ÇANKAYA KONUTLARI, İLÇELİLERİ KONUK ETMEYE DEVAM EDİYOR
Büro İş Genel Başkanı Hamzaçebi’den ‘On İkinci Kalkınma Planı’ Eleştirisi: “Kişilerin Mali Yük Getirmeden İstihdamda Kalması Demek Hiç Emekli Olmadan Vefat Edene Kadar Çalışması Demek”
Büro İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan On İkinci Kalkınma Planı’na ilişkin “Belirtilen amaç ve hedefler ile kişilerin mali yük getirmeden istihdamda kalması demek hiç emekli olmadan ayakta vefat edene kadar çalışması demektir. Bunun içinde daha önceleri yüzde 76 seviyesinde olan aylık bağlama oranları (ABO) 2008 yılında SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında 5510 sayılı SGK Yasası ile birleştirilerek kademeli olarak ABO yüzde 28’lere kadar düşürülmüştür” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanarak TBMM’ye sunulan On İkinci Kalkınma Planı üzerindeki görüşmeler Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sürüyor. Sosyal güvenlik alanında yapılacak çalışmaların sıralandığı plana göre, aylık bağlama sistemi kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük getirmeyecek şekilde yeninden düzenlenecek. Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla emeklilik kriterlerinin belirlenmesinde doğuşta beklenen yaşam süresi artışı ile uyumlu çalışmalar yapılacak. Sağlık hizmetlerinde öngörülebilirlik ve sürdürebilirlik dikkate alınarak ilaç ve tedavi harcamaları daha etkin hale getirilecek.
Büro İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, yaptığı yazılı açıklamayla On İkinci Kalkınma Planı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hamzaçebi, şunları kaydetti:
“BELİRTİLEN AMAÇ VE HEDEFLER HİÇ EMEKLİ OLMADAN AYAKTA VEFAT EDENE KADAR ÇALIŞMASI DEMEKTİR”
“Cumhuriyetimizin 2’inci 100 yılı için AKP Hükümetince ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu ile hazırlanan 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planında;
-Aylık bağlama sistemi kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük getirmeyecek şekilde yeniden düzenlenecektir.
-Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla emeklilik kriterlerinin belirlenmesinde doğuşta beklenen yaşam süresi artışı ile uyumlu otomatik ayarlama mekanizmalarına ilişkin çalışmalar yapılacaktır.
-Sağlık hizmetlerinde öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik dikkate alınarak ilaç ve tedavi harcamaları daha etkin hale getirilecektir.
-İlaç ve tedavi hizmetlerinde daha etkin fiyatlandırma mekanizmaları oluşturulacaktır.
Belirtilen amaç ve hedefler ile kişilerin mali yük getirmeden istihdamda kalması demek hiç emekli olmadan ayakta vefat edene kadar çalışması demektir. Bunun içinde daha önceleri yüzde 76 seviyesinde olan Aylık Bağlama Oranları (ABO) 2008 yılında SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında 5510 sayılı SGK yasası ile birleştirilerek kademeli olarak ABO yüzde 28’lere kadar düşürülmüştür.
“EMEKLİDEN KESİLEN PRİMLER İKRAMİYEYE, EMEKLİ MAAŞINA VE HİZMET BİRLEŞTİRMESİNE DE SAYILMIYOR”
Son bir yılda mezarda emekliliği özendirecek adımlardan birisi emeklinin kök maaşına zam yapmadan zam yapmış gibi en düşük emekli maaşının 7 Bin 500 TL’ye yükseltilmesidir. En son atılan adım ise 2023 Temmuz ayında çalışan memurlara yapılan 8 bin 77 TL seyyanen zammın memurun emekli keseneğine sayılmamasında ve emeklilere bu tutarın ödenmemesinde görüyoruz. 8 Bin 77 TL dolayısıyla memurlar emekli olamıyor. Emekli olup geçinemeyen ve çalışmak zorunda olup asgari ücretle çalışmaya devam eden bir emekliden Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) adı altında 4 Bin 500 TL devlet prim tahsil etmektedir. Emekliden kesilen primler ikramiyeye, emekli maaşına ve hizmet birleştirmesine de sayılmıyor. Bir nevi çalışan emekli cezalandırılmakta, emekli olduğuna pişman edilmektedir.
Hükümetin olası senaryoları içerisinde emekli olma yaşını yükseltmek akla ilk gelen seçeneklerden birisi. Yaş yükseltmesi yapılmamış olsa da bu emekli ikramiyesi ve emekli maaşları ömür boyu çalışmayı zorunlu eder boyuttadır.
“EMEKLİ MAAŞLARI ARTIK KİRALARI KARŞILAMIYOR”
Bundan 30 yıl önce 30 yıl hizmet verip prim ödeyen bir kişi emekli ikramiyesi ile başını sokacağı bir ev alabiliyordu. Bugün ancak bir konteyner alabilir. Emekli maaşları artık kiraları karşılamıyor. Yıllar içerisinde emekli ikramiyeleri ve maaşları kuşa çevrildi.
12’inci Kalkınma Planında; Sağlık hizmetlerinde ilaç ve tedavi harcamalarının daha etkin hale getirilmesi için ilaç, hastane ve eczane katılım paylarının artırılacağı bu sayede çalışanların hastaneye gitmesinin engelleneceği hükümetin daha önceki icraatlarına bakarak anlaşılmaktadır.
“BUGÜNE KADAR BU HÜKÜMET EMEKÇİYE, EMEKLİYE HİÇBİR ŞEY VERMEDİ”
Hükümetin Kalkınma planında belirlediği ve hedeflediği planlar emekçilerin hastalanmasını, emekli olmasını mali ve ekonomik politikalarla yasaklayacak zihniyetini ifade etmektedir. Bugüne kadar bu hükümet emekçiye, emekliye hiçbir şey vermedi. Bilakis elinde olanı aldı. Almaya da devam edeceğe benziyor.
“İKTİDARIN MİSYONU; EMEKÇİNİN AYAKTA ÖLMESİNE SEBEP OLACAK KADAR SÖMÜRMEK VE DEFNETMEK”
İktidarın misyonu; emekçinin ayakta ölmesine sebep olacak kadar sömürmek ve defnetmek; Vizyonu da acımasız sömürü politikalarını çeşitlendirmek ve uygulamak üzerinedir. Seçim meydanlarında emekli ve emekçilere mavi boncuk dağıtırcasına farklı konuşup oy isteyen AKP, iktidar olunca uygulamaya koyduğu tam tersi politikaları ile aslında vizyonunun yüzsüzlük olduğunu ispat etmiştir.
“EMEKLİ İKRAMİYELERİ ÖNCELERİ OLDUĞU GİBİ BİR EV BİR ARABA ALACAK MİKTARDA OLMALI”
Emeklilik primi ve bedeli peşin ödenmiştir. Anayasal ve insani bir haktır. Çalışanların maaşları yoksulluk sınırının üzerinde olmalı, ABO eskiden olduğu gibi yüzde 76’lara çekilmeli. Zam, Tazminat, Ek ödeme benzeri ödemeler emekli keseneğine sayılmalı. Emekli ikramiyeleri önceleri olduğu gibi bir ev bir araba alacak miktarda olmalı.”