22 Kasım 2024 Cuma

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’ndan İsrailli Yetkililer Hakkında Suç Duyurusu: “İktidar Sahiplerinin, Kınamanın Ötesine Geçemeyen Hâlleri, Ülkemizi Ne Denli Güçsüzleştirdiklerinin İspatıdır”

Haber: GAYE ŞEYMA CAN – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı, Filistin’e yönelik saldırılar nedeniyle İsrailli yetkililer hakkında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, adliye önünde yaptığı açıklamada; “Artık yeni bir düzen inşa etme vaktidir. İslam ülkeleri kendisine gelip bu acizliklerinin çözümüne odaklanmalıdırlar. Bunun çözümü İslam birliğinin tesis edilmesidir. Bunu yapacak ülke Türkiyemizdir. Bölgenin huzuru olmadan milletimize huzur veremeyiz. İktidar sahiplerinin kınamanın ötesine geçemeyen hâlleri, ülkemizi ne denli güçsüzleştirdiklerinin en büyük ispatıdır” dedi.

Hamas ile İsrail arasından başlayan gerilim sonucunda savaşın yayılması nedeniyle sivillerin ölümüne karşı tepkiler sürüyor. Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde; aralarında İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun da olduğu birçok İsrailli yetkili hakkında bugün suç duyurusunda bulundu. Dilekçeyi teslim etmeden önce İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, il teşkilatıyla beraber adliye önünde açıklama yaptı.

“İSRAİL, HER GEÇEN GÜN ZULMÜNÜ ARTIRDI”

Yazıcı, şunları söyledi:

“İsrail işgal rejimi, 1948’den bu yana adım adım Filistin topraklarını işgal etmekte, akıl almaz zulüm ve cinayetlerle dünyanın gözü önünde bir soykırım gerçekleştirmektedir. Geçmişte; Deir Yasin köyünde, Şabra ve Şatilla’da, El Halil’de, Kudüs’te gerçekleşen katliamlarına, 2023 senesinde Gazze’de devam ediyorlar. 7 Ekim günü Filistinli direnişçilerin meşru müdafaa hakkını kullanmaya başlamasından sonra terör rejimi İsrail, dünya çapında, büyük bir algı operasyonuna başladı. Filistinlileri terörist, kendilerini ise mazlum göstermeye çalışarak alçakça bir manipülasyona giriştiler. Sözde aydınlar, sözde akademisyenler, en büyük medya grupları, global şirketler bu sahtekarlığa destek verdi ancak yalancının mumu yatsıyı göremeden söndü. Haddi aşmada dur durak bilmeyen şeytan İsrail, her geçen gün zulmünü artırdı. Yeryüzünün en zalim terör örgütü İsrail, dünyanın gözleri önünde, alçak saldırılarından birini daha gerçekleştirdi.

“BİNDEN FAZLA MASUM KATLEDİLDİ”

‘Bu kadar da alçalmazlar’ zannıyla hastane bahçesine, otoparkına çoluk çocuk yerleşen binlerce mazlumu güdümlü MK-84 füzesiyle vurdu. Evet, katil İsrail, masumların sığındığı bir hastaneyi acımasızca vurdu. Binden fazla masumu oracıkta katletti. Sonu gelmeyen bu alçak saldırılar hâlâ çocuk hastanelerini, ambulansları, evleri bombalanıyor; fosfor bombalarıyla her gün yeni savaş suçları işleniyor; su, elektrik ve internet kesilerek Gazze adeta bir toplu mezara dönüştürülmeye çalışılıyor. Tarihin sayfalarında utançla bahsedilecek, binlerce yıl geçse dahi lanetle anılacak bir katliamı gerçekleştirdiler. Zannedildi ki uluslararası toplum, gerçeğin artık farkına varır. Zannedildi ki uluslararası kurumlar, katil İsrail’e artık haddini bildirir. Zannedildi ki uluslararası medya, hakikati artık insanlara ulaştırır. Ne oldu peki? Birkaç namuslu kalem dışında, tüm dünyada üç maymunu oynadılar. Görmek, duymak, bilmek istemediler.

“BİDEN VE NETANYAHU GÖZ GÖRE GÖRE YALANLARI SIRALADI”

Her şey apaçık ortadayken, yeryüzündeki tüm kötülüklerin, vahşetin ve katliamın suç ortağı; istisnasız her teröristin hamisi olan Amerika’nın ayakta durmaktan aciz başkanı Joe Biden, Netanyahu alçağı ile kameralar karşısına geçerek göz göre göre hayasızca yalanlarını sıraladı. Neymiş, hastane saldırısını yanında oturan eli kanlı katil değil, öbürleri gerçekleştirmiş; Hamas’ın işiymiş. Açıkça ifade ediyorum, rezil Biden, tarihin en necis yalanlarından birini arsızca söyledi. Herhalde dünyayı aldatacağını zannediyor. Biz bu İsrail’in de Amerika’nın da cemaziyelevvelini biliriz. Siz değil misiniz uydurma bahanelerle Irak’a girip binlerce Iraklı kadına tecavüz eden? Siz değil Ebu Gureyb zindanlarında akıl almaz işkencelerle cinayetler işleyen? Siz değil misiniz Ortadoğu’da çıkan bütün savaşların organizatörü, silah satanıyken, çıkıp kendisine ‘barış ve demokrasi devleti’ diyen?

