bir ülkenin gelişmesi kalkınması alanında olmazsa olmazı, hukuk ve adalet alanında maalesef bir iyileşme görmedik. Tam tersine sorunlar giderek derinleşiyor.
AŞIRI YOKSULLUK YENİDEN CANLANDI: Türkiye’de gerçek enflasyon nedir konusunda büyük bir soru işareti oluşmuş durumda. Enflasyonla mücadele programının tamamının altını boşaltmış oluyor aslında böylelikle. Çünkü bunların tamamı TÜİK’in açıkladığı enflasyona dayanan sonuçlar…. Geniş kesimlerin refahını ilgilendiren bir konu bu. Gerçek enflasyon açıklanmadığı için tam tersine her türlü yoksulluk çoğalıyor. Çocuk, barınma, gıda, enerji yoksulluğu… Bir zamanlar sınırlanan mutlak yoksulluk, aşırı yoksulluk yeniden Türkiye’de canlandı.
MB, BU KUR FARKLARINI NEREDEN ÖDÜYOR? PARA BASARAK ÖDÜYOR: Döviz satışları açıklanmıyordu yeni ekonomi yönetimi geldi yeni Merkez Bankası (MB) Başkanı geldi yine açıklanmıyor. Böyle bir şey kabul edilmez. Eğer Türkiye’de serbest kur rejimi varsa, dalgalı kur sistemi uygulanıyorsa merkez bankasının hangi gün ne kadar döviz sattığını ya da aldığını açıklaması lazım. Bunu az sayıda insan biliyor piyasadan saklıyorsanız bu adil ve şeffaf bir yönetim olmaz. En son bizim tahmin ettiğimiz rakam 256 milyar dolara vardı rakam. Tahmin edilebiliyor. MB’nin bir an önce şeffaflaşması gerekiyor. Kur Korumalı Mevduata (KKM) ne kadar ödendi bilmiyoruz. Kur farklarını tamamen MB ödüyor ve rakamlar tamamen karanlık. MB, bu kur farklarını nereden ödüyor? Para basarak ödüyor.
ÖNCE ERDOĞAN’IN YÜZLEŞMESİ LAZIM: Sayın Erdoğan’ın enflasyon meselesi ile ilgili önce çıkıp bir yüzleşmesi lazım. ‘Ben yanlış yaptım, teorim yanlışmış. Yıllarca ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedim, ‘Merkez Bankası başkanlarını laf dinlemiyorlar diye görevden aldım’ dedim. ‘Baktım ki, bu yanlış oldu, yeni Merkez Bankası Başkanına, ekonomi yönetimine faizi artırma izni verdim’ dedim’ demesi lazım. Bunu açık açık söylemesi lazım. Bakın altı aydır ağızından faiz lafı çıkmıyor. Piyasa, halen ‘acaba ne zaman sabrı taşacak, acaba Merkez Bankası Başkanını ne zaman görevden alacak’ diye bekliyor.
ERDOĞAN’IN KALEMİNİN UCU ADETA MERKEZ BANKASI BAŞKANI’NIN ÜSTÜNDE: Sayın Erdoğan’ın kaleminin ucu adeta Merkez Bankası Başkanı’nın üstünde Demokles’in kılıcı gibi sallanıp duruyor. Bu gece görevden alabilir, Bir gece ansızın yapabilir. Bağımsız olmayan Merkez Bankası Başkanının, kredibilitesi olmaz. Bu samimi yüzleşme şart yani.
CEVDET BEY MEHMET BEY GÖREVE GELDİĞİNDE İYİ OLDU SEVİNDİK AMA: Cevdet Bey Mehmet Bey göreve geldiğinde iyi oldu bu dedik, sevindik. 3 ay fazla açıklama yapmadık kredi açtık arkadaşlara. Arkadaşlarımızın da niyetlerini iyi olduğunu biliyoruz ama yapabileceklerini sınırı var. Ama 6 ay geçti temel adımlar atılamıyor arkadaşların sınırı var demek ki.
MECLİS’TE BÜTÇE YAPIM HAKKI ŞU ANDA BİTMİŞ DURUMDA: TBMM’de 600 milletvekili gider artırıcı değişiklik yapamaz bütçede ama teklifin 5. Maddesi ile Cumhurbaşkanı tek başına yapabiliyor bunu. Tek imza ile istediği yere istediği kadar harcayabiliyor. Eskiden Meclis’ten bütçe geçmezse hükümet düşer diye korkardık parlamenter sistemde, şu anda meclisten bütçe geçmezse milletvekilleri hayır dese hiçbir şey fark etmiyor. Çünkü yeni anayasaya göre Cumhurbaşkanı tek imza ile harcama yapmaya devam edebiliyor. Meclis’te bütçe yapım hakkı şu anda bitmiş durumda, o hak tek kişinin elinde o da kullanıyor.
