İBB’DEN HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE 62,5 MİLYON TL YARDIM
Hatay Sivil Ve Toplum Platformlar Birliği ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında Deprem Ve Hatay’ Etkinliği İkinci Gününde… Kadop Sözcüsü Tenekecioğlu: “Hatay’da Zorunlu Fizyolojik İhtiyaçların Acilen Karşılanması Gerekir”
HABER: İLEYDA ÖZMEN / KAMERA: FURKAN ERDEM
Hatay Sivil ve Sosyal Platformlar Birliği (HSPB), ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında Deprem ve Hatay Etkinliği’ düzenledi. Etkinliğin ikinci gününde okunan ortak basın açıklamasında “Hatay’ımızın yaşanan büyük afet nedeniyle acil çözüm bekleyen birbiriyle iç içe girmiş olan, iki gündür tartışılan sorunlarının altını kısaca çizmek istiyoruz. Hatay’da zorunlu fizyolojik ihtiyaçların acilen karşılanması gerekir. Hatay’da görevliler canla başla çalışsalar da güvenlik karşılanması gereken acil ihtiyaçtır. Bölgesel ekonominin canlandırılması için acil eylem planı uygulanmalıdır” denildi.
HSPB, Büyük Hatay Toplantısına hazırlık amacıyla bugün Ankara Kent Konsey Binası’nda ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında Deprem ve Hatay Etkinliği’ bugün ikinci gününde devam etti.
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla başladı. Yılmaz’ın konuşmasının ardından ODTÜ Mimarlık Bölümü Başkanı Canan Birsel moderatörlüğünde ve “Bilimin Işığında Deprem ve Hatay Gerçeği” başlığı altında iki oturumdan oluşan paneller düzenlendi. İlk panelin oturumunda Jeoloji Yüksek Mühendisi Eşref Atabey, Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Geoteknik Ana Eğitim Dalı Öğretim Üyesi Mustafa Kerem Koçkar, TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, ODTÜ Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Pınar Aykaç, ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Ahmet Türer söz alarak sunum yaptı.
İkinci panelin oturumunda ise Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Veysel Eren, Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Hayriye Erbaş, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Gürkan Altun ve Prof. Dr. Mehmet Tunçer söz aldı.
Etkinlikte ortak basın açıklaması okundu. Ortak metni Antakya, Samandağ, İskenderun İlçeleri Kültür Yardımlaşma Dayanışma ve Çevre Gönüllüleri Derneği (ASİ DER) Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Usluoğlu ve Kadim Antakya Dostları Platformu (KADOP) Sözcüsü Murat Tenekecioğlu okudu. Yapılan açıklama şöyle:
“DEPREM VE HATAY KONULU BİR KİTAP YAYINLAYACAĞIZ. KİTABIN TÜM GELİRLERİ DEPREMDE ANNESİNİ VEYA BABASINI KAYBEDEN ÖĞRENCİLERİMİZE BAĞIŞLAYACAĞIZ”
“Bu sabah Anıtkabir’i ziyaret ettik. Uygarlığın beşiği, barışın kenti, doğunun kraliçesi dünya mirası Antakya-Hatay’ın ortak meselemiz olduğunu, birlik ve beraberlik içinde kadim Antakya’yı yeniden ayağa kaldıracağımızı minnet duygularımızla bir kez daha idrak ve ifade ettik. Yaşadığımız 6 Şubat ve 20 Şubat depremleriyle, bu felaketin istisnasız her alandaki ‘artçıları’ nedeniyle Hatay halkı çok zor günlerden geçiyor. 11-12 Ağustos’ta bu zorluklara, bölgedeki ihtiyaçlara, çözüm önerilerimize ve çalışmalarımıza, hep birlikte neler yapabileceğimize dikkatinizi çekmek, farkındalık yaratmak için bir araya geldik. Hatay’ımıza hep birlikte el ele daha iyi, hızlı ve etkili hizmet edebilmek için olumlu, yapıcı ve sürdürülebilir iletişim ve samimi çalışmalar içinde olmak, birlikte düşünmek ve ortak akılla nasıl uygulayabileceğimizi konuşmak için bir araya geldik. Hatay için çalışan platformlar olarak İstanbul ve Ankara’da düzenlemiş olduğumuz toplantıların konuşma metinlerini içeren deprem ve Hatay konulu bir kitap yayınlayacağız. Bu kitabın tüm gelirlerini depremde annesini veya babasını kaybeden öğrencilerimize bağışlayacağız.
