TARSUS BELEDİYESİ’NDEN 4. İŞ SIHHATİ VE GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU
Rahmi Aşkın Türeli: “Bu Planda İstihdam Piyasası, Çalışma Hayatını Düzeltmeye İlişkin, Gelir Dağılımın Düzeltilmesine İlişkin Bir Tedbir Görmedim. Yok Sayılmış”
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun CHP Grubu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, On İkinci Kalkınma Planı’nın komisyondaki görüşmelerinde; “Emeğiyle geçinenlerin gittikçe yoksullaştığı, gelir dağılımının bozulduğunu görüyoruz. Ama ilginç olan şu: Bu planda istihdam piyasası, çalışma hayatını düzeltmeye ilişkin, gelir dağılımın düzeltilmesine ilişkin bir tedbir görmedim. Hiçbir politika seti yok. Bu konular yok sayılmış. Üretime itirazımız yok, tabii ki önemli. Bunların hepsine tabii ki evet diyeceğiz. Bölüşüm boyutunda bu plan ciddi eksiklikler içeriyor” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, On İkinci Kalkınma Planı üzerindeki görüşmeler sürüyor. CHP İzmir Milletvekili ve komisyonun CHP Grubu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, şunları söyledi:
“Bir ekonomik sistemin, bir ülkenin gerçekleştirmesi gereken belirli amaçlar var. Bunların birisi büyüme hızını artırmaktır; ikinci bir amaç istihdamı artırmaktır; gelir dağılımını düzenlemektir. Hem üretime hem bölüşüme ilişkin amaçların gerçekleştirilmesidir. Bu Türkiye’nin çok ciddi yapısal sorunları var. 21 yıllık AKP iktidarında bu yapısal sorunlar çözülmedi, ağırlaştı. Yurt içi tasarruflar yetersiz. Ekonominin büyüyebilmesi için dışarıdan tasarruf almanız gerekiyor. Bu problem, bir dış borç sorunu ortaya çıkarıyor. 2002’nin sonunda Türkiye’nin dış borcu 131 milyar dolarken şu anda 476 milyar dolar. 20 yıllık dönemde 345 milyar dolar dış borç büyümüş. Ki bu dönemde de 63 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış olmasına rağmen.
“İŞ GÜCÜ PİYASASINDA SORUNLAR VAR”
İş gücü piyasasında sorunlar var. İşgücüne katılım oranları düşük, işsizlik oranları yüksek. Kayıt dışılık var. Ücret seviyeleri düşük. Böyle bir işgücü piyasası var. Kamu mali dengeleri sürdürülebilir değil.
“TÜRKİYE’NİN KAYNAKLARININ SON DERECE YANLIŞ KULLANILDIĞINI GÖRÜYORUZ”
Bizim gibi yurt içi tasarrufları yetersiz olan, yani kaynakları yetersiz olan ülkelerde kaynakların yerinde kullanılması gerekir. Elinizde var olan kaynakla hangi yatırımı yapacaksınız? Bu paraları israf mı edeceksiniz? İnşaat sektörüne mi gömeceksiniz? Yoksa bunlarla fabrika mı kuracaksınız? Bu alanda baktığımızda da Türkiye’nin kaynaklarının son derece yanlış kullanıldığını görüyoruz.
“BÖLÜŞÜM BOYUTUNDA BU PLAN CİDDİ EKSİKLİKLER İÇERİYOR”
Bölüşüm üzerine odaklanmak istiyorum. İstihdam piyasası… İşsizlik oranını burada konuşuyorum Ağustos itibariyle 3.2 ama gerçek işsizlik oranı bu değil. İş bulma ümidi olmadığı için iş aramayan var. Resmi iş arama kanallarına başvurmayan var. Kayıt dışılık oranı yüzde 27, sendikalaşma oranı bakanlık rakamlarına göre yüzde 14,76. Sendikalı işçilerin bir kesiminin toplu iş sözleşmesi hakkı yok. Reel ücretlerde bir gerileme var. Asgari ücret bakımından baktığınızda dünyanın hiçbir ülkesiyle kıyaslanamayacak bir durum var. Asgari ücretli çalışanların oranının en yüksek ülke olduğu ülke Türkiye. Çalışanların yarısı asgari ücretle çalışıyor. Ücret seviyeleri açısından Türkiye çok vahim bir durumda. Asgari ücret tespit komisyonu, çalışan bir kişinin sadece asgari geçimini sağlamak üzere bir tanım yapmış. Ama dünyada öyle değil. Bütün bunların hepsine baktığımızda emeğiyle geçinenlerin gittikçe yoksullaştığı, gelir dağılımının bozulduğunu görüyoruz. Tabii böyle tespitlerimiz var. Ama ilginç olan şu: Bu planda istihdam piyasası, çalışma hayatını düzeltmeye ilişkin, gelir dağılımın düzeltilmesine ilişkin bir tedbir görmedim. Hiçbir politika seti yok. Bu konular yok sayılmış. Üretime itirazımız yok tabii ki önemli. Bunların hepsine tabi ki evet diyeceğiz. Bölüşüm boyutunda bu plan ciddi eksiklikler içeriyor.
“EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’İ TOPLAYIN. KONSEY ANAYASAL BİR KURUMDUR”
Planın 778. maddesinde diyor ki ekonomik politikaların, gelir dağılımı üzerinde etkili sosyal politikalarla bütüncül bir anlayış içinde oluşturulması amacıyla ekonomik ve sosyal konsey etkin hale getirilecektir. Yani buna ne diyebiliriz? 2009 yılın Şubat ayından beri anayasal bir kurum olan konseyi toplamıyorsunuz. Burası bir uzlaşma ortamıdır. Lütfen Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayın. Konsey anayasal bir kurumdur.”