24 Eylül 2024 Salı

Kesk Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik’ten ‘Tüik’ Yorumu: “İktidara Güven Olmayınca Yamaya Ne Kadar Dikiş Atarsan At Tutmadığını Bu Süreçte Gördük. Tüik, Bizleri Şaşırttı”

CEYLAN SAĞLAM

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TÜİK’in aylık bazda yüzde 9,09; yıllık bazda yüzde 58,98 olarak açıkladığı ağustos ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. Bozgeyik, “Aslında iktidara güven olmayınca yamaya ne kadar dikiş atarsan at tutmadığını bu süreçte gördük. En son açıklanan verilerin 45 yılın en yüksek enflasyon rakamı olarak ifade ediliyor ve ilk defa TÜİK, bizleri şaşırttı” dedi. Bozgeyik, bir politikasızlıkla karşı karşıya kalındığını belirterek, kamusal politikalara dönme tercihi olursa 2024 yılının ilk 6 ayından sonra bir düzelme olabileceğini söyledi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), dün ağustos ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre; ağustos ayı enflasyon oranını yüzde 9,09 olarak açıklarken; yıllık bazda da bu oran yüzde 58,94 olduğunu bildirdi. Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise, Ağustos ayı TÜFE oranı yüzde 8,59; yıllık bazda enflasyon ise yüzde 128,05 olarak kaydedildi.

KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın (BES) Kamu Emekçilerinin Enflasyon Sepeti Araştırması’na göre; ağustos ayı enflasyonu yüzde 10,25, yıllık enflasyon ise yüzde 106,01 olarak hesaplandı.

TÜİK verilerinin uzun zaman sonra bağımsız araştırmacıların enflasyon verileri ile örtüşmesi dikkat çekti.

“VİTRİN DEĞİŞİKLİĞİ İLE BU ENFLASYONLA ASLINDA BAŞ ETME VE DÜŞÜRME NİYLETLERİNİN OLMADIĞINI BİLİYORUZ”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TÜİK’in açıkladığı söz konusu verileri ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Bozgeyik şunları söyledi:

“Uzun süreden beri Türkiye’de bir ekonomik kriz var, doğal olarak da bir yüksek enflasyon ile karşı karşıyayız. Bunun yaratmış olduğu kamu emekçileri açısından diğer emeği ile geçinen toplumsal kesimler açısından giderek bir yoksullaşmanın olduğu bir süreci uzun süreden beri yaşıyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs sürecinde de tüm kamu kaynaklarının iktidarın seçimleri kazanmasına yönelik harcandı ve bütçe açığının oluştuğu dönemde AKP seçimleri kazandı. Merkez Bankası Başkanı, Maliye Bakanı’nı yurt dışından getirerek yeniden bir vitrin değişikliği yaptı. Ancak, vitrin değişikliği ile bu enflasyonla aslında baş etme ve düşürme niyetlerinin olmadığını biliyoruz. Faiz artırımına rağmen düşmeyen bir enflasyon giderek yoksullaşmanın derinleştiği, ücretlerimizin kayıplara uğradığı bir süreçle karşı karşıyayız.

“45 YILIN EN YÜKSEK ENFLASYON RAKAMI OLARAK İFADE EDİLİYOR”

Aslında iktidara güven olmayınca yamaya ne kadar dikiş atarsan at tutmadığını bu süreçte gördük. En son açıklanan 45 yılın en yüksek enflasyon rakamı olarak ifade ediliyor ve ilk defa TÜİK, bizleri şaşırttı. Çünkü, bilimsel araştırma yapan ENAG, İstanbul Ticaret Odası, bizim yapmış olduğumuz araştırmaların üzerinde bir aylık enflasyon açıklaması ile karşı karşıya kaldık. Buna biz Maliye Bakanı’nın ve Cumhurbaşkanı’nınd a öteden beri TÜİK üzerinde bir baskısı vardı. Özellikle sürekli enflasyonu düşük tutma, enflasyon sepeti ile oynama ve bunu kamuoyu ile paylaşmama, yargı kararına rağmen hala bu tutumunda ısrar etmesi TÜİK’in aslında talimatla çalıştığını ve Cumhurbaşkanlığı’na direkt bağlı bir kurum haline geldiğini gördük.

