23 Kasım 2024 Cumartesi

34 Çevre Kuruluşundan Ortak Bildiri: “Kurduğu Kirli İlişkiler Ağı Üzerinden Tüm Kurumları Etkisizleştiren Maden Şirketi; Valiliği, Kaymakamlığı, Belediyeyi Kontrolü Altına Almıştır”

34 çevre kuruluşu, Kastamonu’nun Hanönü ilçesinde bulunan maden işletmesinin kimyasal atıklarını HES kanalına döktüğü iddialarıyla ilgili ortak bildiri yayınladı. Bildiride, “Kurduğu kirli ilişkiler ağı üzerinden tüm kurumları etkisizleştiren maden şirketi; valiliği, kaymakamlığı, belediyeyi kontrolü altına almıştır. Basına da yansıdığı gibi, yasadışı biçimde deşarj edilen kimyasalları belgeleyen Mehmet Soysal uzun zamandır taciz ve tehditlerle yıldırılmaya çalışılırken 6 Eylül ve 4 Ekim tarihlerinde de ‘madene karşı şikayetini geri çek’ tehditleriyle fiziksel saldırılara uğramıştır. Tehditler savurarak, pusu kurup saldırarak can güvenliğini ortadan kaldıran çeteci, mafyacı zihniyet, şiddet sopasını kullanarak baskı ve korkutma politikasıyla Hanönü’nde doğayı korumak adına yapılan dernekleşme çalışmalarının da önünü kesmeyi hedeflemekte. Olayın kamuoyuna duyurulmasını, bu tür bilindik, şiddet içeren yöntemlerle engellemeye çalışmaktalar” denildi.

Kastamonu ilinin Hanönü ilçesinde bulunan İlbak ve Akfen Holding ortaklığındaki Acacia bakır madeni işletmesi, ağustos ayında, bakır madeninin kimyasal atığını HES kanalına döktüğü iddialarıyla gündeme gelmişti. Konunun basına yansımasının ardından atık sudan numune alarak test ettiren Hanönü’lü Mehmet Soysal, tehdit ve saldırıya maruz kalmıştı. 34 çevre kuruluşu, konuya ilişkin ortak basın bildirisi yayınladı. 34 çevre kuruluşunun bildirisi şöyle:

ŞİRKET, KIZILIRMAK HAVZASINI BESLEYEN GÖKIRMAK NEHRİ’Nİ DE KİMYASAL ATIKLARIYLA ZEHİRLEMEKTEDİR”

“İlbak Holding ve Akfen ortaklığına ait Acacia Madencilik’in Kastamonu’nun Hanönü ilçesinde işlettiği bakır madenin atıkları ilçe merkezinden geçen kanal suyuna karışmış, tüm ilçe merkezi kimyasalların ve ağır metallerin karıştığı kanal suyu ile zehirlenmiştir. Şirket, Kızılırmak havzasını besleyen Gökırmak Nehri’ni de kimyasal atıklarıyla zehirlemektedir. Fay hattının üzerinde ve iki okulun hemen yanında yer alan 5 milyon tonluk atık barajındaki kayma tehlikesi ise halk sağlığını tehdit etmekte ve afet güvenliği açısından büyük zaaf oluşturmaktadır. Adeta bir şantiyeye dönen ilçede, çevre katliamları büyük bir rahatlıkla gerçekleştirdiği gibi maden şirketi daha da büyümeyi hedefliyor. Mevcutta 1900 hektarlık alanda çalışma yapan şirket, yeni sahalarla bölgeyi tamamen yok etme planları kurmakta. Şirket, içinde onlarca köyün bulunduğu ve endemik türlerin yaşadığı 8 bin hektarlık araziyi daha yok etmek üzere.

