CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Demokrasi Vakfı’nın düzenlediği Demokrasi Şurası’nda; “Demokratik ve özgür bir ülke mefkuresini gerçeğe dönüştürmek zorundayız. Böyle bir Türkiye mümkün… Bunları gerçekleştirmenin kolay olmadığını da biliyorum. Önümüze sürekli mahzurlar çıkaracaklar, yasa dışı yollara başvuracaklar, yargıyı sopa olarak kullanacaklar, TBMM’yi vesayet altına alacaklar; gazeteleri, televizyonları, binlerce trolleri aracılığı ile saldıracak, karalayacaklar; mücadele edeceğiz. Çünkü bu mücadele bir hak mücadelesidir. 3 Aralık’ta söyledim, yeniden söylüyorum. Bu ülke hak ettiği demokrasiye ya kavuşacak ya kavuşacak” dedi. Kılıçdaroğlu, “Bu bir maraton. Ve biz altı başkan, bu maratonun son metrelerini koşuyoruz” diye konuştu.

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Demokrasi Vakfı’nın İstanbul’da düzenlediği Demokrasi Şurası’na katıldı.

Toplantıya ayrıyeten; Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, UYGUN Parti TBMM Küme Lideri İsmail Tatlıoğlu, Saadet Partisi Genel Lider Yardımcısı Mustafa Kaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu, DÜZGÜN Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu, siyasi partilerin genel lider yardımcıları, milletvekilleri ve belediye liderleri katıldı.

“Hak, hukuk adalet” sloganları ile kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“HEP BİR ARADA ADALETİ, DEMOKRASİYİ ARIYORUZ: Mevlâna ile başlayayım sözlerime… ‘Adalet bir kutup yıldızı gibidir’ der, Hz. Mevlâna. ‘O yerinde sabit durur ve bütün kâinat onun etrafında döner.’ İnsanlık tarihi, adalet arayışı tarihidir. Bizler adaleti gerçekleştirmek için mücadele ediyoruz. Otoriter rejimler, adaletin ne kadar bedelli olduğunu hatırlatırlar. Ve adalet arayışımızı güçlendirirler. Daima bir arada adaleti, demokrasiyi arıyoruz.

ADALETİ DAİMA BİR ARADA SAĞLAYACAĞIZ: Bedeller ödendi. Ve ödenmeye de devam ediyor. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu, uzun süre mahpuslarda kaldı. Eren Fazilet, uzun süre mahpuslarda kaldı. Mustafa Balbay’dan tutun, Mehmet Haberal’a… İstanbul Vilayet Liderimiz Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Liderimiz; artık haksız bir halde yargılanıyor. Sanki onu siyaseten nasıl devre dışı bırakabiliriz, onun arayışları içindeler. Yalnızca bu kadar mı? Hayır. Bir şehit cenazesinde, bütün devlet protokolünün önünde; uzun süre linç teşebbüsü ile karşı karşıya kaldım. Uzun süre… Ancak hiçbir vakit, adaleti aramaktan bir milim bile geri adım atmadım. Yüreğinizde adalet yoksa, sizin topluma verebileceğiniz hiçbir şey yoktur. Topluma vereceğiniz temel ölçünün terazisi adalettir. Adaleti daima bir arada sağlayacağız.

MİLLETİMİZ ADALETE ERİŞEMİYOR: Açıkça konuşalım… Gerçekleri tüm halkımıza anlatalım. Milletimiz adalete erişemiyor. Türkiye’de adalete erişim, bir açlık-tokluk sıkıntısı haline gelmiştir. Türkiye’de adalete erişim; bir insan hakları sıkıntısı haline gelmiştir. Türkiye’de adalete erişim, artık bir ekonomik sıkıntıdır. Bir yanda hücrelerde tutulan politikler var. Bir yanda halkın seçtiği belediye liderlerini görevden alma çabası var. Öte yanda yeniden halkın seçtiği belediye liderlerini görevden alıp, yerine kayyım atananlar var. Öte yanda aç çocuklar, evsiz barksız beşerler, ödenemeyen kiralar, alınamayan etler sütler, dolmayan beslenme çantaları var. Bu büyük meseleler karşısında seslerini çıkaramayan yığınlar var. Öyle bir noktaya geldik ki sorun artık bir parti sorunu olmaktan çıkmış, sorun artık bir Türkiye problemidir. Bizi, altı başkanı bir ortaya getiren de sorunun Türkiye sorunu boyutuna ulaşmasıdır.

