25 Eylül 2024 Çarşamba

Selma Aliye Kavaf: “Engelli Ve İhtiyaç Sahibi Yaşlı Vatandaşlarımıza Verilen Ödenekler, Asgari Ücretin Yalnızca Yüzde 19’Una Denk Gelmekte, İhtiyaçlarını Karşılamada Yetersiz Kalmaktadır”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Aliye Kavaf, “Yaşadıkları hanenin mutlak derin bir yoksulluk içerisinde bulunması şartıyla verilen ödenekler hanenin refahına bir katkı sağlamadığı gibi, hak sahibi engelli vatandaşlarımızın da ihtiyaçlarını karşılamada oldukça yetersiz kalmaktadır. Engelli ve ihtiyaç sahibi yaşlı vatandaşlarımıza verilen ödenekler, ortalama olarak asgari ücretin yalnızca yüzde 19’una yani 2 bin 185 liraya denk gelmektedir. Açlık sınırının 14 bin liraya, yoksulluk sınırının ise 45 bin liraya dayandığı günümüzde verilen bu desteklerin ne kadar insani olduğunun takdirini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Aliye Kavaf, bugün TBMM’de engelli bireylere ve sosyal haklarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Kavaf, şunları söyledi:

“Anayasa’mızın 2., 10., 60. ve 65. maddelerine göre; ‘Devlet, sosyal devlet olma ilkesine bağlı olarak engelli bireylerin hayatını kolaylaştıracak idari ve mali tedbirleri her alanda almakla yükümlüdür.’ Bu konuda atılmış adımlar olmakla birlikte engelli vatandaşlarımızın sorunlarının devam ettiği gerçeği de göz ardı edilemez. Engelli vatandaşlarımızın en temel sorunlarından biri erişilebilirliktir. Bu, engellilerimizin çalışma ve sosyal hayata katılımlarının önündeki en büyük engeldir. Kamunun ve özel sektörün bu konuda yerine getirmekle yükümlü oldukları sorumlulukları, iktidar takip etmenin ötesinde yerine getirilmesini sağlamakla yükümlüdür

“BU ÖDENEKLER HANENİN REFAHINA BİR KATKI SAĞLAMADIĞI GİBİ, HAK SAHİBİ ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZIN DA İHTİYAÇLARINI KARŞILAMADA OLDUKÇA YETERSİZ KALMAKTADIR”

Bir diğer konu, engellilerimize yapılan sosyal yardımların insani yaşam standardına ne kadar yaklaştığı konusudur. En son güncel verilere göre; yüzde 40 ile yüzde 69 arasında engellilik oranına sahip bir vatandaşımız bin 874 lira, yüzde 70 ve üzeri engellilik oranına sahip bir vatandaşımız 2 bin 811 lira, 18 yaş altı engelli yakını olan vatandaşımız bin 874 lira, 65 yaş üstü yoksulluk maaşı alan vatandaşlarımız ise 2 bin 348 lira yardım almaktadır. Yaşadıkları hanenin mutlak derin bir yoksulluk içerisinde bulunması şartıyla verilen bu ödenekler hanenin refahına bir katkı sağlamadığı gibi, hak sahibi engelli vatandaşlarımızın da ihtiyaçlarını karşılamada oldukça yetersiz kalmaktadır.

“ENGELLİ VE İHTİYAÇ SAHİBİ YAŞLI VATANDAŞLARIMIZA VERİLEN ÖDENEKLER, ORTALAMA OLARAK ASGARİ ÜCRETİN YALNIZCA YÜZDE 19’UNA YANİ 2 BİN 185 LİRAYA DENK GELMEKTEDİR”