“DEPREM VE AFET GERÇEĞİNİ UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ”
Resmi istatistiklere göre, depremde mekan, yani Hatay, özellikle Antakya, Defne, Samandağ, İskenderun, Kırıkhan, Hassa ilçeleri çok daha fazla yıkıldı. İçinde büyüdüğümüz temelinde sevgi, barış, kardeşlik, hoşgörü ve tolerans olan kadim Antakya-Hatay kültürünü taşıyan ve yaşatan on binlerce insan hayatını kaybetti, hayatta kalanların çoğu yaşadığı yeri geçici olarak terk etmek zorunda kaldı. Milyonlarca insan etkilendi. Yaşanan afet Hatay’ımızı, kültürel yapıyı, demografik yapıyı ve ekonomik yapıyı yerle bir etmiş durumda. Hataylılar yaşadıkları afete ve afetin tarifsiz acılarla yüklü sonuçlarına direnmeye çalışıyor. Bir yandan da sorunlara çözümler üretmeye, üretilen çözümleri desteklemeye çalışıyor. Yaşananlara rağmen, halkımızın birlik ve beraberlik içinde yardım için koşulsuz ve karşılıksız çabaları her türlü takdirin üzerindedir. Onları en içten şükran duygularımızla selamlıyoruz. Allah böyle büyük bir yıkımı ve acıyı hiç kimseye yaşatmasın. Ulus olarak bu ve benzeri acıları bir daha yaşamamak için deprem ve afet gerçeğini unutmayacağız, unutturmayacağız.
“DEPREMDEN ÖNCE DEPREM OLMAMIŞ GİBİ HAZIRLANMIŞ OLAN İMAR PLANLARINI UYGULAMAMAK GEREKİYOR”
Mekansal ve kültürel yıkımı dikkate alarak, Antakya-Hatay’ın tarihi aslına uygun çağdaş bir kent olarak yeniden inşa edilmeye ihtiyacı var. Antakya-Hatay’ın tarihi, özgün ve geleneksel dokusundan koparılmadan, çevreye duyarlı bir kent olması, güvenli bir kent olması, insan odaklı bir kent olması, kimlikli ve akıllı, afetlere dirençli bir kent olması gerekir. Antakyalıların yaşam kalitesini arttıran çağdaş bir şehir olarak yeniden yapılaştırılması gerekir. Bu hiç de zor değil. Ancak, işe zemin etütlerinden, zemin-yapı uyumundan başlamak, gerekiyor. Depremden önce deprem olmamış gibi hazırlanmış olan imar planlarını uygulamamak gerekiyor. Kültürel varlıkları-tarihi eserleri, çevreyi ve doğayı korumak gerekiyor. Göç yönetim ve politikalarının rasyonel biçimde saydamlık içinde gözden geçirilmesi gerekiyor.
Tarih boyunca sekiz kez büyük yıkımı yaşayan Antakya, yaşanan her büyük yıkımdan sonra hem planlı hem de programlı olarak, halkın da katılımıyla yaralarını sarmış ve yeniden inşa edilmiştir. Hatay’ın mekânsal ve kültürel yıkımı karşısında ayağa kaldırılabilmesi için söz hakkı Hatay’lılarındır. Hatay’ımızın geleceğine Hataylılar karar vermelidir. Bunun için; yerel halk, kamu yönetimi, merkezi idare, yerel idareler, üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları olarak bizler hep birlikte, dayanışma içinde ve devletin koordinasyonunda çalışabilmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu imkan ve ortamı yaratmasını arz ve talep ediyoruz. Bu konuda yetkin meslek mensuplarımızla ve öğretim üyelerimizle bizler Hatay için elimizden gelenin en iyisini yapmaya hazırız ve kararlıyız.
Bizler, Hatay için çalışan sivil ve sosyal platformlar, STK’lar olarak Hatayımızın yerel halkın yaralarını sararak, refah ve mutluluğunu sağlayacak biçimde yeniden yapılanması için projeler hazırlayıp geliştiriyoruz. Bu projeleri uygulamak için kamu yönetimiyle, yerel, ulusal ve uluslararası fon, bağış, hibe, kredi kurum ve kuruluşlarıyla, büyük yabancı yatırımcılarla son derece olumlu istişareler içindeyiz.
Hatay’ın acil sorunları karşısında birlikte hızlı hareket etmek ve mesafe kat etmek adına, Sayın Milli Eğitim Bakanımız, Sağlık Bakanımız, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız, Kültür ve Turizm Bakanımız ile İçişleri Bakanımızdan resmi olarak da randevu taleplerinde bulunduk. Girişimlerimizin olumlu sonuçlarını bekliyoruz.
