EĞİTİM-İŞ’Lİ ÖĞRETMENLER: “YOKSULLUĞUN ORTASINDA BIRAKILMIŞ, SAYGISIZLIĞA MARUZ KALMIŞ ÖĞRETMENLERİZ BİZLER”
Eğitim-İş Sendikası, Çedes Protokolü’nü Antalya’da Protesto Etti: “Çedes Protokolü Hukuksuzdur. Laik Ve Bilimsel Eğitime Taban Tabana Zıttır”
Eğitim-İş Sendikası, okullarda ‘manevi danışman’ adı altında imam ve vaiz görevlendirilmesini öngören ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Protokolü’nü Antalya’da protesto etti. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “ÇEDES Protokolü hukuksuzdur. Anayasamıza, yasalara açıkça aykırı. Laik ve bilimsel eğitime taban tabana zıttır. ÇEDES Protokolü tehlikelidir. Eğitim bilimiyle ilgili yeterliliklere sahip olmayan, pedagojik eğitimi olmayan, çocuklara nasıl yaklaşacağı üzerine eğitim almamış yetişkinleri okullara sokmak gelecekteki daha büyük travmalara zemin hazırlamaktır” dedi.
Eğitim-İş, ülke genelinde eş zamanlı olarak ÇEDES Protokolü’ne karşı protesto eylemi yaptı. Antalya’da Eğitim-İş Antalya şubeleri ve STK’ların katılımıyla gerçekleştirilen eylemde konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şunları söyledi.
“YAKINDA ANTALYA BİR ÖĞRETMEN BULAMAYACAK”
“Eğitim-İş için Antalya başta olmak üzere bugün altı ilde aldığı yetkiyle yetkili sendikacılık dersi verme zamanı başlamıştır. Yani kendi yandaşları için, kendi üyeleri için makam, koltuk, paye uğruna koşanlara, el pençe duranlara, yani yandaş sendikaya dur deme zamanı gelmiştir.
‘Apolitik sendikayız’ diye ülkede çocukların eğitim hakkı gasp edilirken, karma eğitim tartışılırken, kız çocuklarımızın eğitim hakkı tartışılırken kafasını kuma gömen orta yolcunun sonu gelmiştir. Artık gerçek ve tam bağımsız sendika Eğitim-İş, bu ülkede her çocuğumuzun eğitim hakkı için mücadelesini verecek.
Çocuklarımızın eğitim hakkı eşit bir şekilde sağlanmadığı sürece, çocuklarımıza eğitim ortamlarında gerici yapılara, derneklere, vakıflara onların kucaklarına iten anlayış durmadıkça biz de asla durmayacağız. Bu konuda mücadeleyi birlikte büyüteceğimize söz veriyoruz. O nedenle bugün Türkiye’nin dört bir yanında alanda olan bütün örgütümüze ve bizim yanımızda olan velilerimize, yurttaşlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz.
Her geçen sene eğitimin içi boşaltılmış ve bu ülkedeki çocuklarımızın eşit eğitim hakkı gasp edilmiştir. Eğitim emekçileri açlık ve sefalet ücretine mahkûm edilmiştir. Yakında Antalya bir öğretmen bulamayacak. Çünkü maaşıyla ev kirası ödeyemiyorlar. Bir eğitim emekçisi, Milli Eğitim’de çalışan bir memur bulamayacak.
“SİZİN ÇOCUKLARINIZ YABANCI OKULLARDA, ÖZEL OKULLARDA OKUYACAK AMA BİZİM ÇOCUKLARIMIZI DEVLET OKULLARINDA GERİCİ YAPILARA EMANET EDECEKSİNİZ”
Bu ülkenin çocuklarını kalabalık sınıflara mahkum edeceksiniz, bu ülkede çocuklar tuvalet musluklarından temiz olmayan suyu içmek durumunda kalacak, bu ülkede çocuklar açlık ve susuzluktan dersleri dinleyemeyecek olacak, bu ülkede öğretmen derse girdiğinde faturasını nasıl ödeyeceğini düşünecek, bu ülkede eğitim emekçisi her geçen gün mobbinge maruz kalacak ama sizin çocuklarınız yabancı okullarda, özel okullarda, yurt dışlarında okuyacak, ama bizim çocuklarımızı devlet okullarında dernek ve vakıf maskesi takmış gerici yapılara emanet edeceksiniz.
