Pınar Uzun Okakın’dan, “İha’lar İle İlgili Cumhurbaşkanı Kararı” Tepkisi: “İmtiyazlı Uygulamaları Doğru Bulmayız. İktidarın Kuralsızlaştırma Politikalarını Sorgulaması Gerekir”
Erdoğan Toprak: “Akp İktidarı, Kamu Borcunu 23 Kat Artışla 2023 Haziran Sonunda 5,6 Trilyon Liraya Çıkarttı. Türkiye’nin Ekonomik Bağımsızlığı ‘Alacaklılara’ İpotek Edildi”
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “1923-2002 arası 79 yılda 57 hükümet dönemindeki toplam kamu borç stoku 242,7 milyar TL idi. Bu hükümetler 1954’e kadar Osmanlı’dan devralınan borçları ödediği gibi, yüzlerce kamu tesisi, fabrika, inşaat, barajlar, santrallar, boğaza 2 köprü inşa etti. AKP iktidarı, kamu borcunu 23 kat artışla 2023 haziran sonunda 5,6 trilyon liraya çıkarttı. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı ‘alacaklılara’ ipotek edildi” dedi.
Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak’ın değerlendirmesinde öne çıkan başlıklar şöyle:
“93 YILLIK İNFAZ YASASI, İKTİDARIN SİYASİ TERCİHLERİNE HİZMET EDEN YAP-BOZ METNİNE DÖNÜŞTÜ”
1930’da yürürlüğe giren İnfaz yasası, bu iktidar döneminde 23 kez torba yasayla, 7 kez KHK ile değiştirildi. Adaletsizlik-hukuksuzluk sıradanlaştırıldı. 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren son değişiklik sonrası keyfileşen adaletsizlik vicdanları kanatan boyutlara yükseldi. Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt 93 yıllık infaz yasası, iktidarın siyasi tercihlerine hizmet eden yap-boz metnine dönüştü.
Yıllardır ‘kişilere karşı işlenen suçların devlet tarafından affedilemeyeceğini’ söyleyen iktidar tam aksine kişilere karşı suç işleyenleri, mafya bozuntularını, katilleri, tecavüzcüleri salıyor. Siyasi muhaliflerini, düşünce ve ifade suçlularını AİHM ve AYM kararlarına rağmen hapiste tutmayı ise ‘kırmızı çizgisi’ ilan ediyor. Son değişiklikle adaletsizlik sıradanlaştırılarak hukuk ve yargı, iktidarın ‘siyasi tercihi ve tekeline’ dönüştürülüyor.
“TÜRKİYE’DEN ALMANYA’YA İLTİCA TALEPLERİ YÜZDE 202 ARTTI”
Türkiye’den Almanya’ya iltica talepleri yüzde 202 arttı. İç savaş ve Taliban zulmünden kaçan Suriyeli ve Afganların ardından Türklerin 3’üncü sırada olması sorgulanmalı. ‘Mavi Kart’ alıp Almanya’ya göç eden doktor, hemşire, mühendis, bilim insanı vb. Türklerin sayısı ise 1,4 milyar nüfuslu Hindistan’ın ardından 2’nci, nüfusa kıyasla 1’inci sırada. Türkiye, eğitimli-nitelikli en değerli beşeri sermayesini kaybediyor.
Yurttaşlar, iktidarın baskı, tehdit, ayrıştırma-kamplaştırma ve korku iklimiyle ülkeyi sürüklediği karanlıktan çıkmak, zam-vergi-enflasyon-işsizlik-insanlık dışı ücret ve yoksullaştırma politikalarından kurtulmak için akın akın Türkiye’yi terk ederken, ‘Oyun Kurucu Dünya Lideri’ söylemi, ciddiye alınmıyor.
“TOPLUMUN YÜZDE 72’SİNİN TATİLE GİDECEK PARASI YOK”
Ücretli kesimin ulaşım giderindeki artış, temmuz maaş zamlarını enflasyonun da ötesinde eritti. Yüzde 25 zamla sefalete itilen milyonlar; sokağa çıkamaz, bir araya gelemez, bir yerden bir yere gidemez konumuna getiriliyor. Toplumun yüzde 72’sinin tatile gidecek parası yok. Toplumu ‘yoksullukta eşitlemeyi’ amaçlayan iktidarın ekonomi politikaları toplumsal asosyalleşme üzerine kurgulanıyor.
