PORTA GAZİEMİR, 1 YAŞINDA
İMAMOĞLU, “ZOR ANINDA İBB YANINDA” KAMPANYASINI BAŞLATTI: “İBB’YE EL KOYMAYA KALKIŞIYOR OLABİLİRLER, LAKİN O KANUNSUZLUĞA ASLA FIRSAT VE GEÇİT VERMEYECEĞİZ”
Haber : OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, bayanlara ve dezavantajlı kümelere takviye olmak emeliyle “Zor Anında İBB Yanında” kampanyasını başlattı. İmamoğlu, “Kadınların yaşadığı yoksulluğa, şiddete, ayrımcılığa karşı asla duyarsız kalamayız. İBB olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna özel önem veriyoruz. Bayan yönetici ve çalışan sayısını, geçmiş yıllara oranla yüksek düzeylere çektik. Bir daha İstanbul’a ‘Erkekler Belediyesi’ kurdurtmayacağız. Bayanların ve erkeklerin eşit bir biçimde kenti yönettikleri, kente imkanlar sundukları, bir ortada konuşup, bir ortada düşünüp, bir ortada karar aldıkları bir belediye olacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi. O belediyeyi tekrar ‘erkekler belediyesine’ dönüştüremeyeceğini anlayanlar, belediyeye el koymaya kalkışıyor olabilirler. Lakin bu güler yüzüm, kendime olan inancımdan ve bu kentin 16 milyon insanına olan inancımdan; o kanunsuzluğa asla fırsat ve geçit vermeyeceğiz” dedi.
İBB, toplam 8 temada gerçekleştireceği “Zor Anında İBB Yanında” kampanyasını başlattı. Kampanya boyunca; “kadın”, “gençlik”, “kent yoksulluğu”, “yaşlılık”, “çocuk”, “engelli”, “defin hizmetleri” ve “kütüphane” başlıkları altında, dezavantajlı kümelerin ve bayanların hayatını kolaylaştıran tüm hizmetleri İstanbullularla paylaşılacak.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, kampanya kapsamında, Esenler Adem Baştürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kadın Forumu-Türkiye’de Bayan Olma Halleri” bahisli aktiflikte, farklı toplum kesitlerinden bayanlarla bir ortaya geldi. Enstitü İSMEK Forum Tiyatro kümesinin kısa oyunu ile başlayan aktiflik, iştirakçilerin kendi hayatlarında yaşadıkları zorluklardan söz ettikleri söyleşiyle devam etti. Kimi yaşanmış kıssaların anlatımı sırasında gözleri dolan İmamoğlu, aktiflikte bir de konuşma yaptı.
İmamoğlu şunları söyledi:
“HER 10 BAYANDAN 4’Ü, MESKENDE YALNIZKEN KOMBİYİ KAPATIYOR: Hem bayanların yaşadığı zorluklar üzerinden dokunuşlar oldu hem de onlara dönük tecrübelerini ve hayat tecrübelerini bizimle paylaşan hanımefendiler oldu. Biraz natürel kendimize getiren sesleri de duyduk. Bayan olmanın her zamankinden daha sıkıntı olduğu günler yaşıyoruz. Örneğin; neredeyse 10 bayandan 4’ü, meskende yalnızken, meskenin kombisini kapattığını söylüyor. Burada bile kalabalık bir formda, ‘evet’ sesleri duyuyorum. Bu, çok gerçek bir durum. Örneğin; her 10 bayanın 4’ü, çok acil bir durum yoksa ya da çok önemli bir ihtiyaç yoksa, geçinebilmek ismine meskenden dışarı çıkmamayı tercih ediyor. Kendi hayatından kısıtlıyor. Tekrar burada ağır bir biçimde, ‘Evet, ben de bunu yapıyorum’ diyen bayan seslerini ve bayan hislerini, ellerini kaldıran bayanları görüyorum. Mesela; 100 mesken bayanının 84’ü, ‘Son 6 ay içerisinde, kendi kıyafetim, kendi gereksinimim için alışveriş yapmadım’ diyor. Bu alışveriş tercihinin kendisi için yapamayan, hayatı kendisi için yaşamayan bayanlar var İstanbul’da.