“ÇEDES PROTOKOLÜ HUKUKSUZDUR”
Okullarda dersi öğretmen verir, bu çok net. Okullarda dersi öğretmenler verir. Eğitimden bihaber, bu ülkenin geleceğini düşünmeyenlere, o karanlık düşlerine izin vermeyeceğiz. Kendileri bu ülkede bir nesil yetiştirme amacı güdebilirler ama bu ülkenin nesli Ata’sına söz verdiği gibi Cumhuriyet ışığında, Atatürk devrimleriyle bu dünyadaki her bir çocuğun hakkı olan bilimsel eğitimle eğitim alacak ve geleceğe umutla bakacak. Bakın ÇEDES Protokolü hukuksuzdur. Anayasa’mıza, yasalara açıkça aykırı. Laik ve bilimsel eğitime taban tabana zıttır. ÇEDES Protokolü tehlikelidir. Eğitim bilimiyle ilgili yeterliliklere sahip olmayan, pedagojik eğitimi olmayan, çocuklara nasıl yaklaşacağı üzerine eğitim almamış yetişkinleri okullara sokmak gelecekteki daha büyük travmalara zemin hazırlamaktır.
ÇEDES Protokolü aynı zamanda mantıksızdır. Çünkü bugün 1 milyon öğretmen zaten kamuda çalışmaktadır. 200 bin özel okullarda çalışmaktadır. Her yıl 100 bine yakın ücretli öğretmen alınıyor, maalesef asgari ücretin altında bir ücretle, emek sömürüsüyle. 1 milyona yakın atanamayan öğretmen arkadaşımız var. Yani, eğitim bilimi açısından ehliyete sahip olan 2 milyondan fazla bir ordu var. Başöğretmenimizin de söylediği gibi, cehaletle mücadele etmesi gereken bir ordu var. Cehaletle mücadele etmesi gereken bir ordu varken maalesef görüyorsunuz ki, kamu kaynaklarını keyfi kullanan, israf eden bir anlayış var. O nedenle ÇEDES Protokolü hukuksuzdur, tehlikelidir, mantıksızdır. Biz buradan çağrı yapıyoruz, okul yöneticilerinize çağrı yapıyoruz. Okulunuzun etrafındaki her şeyden siz sorumlusunuz. Gücünüzü koltuktan değil, koltuğunuzun arkasında duran Atatürk’ten alın ve cesur olun. Bu protokoller ile çocuklarımıza uzanmaya çalışan, eğitim biliminden bihaber, pedagojiden bihaber yetişkinleri okullarınıza sokmayın. Öğretmenlere sesleniyorum. Sizler eğitimcisiniz. Bir çocuğa nasıl yaklaşılacağını en iyi siz bilirsiniz.
“HİÇBİR PROJE, PROTOKOL YASALARIN, ÇOCUK HAKLARININ ÜZERİNDE DEĞİLDİR”
Velilerimize sesleniyoruz. Hiçbir proje, hiçbir protokolde çocuklarımızın manen ve fiziken uygulanmayacağı bir izin vermez. Hiçbir proje, hiçbir protokol yasaların, çocuk haklarının üzerinde değildir. O nedenle, sizin izin belgeniz olmadan, rızanız olmadan hiçbir çocuğumuzu alıp bir yere götüremezler. Gelin, çocuklarımıza sahip çıkalım. Gelin, geleceğimize sahip çıkalım. Bu protokolü hep birlikte reddedelim, Eğitim-İş kale gibi yanınızda olacaktır, söz veriyorum.”