İstanbul’da Semt Pazarında Parası Yetmeyen Vatandaş: “Ağlayarak Gidiyorum Pazardan. Lahanaları Dal Aldım Gidiyorum. Hiçbir Şey Alamadım”
Ulaş Karasu’ya Dert Yanan Sivaslı Buğday Üreticisi: “21 Sene Ak Parti’ye Bütün Ailemle Oy Verdim, Oyum Haram Zıkkım Olsun Hepsine. Artık Ekmiyoruz, Üretmiyoruz”
CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu’ya dert yanan Sivas Hafikli buğday üreticisi, “Şu an 1 milyon masraf etmişim, 600 bin lira değer çıkarıyor. Ben 400 bin lirayı cebimden mi ödeyeceğim? Emeğimi boş verin. 400 bin lirayı cebimden ödeyeceğim. Bankalar şu anda aramaya başladı. Bir ay dediler, bir buçuk, iki ayda para yatıyor. Parasını geçtim, ürünümüz geçmiyor ki paramızı alalım. Yazıklar olsun. 21 sene AK Parti’ye bütün ailemle oy verdim. Bu milleti bu kadar perişan etmesine gerek yok. Oyum haram zıkkım olsun hepsine. Vekilim gelmese AK Parti’den gelen yok. Bir gel vatandaşın derdini sor, soruştur. Artık ekmiyoruz, üretmiyoruz” dedi. Karasu ise, “Bir kilo buğday bir bardak çay etmemektedir. Çiftçimiz borcunu ödeyememekte, ürününü satamamakta, tarlasını yeniden nasıl ekeceğini kara kara düşünmektedir” açıklamasını yaptı.
CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Hafik Ziraat Odası Başkanı Osman Karakaş ile Hafik’teki geçici Toprak Mahsulleri Ofisi’ni (TMO) ziyaret etti. Buğday üreticilerinin dertlerini dinledikten sonra açıklama yapan Karasu, şunları söyledi:
“ÇİFTÇİMİZ BORCUNU ÖDEYEMEMEKTE, ÜRÜNÜNÜ SATAMAMAKTA, TARLASINI YENİDEN NASIL EKECEĞİNİ KARA KARA DÜŞÜNMEKTEDİR”
“Sivas’ta hasat döneminin başlamasıyla birlikte çiftçimizin de çilesi başlamış durumda. Bir aydır hasadını gerçekleştirmeye çalışan çiftçimiz; özellikle buğday satma noktasında ciddi sorunlar ve sıkıntılar yaşıyor. 19 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermiş olduğumuz kanun teklifinde Sivas bölgesinin yoğun yağış aldığını ve ekinlerimizde pas hastalığı oluştuğunu ifade etmiştik. O dönem hiçbir önlem almayan yetkililer bugün çiftçimizi ne yazık ki ofisin kapılarında süründürmektedir. Çiftçimiz bir yıllık emeğinin karşılığını bu yıl açıklanan fiyatlar çok düşük olmasına rağmen, girdi maliyetlerine karşın gerekli zamlar yapılmamasına rağmen ofise verememektedir. 8 liraya buğdayını satamayan çiftçimiz 4 buçuk liraya, 4 liraya tüccara buğdayı satmak zorunda kalmaktadır. Bir kilo buğday bir bardak çay etmemektedir.
Çiftçimiz borcunu ödeyememekte, ürününü satamamakta, tarlasını yeniden nasıl ekeceğini kara kara düşünmektedir. Bir an önce geçen yıl nasıl standart dışı alım yapıldıysa, geçen yıl ofis tarafından nasıl bu ürünler alındıysa şimdide acilen, zaman geçirmeden çiftçimizin bu sorununun giderilmesi gerekmektedir. Sivas’taki çiftçimizin bu sorunu giderilmediği takdirde çiftçimizin bir daha tarlasını ekecek durumu kalmamıştır. Mazotun 40 TL, gübrenin 20 bin lira olduğu bir dönemde 4 liraya buğday satmak vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır. Ofislerin duvarında, ‘Ofisler çiftçinin kara gün dostu’ yazmaktadır. Bugün çiftçinin yanında olmayan ofislere zaten kaliteli buğday üretildiğinde, çiftçinin de ofise ihtiyacı olmayacaktır, yoktur. Buğdayın kepekten daha ucuz fiyata satılması vicdanlara sığmamaktadır.”
