ADANALI KIRTASİYECİ: “GEÇEN SENE 12 LİRA OLAN KALEM, 34 LİRAYA YÜKSELDİ. FİYATLAR BÖYLEYKEN VATANDAŞ NASIL ALACAK, BİZ NASIL SATACAĞIZ”
Meral Danış Beştaş: “Daha Önce Yaşanan Depremlerde Hasarlı Bina Ve Otoyollarının Yapımını Üstlenen Şirketlere Dahi Konut Yapım İşi İhalesi Veriliyor”
Yeşiller ve Sol Gelecek (Yeşil Sol) Partisi Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, olası İstanbul depremi ve mevcut deprem bölgesinin unutulan sorunlarının görüşülmesi için TBMM’nin acilen toplanması gerektiğini belirterek, muhalefet ve iktidar milletvekillerine çağrı yaptı. Danış Beştaş, “Bir an önce deprem komisyonu kurup hemen ve behemahal çalışmalarına başlaması gerekiyor” dedi. Deprem bölgesindeki konut yapımı ihalelerinin AKP’lilere ve devletten büyük yapım işleri alan şirketlere verildiğini kaydeden Danış Beştaş, “Daha önce yaşanan depremlerde hasarlı bina ve otoyollarının yapımını üstlenen şirketlere dahi konut yapım işi ihalesi veriliyor… Kendi istediklerine veriyorlar. Bir yandan İstanbul’da hastane yaptırıyor, bir yandan deprem bölgesinde ihale veriyor. Böylece her gün yandaşları tekrar tekrar ihya ediyor” dedi.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’de basın toplantısı yaparak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Danış Beştaş, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerinden sonra yurttaşların yaşadığı mağduriyetlerin sürdüğünü ifade etti.
Danış Beştaş, “Güçlü dayanışma ağının devamı için tüm halka çağrımızı yapıyoruz, 6 Şubat depreminin yaralarını, halen sarılmayan depremzedelerin ellerini hiçbirimiz bırakmayalım. Onları unutmadığımızı, her zaman hatırladığımızı, deprem gerçeği ile yüz yüze olan ülkemizde sıradaki deprem kentlerimizde gerçekleşmesi muhtemel görünen afetler öncesinde daha fazla tedbir alınması için de bu görünürlülüğün çok önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Unutulma haliyle umutsuzluk yaratan bu sonucu ortadan kaldırmak bizim elimizde” diye konuştu.
Danış Beştaş’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“TÜRKİYE ARTIK BİR FELAKET ÜLKESİ HALİNE DÖNDÜ: İstanbul ve Kırklareli’nde bir sel felaketi yaşandı ve maalesef 5 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Öncelikle onlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. İklim krizinin neden olduğu yağışlar maalesef can almaya devam ediyor. Özellikle yanlış kent politikalarıyla yağışlar birleşince sonucunda maalesef doğal afetler, felakete dönüşüyor. Türkiye, artık bir felaketler ülkesi haline dönüştü. Depremde de aslında yaşadığımız tam olarak buydu.
BUNLARA ZEMİN HAZIRLAYAN İKTİDARIN TA KENDİSİDİR: Su geçirgenliği olmayan beton ve asfalt düzeylerinin artması, dere yataklarında yapılaşma ve yolların yapılması, dere yataklarını daraltan köprüler geçtiğimiz 10-20 yıla kıyasla sel felaketlerinin etkilerini büyük ölçüde artırmış durumda. Kırklareli’nde maalesef 1 çocuk 5 kişi kayıp, İstanbul ise 2 can kaybı ve 12 yaralı olduğu resmi olarak açıklandı. İstanbul Valiliği’nce yapılan açıklamada sel felaketinden bin 700 ev ve iş yerinin etkilendiğini de duyurmuş oldu. Esnaf, milyonlarca liralık bir zararla karşı karşıya. Bu bilançonun sorumlusu açık. Sorumlu olan yağmur ve dereler değil, dereleri işgal eden belediyeciliktir, yanlış kentleşme politikalarıdır. Bunlara zemin yaratan ve ülkenin kaderi olarak iktidarın ta kendisi sorumludur.
