ÜRETİCİDEN, DOMATES VE SALÇA İHRACATINA KAYIT DEĞİŞİKLİĞİ TEPKİSİ: “BU YIL PARA KAZANACAĞIZ DİYE BEKLERKEN FİYAT DÜŞTÜ”
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Kütük: “Yoksulluk Sınırının 38 Bin Lira Olduğu Bir Yerde, 39 Yıllık Bir Öğretmen Ocak 2024’Te 28 Bin Lira Maaş Alacak. Bunu Kamuoyunun Vicdanına Bırakıyoruz”
HABER: GÜLARA SUBAŞI / KAMERA: FURKAN ERDEM
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Hasan Kütük, “Şu anda 39 yıllık bir öğretmenin 15 Ağustos’taki maaşı, devletin resmi maaş bordrosunda 24 bin 615 liradır. 2024 Ocak’ında verilecek yüzde 15 maaş artışıyla birlikte, gelecek olan artış 3 bin 692 lira. Bu tabii bindirilmiş, 8 bin 77 lira ilave edilmiş maaşla ortaya çıkan sonuç. Bunu kök maaş üzerinden mi değerlendirecekler yoksa üzerine konulmuş 8 bin 77 lira ile mi değerlendirecekler? Bu konuda da bakanlığın ve hükümetin kamuoyunu aydınlatan bir açıklama yapmasına ciddi biçimde ihtiyaç var. Bu şekilde olsa bile bu öğretmen, 15 Ocak 2024’te 28 bin 307 lira maaş alacak. Yoksulluk sınırının, yapmış olduğumuz araştırmalara göre, 38 bin lira olduğu bir yerde bir kamu emekçisinin 15 Ocak 2024’te, 4 ay sonra alacağı maaşın 28 bin lira ve bunun üzerine çok küçük bir miktarda enflasyon farkını eklediğimizde ortaya çıkacak rakamın değerlendirmesini kamuoyunun ve kamu emekçilerinin vicdanlarına bırakıyoruz” dedi.
Kamu Konefederasyonları Platformu, bugün Ankara Ulus Meydanı’nda Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun 2024-2025 memur ve memur emeklisi maaşları zam oranını protesto etti. Eyleme katılan Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Hasan Kütük, ANKA Haber Ajansı’na şu değerlendirmeyi yaptı:
“BU SÜRECİ UZLAŞMAZLIK NOKTASINDA KAMU HAKEM KURULU’NA GÖTÜREN YETKİLİ KONFEDERASYONDUR”
“1 Ağustos’ta başlayan ve 31 Ağustos’ta sona eren kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yaklaşık gelecek iki yılını ilgilendiren önemli bir süreç tamamlanmıştır. 2024 ve 2025 yıllarında kamu emekçilerinin ve emeklilerinin ekonomik anlamda ve yaşam koşullarını belirleyen maaş artışlarıyla ilgili süreç noktalanmıştır. Burada şunu kamuoyunun bilgisine sunmak istiyoruz: Bu süreci uzlaşmazlık noktasında Kamu Hakem Kurulu’na götüren yetkili konfederasyondur. Kamu hakem Kurulu’nun vermiş olduğu kararla ilgili şikayetçi olabilecek, bunu eleştirebilecek en son kurum, yetkili konfederasyondur. Yetkili konfederasyon, Hakem Kurulu ve Çalışma Bakanlığı üçü bir araya gelmiş, oturmuş ve böyle bir sonucu ortaya çıkarmıştır. Kamu Hakem Kurulu’nun bundan önceki yetkiyi kullandığı süreçte de biz sonucun değişmediğini biliyorduk o nedenle de sürecin hakem kuruluna gittiğinde sonucun değişmeyeceğini biliyorduk.