“KURDUĞU KİRLİ İLİŞKİLER AĞI ÜZERİNDEN TÜM KURUMLARI ETKİSİZLEŞTİREN ACACİA MADEN ŞİRKETİ; VALİLİĞİ, KAYMAKAMLIĞI, BELEDİYEYİ KONTROLÜ ALTINA ALMIŞTIR”

Kurduğu kirli ilişkiler ağı üzerinden tüm kurumları etkisizleştiren Acacia Maden Şirketi; valiliği, kaymakamlığı, belediyeyi kontrolü altına almıştır. Basına da yansıdığı gibi, yasadışı biçimde deşarj edilen kimyasalları belgeleyen Mehmet Soysal uzun zamandır taciz ve tehditlerle yıldırılmaya çalışılırken 6 Eylül ve 4 Ekim tarihlerinde de ‘madene karşı şikayetini geri çek’ tehditleriyle fiziksel saldırılara uğramıştır. Tehditler savurarak, pusu kurup saldırarak can güvenliğini ortadan kaldıran çeteci, mafyacı zihniyet, şiddet sopasını kullanarak baskı ve korkutma politikasıyla Hanönü’nde doğayı korumak adına yapılan dernekleşme çalışmalarının da önünü kesmeyi hedeflemekte. Olayın kamuoyuna duyurulmasını, bu tür bilindik, şiddet içeren yöntemlerle engellemeye çalışmaktalar. Gerçekler duyurulmasın diye iletişim ve haberleşme özgürlüğü önünde de engeller yaratılarak Hanönü Çevre Platformu’nun X hesabındaki 10 tweet’e ve basında yer alan bazı haberlere erişim engeli kararı getirildi.

“HİÇBİR YAŞAM SAVUNUCUSU YALNIZ DEĞİLDİR, İLÇELERİMİZİN MADEN ŞİRKETLERİNCE YOK OLMASINA SESSİZ KALMAYACAK, YAŞAM ALANLARIMIZI ÇETELERE BIRAKMAYACAĞIZ”

İlçede yaşayan herkesi kontrolü altına almaya çalışan şirketin bölgeyi adeta işgal ettiğini görmekteyiz. İş sahası açtıklarını, bölgeyi kalkındırdıklarını iddia edenler, insan ve çevre katliamı yapmaktan çekinmeyenler bu ülkeyi hızla uçuruma sürüklemektedirler. Hanönü özelinde olan bu şiddet ve kırım fırtınasının ülkenin her yerine yayılmasına uğraşan bu çetelere karşı kolektif bir direniş göstermek zorundayız. Havasına, suyuna, toprağına sahip çıkan ekoloji hareketleri olarak şirketin faaliyetlerinin durdurulmasını, maden şirketine karşı mücadele eden dostlarımızın can güvenliğinin sağlanmasını ve Hanönü’nde yaşamın yeniden var edilmesini, Gökırmak ve Kızılırmak’ın korunmasını istiyoruz. Bilinsin ki, hiçbir yaşam savunucusu yalnız değildir, ilçelerimizin maden şirketlerince yok olmasına sessiz kalmayacak, yaşam alanlarımızı çetelere bırakmayacağız.”

34 ÇEVRE KURULUŞU BİLDİRİYE İMZA ATTI

Bildiride imzası bulunan kuruluşlar şöyle:
Ankara Kent ve Ekoloji Ağı, Ayvalık Tabiat Platformu, Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP), Burgazada Orman Gönüllüleri Platformu, Bursa Su Kolektifi, Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ), Çine Yaşam Platformu, Divriği Yaşam ve Doğa Platformu, Doğa için Sanat Derneği, Doğanın Çocukları, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Ekoloji Birliği, Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, Green Justice Platform, İkizdere Dernekler Federasyonu, İklim Adaleti Koalisyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Ankara Şube Ekoloji Komisyonu, Karadeniz Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP), Kazdağları İstanbul Dayanışması, Kemaliye ve Köyleri Çevre Platformu, Kuşadası Çevre Platformu, Malatya Çevre Platformu, Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Munzur Çevre Derneği, Ortak Yaşam Ekososyal İşletme Kooperatifi, Polen Ekoloji Kolektifi, Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Validebağ Direnişi, Validebağ Gönüllüleri, Validebağ Savunması, Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Geliştirme Derneği, Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu, Yeryüzü Ekoloji Kolektifi.

 

İlgili Haberler