EN ÖNEMLİ PROBLEM UNUTULMA HİSSİ: Biz Yeşil Sol Parti olarak deprem bölgelerinden hemen hemen hiç ayrılmadık. Deprem bölgelerinde il ve ilçe örgütlerimiz, mahalle komisyonlarımız, milletvekillerimiz, yöneticilerimizle birlikte hep oralarda olmaya çalıştık. Depremzedelerin sorunlarını birlikte yaşadık ve çözüm arayışlarında da hep birlikte olduk. Fakat maalesef bu herkes için söz konusu değil. Şu anda depremzedelerin yaşadığı en önemli problem unutulma hissi. Bununla ilgili çok ciddi bir travma meselesi ile karşı karşıyayız.
HALA DEPREMZEDELER ÇADIRLARDA, KONTEYNERLERDE YAŞAMAK ZORUNDALAR: Çözülmeyen sorunları var. Unutulan sorunlarını biz biliyoruz ama bütün Türkiye’ye, 84 milyona hatırlatmak için bu basın toplantısını yapıyoruz. 6 Şubat depremini hepimiz yaşadık. Üzerinden 7 ay geçti. Hala depremzedeler çadır ve konteynerlerde yaşamak zorundalar. Çok zor şartlar bir yaşam mücadelesi veriyorlar. Başta su olmak üzere birçok temel ihtiyaçlarını maalesef gideremiyorlar, karşılanmıyor.
KADINLARIN GÜNDELİK YAŞAMI ÇOK CİDDİ BİR ŞEKİLDE ZORLAŞIYOR: Kadınlar açısından daha yıkıcı olduğunu her meselede olduğu gibi söyleyebilirim. Büyük ölçüde kadınlar bu yükü omuzlamak zorunda kalıyorlar. Bakım emeği yükü, çocukların, engellilerin, yaşlıların bakımıyla birlikte bir de maddi imkanların sınırlılığı, yaşam koşullarının zorluğu birleşince çaresizlik en yüksek noktaya yükseliyor. Kadınların gündelik yaşamı çok ciddi bir şekilde zorlaşıyor.
DEPREMLE BİRLİKTE ENGELLİLERİN ERİŞİLEBİLİRLİK SORUNU DA ÇOKÇA BÜYÜDÜ: Engellilerin durumu çok ciddi bir şekilde devam ediyor. Depremden önce deprem bölgelerinde 1 milyon engellinin olduğunu biliyoruz. Ama depremle birlikte engelli sayısı tabii ki arttı. Depremle birlikte engellilerin erişilebilirlik sorunu da çokça büyüdü. Kayıp kişi sayısı çokça tartışılıyor. Hala kayıplar var. Aradan 7 ay geçti hala anneler, babalar, yeğenler yakınlarının ölüp ölmediği… Artık öldükleri konusunda kesin bir kanaatleri var ama naaşlarını bulma konusunda çok zor bir mücadele yürütüyorlar. 7 ayı aşkın süre sonucunda bekleyiş devam ediyor.
ACELE KAMULAŞTIRMA KARARLARI İLE ARAZİLERİNİ VE ZEYTİNLERİNİ ALMAK İSTİYORLAR: Asbest salınımının kalp ve solunum sistemi hastalıkları başta olmak üzere çok ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını biliyoruz. Yıkımlar nedeniyle temiz hava yok diyebiliriz. Temiz havaya erişim çok zor. Ekolojik yıkım da depremle meydana geldi. Hatay’da Dikmece örneğinde olduğu gibi iktidar, depremden bile nemalanmaya çalışıyor. Her konuda kendi çıkarını önceleyen iktidar, deprem gibi büyük bir afeti, felakete dönüştürmekle kalmıyor, burada talan politikalarıyla, köy arazilerine, tarım arazilerine sığınan depremzedelerin topraklarını ellerinden almak için acele kamulaştırma kararları ile arazilerini ve zeytinlerini almak istiyorlar.