EN BÜYÜK AMACIM BU: Adalet bir demokrasi problemdir. Bu ülkede yaşayan herkesin; kimliği, inancı ne olursa olsun, bayanın erkeğin, başı açığın başı kapalının, ailenin, bekarın… Yani herkesin fakat herkesin barış ve huzur içinde yaşadığı bir ülke hayal ediyorum, en büyük gayem bu. Huzurlu bir ülke hayal etmek. Ve o ülkenin caddelerinde, sokaklarında gezerken; hiç tanımadığımız beşerlerle gülümseyerek selamlaşmamız… Parklarında çocuklarımızın sevgiyle oynadığı, annelerinin çocuklarını sevgiyle yatağa yatırdığı bir Türkiye. Üniversitelerde özgürce araştırmanın yapılmadığı, hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü, mahpusa atılmadığı bir Türkiye istiyoruz. Böyle bir Türkiye, 21. yüzyıla yakışan bir Türkiye olabilir. Kanunların adil olduğu, kanunlar önünde herkesin eşit muamele gördüğü bir ülke.

NEDEN BAŞARMAYALIM?: Biz bunları neden başarmayalım? Eşitliği yalnızca insan hakları bağlamında söylemiyorum. Demokrasi yalnızca insan hakları değildir. Demokrasi birebir vakitte eşit fırsatlarla olur. Eşit fırsatlar da temel insan hakkıdır. Bu ülkede eşit fırsatlar yok. 21. yüzyıl Türkiye’sinde; işsizliği, yoksulluğu derinden yaşayan, elektriği kesilen, internete erişemeyen milyonlarımız var. Açıkça söz edeyim… Orta sınıfı yok ettiler. Ya çok zenginsin ya da hiçbir şeyin yok.

BÖYLE BİR TÜRKİYE MÜMKÜN: Oysa birlikte yaşadığımız, demokratik ve özgür bir ülke ülküsünü gerçeğe dönüştürmek zorundayız. Birebir vakitte gelirin de daha eşit paylaşılması gerektiğine inanıyorum. Çok rahat söz edeyim ki… Böyle bir Türkiye mümkün…

SALDIRACAK, KARALAYACAKLAR; MÜCADELE EDECEĞİZ: Lakin bu sürecin, bunları gerçekleştirmenin kolay olmadığını da biliyorum. Önümüze sürekli maniler çıkaracaklar, mücadele edeceğiz. Yasa dışı yollara başvuracaklar, mücadele edeceğiz. Yargıyı sopa olarak kullanacaklar, mücadele edeceğiz. TBMM’yi vesayet altına alacaklar, mücadele edeceğiz. Gazeteleri, televizyonları, binlerce trolleri aracılığı ile saldıracak, karalayacaklar; mücadele edeceğiz. Çünkü bu mücadele bir hak mücadelesidir. 3 Aralık’ta söyledim, tekrar söylüyorum. Bu ülke hak ettiği demokrasiye ya kavuşacak, ya kavuşacak….

KİRLİ SERMAYENİN DEVLETE 418 MİLYAR DOLAR BORCU VAR, BUNU DEFTERE YAZDIK: Türkiye’de demokrasinin en büyük sorunlarındın biri de beşli çetelerdir. Bunların sayıları beşten çok daha fazla. Çetelerin, kirli sermayenin devlete 418 milyar dolar borcu var, bunu deftere yazdık. O kirli paraların tamamını tahsil edeceğiz. O para ile devleti ve demokratik kurumları onaracağız. Kimilerini yine inşa edeceğiz.

