Ayhan Barut’tan İktidara Çağrı: “Buğday Taban Fiyatını Kilogramda 10 Lira Artı Bir Lira Da Prim Olacak Şekilde Revize Edin”
Umut Akdoğan: “Gelin Servisçi Arkadaşlara Akaryakıtta Yüzde 50 Sübvansiyon Verelim. Servisçimiz De Velilerimiz De Rahatlasın”
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden önerimi sunuyorum; gelin servisçi arkadaşlara akaryakıtta yüzde 50 sübvansiyon verelim. Dolayısıyla servisçi arkadaşımız 500 liraya 13 litre değil bugün 26 litre yakıt alabilsin. Geçtiğimiz yıl alabildiği 20 litrenin de üzerine çıkabilsin. Aynı şekilde yedek parçada ve araç değişiminde de vergilerden indirim yapalım. Servisçilerimizi rahatlatalım. O da bu durumdan memnun değil. Mutlaka o indirimi velilere yansıtacaktır. Şoförler Odası’nın yayınladığı azami ücret tarifesini gelin bu yılın ortasında artış için değil, düşüş için yayınlayalım. Servisçimiz de rahatlasın, velilerimiz de rahatlasın” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, mezun olduğu Ankara Yenimahalle Atatürk İlköğretim Okulu önünde basın açıklaması yaptı. Bir servis aracının maliyetini ve bu maliyetin veliye yansımasına dikkat çeken Akdoğan, açıklamanın ardından servis aracına binerek, bir benzin istasyonundan servis aracının deposunu doldurdu ve basın mensuplarıyla birlikte TBMM’ye kadar gitti. Akdoğan, açıklamasında şunları söyledi:
“TÜRKİYE’DE HAYAT PAHALILIĞI GERÇEKTEN YAŞAMLARI ESİR ALMIŞ DURUMDA”
“Geçtiğimiz yıl bugün olduğu gibi bir yıl sonra tekrar Yenimahalle’deyiz. Benim de okuduğum, mezunu olduğum okulun önündeyiz. Türkiye’de hayat pahalılığı gerçekten yaşamları esir almış durumda. Ancak bunun mevsimsel etkileri de var. Yaz aylarında giyim daha kolay, ısınmak daha kolay, yemek tüketimi bile daha kolay. Bir de okul masraflarının olmaması aileleri bir parça rahatlatıyor. Ancak kış aylarına geldikçe, kış aylarında işin rengi biraz daha değişiyor. Giyim daha pahalı hale geliyor, yakıt daha pahalı hale geliyor, beslenme daha hale geliyor ve kış aylarının arifesinde okul masrafları başlıyor. Kırtasiye maliyetleri çok arttı ancak bir de servis giderleri var. Servis giderleriyle ilgili geçen yıl bugün burada toplandığımızda çok trajik oranlar söylemiştik ve biz iktidara olacağımıza inanıyorduk, iktidarımızın ilk aylarında hastalığı tamamen tedavi edemesek bile yaraya süreceğimiz merhemi biliyorduk. Maalesef böyle olmadı mevcut iktidar devam etti ve rakamlar daha trajik hale geldi. Ev sahipleriyle kiracılar nasıl karşı karşıya getiriliyorsa servisçi arkadaşlarımızda okula evladını torununu servisle göndermek isteyen velilerde karşı karşıya getiriliyor.
“BU İŞİN MAĞDURU HEM VELİLERDİR HEM DE SERVİSÇİLERDİR”
Biz geçen yıl olduğu gibi ‘servisçiler ne yapsın’, ‘veliler ne yapsın’ diyerek olaya iki pencereden bakıyoruz. Geçtiğimiz yıl 2022 tarifesinde 10-15 kilometrelik bir yol giden öğrencinin velisi 7 bin 553 lira azami para ödedi. Bir de servislerde rehber personel var. Rehber personelin 9 aylık ücreti de geçen bin 800 liraydı. Bugün geldiğimiz noktada 2023 tarifesinde 7 bin 553 lira, 15 bin 410 lira oldu. Bin 800 liralık rehber personel ücreti de 4 bin 50 lira oldu. Yani toplamda bir öğrenci buradan Batıkent’e gidip gelecekse, buradan Keçiören’in belli bölgelerine gidip gelecekse, buradan Çankaya’ya gidip gelecekse eğer 15 kilometreye kadarsa yolculuğu toplam bu yıl 19 bin 640 lira ödeyecek. Geçen sene bu rakam 9 bin 353 liraydı. Yani servis ücretine yüzde 108 zam geldi.
