ONURSAL ADIGÜZEL: “BU MİLLET HALKIN İRADESİNE UYMAZSANIZ SİZİ ŞAMAR OĞLANINA ÇEVİRİR”
Chp’li Akay, Turgut Özal’a Atıf Yaparak Kkm’yi Eleştirdi: “Dövize Çevrilebilir Mevduatlar Ülkemizin Belası Olduğunu İfade Etmişti, Biz Maalesef Aynı Hataya Düşmüş Olduk, Kur Korumalı Mevduatın Da Ülkemize Maliyeti Çok Büyük Oldu”
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Kur Korumalı Mevduatın ülke ekonomisine zarar verdiğini vurgularken, “Eski Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız sayın Turgut Özal, 1989 yılında basına bir açıklamalarda bulunuyor, dövize çevirmelerle ilgili. İleride, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek bürokratlara, başbakanlara, cumhurbaşkanlarına bir mesaj veriyor, bu DÇM’ler (Dövize çevrilebilir mevduat) ülkemizin belası olmuştur, çok maliyet çıkarmıştır ülkemize, bu uygulamaların bir daha hayata geçmemesi için de bu açıklamayı yaptığını ifade etmiştir. Biz maalesef aynı hataya düşmüş olduk. Kur Korumalı Mevduatın da ülkemize maliyeti çok büyük oldu” dedi.
Cevdet Akay, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kur Korumalı Mevduata değinen Akay, “Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı ekonomik deha Nurettin Nebati, 10 Mayıs 2023’te Kur Korumalı Mevduat için ‘çağın buluşu’ demişti. Bu açıklamanın üzerinden 3 ay geçti ve iktidar çağın buluşu olarak niteledikleri Kur Korumalı Mevduatın çağın belası olduğunun da farkına vardı” eleştirisini yaptı.
Borç stokuna ilişkin Akay, “Merkezi Yönetim Borç Stoku Ocak 2018- Ağustos 2023 döneminde 4,9 trilyon lira artarak; 892,7 milyar liradan 5,8 trilyon liraya çıkmıştır. Yani yüzde 650 oranında, 6 buçuk kat artış meydana gelmiştir. Bu durum, mali disiplinden uzaklaşmanın ve kötü borç yönetiminin bir sonucudur” dedi.
CHP’li Akay’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“HAZİNE’NİN BORÇ STOKU 1 TRİLYON LİRAYDI, BUGÜN BU RAKAM 5,8 TRİLYON LİRAYI AŞMIŞ DURUMDA: Bazı veriler ışığında ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunacağım. Temmuz 2018’de, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimiz tarihte Hazine’nin borç stoku 1 trilyon liraydı, bugün bu rakam 5,8 trilyon lirayı aşmış durumda. Bütçe açığındaki büyüme 2018 yılından itibaren daha da belirgin hale gelmiştir. Bundan kısa bir süre önce temmuz ayında Meclis’te ek bütçeyi görüştük. Burada da sayın Cumhurbaşkanına eski yetkilerine göre net borçlanma miktarı olarak 3 kata kadar borçlanma yetkisi verildi. Bu da 2 trilyon 160 milyar TL’lik bir rakama tekabül ediyor. Bu rakam gerçekten bütçe büyüklüğünün yüzde 48’ine tekabül eden bir rakam. Resmen ikinci bir bütçe.
BORÇLANMAYI VERİMLİ BİR ŞEKİLDE KULLANMANIZ LAZIM: Merkezi Yönetim Borç Stoku Ocak 2018- Ağustos 2023 döneminde 4,9 trilyon lira artarak; 892,7 milyar liradan 5,8 trilyon liraya çıkmıştır. Yani yüzde 650 oranında, 6 buçuk kat artış meydana gelmiştir. Bu durum, mali disiplinden uzaklaşmanın ve kötü borç yönetiminin bir sonucudur. Borçlanma her devletin başvurduğu bütçe kanunda bir uygulama. Borçlanmayı verimli bir şekilde kullanmanız lazım. Aldığınız borcu, faizleri, ana parayı ödeyip net borçlanma hasılatı yaratmazsanız; üretim, istihdam, ihracatı artırıcı bir şekilde kullanmazsanız ülke ekonomisini darboğaza sokarsınız.
BİZ MAALESEF AYNI HATAYA DÜŞMÜŞ OLDUK: Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı ekonomik deha Nurettin Nebati, 10 Mayıs 2023’te Kur Korumalı Mevduat için ‘çağın buluşu’ demişti. Bu açıklamanın üzerinden 3 ay geçti ve iktidar çağın buluşu olarak niteledikleri Kur Korumalı Mevduatın çağın belası olduğunun da farkına vardı. Bundan yıllarca önce eski Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız sayın Turgut Özal, 1989 yılında basına bir açıklamalarda bulunuyor, dövize çevirmelerle ilgili. İleride, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek bürokratlara, başbakanlara, cumhurbaşkanlarına bir mesaj veriyor, bu DÇM’ler ülkemizin belası olmuştur, çok maliyet çıkarmıştır ülkemize, bu uygulamaların bir daha hayata geçmemesi için de bu açıklamayı yaptığını ifade etmiştir. Biz maalesef aynı hataya düşmüş olduk. Kur Korumalı Mevduatın da ülkemize maliyeti çok büyük oldu.
