İyi Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Canoruç, Bakan Nebati Hakkında Bakanlığı Seçim Bürosu Olarak Kullanarak Suç İşlediği Gerekçesiyle Suç Duyurusunda Bulundu
Erdoğan: İsrail Devlet Gibi Değil Örgüt Gibi Davranırsa Sonunda Örgüt Gibi Muamele Görmeye Başlayacağını Unutmamalıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında “İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır. Kelimeleri, kavramları eğip bükerek, insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen siyasetin hayırlı sonuçlar doğurması beklenemez… İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır. Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibariyle eleştirilmeye de, desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün TBMM’de grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Mart 2024 yerel seçimleri sonrasında yapılacak olağan kongrede performansa göre Ak Parti Genel Merkez yönetiminin yeniden değişeceğini de belirttiği konuşmasında şunları söyledi:
“KARŞIMIZDAKİLERDEN FARKI KALMAZ’: Önümüzdeki seçimlerde her şeyi olması gerektiği gibi yaparak sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. Bu konuda en büyük görev de sizlere düşüyor. Önümüzdeki süreci önce ülkem, memleketim, partim anlayışı ile yürütürsek, hep birlikte Allah’ın izni ile kazanırız. Önce ben, benim çıkarlarım, hesaplarım, önceliklerim diyenlerin ise karşımızdakilerden farkı kalmaz. Bu konuda her birinize güveniyor ve inanıyorum.
ÜLKEMİZDEKİ HAYAT PAHALILIĞI AKILCI SEBEPLE İZAH EDİLEMEYECEK SEVİYELERE ULAŞMIŞTIR: Bizi sadece iç siyasetin tartışmalarına ve hesaplarına sıkıştıracak tuzak, polemik ve çekişmeden uzak duruyoruz. Ufkumuzu ne kadar geniş tutarsak, millete karşı görevlerimizi o derece iyi yerine getirebileceğimizin farkındayız. Son dönemde insanımızın canını en çok yakan ve sıkan konu hiç şüphesiz, hayat pahalılığıdır. Esasen her ülkenin kendi gerçeklerine göre farklı seviyelerde seyreden enflasyondaki yüksek oranda artışlar, tüm dünyanın sorunudur. Türkiye olarak biz de birden fazla faktörün üst üste gelmesiyle bu sorundan ciddi şekilde muzdarip durumdayız. Ülkemizi büyütme üzerine kurulu temel ekonomi stratejimizden asla taviz vermeden, yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun ve yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz. Bu programın başarısı ancak devlet kurumları yanında üreticisinden toptancısına, perakendecisinden tüketicisine, çalışanında kendi adına alım satım yapanına kadar tüm kesimleri ile 85 milyonun tamamının fedakarlığı ve kararlılığı ile mümkündür. Ülkemizdeki hayat pahalılığı bilhassa bazı alanlarda, ne enflasyon, ne döviz kuru ne de başka bir akılcı sebeple izah edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Sadece belirsizlik ortamını fırsat bilip 3 kuruş daha fazla kazanmak uğruna ülkesine bu kötülüğü yapanlar aslında kendi geleceklerini sabote ettiklerini bilmelidirler. Biz güven ve istikrar iklimini güçlendirdikçe bu fırsatçıların foyaları daha net şekilde dökülmektedir. Milletimden bu fırsatçılara hak ettikleri cevabı, gerektiğinde malını satın almayarak, gerektiğinde hizmetini başka yerlerden teminine yönelerek ama gerektiğinde mutlaka yapılan ahlaksızlığı ifşa ederek vermesini istiyorum. Otomobilden konuta, kiradan gıdaya, pek çok alanda dengesiz fiyatlamaların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz. Hükümet olarak aldığımız tedbirlerin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladık.
EMEKLİYE AYLIK ARTIŞI YIL BAŞINA KALDI: Emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıları bir nebze olsun hafifletmek için kasım ayının ortasında ödenecek şekilde, bir defaya mahsus 5 bin lira ikramiye ödemesi yapmayı kararlaştırdık. Hem çalışanlarımızın hem de emeklilerimizin maaşlarında enflasyon farkı ve refah payını içeren yeni düzenlemeleri yıl başında ayrıca yapacağız.
TÜRKİYE MÜTTEFİKLİK İÇİNDE OLDUĞU HER DEVLET VE KURUMUN HUKUKUNA SAYGILIDIR: Körfez savaşı döneminden kalma hesaplarını, Suriye’deki terör örgütüne sahip çıkarak sürdürmeye çalışanların artık ortak milli çıkarlarımızın gerektirdiği akli selim politikalara döneceklerini temenni ediyoruz. Türkiye müttefiklik içinde olduğu her devlet ve kurumun hukukuna saygılıdır. Onlardan da aynı şekilde kendi hukukuna saygı göstermelerini beklemektedir. Şayet bu denge kurulamazsa, o zaman herkesin kendi politikalarını belirleme ve kendi yolunu çizme opsiyonu meşru hak haline dönüşür… Bu ülkeye artık dayatmalarla, gizli ve açık siyasi oyunlarla, sinsi ekonomik tuzaklarla, istikamet çizilemeyeceğini herkesin kabul etmesi şarttır. Hala mandacılık hayalleri görenlerin, eşit ortaklık temelinde yeni bir siyasi diplomatik ilişki modelini özümsemeye ve gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz.
SAVAŞ DEĞİL KATLİAMDIR: Son günlerde Filistin ve İsrail topraklarında yaşanan ve Golan tepelerine de yayılma eğilimi gösteren gelişmeleri yine bu yaklaşımla takip ediyoruz. Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizdeki tüm savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların buna riayet etmesi gerektiğine inanıyoruz. Maalesef, İsrail ve Gazze’deki çatışmalarda bu ilke çok ağır şekilde ihlal edilmektedir. İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze’deki masumları hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz. Bir şehrin elektrik, suyunun ve giriş- çıkışlarını kesip, altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen çatışma savaş değil, katliamdır.
ÖRGÜT GİBİ DAVRANIRSA ÖRGÜT GİBİ MUAMELE GÖRÜR: İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır. Kelimeleri, kavramları eğip bükerek, insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen siyasetin hayırlı sonuçlar doğurması beklenemez… İnsani yardımları kesilmesi gibi Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır. Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibariyle eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. “