15 kilometrenin dışında gidecekse her bir kilometre için geçen yıl 150 lira ödüyordu bu yıl 325 lira ödeyecek. Buna da yüzde 116 zam gelmiş. Bu okul alır bir durum değil. Bu zam bu fiyatlar bu servis ücretleri karşılanabilir değil, ödenebilir değil. Düşük gelirli, sabit gelirli insanlar sabah kalkıp işine giderken bir taraftan çocuğunu okula bırakamayacak insanlar bu paraları ödeyemezler. Bu işin mağduru hem velilerdir hem de servisçilerdir. Servisçilerde yükselen maliyetlerin altında eziliyor. Özel okullar ise durumlar başka. Özel okullarda bu azami ücret tarifesine de uyulmuyor. Özel okula bir veli öğrencisini gönderiyorsa illa zengin varlıklı anlamına gelmiyor. Ankara’nın çok bilinen bir kolejinden elimde belge var. Elimdeki belgede azami olarak 19 bin 460 lira olması gereken servis ücreti 48 bin lira olarak veliye yansıtılmış.
“MAZOTA GEÇTİĞİMİZ YILDAN BU ZAMANA YÜZDE 43,40 YAPILMIŞ. LASTİK YÜZDE 100 ZAMLANMIŞ”
Servisçi arkadaşlarımız mazota geçtiğimiz yıldan bu zamana yüzde 43,40 yapılmış. Lastik yüzde 100 zamlanmış. Zorunlu trafik sigortası yüzde 110 zamlanmış. Mazot filtresi yüzde 90,58 zamlanmış, akü geçtiğimiz yıl benim burada basın toplantısı düzenlediğim günden bugüne kadar yüzde 111 zamlanmış. Geçtiğimiz yıl bir servisçi arkadaşımız 4 bin 977 liraya bir aküyü alırken bugün 10 bin 530 liraya alıyor. Veli için de servisçi için de çok zor bir durum. Bu servis ücretlerine önceden yılda bir kez zam yapılırdı. Geçtiğimiz yıl ilk kez ocak ayında ara bir zam yapıldı ve bu sene bu ara zam tekrarlandı. Demek ki velilerimiz bu servis ücretine bir daha zam gelebilir diye hesabını yapacaklar. Bu yıl yayınlanan tarifede şöyle bir ifade var; ‘yıl içerisinde akaryakıt fiyatları artığı takdirde artış miktarı tarifeye yansıtılır.’ Servisçi ne yapacak? Sınırsız güncelleme, sınırsız zam diye bir şey olmaz. İnsanlar hesap, kitap yapıyor aile bütçesini hazırlıyor.
