Gıda Mühendisleri Odası: “Gıda Egemenliği İlkelerine Dayalı Bir Tarım Politikası Derhal Hayata Geçirilmelidir”
Ankara Deprem Dayanışma Platformu’ndan ‘Moloz’ Protestosu: “Çalışanların Ve Çevrenin Güvenliği Alınmadan, Moloz Kaldırma İşleminin Derhal Durdurulması Gerekir”
Ankara Zelzele Dayanışma Platformu, Hatay’ın Samandağ ilçesinde, sarsıntıda yıkılan binaların molozlarının yerleşim yerlerinin yakına ve tarım topraklarına dökülmesine reaksiyon gösterdi. İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Eş Lideri Fatin Kanat, “Böylesi büyük bir yıkım varken çadırları satan, yardım gereçlerini çalan, hayat alanlarını savunan insanların karşısına polisi, jandarmayı çıkaran bir sistem ile karşı karşıyayız. Bu sebeple tüm hassas insanları, toplumsal ve siyasi örgütleri, bölge halkına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Molozları ayrıştırma süreçleri yapılmadan, moloz kaldırma sürecinde çalışanların ve çevrenin güvenliği alınmadan, moloz kaldırma sürecinin derhal durdurulması gerekir” dedi.
Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların akabinde sendika, oda, dernek, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan 96 demokratik kitle örgütünün kurduğu Ankara Sarsıntı Dayanışma Platformu’nun üyeleri, bugün İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi önünde bir ortaya gelerek Samandağ’da zelzelede yıkılan binaların molozlarının yerleşim yerlerinin yakına ve tarım yerlerine dökülmesini protesto etti.
Samandağ’da molozların hayat ve tarım alanlarına dökülmesine karşı ‘Yaşam Nöbeti’ tutmaya başlayan yurttaşlara takviye veren protestocular, “Asbesti durdur, ömrü koru. Samandağ halkının 17. Hayat Nöbeti için yaptığı çağrıya ses veriyoruz” yazılı pankart açtı. Protestocular ismine konuşan İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Eş Lideri Fatin Kanat, şunları söyledi:
“ASBEST, SIRF İNSANLARI DEĞİL, BÖLGEDEKİ BÜTÜN ÖMRÜ ETKİLEYEBİLECEK KADAR TEHLİKELİDİR”
“Samandağ’daki ömür nöbetini selamlıyoruz. 6 Şubat’ta bir sarsıntı yaşadık. Çürümüş sistemde bir felakete uyandık ve bu felaket hâlâ daha sürüyor. Daha ölülerimizi alamadan enkaz kaldırma süreçleri başlatıldı. Daha yaralarımızı saramadan bizi tekrar ve tekrar felaketlerle burun buruna getirmeye devam ediyorlar. Samandağ’da çadırkentlerin ve yerleşim alanının çabucak yanına dökülen molozlar, zelzele felaketlerinin bir yenisi pozisyonundadır. Dökülen molozlardan yayılan asbest, sırf insanları değil, bölgedeki bütün ömrü etkileyebilecek kadar tehlikelidir. Bu tehlikeyi lisana getiren depremzede bölge halkı ise güç kullanılarak bölgeden uzaklaştırılmaya çalışılıyor.
“YAŞAM ALANLARINI SAVUNAN İNSANLARIN KARŞISINA POLİSİ, JANDARMAYI ÇIKARAN BİR SİSTEM İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bugün, Samandağ’da hiçbir önlem ve ayrıştırma süreci yapılmaksızın yerleşim alanlarına moloz dökülmesine karşı lokal halkın başlattığı Hayat Nöbeti’nin 17’nci günü. Samandağ’da ve başka bütün sarsıntı bölgelerinde, zelzeleden ağır kayıplar ile çıkmış, hayata tutunmaya çalışan ve yaşama sahip çıkan insanların yanında olduğumuzu ilan ediyor ve dayanışmamızı ve takviyemizi sürdürüyoruz. Böylesi büyük bir yıkım varken çadırları satan, yardım gereçlerini çalan, ömür alanlarını savunan insanların karşısına polisi, jandarmayı çıkaran bir sistem ile karşı karşıyayız. Bu sebeple tüm hassas insanları, işçileri, emekçileri, çevrecileri, bayanları, öğrencileri, sağlıkçıları, hukukçuları, toplumsal ve siyasi örgütleri, bölge halkına, zelzele mağduru insanlara sahip çıkmaya çağırıyoruz.
“MOLOZ KALDIRMA SÜRECİNİN DERHAL DURDURULMASI GEREKİR”
Molozları ayrıştırma süreçleri yapılmadan, moloz kaldırma sürecinde çalışanların ve çevrenin güvenliği alınmadan, molozların kaldırılacağı uygun alanlar belirlenmeden, insan ve çevre sıhhati öncelenmeden yapılan moloz kaldırma sürecinin derhal durdurulması gerekir. Mimarlık, inşaat mühendisleri, sıhhat ve kent odalarının ve mahallî halkın içinde yer aldığı ve kontrol yapan heyetlerin onayları ile moloz kaldırma süreçlerinin yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Samandağ ve bölge halkının yanındayız. Buradan ömür nöbeti tutanlara selam gönderiyoruz. Dayanışma yaşatır.”