HAKLILIĞIMIZI BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKARDI: Milletimizin sırtına yüklenen bu ağır külfetin ekonomimizi çıkmaza sürükleyeceğini, tamir edilemez hasarlar meydana getireceğini 2021 yılından bu yana yüksek sesle ifade ediyor, iktidarı ve ekonomi yönetimini uyarıyorduk. Geldiğimiz son nokta, haklılığımızı maalesef bir kez daha ortaya çıkardı. İktidar dolambaçlı yollarla, büyük riskler alarak hatalı uygulamalarını bankaların sırtına yüklemeye çalışıyor. Fakat, bu yöntemin sürdürülebilir olmadığı bir gerçektir. İktidar her yanlışını başka bir yanlışla örttüğü sürece ekonominin beli doğrulamaz.
KKM’NİN DEVLETE ZARARI TOPLAM 565 MİLYAR LİRA: Merkez Bankası bilançosu verilerine baktığımızda KKM’nin devlete zararı toplam 565 milyar lira. KKM için bugüne kadar ödediğimiz tutar ise tamı tamına 717 milyar liradır. Bu muazzam bir büyüklük. Hakikaten ülkemizi de olumsuz etkileyen bir durum. Sayın Nebati her konuda olduğu gibi bu konuda halkımızı aldatmıştır. Devletin kasasından bir kuruş para çıkmayacak dediği halde çıkan bu parayı az önce size izah ettim.
U DÖNÜŞLERİYLE MEŞHUR AKP İKTİDARI, ŞİMDİ DE YANLIŞ EKONOMİ POLİTİKALARINDAN U DÖNÜŞÜ YAPMAYA ÇALIŞIYOR: İktidar; çaresizlerin parası işsizlik maaşındaki damga vergisinden, ateşe verdiği mutfağın mutfak tüpündeki ÖTV’den, açlığa mahkûm ettiği beşikteki bebeklerin bezindeki KDV’den, kısacası vatandaşa hizmet için toplanan vergileri zenginlere dağıtmıştır. U dönüşleriyle meşhur AKP iktidarı, şimdi de yanlış ekonomi politikalarından U dönüşü yapmaya çalışıyor. Gelir adaletsizliğini katlayarak artıran, vatandaşı açlığa savuran irrasyonel ekonomi modelinden ekonomiyi rasyonel zemine döndürmeye çalışıyor. Ama kısa vadede bu yapmanın olanağı yoktur, çünkü iktidar ekonomiyi bataklığa sürüklemeye devam ediyor.
BU MESELE BANKALARIN, HALKIMIZIN MESELESİ Mİ: Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası’nın bir kararı tebliğ edildi. Merkez Bankası KKM ile döviz mevduatını azaltıp, TL mevduat hesaplarına geçişi artırmak için yeni düzenlemeler yaptı. Bu düzenlemeye göre vadesi gelen KKM’den standart TL mevduatına geçişte hedefi tutturamayan bankaya ceza kararı aldı. Soruyoruz, iktidara soruyoruz; bu mesele bankaların, halkımızın meselesi mi?
PİYASALAR KAPALIYKEN BU TEBLİĞİN YAYINLANACAĞINI KİMLER SIZDIRDI: Önemli bir iddiayı da gündeme taşımak istiyorum. Merkez Bankası’nın KKM ile ilgili son tebliği, piyasalar kapandıktan sonra açıklanmasına rağmen bu bilgiyi önceden haber alan Amerikan ve İngiliz yatırım fonları seans başlar başlamaz satışa geçti. Yani tebliği daha önceden öğrendiği için hisseleri boşalttı ve ciddi bir vurgun yaptı. Zaten piyasada birkaç haftadan beri algı yaratmaya çalıştılar. Olan bizim yerli yatırımcılarımıza oldu… Yasadışı olan İnsider Trading yani içeriden bilgi alanların ticaret yoluyla haksız kazanç sağlama olarak değerlendirilen KKM haberinin sızdırılması yerli ve küçük yatırımcılar büyük bir zarara uğratıldı. Piyasalar kapalıyken bu tebliğin yayınlanacağını kimler sızdırdı? Bu sızdıranlar hakkında neden hala bir soruşturma açılmadı? Borsada haksız kazanç elde edenler neden açıklanmıyor?
DEMOKRATİK VE ADİL BİR YÖNETİMİ HÂKİM KILARAK ÜLKE EKONOMİSİ DÜZELİR: Ekonomi yapılan zamlarla, sürekli yön değiştirerek düzelmez. Hukuk devleti üzerinde yükselerek; adaleti yeniden tesis ederek; şeffaf, demokratik ve adil bir yönetimi hâkim kılarak ülke ekonomisi düzelir.”