“SARAYIN BİR GÜNLÜK MASRAFINI KIS BİN TANE ÇOCUK OKULA ÜCRETSİZ GİTSİN GELSİN”
Yıl içerisindeki akaryakıt fiyatlarını yansıtmak demek sınırsız güncelleme ve sınırsız zam demektir. Uzaya 4 şeritli yol yapma iddiasındaki bir iktidar yönettiği ülkede çocukların servisle okula gitmesinin mümkün olmadığını görmelidir. Sarayın bir günlük masrafının 18 milyon lira olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanı’na bir çağrı yapıyorum; sarayın bir günlük masrafını kıs bin tane çocuk okula ücretsiz gitsin gelsin. İki günlük masrafını kıs iki bin çocuk gitsin gelsin. Cumhurbaşkanı’nın 16 tane uçağı var. Cumhurbaşkanı’nın uçağının değerinin 120 milyon dolar olduğunu kendileri söylüyor. 16 uçağın var insaf et, merhamet et uçaklardan birini sat 200 bin çocuğumuz bir yıl boyunca okula ücretsiz gitsin dönsün. Ekonomik krizi iliklerimize kadar yaşadığımız bir yıl olacak. Bu derin krize Cumhurbaşkanı çoluk çocuk için 16 uçağının bir tanesinden vazgeçse ne olur? Bir insanın neden 16 uçağı olur ve o insan çocuklarının, ülkesinin geleceğinin nasıl gidip geleceğini nasıl düşünemez. Ev sahipleriyle kiracılar arasındaki çatışmanın, velilerle servis şoförleri arasında olmasını hiçbir şekilde istemiyoruz. Velilerin de büyük bir mağduriyet yaşadığını düşünüyoruz. Servis şoförü arkadaşlarımızın da bu durumdan hiç memnun olmadığını biliyoruz.”
“SERVİSÇİ ARKADAŞLARIMIZIN GEÇEN YILDAN BUGÜNE 7 LİTRE MAZOTU UÇMUŞ”
Akdoğan, servis yolculuğunun ardından TBMM’de yaptığı açıklamada ise şunları söyledi:
“İlkokulu okuduğum okulun önündeydik. Orada bütün servisçilerin, velilerin mağduriyetini dile getirdik. Daha sonra bir benzinliğe gittik. Bindiğimiz servis aracına 500 liralık mazot aldık. Bu 13 litreye karşılık geldi. Geçtiğimiz yıl bugün de 500 liralık mazot almıştık o zaman 20 litrelik mazot alabilmiştik. Servisçi arkadaşlarımızın geçen yıldan bugüne 7 litre mazotu uçmuş, buharlaşmış gitmiş. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Servisçi ne yapsın? Veliler ne yapsın? İkisi de zor durumda. Daha sonra iki yerin önünden geçtik bir tanesi Cumhurbaşkanlığı sarayı bir tanesi AK Parti genel merkezi. AK Partililer partilerinin kuruluş yıl dönümleriyle meşguller. Onlar malı götürürken veliler çocuklarını okula nasıl kaydedeceklerini okul kaydettikleri çocuklarını nasıl servise vereceklerini düşünüyorlardı.
“GELİN SERVİSÇİ ARKADAŞLARA AKARYAKITTA YÜZDE 50 SÜBVANSİYON VERELİM”
Sarayda ise durum bambaşkaydı. Sarayın bir günlük harcaması 18 milyon liraydı ve biz gelin bir günlük harcamadan feragat edin bin öğrencimizi bir günlük harcamanızla bir yıl okuluna bedava götürüp getirelim dedik. 16 uçağı olan sarayın önünden geçtik. Gelin bir uçağınızı feda edin Türkiye’de servisle okula gidip gelen öğrencileri bir yıl ücretsiz taşıyalım dedik. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldik. Türkiye Büyük Millet Meclisi milli iradenin tecelligahı, yasaları burada yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden önerimi sunuyorum; gelin servisçi arkadaşlara akaryakıtta yüzde 50 sübvansiyon verelim. Dolayısıyla servisçi arkadaşımız 500 liraya 13 litre değil bugün 26 litre yakıt alabilsin. Geçtiğimiz yıl alabildiği 20 litrenin de üzerine çıkabilsin. Aynı şekilde yedek parçada ve araç değişiminde de vergilerden indirim yapalım. Servisçilerimizi rahatlatalım. O da bu durumdan memnun değil. Mutlaka o indirimi velilere yansıtacaktır. Şoförler Odası’nın yayınladığı azami ücret tarifesini gelin bu yılın ortasında artış için değil, düşüş için yayınlayalım. Servisçimizde rahatlasın, velilerimizde rahatlasın.”