YEREL SEÇİMDE İŞBİRLİĞİNİ İSTİSNAİ OLARAK DEĞERLENDİRİRİZ: (Yerel seçimlerde iş birliği yapılacak mı sorusu üzerine) Prensip kararımız Türkiye sathında kendi adaylarımızla girmek, ancak teşkilatlarımızdan bir talep gelirse bu talepleri istisnai olarak değerlendiririz. Yerelde o partilerin genel merkezlerinin de bu işe sıcak bakıyor olması lazım. Bu bayağı zor bir şey, kaç tane yokuş var arka arkaya çıkılması gereken. Ama iş birliği olsun da bekleyelim gibi durumumuz yok. Kendi adaylarımızı tespit sürecimizi başlattık. 20 Şubat’a kadar süremiz var. Tahminim böyle şeyler olursa az sayıda Şubatın ilk haftası olursa olur az sayıda. Bunun tamamen önünü kapatmadık. Çünkü, bir makul bir çerçeve oluşursa yerelde onun da önünü kapatmanın çok da doğru olmayacağını düşündük. Çok sayıda olacağına inanmıyorum. Şu anda partiler arasında böyle bir mutabakat, iklim yok. Tam tersine genel seçimlerden, ittifaktan gelen bir yorgunluk var. Partilerin çoğu, ‘zarar verdi, kendimiz olamadık’ diyor… İstanbul’da da Ankara’da da şu anda kendi adaylarımızı hazırlıyoruz.
FAZLA SAYIDA MİLLETVEKİLİ OLAN PARTİLER VAR, EĞER O PARTİLERDEN BU DESTEK VERİLİRSE: Hasan Bitmez’in vefatıyla hem üzüldük hem de Saadet Partisi’nin Meclis’teki durumuyla ilgili değerlendirme yaptık, onlarla temas trafiğimiz de oldu. Öncelikle şunu söyledik, Saadet Partisi grubunun Meclis’te olmasını çok önemsiyoruz. Saadet Partisi’nin temsil ettiği siyasi çizginin Meclis çatısı altında olması ve o çizginin yüksek bir sesle temsil edilmesi demokrasimiz açısından iyi bir şeydir. Mecliste iki iktidar, dört muhalefet grubu var, bunun üçe düşmesini istemeyiz muhalefetin etkinliği açısından. Bunları kendilerine ilettik. Öte yandan milletvekili geçişiyle grubun tamamlanması meselesine gelince. Zaten grubu olan ve fazla sayıda milletvekili olan partiler var, eğer o partilerden bu destek verilirse zaten grupları etkilenmemiş oluyor. O partilerle görüşülmesinin de faydalı olabileceğini de ifade ettik.
BİZ DE GRUP KURMA ÇABASIYLA HAREKET EDİYORUZ: Biz 15 vekille şu anda grup kurma çabasıyla hareket ediyoruz. Meclis’te DEVA Partisi çizgisinde muhalefetin yüksek sesle bulunuyor olması çok faydalı. Bir yandan Saadet Partisi’nin grubunu çok önemsiyoruz ama bir yandan da kendi grup çabamız var… Genel seçimlerin üzerinden henüz altı buçuk ay geçti. Partilerde yeniden yapılanma var, ayrılanlar var epey hareket görüyoruz. Bazıları yerel seçimlerde iş birliği yapar yapmaz onları görmek gerekiyor. Yerel seçimlere kadar bu grup konusunu bizim açısından tabii ki hedefleriz ama daha zor olacağını düşünüyoruz yerel seçimlere kadar ama çabalarımız devam ediyor. Fakat yerel seçimlerden sonra oluşacak tabloya bakıp o noktada meclis içinde yerel seçim sonrası bir hareketlenme söz konusu olabilir. Tabii ki ilkelerimize, duruşumuza uygun, doku uyuşmazlığı olmayacak milletvekilleriyle grup yeteri sayıya ulaşmayı tabii ki arzu ediyoruz.
BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ. KİMLİĞİMİZİ DURUŞUMUZU KORUMAK: (Saadet Partisi Grubu’na geçici destek veremez misiniz?) kendi özgün kimliğimizi, duruşumuzu halen anlatamadığımız ortaya çıkıyor, bu ancak zamanla ortaya çıkacak. Kimlik karışması, kimlik erimesine yol açacak bir adımı atmayız, atamayız. Birinci önceliğimiz. Kimliğimizi duruşumuzu korumak, sulandırmamak korumak.
GÖRÜŞME TRAFİĞİ BAŞLADI, DAHA CENAZESİ İSTANBUL’DA KALKMAMIŞTI BİLE: Saadet Partisi’nin grubunun devamıyla alakalı CHP ne zamana kadar bu desteği verir bilemiyoruz. Tabii Hasan Bitmez’in vefatı arkasından bu sürecin çok hızlı akması. Vefat ettiği gün saat 16.00’da Meclis’te tören oldu. Hemen sonra görüşme trafiği başladı, daha cenazesi İstanbul’da kalkmamıştı bile. Saadet Partisi, bizimle eş zamanlı pek çok partiyle görüştü. Çok hızlı gelişti, geçici çözüm bulundu. Kalıcı çözüme dönüşmesini biz arzu ederiz ama nasıl bir formül üretilir, bugünden bir şey söylememiz zor.
