Kılıçdaroğlu: Atatürk Havalimanı’nı Havacılık Ve Uzay Çalışmaları’nın Merkezi Haline Getireceğiz. Bize İstikbalin Göklerde Olduğunu Öğreten Atamızın Adını Taşıyan Bu Merkez, Havacılık Ve Uzay Sanayimizin Dinamosu Olacak
Lütfü Türkkan: “Körfez Ülkeleriyle Ticarette Yeni Dönemin Fransızlara Verilen Kapitülasyonlardan Hiçbir Farkı Yok”
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Körfez ülkeleriyle imzalanan anlaşmalarla ilgili; “Körfez ülkelerinden Gümrük Vergisi sıfırlanmış malların ülkemize gelişi şimdiden başladı çünkü Temmuz ayında gerçekleştirilen Körfez turunda Gümrük Vergilerini kaldıran ve azaltan anlaşmalar devreye sokuldu artık. Bir dönem FETÖ’nün finansörü diye manşet attıkları Arap Emirliği’yle yapılan o 50 milyar dolarlık ticari anlaşma için zafer manşetleri bile atıldı. Bugünse Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen binlerce tarım ve sanayi ürünün Gümrük Vergisi sıfırlandı. Yavaş yavaş neleri imzaladıkları gün yüzüne çıkmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne vergi kıyağı geçildi. Yarınsa Katar ve Suudi Arabistan’a yeni vergi kıyakları yapacaklar. Körfez ülkeleriyle ticarette bu yeni dönemin 400 yıl önce Fransızlara verilen o Duyun-u Umumiye’ye varan kapitülasyonlardan hiçbir farkı yok” dedi.
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Temmuz ayının sonunda Körfez ülkelerini ziyaret ettikten sonra imzalanan anlaşmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkkan’ın açıklamaları şöyle:
“Temmuz ayının son haftası iktidar mensupları Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni kapsayan bir Körfez turuna çıkmıştı. Savunmadan sağlığa, yenilenebilir enerjiden uzay endüstrisine birçok alanda 18 tane anlaşma gerçekleşmişti. Yine tam bu ziyaretin üstüne İngiltere’den şaşırtıcı bir açıklama gelmişti. Türkiye’yle İngiltere arasında yeni bir ticaret dönemi başlıyordu ve İngilizler bu yeni dönem için, ‘Oldukça heyecan verici’ diyorlardı. Tarihten de öğrendiğimiz üzere batı, Türkiye’ye karşı bir heyecan duyuyorsa Türk milletinin bahtını kara günler bekliyor demektir. Bu heyecanın sebebi de yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
“TÜRKİYE’Yİ BİR EMİRLİK GİBİ YÖNETTİKLERİ İÇİN MİLLETİN NE SIKINTISI, NE DERDİ HİÇ UMURLARINDA DEĞİL”
Körfez ülkelerinden Gümrük Vergisi sıfırlanmış malların ülkemize gelişi şimdiden başladı çünkü Temmuz ayında gerçekleştirilen Körfez turunda Gümrük Vergilerini kaldıran ve azaltan anlaşmalar devreye sokuldu artık. O gün bunun ne anlama geldiğini kimse anlamamıştı, tepki dahi göstermedi kimse. Bir dönem FETÖ’nün finansörü diye manşet attıkları Arap Emirliği’yle yapılan o 50 milyar dolarlık ticari anlaşma için zafer manşetleri bile atıldı. Bugünse Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen binlerce tarım ve sanayi ürünün Gümrük Vergisi sıfırlandı. Yavaş yavaş neleri imzaladıkları gün yüzüne çıkmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne vergi kıyağı geçildi. Yarınsa Katar ve Suudi Arabistan’a yeni vergi kıyakları yapacaklar bunlar. Türkiye’yi bir emirlik gibi yönettikleri için milletin ne sıkıntısı, ne derdi hiç umurlarında değil. Türk çiftçisinin, sanayicisinin, üreticisinin, emeklinin, işçinin belini gümrüksüz ithalatlarla daha da bükecekler. ‘Üretme, ithal et’ diyecekler. İthal edecek paranız yoksa, kredi verecekler. Her verdikleri kredide sürekli yeni imtiyaz isteyecekler. O yüzden Körfez ülkeleriyle ticarette bu yeni dönemin 400 yıl önce Fransızlara verilen o Duyun-u Umumiye’ye varan kapitülasyonlardan hiçbir farkı yok. O gün Fransızlarla başladı, bugün İngiltere’yle, çünkü Körfez ülkelerinin diye okunsa da bu işin arkasında İngiltere var.