“HATAY’DA ZORUNLU FİZYOLOJİK İHTİYAÇLARIN ACİLEN KARŞILANMASI GEREKİR”
Hatay’ımızın yaşanan büyük afet nedeniyle acil çözüm bekleyen birbiriyle iç içe girmiş olan, iki gündür tartışılan sorunlarının altını kısaca çizmek istiyoruz; Hatay’da zorunlu fizyolojik ihtiyaçların acilen karşılanması gerekir. Geçici-kalıcı altyapı, enerji, yiyecek, temiz su, barınma, iklimlendirme, sağlık, eğitim, çalışıp gelir elde edebilme, düzenli-huzurlu yaşam koşullarına kavuşmak en önemli ihtiyaçlar arasındadır. Sağlık personelinin, eğitim personelinin, adalet personelinin, yerel yönetimlerde çalışan personelin, öğretim üyelerinin de birer afetzede olduğu ve aynı ihtiyaçlar içinde bulunduğu, özlük haklarının mutlaka iyileştirilmesi gerektiği, hizmet binalarının da yıkıldığı gerçeği ihmal edilmemelidir.
Hatay’da görevliler canla başla çalışsalar da güvenlik karşılanması gereken acil ihtiyaçtır. Bina stokunun yüzde 80’i yıkılan ya da metruk hale gelen, boş araziye dönüşen ‘hayalet bir şehirde’ özellikle geceleri korunma, emniyet, hukuk, mülkiyet haklarının korunması, diğer haklara uyulması, düzen ve istikrarlı ortamlar ve yaşamlar, bunlardan kaynaklanan bireysel cesaret-özgüven-yaşama sevinci özel önem ve aciliyet taşıyor.
Demografik yapının korunması ve sosyal ihtiyaçlar için acil eylem planı uygulanmalıdır. Antakya-Hatay’ımızın tarihi, özgün ve çok kültürlü geleneksel dokusundan, demografik ve sosyoekonomik yapısından koparılmadan, çevreye duyarlı, güvenli, insan odaklı, kimlikli ve akıllı, kabul edilebilir, yeni bir vizyona sahip, afetlere dirençli, yerel halkının yaşam kalitesini arttıran çağdaş bir şehir olarak yeniden yapılaştırmak ihtiyacı var. Kültürün ve geleneklerin korunup, yaşatılması, hak sahipliği, yerinde dönüşüm, aile, arkadaşlık, dostluk, sevgi, saygı, hoşgörü, tolerans, vicdan, kişisel ve sosyal gelişim ve bunların sürdürülebilir biçimde korunması önemli yerel ihtiyaçlardır. Tiyatro, konser, resim, karikatür, fotoğraf, el sanatları sergisi gibi sosyal etkinlikler hayatın normale dönmesine katkıda bulunacaktır.
Hatay’da master plan, kent planlaması, koruma planı için acil eylem planı uygulanmalıdır. Bölgesel ekonomik teşvik ve kalkınma planı (GAP’ın güncellenmesi) dahil, büyük bir stratejik master plan ve program hazırlanmasını, bu plan çerçevesinde alt plan ve programların uygulanmasını öneriyoruz. Örneğin hazırlanacak ‘Stratejik Yapısal Planda şehirlerin nereye taşınacağı, şehirlerin ve sanayilerin nerede yeniden inşa edileceği, bunların ihtiyaç duyacağı teknik altyapı, yol, demiryolu, havalimanı, çevre ve atık planlaması, demografik planlama, tarihi, doğal ve kültürel varlıklar, ekosistem ve bunların korunması gibi kritik önemdeki hususlar yer almalıdır.
Bölgesel ekonominin canlandırılması için acil eylem planı uygulanmalıdır. Geçici olarak göç etmiş yerel halkın Hatay’a geri dönüşlerinin sağlanabilmesi için başta geçici yerleşim, sağlık, eğitim, adalet, emniyet, piyasaların kurulup işlemesi, altyapı, iş ve gıda güvenliği gibi ihtiyaçları karşılayacak politikaların acilen uygulanmasına ihtiyaç var. Bu politikaların en önemlisi; Hatay’ımızın kalkınmada öncelikli yöre ilan edilmesi, özel ve en üst seviyede yatırım teşvikleri uygulanmasıdır. Yerel dinamiklerin, girişimcilerin ve potansiyelin öncelikli olarak desteklenmesi, ziraat dahil kırsal kesimde de kalkınma hamlesi başlatılması elzemdir. Bölgesel ekonomik kalkınma, sosyal gelişme, altyapının geliştirilmesi, kurumsal kapasitenin geliştirilmesi bunlara bağlıdır. Başarı için ise, yerel halkın, kamu yönetiminin, merkezi idarenin, yerel idarelerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının sizlerin koordinasyonunda hep birlikte, dayanışma içinde çaba göstermesi gerekir. Hatay için çalışan STK’lar olarak bizler hazırız.
