CHP’NİN 25 KASIM PROGRAMI’NDA ŞİDDET MAĞDURU BAYANLAR KONUŞTU: “GÜÇ BULAŞICIYMIŞ, ONU ÖĞRENDİM. GÜÇLÜ BAYAN SAĞLIKLI TOPLUMMUŞ ONU ÖĞRENDİM”
Deniz Yücel, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nı Hedef Gösterdiği İddia Edilen İmam Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu
CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, İstanbul Eminönü Elhaç Timurtaş Cami imamı tarafından yapıldığı iddia edilen ve A Milli Kadın Voleybol takımını hedef gösteren sözler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yücel, “Bu kişinin, halkın dini duygularını istismar ederek onları kin ve düşmanlığa sevk eden açıklamaları toplumsal kutuplaşmayı tetikleyecek niteliktedir” dedi. Konuyu TBMM gündemine de taşıyan Yücel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a; “Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, bu hadsiz imamın hakaretlerine maruz kalan kadın sporculardan özür dilenmiş midir” diye sordu.
CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, İstanbul Eminönü Elhaç Timurtaş Cami imamı tarafından yapıldığı iddia edilen ve Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nı hedef gösteren sözleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
“İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik, Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma, Görevi Kötüye Kullanma ve anayasayı İhlal” suçlarından dolayı Eminönü Cami imamına yönelik, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı İle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Yücel, şu değerlendirmeyi yaptı:
BÖYLE İMAM OLMAZ OLSUN
“İstanbul Eminönü Elhaç Timurtaş Cami İmamı, basına da yansıyan açıklamaları ile açıkça Türk kadın sporcularını “ahlaksızlıkla” suçlamaktadır. Bu sözde imam, her kelimesi neredeyse ayrı ayrı suç unsuru içeren beyanlarıyla kadın sporcuları hedef göstermektedir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan maaş alan bu din bezirgânı sözde imamın açıklamaları, Anayasamızı hiçe sayan, laiklik ve eşitlik ilkesini hedef alan ve kadını ikinci sınıf insan olarak gören anlayışın yansımasıdır. Bu açıklama aynı zamanda anayasa ve yasalarla koruma altına alınmış inanç özgürlüğünün ve yaşam hakkı tercihlerinin de ihlal edilmesi demektir. Bu kişinin, halkın dini duygularını istismar ederek onları kin ve düşmanlığa sevk eden açıklamaları toplumsal kutuplaşmayı tetikleyecek niteliktedir.”
AKP, ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR
Büyük Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan maaş alan bu imam, bu cesareti AKP’nin Anayasa’yı hiçe sayan, laikliği her alanda geri plana atan ve kadını ikinci sınıf gören anlayışından almaktadır.
YÜCEL, ‘VAAZIN’ SEBEP OLDUĞU HUKUKİ İHLALLERİNİ SIRALADI
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın amaç ve görevlerine ilişkin çerçeve Anayasa’nın 136’ıncı maddesi ile çizilmiştir. Bu düzenlemede; ‘Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirir’ denilmiştir. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 12’inci maddesine göre: ‘İmam-hatip ve müezzin-kayyımlar, cami ve mescitlerde din hizmetlerini yürütmek ve dinî konularda toplumu bilgilendirmekle görevlidir.’ İmamlar bu görevlerini yerine getirirken Anayasa’nın 136’ıncı maddesi ile çizilen laiklik ilkesine aykırı şekilde görüş, telkin ya da tavsiyede bulunamazlar. İmamlar verdikleri vaazlarda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş hüküm ve amaçlarına uygun hareket etmek sorumluluk ve yükümlülüğüne sahiptir. Sözde imamın açıklamaları Anayasaya ve Türk Ceza Yasası’na aykırı olduğu gibi toplumsal barışı bozabilecek niteliktedir. Şüphelinin söylemleri, Anayasamızın 2. maddesinde ‘insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir’ şeklinde sayılan Cumhuriyetimizin niteliklerine adeta meydan okumadır.
“AKP’NİN HEDEFİ LAİKLİĞİ TARTIŞILIR HALE GETİRMEK”
AKP, Anayasa’nın laiklik ilkesinin yıpratarak tartışılır hale getirilmesini hedeflemektedir. Ne laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, ne de partimizin kuruluş ilkeleri arasında da yer alan laikliğin tartışılmasına izin veririz. Laikliğin karşısında yer alan, laikliğe dil uzatan sözde cami imamı hakkında suç duyurusunda bulunmak hem bir milletvekili olarak hem de bir hukukçu olarak benim görev ve sorumluluğumdur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türk Ceza Kanunu’na aykırı her bir eylemi nedeni ile ceza davası açılması talebi ile savcılığa başvurumuzu yaptık. Soruşturma ve kovuşturma sürecini büyük bir titizlikle takip edeceğiz.”
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ’A SORU ÖNERGESİ: “DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA, BU HADSİZ İMAMIN HAKARETLERİNE MARUZ KALAN KADIN SPORCULARDAN ÖZÜR DİLENMİŞ MİDİR”
Yücel, söz konusu iddiaları TBMM gündemine de taşıdı. Yücel, TBMM Başkanlığı’na Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Yücel, Cevdet Yılmaz’a şu soruları yöneltti:
“Çağdaş Türk kadınına hakaret eden ve Anayasa’nın değiştirilemeyecek, değiştirilmesi tekli dahi edilemeyecek hükümlerinden biri olan laiklik ilkesine aykırı sözler sarf eden bu kamu görevlisi hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
-Diyanet İşleri Başkanlığınca, bu hadsiz imamın hakaretlerine maruz kalan kadın sporculardan özür dilenmiş midir? Bu konuda kamuoyu vicdanını tatmin edecek bir açıklama yapılacak mıdır?
-Bir cami imamının görevleri arasında kadın milli voleybol takımımızı ve diğer branşlarda spor yapan Türk kadınını hedef alan söylemleriyle milli değerlerimize, kadın haklarına ve laik düzene saldırmak var mıdır?
-‘Hani sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını seviyordunuz. Böyle mi oluyor ahlak? Böyle bir saçmalık olabilir mi’ söylemleriyle kadın milli voleybol takımımıza ve diğer kadın sporculara ahlaksız iftirası atan din bezirganı sözde hala görevde midir?”