ESENYURT’TA KORAY AVCI İLE UNUTULMAZ CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMASI
Remzi Çayır: “100 Yaşında Bir Cumhuriyetin Temsilcileriyiz. Adına ‘Borç Ekonomisi’ Dedikleri Aslında Modern Mandacılığı Türk Milleti Kabul Etmemelidir”
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “100 yaşında bir Cumhuriyet’in temsilcileriyiz. Modern himayelere ve mandacılıklara karşı hepimiz duruş göstermeliyiz. Modern mandacılık ve himayecilik nedir biliyor musunuz? Başkasına muhtaç olmaktır, borç batağında yaşamaktır. Borçla hayatına devam etmektir. Türk milleti asla örtülü/örtüsüz mandacılığı kabul etmemelidir. Adına ‘borç ekonomisi’ dedikleri aslında modern mandacılığı Türk milleti kabul etmemelidir” dedi.
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, bugün 1. Meclis binasının önünde Cumhuriyet’in 100. yılına ilişkin konuştu. Çayır, şunları söyledi:
“Şu an yüz küsur önce bu milletin tarihinde dönüm noktasını teşhir eden millet iradesini açıkça ortaya konduğu, milletin ‘Ya istiklal ya ölüm’ diye ifade ettiği yani ‘Ya yaşarız ya ölürüz. Kimsenin himayesine, mandasına ihtiyacımız yoktur. Ya vatanı bağımsız kılarız ya millet olarak bağımsız yaşarız ya ölürüz’ diyen insanların ve o iradenin tecelligahındayız ve onun önündeyiz. İlk Meclis’in önünde sizlere sesleniyoruz. 100 yıl önce burada Türk milletinin yeniden şahlanışının, var oluşunun bütün işgalcilere ve emperyale karşı bir zafer kazanmanın neticesinde yeniden var olma kavgasını vermiş bir millet burada bütün kararları almış, burada o işgalcilere karşı direnişi bir şekilde yönetmiş ve umutsuzluğu burada yok etmiştir. Burası aslında bir milletin birleşerek, dayanışarak, bir olarak neler başaracağının da bir göstergesi ve resmi. Burası aslında konuşan bir tarih. Gönlüm isterdi ki Batılı ülkelerde olduğu gibi her girdiğiniz odada size tarih direkt dijital ortamda anlatılsın. İnşallah onu da yaparlar. Çünkü Türk insanının, gençliğinin dünü bilmesi lazım. Burada yaşananları bilmedikten sonra şu anki vatanın kıymetini de birlik beraberliğinin kıymetini de bilmeyiz.
“NİHAYETİNDE ‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM’ DENİLMİŞ”
O şartlarda burada milliciler var. Manda düşüncesine sahip mebuslar var. İnkılapçı mebuslar var. Farklı görüşteki insanlar burada farklı düşünseler, farklı görüşleri ve fikirleri olsa dahi vatan ve millet konusunda hemfikirler. Yani gelecek konusundaki kaygılarından dolayı farklı düşünmüş, en uç düşünceyi dile getirmiş olsalar bile nihayetinde sonuçta bir ve beraber olmayı başarmışlar. Bir ve beraber olmak yani farklılıktan birliği çıkarmışlar. Çokluktan birliğe varmışlar. Niye sen bu düşünceleri savunuyorsun diye kimse kimseye düşman ilan etmemiş. ‘Niye sen bu şekilde bir tavrın içerisindesin? Neden fikirlerini bu şekilde dile getiriyorsun’ diye kimse kimseyi şu veya bu şekilde düşmanlaştırmamış, başkalaştırmamış. Herkes özgür bir ortamda farklı mebuslar yani buraya farklı illerden gelen insanlar fikirlerini, varlıklarını, duruşlarını dile getirmişler. Nihayetinde ‘Ya istiklal ya ölüm’ denilmiş.
“MİLLETİN OLMADIĞI BİR YERDE CUMHURİYET OLMAZ”
Şu anda 100. yaşını kutladığımız Cumhuriyet, elbette ki tek başına birçok ülkede cumhuriyet var. Birçok ülkenin cumhuriyet ile ilan edildiği veya yönetildiği iddia edilebilir ama buradaki cumhuriyetin anlamı farklıdır. Burada milletin iradesi vardır. Bir kişinin, zümrenin iradesi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık sebebinde milletin iradesi vardır. Milletin olmadığı bir yerde cumhuriyet olmaz. Cumhuriyet milletiyle vardır. Tek başına bir mana ifade etmez. Türk milleti, bu zor ve meşakkatli ortamda hiçbir zaman bir başkasının himayesini kabul etmez, kabul etmeyi bile aklına getirmemiştir.
“ADINA ‘BORÇ EKONOMİSİ’ DEDİKLERİ ASLINDA MODERN MANDACILIĞI TÜRK MİLLETİ KABUL ETMEMELİDİR”
100 yaşında bir Cumhuriyet’in temsilcileriyiz. Modern himayelere ve mandacılıklara karşı hepimiz duruş göstermeliyiz. Modern mandacılık ve himayecilik nedir biliyor musunuz? Başkasına muhtaç olmaktır, borç batağında yaşamaktır. Borçla hayatına devam etmektir. Türk milleti asla örtülü/örtüsüz mandacılığı kabul etmemelidir. Adına ‘borç ekonomisi’ dedikleri aslında modern mandacılığı Türk milleti kabul etmemelidir. Para aldığınız kişi bir müddet sonra size ağalık, patronluk yapmaya ve sizin sahipliğiniz olmaya devam edecektir. Bu sebeple, Türk milleti, bugün şu binanın içindeki ruhu anlamak için Filistin’e bakmalıdır. Filistin şu an perişan. İngilizler orada. ABD gemisiyle orada. Almanya başbakanıyla orada. Batı olduğu gibi bir avuç Filistinliyi ortadan kaldırmak için büyük bir çabanın içerisine girmiştir.
“BİZİ KİMSE KORKULARLA, DÜNYALI MENFAATLERLE GÜDEMEZ. PARAYLA, PULLA, BORÇLA VEYA KORKUYLA İSTİKLALİMİZİ YOK EDEMEZ”
Gazi Meclisleri olmayan, istiklali karakter yapmamış milletler bir gün mutlaka başkalarının himayesine girerler. Ama örtülü ama örtüsüz. Bu sebeple geçmişimize sahip çıktığımız kadar geçmişimizden ders, güç, karakter alarak hayata devam etmek zorundayız. Bizi kimse korkularla, dünyalı menfaatlerle güdemez. Parayla, pulla, borçla veya korkuyla istiklalimizi yok edemez. Bizi yok edemez. Bu binanın içini dolduran ruhtan besleniyoruz. O ruh, istiklal, vatan, millet ruhudur. 100 yıl önce burada 1923’te 2. Meclis’te Mustafa Kemal Atatürk millete yapacaklarıyla ilgili altı ok dışında bir şeyler söylemiş. O ifade ne yazık ki şu anki nesiller tarafından hala anlaşılabilmiş değil. Ne demişti? ‘Kalkınma sağlanmalıdır. Liyakat oturtulmalıdır. Adalet yolumuz olmalıdır. Hayat pahalılığı son erdirilmelidir. Hukuk her hal-ü şartta üstün tutulmalıdır.’ 100 yıl geçti, ne oldu? Niye tekrar edip duruyoruz? Neden halledemedik? Neden çözemedik ve hayatımıza geçiremedik?”