“İSTANBUL’A ACİL DEPREM YASASI İÇİN NİYE 21 YIL BEKLEDİLER”
İstanbul’a özel deprem yasası çıkartmaya hazırlanan iktidar, nihayet İstanbul’da deprem riskinin farkına vardı ve 6,5 milyon depreme dayanıklı konut inşa edileceğini açıkladı. Çalışmaların muhalefet tarafından engellendiğini öne süren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 yıl İstanbul Belediyesini, 21 yıldır da Türkiye’yi yönettiğini unutuyor.
Yıllardır kentsel dönüşüm adı altında İstanbul’un yağmalandığını söylememize karşı çıkan iktidar, Kanal İstanbul ile paralel boğaz inşa edip, iki yakada bir milyon nüfuslu iki şehir kurulacağını ilan ediyordu. İmar affı için 11 kez yasa çıkartan, imarsız yüz binlerce konutu, binayı para karşılığı yasallaştıran iktidar, sellerde ve depremlerde yaşanan tüm kayıpların vebalinden sorumludur. İstediği yasayı bir gecede TBMM’den geçiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarının aklı şimdi mi başına geldi? İstanbul’a acil deprem yasası için niye 21 yıl beklediler?
“İKTİDAR, YEREL SEÇİMLERDEN SONRA IMF’NİN KAPISINI ÇALMA İHTİMALİNE ZEMİN HAZIRLIYOR”
İktidar, Moody’s gibi uluslararası kredi derecelendirme ve reyting kuruluşlarından Türkiye’nin notunun artırılmasını istiyor. Moody’s, Türkiye raporunda; Ortodoks politikalara dönüş, faiz artışı, mali disiplin vb. politikalar sürdürülürse notun artabileceği mesajını verirken, yerel seçimlere kadar parasal sıkılaştırmanın ve buna bağlı olarak da enflasyondaki artışın devam edeceğini, öngörüyor.
İktidar, JP Morgan’dan sonra Moody’s’e de bir anlamda yerel seçimlere kadar durumu idare etmek için ‘Kural dışına çıkmayacağız. Faizi artıracağız. Enflasyon artmaya devam edecek. Öngörülmez işler yapmayacağız. Zam ve vergileri artıracağız. Yeter ki kredi notumuzu artırın’ diyerek, yerel seçimlerden sonra IMF’nin kapısını çalma ihtimaline zemin hazırlıyor.
“AKP İKTİDARI, KAMU BORCUNU 23 KAT ARTIŞLA 2023 HAZİRAN SONUNDA 5,6 TRİLYON LİRAYA ÇIKARTTI”
1923-2002 arası 79 yılda 57 hükümet dönemindeki toplam kamu borç stoku 242,7 milyar TL idi. Bu hükümetler 1954’e kadar Osmanlı’dan devralınan borçları ödediği gibi, yüzlerce kamu tesisi, fabrika, inşaat, barajlar, santrallar, boğaza 2 köprü inşa etti. AKP iktidarı, kamu borcunu 23 kat artışla 2023 haziran sonunda 5,6 trilyon liraya çıkarttı. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı ‘alacaklılara’ ipotek edildi.
Küresel sermayeye ‘Türkiye’yi Maastricht ekonomi kriterlerine uyduracağız’ sözü verilirken, demokrasi-hukuk devleti-temel haklar için şart olan ‘Kopenhag kriterlerinden’ hiç söz edilmiyor. Milletten gizlenen, sanayici, esnaf, KOBİ, çiftçi, girişimci ve milyonlarca çalışandan, ücretliden esirgenen bilgiler, küresel bankerlere önceden aktarılıyor. Hangi adımların atılacağı, faizin-kurun nereye çıkacağı, hangi zam ve vergilerin artırılacağı sunumlarıyla, borç için iknaya çalışılıyor.