“BU SENEYİ ATLATTIK, YENİ ÜRÜNÜ NASIL EKECEĞİZ? SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇİFTÇİLİĞİ NASIL YAPACAĞIZ”
Hafik Ziraat Odası Başkanı Osman Karakaş ise şunları söyledi:
“Biz her gün burada ofiste bir sürü şikayet alıyoruz. Standart dışı buğdayı almasını kaç defa dile getirdik. Bölgemizin milletvekillerinin hepsini aradık. Aradık ama hiçbirine ulaşamadık. Geldik, gittik, rapor halinde bildirdik. Standart dışı buğdaylarımızı alın, bir kilo buğdayımız bir çay parası, bir ekmek parası etmiyor. Kimi aradıysak dertlerimize çare bulamadık. Ofis zamanı mahsulünü satarken çiftinin dertlerine çare bulmayan milletvekillerinden, bizim sözlerimize, şikayetlerimize çare bulmasını istiyoruz. Bir an önce çözüm istiyoruz. Bu milletin malının alınmasını istiyoruz. Ucuz olsun ama devlet alsın. Bölge milletvekillerimizin hangisini ararsak arayalım cevap vermiyorlar. Verseler de bir çare bulmuyorlar. Cumhurbaşkanımıza buradan sesleniyoruz; bu milletin derdine çare bulsunlar. Kaç kilo buğday satıp bir litre mazot alacağız? En kötü zamanlarımızda bile 3 kilo buğday sattığımızda bile bir litre mazot alıyorduk.
Bu seneyi atlattık, yeni ürünü nasıl ekeceğiz? Sürdürülebilir çiftçiliği nasıl yapacağız? Beş tane milletvekilimiz var, dördü nerede? Tarım ildeki mühendisler ne duruyorlardı bu kadar hastalık vardı? 300’e yakın mühendis var. Hangi hastalığın ne kadar zarar getirdiğini kime söylediler? Tarım ildeki ve ilçedeki mühendislerin hiçbiri görevini yapmıyor. Arazinin ne olduğunu bilmiyorlar. Böyle bir ürünün zayıf olacağını biliyorlardı da neden bizi uyarmadılar? Geçen sene 7 bin küsur liraya buğday alındı, 4 bin 300 liraya fabrikalara verdiler. Şimdi de 6’ya alsınlar bin lira devletten destek versinler. Yazıktır bu millete. İnsanın vicdanı sızlıyor, Allah’tan korkar insan. Bu millet borcunu ne ile ödeyecek? Mazot parasını neyle ödeyecek? Kirayı neyle ödeyecek?”
“21 SENE AK PARTİ’YE BÜTÜN AİLEMLE OY VERDİM. BU MİLLETİ BU KADAR PERİŞAN ETMESİNE GEREK YOK”
Buğdayının TMO tarafından alınmadığını söyleyen bir çiftçi ise şu sözlerle Karasu’ya dert yandı:
“Geçen yıl buğdayımız birinci sınıf olarak geçiyordu, şu an buğdayıma ‘geçmez’ diyor. ‘Dağı taşı ekin’ diyordunuz şu anda niye bu mahsulümü almıyorlar? Bin dönüm arazi ekiyorum. Şu anda satacağım ürün 600 bin lira para tutuyor. 600 bin liraya ben 1 milyon masraf etmişim. Nasıl ödeyeceğim borcumu? Bankalara borcum var, ‘dağı taşı ekin’ diyorlardı, hani alan yok. Nur gibi buğday geçmiyor. Buğdayım geçmedi 15 bin lira masraf ettim köyüme geri götürmek zorun da kaldım. Tüccar benim buğdayıma 4 buçuk lira yazıyor. 15 bin lira nakliyeye verdim geri götürdüm çünkü maliyeti bile değil.
İki traktörüm var, iki ay boyunca traktörün üzerinden inmedim. Gece gündüz ekinimi ektim. Şu an 1 milyon masraf etmişim, 600 bin lira değer çıkarıyor. Ben 400 bin lirayı cebimden mi ödeyeceğim? Emeğimi boş verin. 400 bin lirayı cebimden ödeyeceğim. Bankalar şu anda aramaya başladı. Bir ay dediler, bir buçuk, iki ayda para yatıyor. Parasını geçtim, ürünümüz geçmiyor ki paramızı alalım. Yazıklar olsun. 21 sene AK Parti’ye bütün ailemle oy verdim. Bu milleti bu kadar perişan etmesine gerek yok. Oyum haram zıkkım olsun hepsine. Bizim derdimizle kim ilgilenecek? Vekilim gelmese AK Parti’den gelen yok. Bir gel vatandaşın derdini sor, soruştur. Artık ekmiyoruz, üretmiyoruz.”