ZOR OLACAK. LAKİN BAŞARACAĞIZ: Bugün size adil bir toplum inşa etmenin kolay olduğunu söylemeyeceğim. Güç olacak. Lakin başaracağız. Önemli olan zati zoru başarmaktır. Bugün bu mefkurelerle ne yazık ki taban tabana zıt olan ülkemizin en karanlık anlarını yaşıyoruz. Geçmiş daha mı parlaktı? Değildi. Demokrasi daima hor görüldü. Demokrasi o vakit postalların altında ezildi. Bugün kirli sermayenin altında eziliyor. Menderes, Kuvvetli ve Polatkan’ı idam ettiler. Seviniyordu o vakit birileri. Bugün de diğer zalimler seviniyor. Fakat biz demokratlar; hiç bitmedik, hiç azalmadık.

ARTIK BU HENGAMEYİ BİTİRECEĞİZ: Şimdi yapmamız gereken son bir şey kaldı. Helalleşmek. Ve artık bu ülkenin bedel ödemesini bitirmektir, asıl gayemiz. Ve artık bu hengameyi biz bitireceğiz. Darbeciye darbeci diyeceğiz. İster eskisi olsun, ister bugünün olsun; kötü olana da kötü diyeceğiz.

BİZ ALTI BAŞKAN, BU MARATONUN SON METRELERİNİ KOŞUYORUZ: Ama dostlar, şunu da hatırlatmama müsaade verin: Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden önceki andır. Unutmamak lazım ki, bu bir yüz metre koşusu değildir. Bu bir maraton. Ve biz altı başkan, bu maratonun son metrelerini koşuyoruz. Siz daima mücadele ettiniz. Bu defa yalnız değilsiniz. Biz de sizlerle bir arada koşuyoruz. Birlikte koşacağız, mücadele edeceğiz.

KALPLERİMİZDE NEFRET YARATMALARINA ASLA MÜSAADE VERMEYECEĞİZ: Saraylılar karşısında umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Lakin muhakkak kızgınlığımızın bizi ayrımcı, ötekileştirici yapmasına da müsaade vermeyeceğiz. Çünkü adalet istiyoruz. Bizleri değiştirmelerine ve kalplerimizde nefret yaratmalarına asla müsaade vermeyeceğiz.

BİZİ KİMSE DURDURAMAYACAK: 19 Mart 2020’de Cumhuriyet Gazetesi’ne bir yazı yazmıştım. ‘Dünyanın bütün demokratları birleşin’ demiştim. Bunu Avrupa’ya gittiğimde de söylemiştim. Dünyanın bütün demokratlarının birleşmesi lazım artık. Demokrasi kadar bedelli bir kavramı, hayat şeklinin olmadığını tabir etmiştim. İdeolojiler farklı olabilir; inançlar, kıymetler farklı olabilir. Fakat adil ve kapsayıcı bir ülke ve demokrasi hepimizin ortak hayali. Bundan dolayıdır ki bizi kimse durduramayacak. Değişimi birlikte getireceğiz, birlikte hayata geçireceğiz.

İlgili Haberler

MUAZZEZ ORHAN IŞIK GAZETECİLERE YÖNELİK ARTAN SALDIRILARI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

Birlik Sağlık-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Ayşegül Karaca: “Şiddetle Mücadele İçin Öncelikle Cinsiyet Ayrımcılığını Ortadan Kaldıracak Etkin Politikalar İzlenmeli Ve Kanunlar Çıkartılmalıdır”

Tbmm Başkanvekili Biçer Karaca: “Can Atalay’ın Derhal Tahliye Edilerek Hataylı Yurttaşların Temsili İçin Parlamentoya Dönmesi Gerekmektedir”