“ESNAF SİCİL İSTATİSTİKLERİ, 6 AYDA 80 BİN ESNAFIN KEPENK İNDİRİP MESLEĞİ TERK ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Yılın ilk yarısında tasfiye kararı alan şirket sayısı geçen yıla kıyasla yüzde 16 artarken, yeni kurulan şirket sayısının yaklaşık yüzde 4 azalması, şirket kapanmalarının, faaliyete son vermelerin ve işten çıkartmaların artacağına işaret ediyor. TESK’in Esnaf Sicil İstatistikleri, 6 ayda 80 bin esnafın kepenk indirip mesleği terk ettiğini gösteriyor.
On binlerce esnafın faaliyetten vazgeçmesi, on binlerce şirketin tasfiye kararı alması ekonomide, ticarette çok ciddi daralmanın başladığını, tasfiyelerle işsizliğin artacağını, sonbaharda yıkımın boyutlarının çok daha ileri boyutlara ulaşacağını gösteriyor.
“ÜRETİCİYİ MAĞDURİYETTEN KURTARACAK GERÇEKÇİ BİR ALIM FİYATI İLAN ETMELİDİR”
Türkiye’nin dünya üretim birincisi olduğu, yüz binlerce ailenin tek geçim kaynağı fındıkta açıklanan taban fiyat, üreticinin maliyetlerini bile karşılamıyor. Geçen yıl 54 lira olan fındık taban fiyatı, kaliteye göre kilo başına 80-84 TL arasında açıklandı. Üretici, İtalyan fındık tekeli ve 2-3 büyük tüccara mahkum ediliyor. İktidar, ağır enflasyon ve ekonomik koşullarda fındık taban fiyatını yeniden gözden geçirip, üreticiyi mağduriyetten kurtaracak gerçekçi bir alım fiyatı ilan etmelidir.
“EGE’DEKİ YUNAN ADALARINA YENİ ABD ÜSLERİ KURULMASI İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATMAK ÜZERE ABD BÜTÇE YASASINA MADDE EKLENMESİ OLDUKÇA KRİTİK GELİŞMELERDİR”
Ege ve Karadeniz’de son birkaç haftadır yaşananlar, Türkiye’yi baskılama stratejisinin yanında Lozan ve Montrö anlaşmalarını gevşetme, geçersiz kılma hamleleri olarak görülmelidir. Ukrayna’nın NATO’ya Karadeniz çağrısı, Ege’deki Yunan adalarına yeni ABD üsleri kurulması için çalışma başlatmak üzere ABD bütçe yasasına madde eklenmesi oldukça kritik gelişmelerdir.
Gelinen noktada Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Lozan Barış Anlaşması’nın kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıkarken, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisinde Lozan Anlaşması’nın önemine atıfta bulunularak, sonsuza kadar yaşatılacağının vurgulanması, umarım iktidarın yıllardır yaptığı yanlışı fark edip hatadan döndüğünün ve Lozan’ı, Montrö’yü delmek, yok etmek isteyenleri cesaretlendirmekten vazgeçtiğinin işaretidir.
“TÜRKİYE İLE İMZALANAN ANLAŞMA SUNAK HÜKÜMETİ AÇISINDAN HAYATİ ÖNEMDE”
İngiltere Hükümeti, Türkiye ile mülteci akını ve kaçak göçün önlenmesi, insan kaçakçılığı şebekelerinin çökertilmesi alanında iş birliği anlaşması imzalandığını açıkladı. Anlaşma karşılığında Türkiye’ye parasal yardım yapılacağını belirtti. Emniyette İngiltere destekli özel bir ortak harekat birimi kurulacağını duyurdu.
Türkiye ile imzalanan anlaşma Sunak Hükümeti açısından hayati önemde. Anlaşıldığı kadarıyla iktidar; bu anlaşmayla iş birliği, istihbarat paylaşımı vb. adımlar dışında asıl tutarı açıklanmayan parasal destek karşılığında İngiltere’deki Sunak hükümetine ‘destek eli ve can simidi’ uzatıyor.”