“2030 YILINDA YEPYENİ BİR KAPİTALİST DÜNYA KURACAKLAR”
Dünya ticarette yeni bir düzene giriyor. Sermaye ve ticaret yer değiştiriyor artık. Ülkelere iklim krizini bahane ederek 2030 hedefleri getiriyorlar. 2030 yılında yepyeni bir kapitalist dünya kuracaklar. Kurmak zorundalar çünkü küreselleşmeyle ilgili birtakım sorunlar giderek artıyor. Ülkeler arasındaki serbest ticaretler artık ticaret savaşlarına dönmüş durumda. İklimi ve dünyanın geleceğini bahane ederek yeni bir sistem kuruyorlar. İnşasına başladıkları bu yeni küresel altyapıyı kuranlar tarafından Türkiye hedef ülke. Fosil yakıt yani petrol kralları olan Körfez ülkeleri ise 2030 yılı hedefleriyle kendilerine yeni yatırım alanları arıyorlar. Suudi Arabistan 2030 yılına kadar dünyada 3.3 trilyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de kendi parasıyla kendilerine yeni ülkeler arıyorlar. Arkalarında da tabi yine İngiltere var. Brexit’le Avrupa’dan yolunu ayıran İngiltere Körfez ülkelerini kullanarak bu yeni ticaret düzeninde pazarını güçlendirmek istiyor.
“AK PARTİ İKTİDARI, 6 MİLYAR EURO KARŞILIĞINDA HENDEK ÜLKE OLMAYI KABUL ETTİ”
Batı’nın Birleşmiş Milletler ve Davos gibi zirvelerde bahsettiği 2030 içini sürdürülebilir kalkınma hedefleri 6 yıl sonra Türkiye’yi gerçek anlamda bir kapitülasyon meselesiyle baş başa bırakabilir. İklim kriziyle getirdiklerini iddia ettikleri bu yeni ekonomik düzende şart koştukları kriterlere uyum sağlayamayan ve üretimiyle birlikte kalkınması engellenen bir Türkiye, ‘Üretme, dünyaya zarar verme’ anlayışıyla başka ülkelerin pazarı haline dönüşebilir. Sonuç, Türkiye’yle ticarete heyecan duymaya başlarlar. 2000’li yılların başında Avrupa Birliği Türkiye’yi ‘hendek ülke’ olarak tanımlamıştı. Tüm Orta Doğu ve Afrika’dan gelen göçle bizim bedelini kanla ödediğimiz bu topraklar üzerinde durdurulacaktı ve bunu Türk milletine kabul ettirecek bir taşeron arıyorlardı. İşte o taşeron AK Parti iktidarıydı ve 6 milyar euro karşılığında hendek ülke olmayı kabul etti. Şimdi ise aynı AK Parti iktidarı Körfez ülkeleriyle içeriğini bilmediğimiz ticaret anlaşmaları imzalayarak ülkeyi İngiliz pazarına çevirmek istiyor. İngiltere’nin arka bahçesi olan Birleşik Arap Emirlikleri şimdiden 2030 yılına kadar Türkiye’de 25 bin yeni iş kolu oluşturmayı planlıyor. Yatırım adı altında Türk milletine efendi olmaya geliyorlar. İngilizler bu yüzden 2024 yılında imzalanacak serbest ticaret anlaşması için çok büyük heyecan duyuyorlar. Körfez ülkeleriyle yapılan ticaret anlaşmaları da buna eklendiği zaman Türkiye, İngiltere’nin serbest pazarı haline geliyor. Bugün bile, ‘Türkiye ekonomik olarak ne kadar bağımsız’ sorusuna cevap arıyoruz. Böylesine tavizkar ekonomi politikaları devam ettiği sürece ‘ekonomide ne kadar bağımsız’ sorusuna İngilizler cevap vermiş olacak. Buna seyirci kalmamız beklenemez. Her adımlarını, her içeriğini gizledikleri anlaşmaları tek tek ifşa edeceğiz. Biz İYİ Parti olarak Türk ekonomisini sömürgeci hiçbir zihniyete asla ve kat’a yem etmeyeceğiz.”