KEMALPAŞALILAR, İLÇELERİNE HASTANE YAPILMAMASINA TEPKİ GÖSTERDİ
KOCAELİ’NDE RAPOR ALMAK İÇİN GİTTİĞİ HASTENELERDEN GERİ ÇEVRİLDİĞİNİ BELİRTEN YÜZDE 90 ENGELLİ TAŞÇI: “DOKTORA 40 TANE HASTA VERİRSEN OLACAĞI BU. AYRILAN VAKİTTE, ‘SAĞLIKTA İHTİLAL YAPTIK’ DEMEK LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLSİNİZ”
SEFA GARDİYANOĞLU
Kocaeli’de, yüzde 90 engelli raporu olan 61 yaşındaki Ali Taşçı, işitme aygıtına pil raporu almak için gittiği hastanelere “randevusu olmadığı” gerekçesiyle kabul edilmediğini söyledi. Taşçı, “Cumhurbaşkanımız, sıhhatte ihtilal yaptıklarını söylüyor. Hastanedeki hekimler cansiparane çalışıyor, bununla ilgili soru işaretim yok. Doktora 40 tane hasta verirsen olacağı budur. Ayrılan vakitte sıhhatte ihtilal yaptık deme lüksüne sahip değilsiniz” dedi.
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde yaşayan ve yüzde 90 engelli raporu bulunan 61 yaşındaki Ali Taşçı, kullandığı işitme aygıtına pil raporu almak için iki gün arka arda Kocaeli Devlet Hastanesi’ne gitti. Taşçı, hastaneye; “randevusu olmadığı” gerekçesiyle kabul edilmediğini tez etti.
Taşçı, bunun üzerine İzmit SEKA Devlet Hastanesi’ne gittiğini, tıpkı gerekçe ile bu hastaneye de kabul edilmediğini belirtti. Bu hastanede bir tabip ile görüştüğünü, doktora da yüzde 90 engelli olduğunu söylediğini aktaran Taşçı, randevusu olmadığı gerekçesiyle rapor talebinin reddedildiğini tabir etti.
Yaşadığı süreci ANKA Haber Ajansı’na anlatan Taşçı, şunları söyledi:
“Malum uzun vakittir hastanelerden randevu almakla ilgili sorun vardı. Engelli bireylerin önceliği olabileceği ile alakalı hekimden müsaade alarak muayene edilebileceği ile ilgili müspet bir durum oluştuğu söylendi. Bunun üzerine bir gün iki mevzu hakkında ilaç yazdırmak için hastaneye gittim. Biri kulak burun boğaz başkası de kalp damar bölümü. Kalp damar bölümüne gittim sekreter hanıma yüzde 90 engelli birey olduğumu ve randevu alamadığımı söyleyerek ‘muayene olabilir miyim’ diye sordum.
Doktor sağ olsun muayenemi yaptı. 12 tane farklı ilaç kullanıyorum. Kol kırılsın yen içinde kalmasın diye kendimi öne atarak Türkiye’de engellilerin karşılaştığı zorluklarla ilgili öncü olmak istiyorum. Bir vakitler sıhhatim yerindeyken engellilerin durumu benim de aklıma gelmiyordu. Lakin şu an ben de bunu yaşıyorum. Akabinde kulak burun boğaz bölümüne gittim. Burada sekreter randevuların dolu olduğunu söyledi.
Ertesi gün tekrar Kocaeli Devlet Hastanesi’ne gittim. Müthiş bir yoğunluk var. Başhekimliğe çıkmayı düşündüm lakin bir sürü insanın beklediğini görünce vazgeçtim ve ikinci defa hastaneden çıktım. İzmit Seka Devlet Hastanesi’ne geldim. Araca biniş, yürüme olayları eziyet çektiriyor. Burada davranış açısından kötü bir durumla karşılaşmadım ancak insani olarak beni gerçekten üzen bir kıssa. Sevim Aydınlı isminde bir hanımefendiye yüzde 90 engelli olduğumu, ayağımda protez olduğunu, antidepresan kullandığımı ve kulaklarımda sorun olduğunu ve pil raporu yazdırmak istediğimi söyledim. Bana, ‘amca randevu almayan hastaları muayene edemiyoruz’ dedi. Orada benimle birlikte dört kişi vardı bekleyen. Oradan boynu bükük halde ayrıldım. Giderken de ne yapabilirim diye düşündüm. Başhekim yardımcısına gittim ve ‘ben size artık ajitasyon mu yapayım nasıl anlatayım bilemiyorum’ dedim. Kocaeli Devlet Hastanesi’ne gittim olmadı ve günler geçti benim kulaklık pili almam gerekiyor dedim. Pürüz olayını ve protezimi gösterdim. Bana ‘muayenelerde çok sayıda hasta oluyor ve yetişemiyoruz’ dedi.
“İNSANLIK ÖLDÜ MÜ?”
Akşam Bakanımız Fahrettin Koca açıklama yapıyor. Hastanelerden randevu alan hastaların dörtte birinin randevuya gelmediğini söylüyor. Hatta o kadar hiddetlenmişler ki, randevuya gelmeyen hastaya tıpkı branştan 15 gün muayene olma talihi da verilmiyor. Buna karşın neden Sevim Aydınlı, ‘biraz otur amca bakalım biz de duruma, olabilir’ de diyebilirdi. İnsanlık öldü mü? Ben İzmit’te 25 yıl esnaflık yaptım. Yol yordamı, ne söyleneceğini bilen birisiyim. O gün Başhekim Yardımcısına ‘siz palavra söylüyorsunuz, sizi şikayet edeceğim’ dedim. Hasta sayısı az, söylendiği üzere değil. Ben şu an üstlendiğim görev manasında engelli bireylerin ve ailesinde engelli kimsesi olmayanların bizleri anlaması ismine elimden gelen çabayı göstereceğim. Sağ ayak serçe parmağımın bir adedini alınmış durumda, sol tarafta diz altı operasyonu geçirdim ve ampute edildim. Bununla birlikte şeker hastalığı bende ziyadesiyle tahribat yarattı. Gözümden iki ameliyat geçirdim. Bunlar ruhsal kasvetler da yaratıyor. Antidepresan kullanıyorum. Safra kesemde sorun var. Yaklaşık 5 ay önce kalp krizi geçirdim ve stent takıldı. Safra ameliyatımda 6 ay sonrasına ertelendi. Cumhurbaşkanımız, sıhhatte ihtilal yaptıklarını söylüyor. Bunu da toplumun kanıksadığını söylüyor. Bu gerçekten ismine layık bir kıymetlendirme değil. Hastanedeki tabipler cansiparane çalışıyor, bununla ilgili soru işaretim yok. Doktora 40 tane hasta verirsen olacağı budur. Benim üzere de bir hasta gelirse 3 buçuk dakika yerine 7 dakikada oradan çıkarım. Sebebi yürümeydi, görmeydi, kendini anlatmaydı. Algılarda da sorun var. Kendimi anlatabilmem ve beni anlayabilmesi için meşakkatler var. Hasebiyle ayrılan vakitte sıhhatte ihtilal yaptık deme lüksüne sahip değilsiniz. Sıhhatte ihtilal demekle neyin ihtilalini yaptığınızı izah edin topluma. Beni şüpheye düşüren bir şeylerin içerinde yaşadığım için inancımda zayıflık başladı. Hakkımı helal etmiyorum diyeceğim lakin bunlar haktan hukuktan anlıyorlar mı diye de düşünmüyor değilim.”