“YOKSULLUK SINIRININ 38 BİN LİRA OLDUĞU BİR YERDE, 39 YILLIK BİR ÖĞRETMEN OCAK 2024’TE 28 BİN LİRA MAAŞ ALACAK. BUNU KAMUOYUNUN VİCDANINA BIRAKIYORUZ”
Kamuoyuna, bizim 2024’te ortaya çıkacak maaş durumumuzla ilgili bir gerçeği de belirtmek istiyoruz: Şu anda 39 yıllık bir öğretmenin 15 Ağustos’taki maaşı, devletin resmi maaş bordrosunda 24 bin 615 liradır. 2024 Ocak’ında verilecek yüzde 15 maaş artışıyla birlikte, gelecek olan artış 3 bin 692 lira. Bu tabii bindirilmiş, 8 bin 77 lira ilave edilmiş maaşla ortaya çıkan sonuç. Bunu kök maaş üzerinden mi değerlendirecekler yoksa üzerine konulmuş 8 bin 77 lira ile mi değerlendirecekler? Bu konuda da bakanlığın ve hükümetin kamuoyunu aydınlatan bir açıklama yapmasına ciddi biçimde ihtiyaç var. Bu şekilde olsa bile bu öğretmen, 15 Ocak 2024’te 28 bin 307 lira maaş alacak. Bir de hükümetin belirtmiş olduğu enflasyon farkından bahsediliyor. Biz, enflasyon farkı denildiği zaman o sonucun kamu emekçilerinin lehine, olumlu bir sonuç olamayacağını biliyoruz. Çünkü TÜİK’in belirlemiş olduğu enflasyon rakamları ne kamuoyunda ne de kamu emekçileri nezdinde gerçekçi bir veri. Yoksulluk sınırının şu anda, yapmış olduğumuz araştırmalara göre, 38 bin lira olduğu bir yerde bir kamu emekçisinin 15 Ocak 2024’te, 4 ay sonra alacağı maaşın 28 bin lira ve bunun üzerine çok küçük bir miktarda enflasyon farkını eklediğimizde ortaya çıkacak rakamın değerlendirmesini kamuoyunun ve kamu emekçilerinin vicdanlarına bırakıyoruz.
“7 TOPLU SÖZLEŞMEDE SORUMLULUĞU OLAN YETKİLİ KONFEDERASYONA ÜYE OLAN KAMU EMEKÇİLERİNDEN, O KONFEDERASYONA VERMİŞ OLDUKLARI DESTEĞİ GÖZDEN GEÇİRMELERİNİ TALEP EDİYORUM”
Bir de buradan, yaklaşık 12 yıl ve 7 toplu sözleşmede sorumluluğu olan o konfederasyona üye olan kamu emekçilerinden, o konfederasyona vermiş oldukları desteği tekrar bir gözden geçirmelerini; yaşadığımız bu kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yoksulluğunda birinci dereceden sorumlu olan o konfederasyonla ilgili kendi vicdanlarında bir muhasebe yaparak yeniden bir karar vermelerini talep ediyorum.”
“KAMU EMEKÇİLERİ EVLERİNDE MUTLU DEĞİL. BİZLER EVLERİMİZDE HUZUR İSTİYORUZ”
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel ise şunları söyledi:
“Yakın zamanda bir tiyatro oyunu oynandı. Bu tiyatro oyunu, zaten her yıl tekrar eden bir oyundu. Kamu emekçileri açlığa, yoksulluğa, sefalete yeniden mahkum edildi. Biz kamu emekçileri olarak hükümetten itibar, saygı, ekonomik rahatlık istiyoruz. Hükümet kamu emekçilerini yok saydı. Kendileri saraylarında şatafat sürerken biz kamu emekçileri sefaletimizle, açlığımızla, yoksulluğumuzla baş başa kaldık. Bir öğretmen maaşıyla iki yıl önce 1000 litre akaryakıt alırken şimdi aynı öğretmen maaşıyla 500 litre akaryakıt alınıyor. Biz diyoruz ki 1000 litre akaryakıt istiyoruz. O fiyatta maaş istiyoruz. 40 bin lira ücret istiyoruz. Biz evlerimizde huzur istiyoruz. Önceden evlerimizde mutluluk naraları atılırken şimdi hüzün naraları, kavgalar, şiddetler var. Kamu emekçileri evlerinde huzurlu, mutlu değil. Sosyal patlamalar, boşanmalar arttı. Çocuklar huzursuz, anne-baba huzursuz olunca çocuklar da huzursuz. Bizler itibar istiyoruz, saygı istiyoruz.”