“BATI’DA BİR KİŞİNİN CANI YANSA HAREKETE GEÇENLER NEREDE”

Sadece Müslüman coğrafyalarda değil, Asya’dan Afrika’ya kadar milyonlarca mazlum insana zulmettiniz. Vietnam’da, Laos’ta, Kamboçya’da katliamlar yaptınız, mazlum halkları toptan imhaya kalkıştınız. Bugün de terör rejimi İsrail’in hamiliğini yapıyorsunuz. Dünya tarihinin en alçak soykırımına girişen, hastane bombalayan, çocuk katleden İsrail’e hamilik yaparak elde edebileceğiniz tek şey var. O da yenilmek ve tüm zulümlerinizle beraber yeryüzünden silinmektir. Bugün bizler burada, sadece elimizden geleni ortaya koyabiliyoruz. İktidarın icra gücü bizim elimizde olmadığı için adliyeye, hukuka başvuruyoruz ancak günü gelecek, İsrail’e öyle bir tokat atacağız ki, o gün nihayet mazlumların yüzü gülecek. Bir sorumuz var zulme sessiz kalan, dilsiz şeytanlığı sürdüren sözde insan hakları savunucularına. Batı’da bir kişinin canı yansa bas bas bağıran, egemen güçlerle bir olup harekete geçenler, neredesiniz?

“NATO, BM, AB ÇÖKMÜŞTÜR”

Katil İsrail binlerce çocuğu öldürüyor; hiç mi utanmanız kalmadı, neredesiniz? Rusya-Ukrayna savaşında bütün uluslararası kamuoyunu harekete geçiren uluslararası hukukçular, sözde barışı sağlayacak olan kurumlar… İnsanlığın önüne sunmuş olduğunuz bütün hukuk müktesebatı, Filistinli çocukların cansız bedenleri altında ezilmiştir, yok hükmündedir. Unutmayın, arzın ve arşın, gök kubbenin sahibi olan Allah, demir kubbenin sahiplerinin kirli oyunlarını başlarına geçirecektir. Sözde aydın, Batıcı kuklalar, peşine takıldıkları İsrail’le birlikte tarihin utanç sayfalarında yerini alacak; hakikatin tarafında, mazlumun yanında duranlar, bir gün inşallah özgür Filistin’de buluşacağız. Artık yaşadıklarımız göstermiştir ki, uluslararası normlar, uluslararası hukuk, NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği çökmüştür. Filistin’deki zulmün altında ezilmiştir.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKILDIĞI GİBİ BİR KHK İLE ZULME ENGEL OLUNABİLİR”

Artık yeni bir düzen inşa etme vaktidir. İslam ülkeleri kendisine gelip bu acizliklerinin çözümüne odaklanmalıdırlar. Bunun çözümü İslam birliğinin tesis edilmesidir. Bunu yapacak ülke Türkiye’mizdir. Bölgenin huzuru olmadan milletimize huzur veremeyiz. İktidar sahiplerinin, kınamanın ötesine geçemeyen hâlleri, ülkemizi ne denli güçsüzleştirdiklerinin en büyük ispatıdır. Bu durumlardan ülkemizi kurtaracak olan elbette Saadet Partisi’dir. Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz. Hükümet, Gazze’yi biraz umursuyorsa eğer, tıpkı bir gece yarısı KHK’sı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı gibi içinde ‘İsrail saldırılarını durdurmaz ise 24 saat sonra ABD Kürecik radar üssü kapatılacaktır’ cümlesinin geçtiği bir KHK ile zulme engel olabilir. Çünkü ABD, bölgeye ne kadar füzelerini gönderirse göndersin, ne kadar patriot füzesini bölgeye yığarsa yığsın, bu füzeler Kürecik radarı olmaksızın işlevini tam olarak göremiyor.

“FİLİSTİNLİ MÜCAHİTLER KAZANACAK”

Hiçbir yaptırımı olmayan, etkisiz söylemlerle bezeli megafon diplomasisi yürütmek yerine gerçek bir adım atmış olursunuz. Çanakkale’de yatan Gazzeli şehitleri anarken samimiyseniz eğer, bir gece ansızın bu imzayı atın. İnsanlık tarihinde hiçbir zalimin hükümranlığı sonsuza kadar sürmedi. Her zalim, Allah’ın emrettiği üzere acı bir sonla karşılaştı. Terör rejimi İsrail ve hamisi büyük şeytan Amerika da aynı akıbete uğrayacak. Yolun sonunda Filistinli mücahitler kazanacak. Yolun sonunda insanlık onuruna sahip çıkan hür yürekliler kazanacak. Yolun sonunda Gazze şeridindeki çocuklar, bombardıman sonrası hastaneye değil, okul sonrası Gazze sahiline gidecek. Umut ediyoruz ki, direniş bizi özgür Filistin’e, özgür Gazze’ye, özgür Kudüs’e, özgür Mescid-i Aksa’ya kavuşturacak.”

 

İlgili Haberler