Acil çözüm ve metodoloji önerimiz; Proje Uygulama Birimleri kurulması. Antakya-Hatay için çok bileşenli ve çok katmanlı bilimsel planlama ilkelerini bütüncül olarak uygulayan yerel halkı ve üniversitelerimizin tecrübeli yetkin mensuplarını, meslek odalarını da çözüm sürecine dahil eden, sosyal sorumluluk içinde şeffaf, profesyonel bir yeniden yapılanma sürecine ihtiyacı var. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için öncelikle Deprem bölgesi olarak 11 vilayetin ve Hatay’ın tamamı için genelleyici kararlar alınmamasını önemle arz ve talep ederiz.
“ANTAKYA-HATAY YENİDEN YAPILAŞTIRILABİLİR”
Antakya-Hatay çağdaş şehircilik anlayışıyla, bilim ve tekniğe, bilgi ve tecrübeye, liyakate, ortak akla ve uzmanlığa dayalı koordinasyon içinde bütüncül projeler uygulayarak sivil toplumla birlikte ve arzu edilen biçimde yaşatılabilir, korunabilir ve yeniden yapılaştırılabilir.
Bu sürecin sivil ve sosyal toplumun iradesini ve yetkin meslek mensupları ile yetkin üniversitelerin tecrübeli öğretim üyesi görüşlerini dikkate alarak tabandan yukarı doğru uyum içinde işleyen demokratik bir süreç olarak hızla işletilmesi elzemdir. Bunun için kamu görevlilerinin koordinasyonunda yetkili-sorumlu-işlevsel, üst düzey her bir ilçe-yöre bazında işlevsel ve merkezi bir Proje Uygulama Birimi kurulmalıdır. Bu birim acil eylem planlarının hazırlanmasından ve uygulanmasından da sorumlu olmalıdır.
Proje Uygulama Biriminin sahada; şehir planlama grubu, kentsel tasarım ve park-peyzaj grubu, mimari tasarım grubu, akıllı şehir tasarımı grubu, jeoloji, jeofizik ve afet yönetimi grubu, çevre ve halk sağlığı grubu, sosyoloji ve kentsel yönetim grubu, bölgesel ekonomi grubu gibi alt çalışma grupları ya da alt proje uygulama birimleri olmalıdır. Sorunların bütünlük içinde çözülmesi için bu gereklidir.
Biz Hatay için çalışan sosyal ve sivil platformlar ve STK’lar olarak bu konuda ve oluşturulacak Proje Uygulama Birimleri içinde tam kapasite ve uyum içinde çalışarak katkı sunmaya hazırız. Sonuç olarak; Hatay’ımızın mevcut sorunları çok büyük ve tek başına hiçbir kurumun, kuruluşun, devletin kısa sürede çözebileceği cinsten değil. Uzmanlık içermeyen müdahaleler, söylemler ile yaşanan belirsizlikler mevcut sorunları katlayarak büyütüyor. Dolayısıyla, Antakyamızın ve Hatayımızın ayağa kaldırılması, hep birlikte çağdaş, afetlere dayanıklı ‘örnek’ bir şehir yaratılması için tüm kamu kurum ve kuruluşları, bakanlıklar, belediyeler ile özel sektör, üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmak için özendirilmesi elzemdir. Hatay hepimizin. Her şey Hatay için.
Hatayımızın sorunları ve çözüm önerileri Sayın Cumhurbaşkanımızın en üst seviyede ilgisine muhtaçtır. Bu ilginin somut göstergesi olarak Sayın Bakanlarımız yöreyi ziyaret etmekte ancak, ziyaretleri ve toplantıları son derece kapalı ve sınırlı bir ortam içinde gerçekleşmektedir.Daha güzel günlerde buluşmak üzere sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.”
Etkinlik soru cevap ve ortak basın açıklamasıyla son buldu.