Engelli ve ihtiyaç sahibi yaşlı vatandaşlarımıza verilen ödenekler, ortalama olarak asgari ücretin yalnızca yüzde 19’una yani 2 bin 185 liraya denk gelmektedir. Açlık sınırının 14 bin liraya, yoksulluk sınırının ise 45 bin liraya dayandığı günümüzde verilen bu desteklerin ne kadar insani olduğunun takdirini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Ayrıca herhangi bir yetisini tamamen ya da kısmen kullanamayan vatandaşlarımızın düzenli olarak kullanmak zorunda oldukları protez, ortez, ilaç gibi malzemeler için verilen mali destekler de ihtiyaç duyulan malzemelere erişimi imkansız hale getirmiştir. Örneğin protez kullanmakta olan engellilerimize SGK ilk iki yıl boyunca silikon liner ve soket ödemesi yapmamaktadır. Sonrasında ise günümüz fiyatları ortalama 30 bin lira olan soketler için 18 ayda bir yalnızca bin 600 lira ödeme yapmaktadır. Soket fiyatının yalnızca yüzde 5,33’üne denk gelen bu miktardan da emekliler için yüzde 10, çalışanlar için ise yüzde 20 katılım payı almaktadır.

“ENGELLİLİK BİR SONUÇ. SOSYAL YARDIMLAR İSE BU SONUÇLARI HAFİFLETMEYE YÖNELİKTİR”

Bir diğer konu, yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle engelli vatandaşlarımıza verilen yardımların azaltılması yoluna gidildiğini görüyoruz. Değiştirilen bu yönetmeliklerle tam bağımlılık şartı getirilerek sosyal yardım almak için yeterli engellilik oranına sahip vatandaşlarımız bu haktan mahrum edilmektedir. Benzer bir durum da çıkartılan yönetmeliklerle çoğu engelli vatandaşlarımızla ilgili olan ve ayni olarak verilen tıbbi bakım malzemelerinin yerine komik denebilecek nakdi ödemenin yapılmasıdır. Vatandaşlarımızın ihtiyaç duydukları tıbbi bakım malzemelerine erişemedikleri ortadadır. Engellilik bir sonuç. Sosyal yardımlar ise bu sonuçları hafifletmeye yöneliktir. Bu sonuçları ortaya çıkaran sebeplere de bakmak gerekir. Kadının hamilelik döneminde yeterli sağlık hizmeti alamaması, doğumda yaşanan dikkatsizlikler, bebeklik dönemindeki yetersiz beslenme, iş kazaları, trafik kazaları sebebiyle oluşan engellilik halleri, bu şartlara müdahale edilerek ve şartların iyileştirilmesiyle bu sonuçlar minimuma indirilebilir. İktidarların bu süreçlere müdahale etmesi, bu süreçleri kontrol edecek düzenlemeleri yapması gerekir.

“SİYASİ ANLAYIŞIMIZA GÖRE; SOSYAL YARDIMLARI, İHTİYAÇ SAHİBİ VATANDAŞLARIMIZA TALEBE GEREK DUYULMAKSIZIN HIZLI VE VERİMLİ BİR BİÇİMDE ULAŞTIRABİLMEK TEMEL FELSEFEMİZDİR”

Siyaset kurumunun görevi ülkenin sorunlarına çözüm üretmektir. Sorunlara çözüm üretebilmek için öncelikle sorunun varlığını kabul etmek ve sorunla ilgili güncel, güvenilir veri tabanına ulaşabilmek gerekir. Bu konuda ilgili kamu kurumlarının veri paylaşımı konusunda ketum davranması sorunların gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmasını perdelemektedir. Bu da çözüm üretmeyi zorlaştırmaktadır. Engelli ve ihtiyaç sahibi yaşlı vatandaşlarımız için yürüttüğümüz çalışmalarımızı talep değil, arz odaklı prensip üzerinde kurguladığımızı belirtmek istiyorum. Siyasi anlayışımıza göre; sosyal yardımları, sosyal hizmetleri ve sosyal güvenlik araçlarını ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza talebe gerek duyulmaksızın hızlı ve verimli bir biçimde ulaştırabilmek temel felsefemizdir.”

 

İlgili Haberler