“OCAK’TAN BU YANA YÜZDE 17, 21’LİK ORANINDA ÜCRETLERİMİZDE REEL BİR KAYIP OLDU”

TÜİK’e güvensizliğinin arttığı bir dönemde ilk defa yüksek bir enflasyon açıkladı. Biz şunu şöyle yorumluyoruz; özellikle, Maliye Bakanlığı’nın da çok açıklama yapması da arka planda yaptıkları toplantılarda özellikle TÜİK’i bu konuda uyardığını, bir planlama ve çeşitli değerlendirmeler yaptığından bu ay TÜİK yüksek veriler açıklamış olabilir. Ancak, açıklamış olduğu aylık yüzde 9.9 yıllık 58,94 olarak açıklasa da KESK’in, İstanbul Ticaret Odası’nın açıklamış olduğu yıllık enflasyonun çok altında olduğunu ifade edebilirim. Örneğin ENAG’ın 8 aylık enflasyon tahmini yüzde 83, 96. Yine bizim Büro Emekçileri Sendikası’nın ağustos ayında yüzde 10,35 ve yıllık yüzde 106 olarak hesapladığımız bir enflasyon verileri var.

Özellikle ağustos ayı itibarıyla ocaktan bu yana yüzde 17, 21’lik oranında ücretlerimizde reel bir kayıp oldu. Sözde toplu sözleşmenin hakem kurulu kararı ile yeniden emekçilere yoksulluk dayattığı bir süreçte, ağustos ayında bu yüzde 17, 21’lik reel ayında kayıplarımızın aralık sonuna kadar yüzde 35’lere kadar çıkacağını gösteriyor. 2023 yılı enflasyon rakamının bırakın yüzde 59’u yüzde 80 hatta yüzde 90’lara ulaşacağını tahmin ediyoruz. Çünkü tüm müdahalelere rağmen, faiz artırımına rağmen, emekçilere dayatılan bu kemer sıkma politikalarına rağmen bir türlü enflasyonun düşmemesi yeni vitrinin buna ilişkin niyet, becerisinin olmadığını biz açıkça görmüş olduk.

“BİR POLİTİKASIZLIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Merkez Bankası ve Hazine Bakanlığı bir faiz artırma politikası içerisine girdi. Dolayısıyla enflasyon rakamlarını TÜİK, düşük gösterince kendileri açısından bir öngörü tutturamama meselesi yüzünden TÜİK’e uyarı yapılmıştır. Bu ağustos ayında açıklanan 45 yılın en yüksek enflasyonu çıkmasını bunun bir nedeni olarak ifade edebiliriz. Çünkü Kur Korumalı Mevduat’tan vazgeçme, rasyonel politikalara dönme bile enflasyonu düşürmedi. Aslında bir politikasızlıkla karşı karşıyayız. Bir bilmemezlikle AKP bilerek aslında ülkeyi bu krize sürüklüyor.

“YENİDEN KAMUSAL POLİTİKALARA DÖNME TERCİHİ OLURSA 2024 YILININ İLK 6 AYINDAN SONRA BİR DÜZELME OLUR”

Sürekli halka, emekçilere sabır telkin ediliyor. ‘Biraz daha sabredin 2024 sonuna kadar bir iyileşme, enflasyonda bir düşme olacak’ diye. Ancak emekçilere sabır telkin edilirken sermaye gruplarına sürekli bütçeden kaynakların aktarıldığı, Merkez Bankası’nın para basarak bütçe açığını derinleştirerek bunları ödemeye çalıştığını kamuoyuna yansıyor. Bu yüzden temel meselenin aslında bu niyet ve bu neoliberal özelleştirmeci politikalardan geri adım atarak, yeniden kamusal politikalara dönme tercihi olursa 2024 yılının ilk 6 ayından sonra bir düzelme olur”

 

 

İlgili Haberler