KIRIKHAN’DA 614 KONUT YAPMA İŞİ AKP ELAZIĞ İL YÖNETİM KURULU ÜYESİ TARAFINDAN ALINIYOR: Daha önce yaşanan depremlerde hasarlı bina ve otoyollarının yapımını üstlenen şirketlere dahi konut yapım işi ihalesi veriliyor. 2 Ağustos’ta ihaleye çıkan Hatay Kırıkhan’da 614 konut yapma işi AKP Elazığ İl Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tetik’in sahip olduğu Tetiş Yapı tarafından alınıyor. İhale ona veriliyor. Şaşırdık mı, hayır. Ama buna artık şaşırmaktan ziyade buna karşı güçlü bir duruş göstermek gerekiyor. Malatya ve Antep’te ise Düzce Depremi’nde hasar görmüş Düzce Adliyesi’nin ve yine depremde hasar görmüş olan Toros-Adana-Gaziantep Otoyolu’nun yapımını üstlenmiş olan Silahtaroğlu Mühendislik ve Aras İnşaat’a ihaleler veriliyor. Çok garip. Nereden buldular, nasıl araştırdılar, bunu da bir soru olarak ortaya koyuyorum. Ünlü bir saray müteahhidi var. Rönesans Holding’e bağlı Reç Uluslararası İnşaat Şirketi, depremle yıkılan kentlere 561 afet konutu yapımı için pazarlıkla gerçekleştirilen ihaleleri üstlendi. 13,1 milyar TL’lik sözleşmeye imza atan şirket 16,1 milyar TL’lik İstanbul Sancaktepe Şehir Hastanesi’nin yapımını da üsleniyor. Serbest rekabet bu olsa gerek. Kendi istediklerine veriyorlar. Bir yandan İstanbul’da hastane yaptırıyor, bir yandan deprem bölgesinde ihale veriyor. Böylece her gün yandaşları tekrar tekrar ihya ediyor.
HATIRLAMAK, HATIRLAMAK: Güçlü dayanışma ağının devamı için tüm halka çağrımızı yapıyoruz, 6 Şubat depreminin yaralarını, halen sarılmayan depremzedelerin ellerini hiçbirimiz bırakmayalım. Onları unutmadığımızı, her zaman hatırladığımızı, deprem gerçeği ile yüz yüze olan ülkemizde sıradaki deprem kentlerimizde gerçekleşmesi muhtemel görünen afetler öncesinde daha fazla tedbir alınması için de bu görünürlülüğün çok önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Unutulma haliyle umutsuzluk yaratan bu sonucu ortadan kaldırmak bizim elimizde. Hatırlamak, hatırlamak…
MECLİS, ACİL TOPLANMALIDIR: Meclis çatısı altında geçen 27. Dönem’de bir Deprem Komisyonu kuruldu. Rapor hazırladı. Sadece rapor hazırlanmakla kaldı. Gereği yapılmadı. Çok da iyi bir rapor hazırladı. Fakat pratik olarak yaşama yansımadı. Bizim Deprem Komisyonu üyelerimizle saatlerce yaptığımız toplantılarda ve incelemelerde aslında onlara uyulması halinde çok önemli önlemlerin alınabileceğini görüyoruz. Yine 27. Dönem bitmeden seçimden önce bütün partilerin ortaklaşmasıyla yeni bir deprem komisyonu kuruldu. Maalesef seçim olduğu için o deprem komisyonu çalışamadan kadük kaldı. Şu anda deprem komisyonu falan yok. Bu nedenle bir an önce deprem komisyonu kurup hemen ve behemahal çalışmalarına başlaması gerekiyor. Şu an Meclis tatilde, biz tatil yapmasak da. Sürekli sahadayız. Halkla birlikteyiz sorunlarla hemhal haldeyiz. Çözmeye çalışıyoruz. Fakat deprem gerçeğini hatırlama, olası İstanbul depremi ve mevcut deprem bölgesinin unutulan sorunları gündemiyle acil toplanması gerekiyor. Bu çağrımız sadece muhalefet partilerine değil, iktidar partisi milletvekillerinedir de. Deprem gerçeği hepimizin sorunudur. Siyasete malzeme edilemeyecek kadar da hepimizin hayatını birebir ilgilendiren bir meselesidir.”