MB BAŞKANI İLETİŞİMİNİ ÇOK DİKKATLİ YAPMALI: Merkez Bankası Başkanı’nın son röportajını arkadaşlar gösterdi bu sabah hızlı göz atabildim. Merkez Bankası başkanlarının iletişiminin çok dikkatli yapılması gerekir. Genelde kurumsal süzgeçlerden geçmiş her bir cümlesi ölçülmüş tartılmış bir iletişim metoduyla olması gerekir. Bir anda, eş zamanlı herkes tarafından duyulması gerekir. Çünkü piyasa hassasiyeti olan açıklamalardır. Başka türlü haksızlıklara, haksız kazançlara yol açabilir…. MB Başkanının ülkenin cumhurbaşkanına güzellikler yapma gibi bir görevi yok. En önemli görevi 85 milyonun cebindeki paranın değerini korumaktır. MB Başkanlarının yatırımcılarla, iş çevreleriyle birebir görüşmeleri kabul edilmez. Merkez Bankacılığı zor iştir, kolay değildir.
MERKEZ BANKASI BAŞKANINA DOST TAVSİYELERİ OLARAK ALGILASIN ARKADAŞLAR: (MB Başkanı’nın Hürriyet gazetesi röportajının yazıişlerine saatler önce ulaşması, haksız kazancı mı kast ediyorsunuz?) Tam da o noktaya değiniyorum. Kötü niyet aradığımdan değil, bunları Merkez Başkanına dost tavsiyeleri olarak algılasın arkadaşlar. Niyetlerinin iyi olduğuna inanıyorum. Bir örnek vereyim. Kasım 2002’de hükümet kuruldu o dönemde Merkez Bankası bir sayfalık açıklama yapıyor. Baktık bir yabancı ajans, cümlelerin sıralamasını öyle seçiyor, haber ekranlarına öyle bir düşüyor ki, piyasa iniyor çıkıyor. Bırakın eş zamanlı duymayı, cümlelerin ekranlara düşürülme sırası bile, işi fark ettiriyor. O zaman ajanslara cümle cümle yazdırıyorduk. Birinci cümle düşerdi piyasa ekranlarına herkesin haberi olurdu sonra ikinci, sonra üçüncü cümle. Bilgi simetrisi çok önemli, saniyeler çok önemli. Hele hele piyasalarda bir saniye içerisinde 50 bin işlem yapan robotlar var. Yatırımcılarla birebir görüşmeler yapıyor olması röportajdan öyle bir sinyal aldım, bunlar doğru değil. Basın toplantısı olur canlı yayın olur herkes aynı anda cevapları duyar.
ESKİDEN CUMHURBAŞKANI KEÇİÖREN’DE OTURURKEN APARTMAN GÖREVLİSİ, KOMŞULARI VARDI: MB Başkanı Gaye Erkan’ın fiyatları apartman görevlisine sorduğu anımsatılınca) İşin magazini tabii ama onu okuyunca onu da düşündüm eskiden sayın Cumhurbaşkanı Keçiören’de otururken apartman görevlisi vardı komşuları vardı şimdi öyle imkanı da yok külliyede kapalı, gerçek haberleri kimden alıyor o da ayrı bir konu.
ERDOĞAN’IN ‘İT DALAŞI ARTIK OLMASIN İSTİYORUZ’ AÇIKLAMASI: Erdoğan’ın uçakta yaptığı açıklamada bir cümle var ‘it dalaşı’ dediğimiz hadise. ‘Artık onlar da olmasın istiyoruz’ diyor. Şimdi bu cümleye çok dikkat etmek mazım. Orada egedeki egemenlik haklarımızla alakalı büyük bir risk alanı oluşur, onu da kabul eden adata taahhüt eden sözler anladım ben öyle değilse çıksın açıklasınlar. Egemenlik alanlarının örtüşmelerin olduğu alanlarda bizim savaş uçaklarımız uçuyordu. ‘Olmasın istiyoruz’ derken, gececi olarak bunları askıya alma tamam yapmayacağı sözü verilmişse çok tehlikeli görürüm bunları.
DEVLET İÇERİSİNDE ADI NE OLURSA OLSUN HER TÜRLÜ YAPILANMALARA KARŞIYIZ: (Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay hatırlatılınca) Devlet içerisinde adı ne olursa olsun her türlü yapılanmalara karşıyız. Devlet yönetim sisteminde bir tek emir komuta zinciri olur klikleşmelere, gruplaşmalara izin verilemez. Türkiye gibi 15 Temmuz gibi hain darbe teşebbüsünü yaşayan bir ülkenin çok dikkatli olması lazım. Biz onun için dedik mülakatları kaldırın diye. Kayırmacılık olmaması gerekiyor.”