22 Kasım 2024 Cuma

İktisatçı Prof. Dr. Çolak Faiz Kararını Değerlendirdi: “Eğer Faiz Oranları Şimdi Arttırılıyorsa Neden Önceden Düşürüldü? Türkiye Bu Kadar Büyük, Derin Bir Krizin İçine Girmeyebilirdi”

Haber: NİSANUR YILDIRIM / Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU

İktisatçı Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkarma kararını değerlendirdi. Çolak, “Burada bir parça rasyonel düşünen, akılcı düşünen insanlar şunu sormalı. Eğer faiz oranları şimdi arttırılıyorsa neden önceden düşürüldü? Türkiye bu kadar büyük, derin bir krizin içine girmeyebilirdi eğer kur ve döviz kuru arasında olması gereken ilişki kurulabilseydi. Döviz kurları artıyorsa, kısa vadede yapılacak en önemli şey şudur. Karşı silahınızı çekmek. Onun da adı faiz oranıdır. Hükümet, tam aksini yaptı. Düşürdü. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda faiz oranları artar mı diye sorarsanız, Merkez Bankası bunu biraz daha yukarı çeker diye düşünüyorum. Neden diye sorarsanız çünkü enflasyon durmuyor” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bugün politika faizini yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkardı. Böylece geçen ay 750 baz puan artışla yüzde 25’e çıkarılan politika faizi bugünkü kararla yüzde 30’a yükselmiş oldu. Yıllardır “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mayıs ayında yapılan seçimlerin ardından kurduğu yeni hükümet döneminde politika faizi 4’üncü kez artırılmış oldu.

İktisatçı Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, TCMB’nin politika faizini yüzde 30’a çıkarma kararı ile ilgili olarak ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Çolak, şunları söyledi:

“EĞER FAİZ ORANLARI ŞİMDİ ARTTIRILIYORSA NEDEN ÖNCEDEN DÜŞÜRÜLDÜ? TÜRKİYE BU KADAR BÜYÜK, DERİN BİR KRİZİN İÇİNE GİRMEYEBİLİRDİ”

“Türkiye’de faiz tartışmasının olması yanlıştı. Bunun teorisiyle uğraşan iktisatçılar der ki ‘Bırakın faiz oranlarını artırmayı, faiz oranıyla ilgili tartışma yapmak bile enflasyon üzerinde olumsuz etki yaratır. Dolayısıyla bunda Türkiye’deki yönetim biçiminin, tek kişi üzerine odaklanmasıyla büyük bir yanlış yapıldı. Burada bir parça rasyonel düşünen, akılcı düşünen insanlar şunu sormalı. Eğer faiz oranları şimdi arttırılıyorsa neden önceden düşürüldü? Türkiye bu kadar büyük, derin bir krizin içine girmeyebilirdi eğer kur ve döviz kuru arasında olması gereken ilişki kurulabilseydi. Döviz kurları artıyorsa, kısa vadede yapılacak en önemli şey şudur. Karşı silahınızı çekmek. Onun da adı faiz oranıdır. Hükümet, tam aksini yaptı. Düşürdü. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda faiz oranları artar mı diye sorarsanız, Merkez Bankası bunu biraz daha yukarı çeker diye düşünüyorum. Neden diye sorarsanız çünkü enflasyon durmuyor.

“İKİ TANE FAİZ VAR. BİR MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ ORANI, İKİ PİYASA FAİZ ORANI. BANKALAR ŞU AN İKİLEM İÇERİSİNDE. ACABA HANGİ FAİZDEN PARAYI TOPLAYACAĞIZ? HANGİ FAİZDEN SATACAĞIZ”

Bir başka olgu daha var. Hükümet, döviz kurlarındaki artışın enflasyonu daha yukarı çektiğini gördüğü için şimdi kapı kapı dolaşıp döviz arıyor ki döviz kurları artmasın. Ülkedeki döviz rezervi artsın, kurlar üzerinde baskı oluşsun. Bunu SWAP’larla yapıyor. SWAP dediğimiz şey de esasında takas. Diyor ki X ülkesinin Merkez Bankası’na ‘Sen gel bizden TL al. Diyelim ki 30 milyar al. Karşılığında bize 1 milyar dolar ver.’ Bunu yapıyor ve bu borç. Merkez Bankası’nın bilançosunda da gözüküyor. Yeni gelen Maliye Bakanı’nın ve Merkez Bankası Başkanı’nın geldikleri günden itibaren hedefleri şu. Borç para bulmak ve borçları ödeyebilmek. Çünkü eğer borç para bulamazlarsa borçları ödeyemeyecekler. Ağustos ayı itibarıyla faiz giderlerinin bütçe içindeki payı yüzde 11 seviyesinde. Bu önümüzdeki aylarda daha da artacak. Bütçe üzerinde yük olacak. Şu anda faiz oranları yüzde 30 oldu. Peki piyasa faiz oranı kaç? Demek ki iki tane faiz var. Bir Merkez Bankası’nın faiz oranı, iki piyasa faiz oranı. Bankalar şu an ikilem içerisinde. Acaba hangi faizden parayı toplayacağız? Hangi faizden satacağız?”

 

İlgili Haberler