ÜLKEYİ BU HALE GETİRENLERİN BAYANLARA ÇOK BÜYÜK BORÇLARI VAR: Herkes İstanbul’a varlıklı olma hayaliyle gelir. Lakin maalesef biz İstanbul’da böyle bir durumdayız. Maalesef ülkemiz, şu anda yoksullukla, fakirlikle ilgili büyük bir imtihan vermekte. Ülkeyi bu hale getirenlerin bayanlara çok büyük borçları ve mahcubiyetleri vardır. Bayanların yaşadığı yoksulluğa, şiddete, ayrımcılığa karşı asla duyarsız kalamayız. Bayanlara bütün bu süreçleri yaşatan aklın, kendi yetkilerini bayanlar için kullanmayıp, onlara hayatı zorlaştıran ve onların hayatlarını bazen çekilmez hale getiren yöneticilerin, bu ülkenin bayanlarına çok önemli borçları var. Tezle söylüyorum ki; bayanın ihtiyaçlarını, bayanın meselelerini, bayanın ekonomik olarak olsun, sosyolojik olarak olsun, ruhsal olarak olsun her türlü sorununu gören ve onlara çözüm üretmek için sıkıntılarla yüzleşen ve adımlar atan bir yönetimiz. Çünkü bayanlara karşı, bu kentin bayanlarına karşı kendimi mahcup hissetmek asla istemiyorum, asla. Şayet ben kendimi bayanlara mahcup hissedecek bir işin, bir hareketin, bir eksikliğin içerisinde olursam, inanın ki, ben kendimi, başta anneme, eşime, kızıma, kız kardeşime mahcup hissetmiş olurum.
KADIN BİR TOPLUMDA EŞİT DÜZEYE GELMİŞSE, O TOPLUM MEMNUNDUR: İBB olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna özel önem veriyoruz. Bayan yönetici ve çalışan sayısını, geçmiş yıllara oranla yüksek düzeylere çektik. Bu aslında bir zihniyet sorunu. Bayan, bir toplumda eşit düzeye gelmişse, o toplum memnundur. Bu kadar net. Bakın; bunu bazen inancımızla, bazen örf adetimizle -ki çoğu hurafe, gerçek değil- buralarla baskılayan, aşağı indirmeye çalışılan kavramlarla anlatmaya çaba eden beşerler var. Böyle şey olmaz. Olağan ki annelik kutsaldır. Lakin babalık da kutsaldır. Yani annelik-babalık kavramı üzerinden bayanları baskılayamazsınız. Böyle bir şey yok. Bayanların layık oldukları görevlere kesinlikle gelmeleri gerekiyor. Açık ve net söylüyorum: Görevim ne olursa olsun, bu sıkıntıya özenli bir davranışla hareket edeceğime, yaklaşacağıma ve bu toplumda bayanların eşitlenmesi için sonsuz mücadele vereceğime, hepinizin huzurunda, Esenler’de söz veriyorum. Bu ortada başta ben ve yönetici arkadaşlarım, bayanlara haklar ve imkanlar lütfeden beşerler değiliz; onu söyleyeyim. Gereğini yapıyoruz, eşitlik ismine olması gerekeni yapıyoruz.
CUMHURİYET’İN BAYANLARA KATMAK İSTEDİĞİ PAHALARA LAYIK OLMAMIZ LAZIM: Bu Cumhuriyet’in bayanlara katmak istediği pahalar ve vermek istediği hak, hukuk ve özgürlükler önemli. Bunlara layık olmamız lazım. Çok geciktik. Çok yeterli durumda olmalıydık. Bugün bu soruların birçoğunu konuşmuyor olmalıydık. Lakin inşallah bu an prestijiyle, biz 2023’ü bir eşik kabul ediyoruz. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında, bir sonraki yüzyıla bu mevzuda da kararlı bir millet olmalı ve bu ülkede yaşayan her bayanın eşit haklara, hürriyete, özgürlüklere ve ekonomik imkanlara sahip olduğu bir memleket var edecek günleri daima birlikte hazırlamalıyız. Hem bu güzel Cumhuriyet’e ve demokrasiyle taçlandıracağımız Cumhuriyet’imize, ikinci yüzyılına hem de Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e daima birlikte mahcup olmayız inşallah.
KANUNSUZLUĞA ASLA FIRSAT VE GEÇİT VERMEYECEĞİZ: Bir daha İstanbul’a ‘Erkekler Belediyesi’ kurdurtmayacağız. Bayanların ve erkeklerin eşit bir biçimde kenti yönettikleri, kente imkanlar sundukları, bir ortada konuşup, bir ortada düşünüp, bir ortada karar aldıkları bir belediye olacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi. O belediyeyi tekrar ‘erkekler belediyesine’ dönüştüremeyeceğini anlayanlar, belediyeye el koymaya kalkışıyor olabilirler. Fakat bu güler yüzüm, kendime olan inancımdan ve bu kentin 16 milyon insanına olan inancımdan; o kanunsuzluğa asla fırsat ve geçit vermeyeceğiz. Muhakkak hanelerimizden, mahallemizden, ailelerimizden, kentimizden, memleketimizden hak, hukuk ve adalet duygusu eksik olmasın. Allah, ülkemizi, kentlerimizi ahlak mahrumu, vicdan mahrumu, adalet mahrumu yöneticilerden korusun. Sizin dualarınız kabul olur. Yüzüncü yılda her şey çok güzel olsun.”
